Piskopos kimdir, Piskopos ne anlama gelir?

Piskopos isminin tarihçesi ve görevleri

Bu sözcüğün aslı Yunanca “episkopos”tur ve kontrol eden, gözeten anlamına gelmektedir. Bu kelime bazen putperest cemaatler tarafından temsilci ya da vekil demek olan ebinlitis kelimesinin eş anlamlısı olarak da kullanılmıştır. Mesih aleyhisselam döneminde piskoposluk sistemi yoktu. Bu düzen, ikinci asırda M. 130-150 yılları arasında ortaya çıktı. Hıristiyanlara göre, piskoposluk papaz mertebesinden yukarıda, patrik ve metropolit mertebesinin altındadır. Kutsal Kitap Ansiklopedisi’nin bildirdiğine göre, Seb’ini çeviride bu kelime, kilise ya da ordular hakkında gözetmenler, kontrol ediciler veya vekil (gözetleyici, bekçi) anlamında kullanılmıştır. Yine ansiklopedinin değindiğine göre, piskopos kelimesi klasik Yunanca’da da kullanılmıştır. Zira bu sözcüğü Homeros tanrılarla ilgili hususlar hakkında İlyada’da kullanmış tır. Atina’da da bu sözcük fethettikleri ülke yöneticileri hakkında kullanılırdı.

Avat Sem’an da Mosihim’in Kilise Tarihi adlı eserinden naklen şunları kaydetmektedir: “Hıristiyan rasullerin birinci kuşağının ölümünden senelerce sonra çok sayıda din adamı, kendilerine akıllılığı, takvası ve zekâsıyla ün kazanmış bir başkan görevlendirmeyi uygun buldu. Bu başkanın görevi, aralarında iş bölümünü gerçekleştirmek ve saflarını birleştirmek olacaktı. Yalnızca bu kişiye piskopos adını verdiler, kendileri için de papaz lakabını kullandılar. Böylelikle piskopos, görevleri belirleme, maaşları verme ve hataları düzeltme görevini yerine getiren papazların başkanı oldu.”

Buradan, Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde piskopos ile papaz arasında bir fark gözetilmediği ortaya çıkmaktadır. İşte Ortodoks rahibi Miskin Metta’nın Kilisenin Bağışları adlı eserinde şu sözleriyle işaret ettiği de budur: “Zamanla papazlar arasından, başlarına geçecek birini görevlendirmek kaçınılmaz oldu. Başa geçirilen bu kişinin de yüksek düzeyde kontrol gibi özellikleri ortaya çıktı. Bu sebeple, yalnızca onun için özel olarak piskopos lakabı kullanıl di. Piskopos kelimesi bu tarihten itibaren papazdan daha üstün bir anlam ka zanmaya başladı. Zamanla da bütün kilisenin başı olması itibariyle piskopos, papazdan ayrıcalıklı uzmanlıklara sahip oldu. Ancak işin başında papaz ile piskopos kelimeleri arasında hiçbir ayrım bulunmamaktaydı.” Bu açıklamaları, Katolik tarihçi Gerome’nin (M. 420) şu sözleriyle vurguladığı anlama dayanmaktaydı: “Eskilere göre, papaz ile piskopos aynı şeydir. Fakat tedrici olarak papazlar arasında anlaşmazlıklar ortaya çıkınca, bu sefer liderlik tek bir kişiye verildi ve yalnızca ona piskopos denildi.”

Aynı kelime bizzat Mesih aleyhisselâm’a işaret etmek üzere Yeni Ahit’te bir defa kullanılmıştır: “Sizler yolunu şaşırmış kuzular gibiydiniz. Fakat şu anda çobanınız ve piskoposunuz olan kimseye geri döndünüz.”

Pavlus’un Mektupları’nda bu kelime yaşlı (pir) anlamında ya da papazla eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Romalı Eklimendes, Iryanus, Antrozous ve altın ağızlı Yuhanna şöyle demektedirler: “Pirler eskiden piskopos olarak, pis koposlar da pir olarak adlandırılırdı.” Fakat Oxford’dan Hats ve Berlin’den Harnat gibi bazı kimseler, pirlerin kilise düzeni ve yasasının uygulanmasın dan sorumlu oldukları, piskoposların da kiliseyi korumak, öğüt vermek ve ibadetten sorumlu oldukları esasından hareketle her iki kavram arasında ay rim yapmaktadırlar. Gerçekte ise, kilise daha sonraları din adamları düzeni ne (hiyerarşisine) girmiştir. İlk başlarda piskopos kelimesiyle pir (ileri gelen yaşlı) kelimesi eş anlamlıydı. Çünkü Pavlus, bu kelimeyi Yahudi konsillerinde bulunan anlamından hareketle kullanmıştı. Hatta – mesela- başka işlerle bağlantısı bulunmayan bir aile babası olması, güzel bir ününün bulunması. bunların yanında da öğretebilecek güce sahip olması gibi, yaşlıların (pirlerin) başındaki şahısta bulunması gereken şartları da oradan almış ve bunları pis koposun görevleri arasında saymıştır.

Bilimsel Sosyalizm: Saint Simon, Lois Plane, Robert Aden ve başkalarını dile getirdikleri ve Marks’in, idealist (hayali) adını verdiği sosyalizme bir tepki olarak 19. asırda çağrıda bulunduğu, ekonomik ve siyasal bir akımdır. Marks’a göre, sosyalizm kabul ya da reddedilebilecek bir mesaj değildir. O, zorunlu bir aşamadır. Bireylerin karşı duramayacakları ya da yolunda engel teşkil edemeyecekleri yasalara tepkiye bağlı olarak Kapitalizm kaçınılmaz olarak ona varacaktır. Bu ise, tarihin doğru olmadığını ispatladığı bir husus tur. Çünkü ortada İngiltere gibi Marks’in sosyalizme döneceği kehanetinde bulunduğu kapitalist birtakım devletler vardı. Halbuki onun bu kanaati boşa çıkmış ve bunlar sosyalizme geçmemişlerdir. Aksine, sosyalizmin kendisi yi kılıp gitti ve uygulandığı ülkelerde izlediği yoldan uzaklaştı.

Marks, bireylerin karşı çıkamayacağı ya da yolunda duramayacağı kaçınılmazlık adını verdiği yasalara verilen tepkilere dayanarak bu teorisini kurmuştur. Bilimsel sosyalizm aynı zamanda Marksizm diye de adlandırılır, Tekâmülcü ya da demokratik sosyalizmin yanı sıra, sendikal sosyalizm ve Hıristiyan sosyalizmi de buna karşı çıkmıştır. Kaynak: Çağdaş inançlar ve düşünceler ans

BENZER KONULAR:

• Hz. İbrahim’in Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam için önemi nedir?
• Hristiyanlık dersi vermek
• Hristiyanlıkla İlgili bi siteye girmek imana zarar verir mi
• İslam Hristiyanlık ve Yahudilik arasındaki farklar
• Hristiyanlıkta hac ibadeti
• Tümünü görüntüle.