Paylaş
Rahmet ve merhamet ne demek
Question
RAHMET/MERHAMET
rahmet ve merhamet arasındaki fark
Biraz aşağıda ihsan kavramı üzerinde dururken bunun bir açıdan Allah’la birliktelik şuuruna kavuşmak olduğu görülecektir. Bu anlamda ihsan mertebesini yakalamış bir müslümanın varlığa bakışına yön veren temel değerlerden biri, belki de başta geleni merhamettir Rahmet ve mer hamet, Yaratıcı’nın Rahmân sıfatının bir tecellisidir.
Rahman Allah’ın, bütün yarattığı varlıklar için sonsuz lütfunu, kere mini ve özellikle de sevgisini ifade eden bir kavramdır. Kur’an’da bu ma nada Allah’ın rahmeti kendi üzerine farz kıldığı, yani tasarruflarında mer hametin öncelikli ve esas olduğu, bunun doğal sonucu olarak rahmetinin bütün varlık alemini kuşattığı belirtilir: Bir hadisinde Hz. Peygamber ise Allah’ın rahmetini yüz parçaya ayırıp birini yer yüzüne yönelttiğini, geriye kalan 99 parçayı ise ahiret hayatı için muhafaza ettiğini dile getirmiştir.
Allah “rahmân” sıfatının tecellisi olarak Hz. Muhammed’i âlemlere rahmet olarak göndermiştir.”Hz. Peygamber de “Ben rahmet peygam beriyim” derken zaten bunu kastetmektedir! Hz. Peygamber’in rahmet elçisi olarak gönderilmesini, uzunca bir süre kuraklıktan kavrulan çöle birden yağmurun inmesine benzeterek açıklayabiliriz. Nasıl ki, kuraklık tan kavrulan bitkiler ve aralarında insanların da bulunduğu bütün canlı lar için bu yagmur özlemle beklenen bir rahmet ise, Hz. Muhammed de kan davalarıyla nefret anaforunun içine sürüklenmiş, şirkle bütün temel degerleri yozlaşmış; zengin-fakir, kadın-erkek, hür-köle, güçlü zayıf iki lemleri sonucu mağduriyet psikolojisinin yaygınlaştığı bir dünyaya bütün bu sıkıntıları aşmak için gönderilen bir rahmet elçisi olmuştur. Gerçekten de Hz. Muhammed, köleyi ezilmişlikten, kadını horlanmaktan, günahsız luz çocuklarını diri diri topraga gömülmekten, yetimi itilip kakılmışlıktan. fakir fukaralik milletinden, mutekebbiri kibir illetinden, adaleti zulmün
715
pençesinden kurtarmak suretiyle kelimenin tam anlamıyla rahmet oldu gunu göstermiştir.
Rahman sifatının bir diğer tecellisi olan merhamete gelince, bu esa sen Allah’ın insanların içine koydugu bir iyilik aracı olup asıl amaç muhtaç ve çaresizlere yardım edip sıkıntılarını gidermektir. Bu açıdan bakaldigin da bir kimseye acıyan kişi, eger bu acımanın verdigi elemden kendisini kurtarmak ve rahatlamak için ona yardım ederse merhamette kemale ulaşmış sayılmaz; çünkü merhamette kemal, kişinin kendisini degil muh taç ve çaresiz olanı rahata kavuşturmayı amaçlamasıdır.
Bazı ayetlerde merhamet kavrami insanlar arasındaki acıma duy gusunu ve bu duygudan kaynaklanan iyiliği ifade etmektedir. Mesela Hz Peygamber’in müminlere karşı çok şefkatli ve merhametli olduğu yine Resûlullah’ın ve müminlerin birbirlerine karşı merhametli, inkarcılara karşı sert ve tavizsiz oldukları Allah’ın karı-koca arasına sevgi ve mer hamet koyduğu bildirilmekte, evlatlara yaşlı ana babalarının üzerine merhamet kanatlarını germeleri emredilmektedir. Hadislerde de rah met ve merhamet hem Allah’ın kullarına lütuf ve ihsanı hem de insanların birbirlerine ve diğer canlılara karşı şefkat, ilgi ve yardımları için kullanil maktadır.
