Paylaş
Peygamberimizin oğlu İbrahim’in vefatı
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Hz. Peygamber’in Oğlu İbrahim’in Ölümü
Peygamberimiz’in (s.a.v.) oğlu İbrahim ne zaman kaç yaşında vefat etmiştir
İbrahim, Peygamberimizin Mısırlı Mâriye’den doğma oğludur. Dünyaya geldiğinde Peygamberimiz çok sevinmiş ve yaşadığı sürece onunla yakından İlgilenmiş, bir babanın çocuğuna gösterebileceği şefkatin en ileri derecesini göstermişti. İbrahim 18 aylık iken hastalandı. Mâriye ve İbrahim, Medine civarında bir bağ evinde kalıyorlardı. Bu sırada Peygamberimiz oraya gidip oğlunu kucağına almış ve onu son defa şefkatle bağrına basıp Öpmüştü ve merhamet dolu gözyaşlarını tutamayarak “Allah’ın takdiri karşısında elden ne gelir ey İbrahim!” demişti. Sonunda İbrahim ruhunu teslim edince Peygamberimizi gözleri yaşlı bir hâlde gören Abdurrahman b. Avf:
-Sen de mi ey Allah’ın Rasûlü? dedi. Hz. Peygamber de şu cevabı verdi:
-Göz yaşarır, kalp mahzun olur. Biz Allah’ın rızasına uygun olmayan bir söz söylemeyiz. Ey İbrahim! Senin Ölümün sebebiyle derin bir üzüntü içindeyiz. Bu, Allah’ın bir emri olmasaydı, vâde dolmuş bulunmasaydı, sonra gelenler öncekilere kavuşmayacak olsaydı senin Ölümüne daha çok üzülürdük oğlum!
Öte yandan, Peygamberimizin gözlerinde yaşlar olduğunu gören bazı sahabiler bunu kendilerine yasaklamış olduğunu hatırlatınca da şöyle buyurdu:
-Ben üzülmeyi yasaklamış değilim. Bağıra, çağıra feryat ederek, dövünerek ağlamayı yasakladım. Bende gördüğünüz göz yaşları kalpteki sevgi ve acımanın eseridir.
İbrahim’in naşı mezarlığa götürüldü, Peygamberimiz namazını kıldı. Kabre defnolundu, sonra üzerine su döküldü, bilinmesi için de bir nişan konuldu. Bu sırada güneş tutulunca ashab bunu “güneş de mateme iştirak ediyor” diye yorumlamak isteyince Hz. Peygamber, güneş ve ayın Allah’ın yüce kudretine delil olan âyetlerinden olduğunu, ilâhî kanun gereğince zaman zaman tutulduklarını, böyle olayların °len bir fânî ile ilgisi olmadığını açıkça belirtti.
Peygamberimizin Hayatını OKU
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Rasulullah (sav)’in oğlu İbrahim Mısırlı Mariye’dendir. İbrahim doğduğu sırada Rasulullah (sav) çok sevinmiş ve bir babanın evladı ile ne kadar ilgilenmesi gerekiyor ise Rasulullah (sav) oğlu İbrahim’e bu ilginin fazlasını göstermiştir. İbrahim henüz 1.5 yaşında iken hastalanmış. Rasulullah (sav) hastalandığı yere son bir defa oğlunu görmeye gitmişti. İbrahim vefat etmiş ve Rasulullah (sav) hüzünlenmiş ve gözlerinden yaş dökülmüştür. Ashab bu durumu görmüş ve Rasulullah (sav)’e gelerek bize cenaze arkasından ağlamayı yasakladın demişlerdir. Rasulullah (sav)’de ben size ağlamayı değil, cenaze arkasından feryat figan etmeyi bağırmanızı yasakladım demiştir. İbrahim öldüğü vakit güneş tutulmuştu. Ashab bu olayı güneşin matemi olarak yorumlamıştı. Rasulullah (sav) güneş ve ayın Allah’ın yüce kudretine delil olan âyetlerinden olduğunu, ilâhî kanun gereğince tutulduklarını, böyle olayların ölen ile ilgisi olmadığını açıkça belirtmişti.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) oğlu İbrahim, Hicretin 8. yılında, Medine’de doğdu. Annesi Hz. Mariye’dir. Hz. İbrahim, çok sevimli ve güzel bir çocuktu. Hz. Muhammed (s.a.v.) onu çok severdi.
Hicretin 10. yılında, Hz. İbrahim 16 aylıkken hastalandı ve vefat etti. Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Hz. Mariye bu duruma çok üzüldüler. Hz. İbrahim’in cenazesi Baki Mezarlığı’na defnedildi.
Hz. İbrahim’in vefatı, Hz. Muhammed’i (s.a.v.) derinden etkiledi. Hz. İbrahim’in vefatından sonra Hz. Muhammed (s.a.v.)’in “Oğlum İbrahim’e ağladım. Gözlerim yaşardı. Kalbim hüzünlendi. Fakat Allah’ın rızasına karşı gelmekten de kaçındım.” dediği rivayet edilir.
Hz. İbrahim’in vefatı, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberliğinin bir mucizesi olarak da kabul edilir. Çünkü Hz. İbrahim’in vefatından önce Hz. Muhammed (s.a.v.)’e “Oğlun İbrahim ölecek.” diye vahiy gelmişti. Bu vahiy gerçekleşti ve Hz. İbrahim vefat etti.
Hz. İbrahim’in vefatı, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sabrını ve teslimiyetini de gösteren bir olaydır. Hz. Muhammed (s.a.v.), en sevdiği oğlunu kaybetmesine rağmen Allah’a (c.c.) tevekkül etti ve rızasına razı oldu.