Paylaş
Peygamberimizin vefatı kısaca özeti
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
HZ. MUHAMMED’İN VEFATI
Alemlere rahmet olarak gönderilen ve hatemul enbiya olan Hz.Muhammed’in (s.av.) bu fani dünyadan ayrılışından / vefatından bahsedeceğiz.
Eğer dünyada ebedi kalacak birisi olsaydı her halde bu kimse, Hz.Muhammed (s.av.) olurdu. Halbuki O da vefat etmiştir. Nitekim Mekkeli müşrikler, kendilerini şu sözlerle teselli ediyorlardı: Hz Muhammed, (s.av.) yakında ölecek, böylece davası bitecektir. Onların bu sözleri üzerine “(Ey Muhammed!) Senden önce hiçbir insana ebedi hayat vermedik, Sen ölürsen, onlar bâki mi kalacaklar? (Onlar da öleceklerdir).”[1] ayet-i kerimesi ile her canlının ölümü tadacağını ve sonunda Allah’a döndürüleceği bildirilmiştir.[2]
Hac dönüşünde Uhut şehitlerine dua etmiş ve sonrasında şöyle demişti: “Ben sizin Kevser Havuzuna ilk erişeniniz olacağım. Sizin İslâma hizmetlerinize şahadet edeceğim. Vallahi şu anda Havzımı görüyorum. Yine şu anda bana yer hazinelerinin anahtarları verildi. Vallahi ben vefatımdan sonra sizin Allah’a ortak koşmanızdan endişe etmiyorum. Yalnız sizin (dünyaya olan ihtirasınız sebebiyle) dünya hakkında yarışacağınızdan korkuyorum.” [3] Yine “Ey insanlar! Bilesiniz ki ben de ancak bir insanım. Çok sürmez, yüce Rabbimin elçisi bana gelecek, ben de onun davetine icabet edeceğim.”[4]buyurarak ahiret yolculuğuna işaret etmiştir. Medine’de vefat edeceği haberi duyulunca, mescitte O’nun için ağlayanlara: “Ey insanlar! Bana bildirildiğine göre sizler benim vefat edeceğimden korkuyormuşsunuz. Benden önce gönderilip ümmeti içinde kalmış bir peygamber var mıdır ki, ben de sizinle daim kalayım. İyi biliniz ki, ben Rabbime kavuşacağım. Sizler de O’na kavuşacaksınız.”[5] diyerek, bu dünyada ölümün muhakkak olduğunu bildirmiştir.
8 Haziran 632 pazartesi sabahı kuşluk vaktinde 63 yıllık bir ömrün sonunda elini yukarı kaldırarak üç kere parmağı ile işaret edip; “Refik-i âlâya- en yüce dosta”[6] diyerek Aziz ruhu Rabbine kavuşmuş oldu. Peygamberimizin vefatından dolayı Medine’de meydana gelen matem havasını, O’nun biricik kızı Hz. Fâtıma’nın şu sözleri çok güzel özetlemiştir: “O gün gökyüzünün ufukları bozardı. Günün ortasında güneşin aydınlığı köreldi. İkindi vaktinde kâinatı karanlık içinde bıraktı. Peygamberin vefatından sonra yeryüzü O’na üzüntüsünden bir kum yığını haline geldi. Artık şimdi doğunun batının şehirleri O’na ağlasın. Mudar ve Yemen’in bütün kabileleri matem tutsun.”[7] Evet Peygamberimiz vefat etti. Fakat O’nun getirdiği İslam dini kıyamete kadar yaşayacaktır. O’nun miras olarak bıraktığı Kur’an-ı Kerim, insanlığı aydınlatmaya devam edecektir. Müslümanların O’na olan sevgisi, mübarek vücudunun bulunduğu münevver Medine’yi ziyaret etmek ve O’na salavat getirmek suretiyle kıyamete kadar sürecektir.
Bize düşen Hz. Peygamberimizin veda haccında söylediği; “Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emanetler; Allah’ın kitabı Kur’an ve O’nun Peygamberinin sünnetidir.”[8]emrine uymaktır.
BENZER KONULAR:
- Peygamberimizin annesinin vefatı kısaca
- Peygamberimizin oğlu İbrahim’in vefatı
- Hz. Muhammed’in (s.a.v.) vefatının Müslümanlar üzerindeki etkileri
- Peygamberimizin (s.a.v) yol arkadaşlarına ne ad verilir, Efendimiz’in (s.a.v) bir kaç yol arkadaşı hakkında araştırma yapınız.
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Peygamberimiz (sav)’in vefatını kısaca araştırdığımız zaman karşımıza şöyle bilgiler çıkmaktadır;
Rasulullah (sav) veda haccı dönüşünde Uhut şehitlerine dua etmiş ve sonrasında şöyle demişti: “Ben sizin Kevser Havuzuna ilk erişeniniz olacağım. Sizin İslâma hizmetlerinize şahadet edeceğim. Vallahi şu anda Havzımı görüyorum. Yine şu anda bana yer hazinelerinin anahtarları verildi. Vallahi ben vefatımdan sonra sizin Allah’a ortak koşmanızdan endişe etmiyorum. Yalnız sizin (dünyaya olan ihtirasınız sebebiyle) dünya hakkında yarışacağınızdan korkuyorum.”
Rasulullah (sav) 8 Haziran 632 pazartesi sabahı kuşluk vaktinde 63 yıllık bir ömrün sonunda elini yukarı kaldırarak üç kere parmağı ile işaret edip; “Refik-i âlâya- en yüce dosta” diyerek Aziz ruhu Rabbine kavuşmuş oldu.