Gerek Kur’an’da gerekse hadislerde başka ifadelerle de insanlar bir birlerine ve diğer canlılara şefkat ve merhamet göstermeye teşvik edil miştir. Özellikle Mekke döneminin ilk yıllarında zenginlik, asalet gibi mad di ve dünyevi imkânların en yüksek değer ölçüsü olarak kabul edildiği. aciz ve kimsesizlere karşı ilgisizlik ve acımasızlığın hüküm sürdüğü bir or- tamda inen ayet ve sürelerde ağırlıklı olarak Allah’ın birligi kudreti ve l0- tufkårliğı ile ahiret konularının yanında nesep, servet ve sosyal statu farkı gözetmeden herkese karşı sevgi ve merhamet duygularıyla yaklaşmayı, bilhassa yoksulları ve kimsesizleri koruyup gözetmeyi, nihayet toplum da bir merhamet ve sevgi ahlaki geliştirmeyi hedefleyen hükümler geniş yer tutar. Bu dönemde nazil olan Beled suresinde (905-17) Mekke’nin magrur ve kibirli aristokratlar eleytirilirken sahip oldukları şeylerin bi- rer iläbl lütuf olduguna işaret edildikten sonra gerçek insanlik degerini kazandıran iyiliklerin bazı örnekleri insanları esaret zincirinden kurtar mak yetimi ve yoksulu doyurmak, Iman edip birbirine sabrı ve mer hameti tavsiye edenlerden olmak şeklinde sıralanmıştir. Pek çok ayette kimsesiz ve çaresizler karşısında ilgisiz kalanlar, acımasız davrananlar, haksız yollarla yetimlerin mallarını yiyenler, kız çocuklarından utanç duyanlar ve onları acımasızca öldürenler: “Allah’ın doyurmadığını biz mi doyuracağız?” diyenler ağır şekilde eleştirilmiştir.
Müminler için bir ahlâk örneği olarak gösterilen Hz. Peygamber’e özel likle çevresindeki yoksul ve kimsesizlere merhametli davranması, onları incitmekten sakınması, sıkıntılarını giderme imkânı bulamadıgı durum larda bile güzel sözle gönüllerini alması öğütlenmiş, aksine davranması halinde zalimlerden olacağı uyarısında bulunulmuştur. Peygamber’in müminlere karşı engin merhametini ve düşkünlüğünü özetleyen ifadeler aynı zamanda müslümanlar için de bir ahlâk modeli ortaya koymaktadır. Resûlullah’ın insanlara karşı yumuşak davranması “Allah’tan bir rahmet” olarak değerlendirilmekte gerek bollukta gerekse darlıkta mallarından hayra harcayanlara, kin ve öfkelerini bastıranlara ve insanları affedenlere genişliği gökler ve yer kadar olan bir cennet vaad edilmektedir.
Hz. Peygamberin, “Insanlara merhamet etmeyenlere Allah da mer hamet etmez” “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” şeklin- deki hadisleri Islam ahlakının karakteristik ifadelerindendir. Resûlullah müminleri birbirini sevmekte, birbirine acımakta, organlarından biri hastalandığında diğerlerinin de bu yüzden elem çekip uykusuz kaldığı vücuda benzetmiştir Hiçbir zaman çocuklarını öpmediklerini söyle yenlere, “Allah kalplerinizden merhamet duygusunu çekip almışsa ben ne yapabilirim?” diyerek üzüntüsünü belirtmiş müslümanların her alan da ilişkilerini sevgi, merhamet, yardımlaşma ve dayanışma yönünde ge liştirmelerini, sıkıntilarını paylaşmalarını emretmiştir. Aym duyarlılığı hayvanlar konusunda da göstererek zor durumdaki bir hayvanı kurtaran kişinin bu sayede cenneti hak ettiğini bir hayvanı ölüme terkedenin
islam medeniyeti tarihi
Answer ( 1 )
RAHMET KAVRAMI
Kelime anlamı cihetinden r-h-m kökünden gelen “rahmet”, kalp inceliği, acıma ve bağışlama duygusu anlamına gelmektedir. Aynı kökten türeyen ”merhamet” kelimesi de benzer anlamdadır. “Rahîm” ise kadının döl yatağı anlamına gelmektedir. Bu kelime istiare ile akrabalar için de kullanılmaktadır. Çünkü akrabaların birbirleri ile akraba oluşları bir diğer ifade ile birbirlerine bağlanışları (sıla) rahim ile söz konusu olmaktadır. Rahminden şikâyetçi kadına “rahûm” denir.
Rahmet kelimesinin bir çok türevi olmakla birlikte “terahhüm aleyhi” birisi için rahmet dilemek, “terâhüm” karşılıklı merhamet etmek, “istirham” rahmet dilemek, “rahîm” rahmet eden… gibi bazı türevleri ve anlamları bu şekildedir.
Cürcânî‟ye göre rahmet, hayrı ulaştırmayı istemek(irâde etmek) anlamındadır.196 Cürcânî rahmeti irâde sıfatının hayra taalluku şeklinde ele almıştır.
İmam Gazzali‟ye göre rahmet hayrı murad etme irâdesidir. O‟na göre hayır Allah‟ın irâdesinin bir sonucu olup bizzât hayır olduğu için Allah onu murad etmiştir.
Kur‟ân-ı Kerîm‟de ilâhî bir sıfat olarak “rahmet” kavramı 119 yerde fiil kalıbında, 92 yerde ise “rahmet” şeklinde yer almıştır.