Ramazan Ayı Hilalini Görme Çalışmaları

Question

Dört mezhebe göre “Hilali Görme Çalışmaları”

Ramazan Ayi Hilalini Gorme Calismalari

Hanefilere göre:

Şaban ayının yirmi dokuzuncu gününden itibaren hilali görme araştırmalannın yapılması vaciptir. Sürenin tamamlanması için yine Şevval ayının hilâlini gözetleme çalışmaları yapmak da vaciptir. Eğer hilâli görürlerse oruç tutarlar, hava bulutlu olursa Şaban’ın günlerini otuza tamamlarlar, sonra oruç tutarlar. Çünkü esas olan ayın devam etmesidir. Delil bulunmaksızın ay sona ermiş olmaz.

Hanbelflere göre: Oruç tutmada ihtilaftan kurtulmak ve ihtiyat için hilli gözetleme çalışmalan yapmak müstehaptır. Hz. Aişe şöyle buyurmuştur: “Hz. Peygamber (a.s) Şaban ayında, başka aylarda göstermedigi itinayı gösterir, sonra Ramazan hilâlini görünce oruç tutardı. ” Ebu Hureyre’den merfu olarak rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ramazan’ı tespit etmek için, Şaban’ın günlerini sayın. ”

Hilali görünce kişinin üç kere tekbir getirmesi sünnettir.

Esrem’in İbni Ömer’den rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir: “Hz. Peygamber (a.s) hiláli gördügü zaman şöyle dua ederdi: ”

اللهم اهله علينا باليمني والإيمان والأمن والأمان ربی وربك الله
“Allahım, bu hilali hakkımızda bereket, iman, emniyet ve huzur vesilesi kıl. Ey hilal, benim ve senin Rabbin Allahtır.”

Kişinin hilali görünce işaret ederek onu insanlara göstermesi Hanefilere göre mekruhtur. Çünkü bu cahiliye döneminin işlerindendir.

3. Ayın Doğuş Yerlerinin Farklı Olması: (İhtilaf-1 Metali’)

Ayın doğduğu yerlerin bir yahut birden farklı olmasına göre, doğuda ve batıda bütün Müslümanların tek bir vakitte oruca başlaması farz olup olmaması konusunda fakihlerin görüşleri ikiye aynımaktadır:

Cumhura göre: Ayın doğuş yerlerinin farklılığına itibar edilmeyip bütün Müslümanların aynı zamanda oruç tutmaları lazımdır. Şafiſlere göre, uzak mesafe lerde ayın doğuşunun farklılığına göre oruca başlamak ve bayram yapmak mümkündür. Esah olan görüşe göre, bazı Şafiflerin söyledikleri şu söze itibar edilmez: Namazların kısaltılarak kılınması için konulmuş mesafe olan 89 km. uzaklığa göre, yakın ve uzak beldeler arasında her hangi bir fark yoktur.

Ayın doğuş yerlerinin farklı olmasında ihtilaf bulunduğunu bilmekle beraber, güneşin doğuş yerlerinin farklı oluşunda olduğu gibi, uzak beldeler arasında bu durum olmaktadır. Devlet başkanının, kendi nezdinde sabit olduğu üzre oruç tutmayı emretme hakkı bulunduğunda ihtilaf yoktur. Çünkü hakimin verdiği hüküm ihtilafı ortadan kaldırır. Endülüs, Hicaz, Endonezya ve Mağrib gibi uzak beldelerde buna riayet edilemiyeceği konusunda ittifak etmişlerdir.

Önce bu önemli konuda fakihlerin açıklamalarını zikredeceğiz:

Hanefilere göre:

Zevalden önce ve sonraki zamanlarda gündüzün ayın doğuş yerlerinin farklı oluşuna itibar edilmez. Mezhebin kuvvetli olan görüşü budur. Alimlerin çoğu da bu görüşü benimsemişlerdir. Fetva da buna göredir. Batıda bulunan Müslümanların hilali görmesiyle, iki kişinin şahitlik görevini yüklenmeleri yahut hakimin bu konuda hüküm verdiği ile ilgili şahitlik ederlerse yahut haber yayılırsa doğudaki Müslümanların da oruç tutmaları gerekir. Ancak, falan belde halkının hilâli görmüş olduklan haberi verilirse bununla amel edilmez. Çünkü bu kesinliği bulunmayan bir haberdir.

