Paylaş
Rabbena duaları arapça ve anlamları
Question
RABBENÂ DUALARI
ربنا آتنا في الدنيا حسنة وفي اللآخرة حسنة وقنا عذاب
النار
Rabbenâa êtinâ fiddünyâ hasenetev ve fil êhireti hasenetev ve kiná azâbennâar. “Ey Rabbimiz, bize dünyada ve âhirette iyi hâl ver ve bizi o ateş azabından koru.”
ربنا اغفر لي ولوالدي وللمؤمنين يوم يقوم الحساب Rabbenağfirlii ve livâlideyye ve lil mü’miniyne yevme yekuumül
hisaab* Ey rabbimiz, hesab günü geldiği zaman bizi mağfiret et. Anne ve babamı ve müminleri de mağfiret et.
اللهم إني أعوذ بك من عذاب جهنم وأعوذ بك من عذاب القبر وأعوذ بك من فتنة المسيح الدجال وأعوذ بك من فتنة المحيا والممات
“Allâahümme innii eûzü bike min azâabi cehennem ve eûzü bike min azâabi’l-kabri ve eûzü bike min fitneti’l mesiyhi’d-deccâal ve eûzü bike min fitneti’l-mahyâa ve’l memaat.”
Allah’im, Cehennem azábindan, kabir azabindan, deccalin
fitnesinden, hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınıyorum.”
Abdullahi’ bni Abbas (r.a.). Peygamber Efendimizin bu duâyi Kur’ân-ı Kerim’den bir sûreyi öğrettiği gibi tâlîme çalıştığını rivâyet buyurmuşlardır. Resûlüllah Efendimiz’den, tavsiye edilen başka duâlar da mevcuttur.
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Elbette, işte bazı Rabbena dualarının Arapça metinleri ve anlamları:
رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ.
Anlamı: “Ey Rabbimiz! Benim ve anne-babamın ve inananların günün hesap görüldüğü günde bağışlama yap.”
رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ.
Anlamı: “Ey Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru.”
رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً ۚ إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ.
Anlamı: “Ey Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi saptırma ve bize katından bir rahmet bağışla. Şüphesiz, sen çok bol ihsan edensin.”
رَبَّنَا إِنَّكَ جَامِعُ النَّاسِ لِيَوْمٍ لَّا رَيْبَ فِيهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ لَا يُخْلِفُ الْمِيعَادَ.
Anlamı: “Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen, insanları mutlaka bir araya toplayacağın gün için hiç şüphe yoktur. Muhakkak ki Allah, vaadini yerine getirmez.”
رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَا إِن نَّسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا ۚ رَبَّنَا وَلَا تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِنَا ۚ رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلْنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهِ ۖ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا ۚ أَنتَ مَوْلَانَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ.
Anlamı: “Ey Rabbimiz! Eğer unutursak veya hata edersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bize, daha öncekilere yüklediğin gibi ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Taşıyamayacağımız şeyi bize yükleme. Bizi bağışla, bize acı, bize merhamet et. Sen bizim Mevlâmızsın, bu yüzden kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”