Maliklere göre:

Hilal bir ülkede görüldüğü zaman, ister yakın olsun, ister uzak olsun, oruç tutmak herkese farz olur. Bu konuda sefer mesafesine itibar edilmez. Ayın doğuş yerlerinin aynı yahut farklı olmasına da itibar edilmez. Kendisine bu haber bildirilen herkesin oruç tutması farz olur. Ancak hilalin
göründüğü adaletli iki kişinin yahut büyük bir toplululğun şahitliği ile sabit olmak gerekir.

Hanbelilere göre:

İster yakın ister uzak olsun, bir yerde hilal görüldüğü zaman, bütün insanlara oruç tutmak farz olur. Bu konuda göremeyenin hükmü görenin hükmü gibidir.

Şafiilere göre:

Bir beldede hilal görülünce, bunun hükmü sadece buraya yakın beldeleri bağlar, uzak olanlan bağlamaz. Esah görüşe göre bu , ayın doğuş yerlerine göre fark eder. Ayın doğuş yerlerindeki farklılık yirmi dört fersahtan daha az mesafede olmaz.

Uzak beldeye orucu vacip kılmadığımız takdirde hilalin görüldüğü beldeden biri bu uzak beldeye yolculuk yapsa orada Esah olan görüşe göre, vücuben orucun sonunda onlara uyar. Hatta kendisi diğer beldeye göre otuzu tamamlamış olsa bile uyar. Çünkü bu kişi o beldeye gelmekle onlardan biri gibi olmuştur. Dolayısıyla onlar için sabit olan hüküm kendisi için de gerekli olur. Rivayet edildiğine göre İbni Abbas Küreyb’e böyle yapmasını emretmişti.

Bir kimse hilålin henüz görülmediği bir beldeden hilålin görüldüğü beldeye gitse, onlarla birlikte bayram yapması farzdır. Çünkü bu kişi de onlardan biri gibi olmuştur. Eğer bu ülkede Ramazan tam tutulmuşsa, ister kendisi yirmi sekiz gün, ister yirmi dokuz gün tutsun fark etmez. Eğer kendisinin tuttuğu günler yirmi sekiz gün ise sonradan bir günü kaza eder. Çünkü ay yirmi sekiz gün olmaz.

Bir kimse her hangi bir ülkede bayram yaptıktan sonra, gemi ile yahut uçakla halkı oruç tutmakta olan uzak bir ülkeye yolculuk etse, Esah görüşe göre, günün geride kalan kısmında oruç tutar. Bunu yapmak vaciptir. Çünkü kendisi de onlardan biri olmuştur.

Mezheplerin Konu ile İlgili Delilleri:

Şafiilerin delilleri: Şafiiler ayın doğuş yerlerinin değişik olmasına itibar ederken sünnete, kıyasa ve akla dayanmışlardır.

1- Sünnet: Sünnetten iki hadise dayanmışlardır: Birincisi Küreyb hadisi, ikincisi İbni Ömer hadisidir. Küreyb hadisi: “Ümmül-Fadl, Küreyb’i Şamda bulunan Muaviye’ye göndermiştir. Küreyb demiştir ki: “Şam’a geldim ve Ümmü’l-Fadl’ın ihtiyaçlarını giderdim. Ben Şam’da iken Ramazan hilali girmişti. Cuma gecesi hilali gördüm.
Sonra ayın sonunda Medine’ye geldim. Abdullah b. Abbas hilalden bahsederek sorular sordu ve: “hilali ne zaman gördünüz?” dedi. “Cuma gecesi gördük” dedim. İbni Abbas: “Sen hilali gördün mü?” diye sordu. “Evet, gördüm.” dedim. “Insanlar da hilali görerek oruç tuttular, Muaviye de oruç tuttu” dedim. Ibni Abbas ise: “Fakat biz hilali Cumartesi gecesi gördük, Ramazan’ı otuza tamamlayıncaya veya hilâli görünceye kadar oruç tutmaya devam edecegiz” dedi. Kendisine: “Muaviye’nin orucu ile ve hilâli görmesi ile yetinmeyecek miyiz?” dedim. İbni Abbas: “Hayır, Resulullah (a.s) bize böyle emretti” dedi.”

Bu hadis, İbni Abbas’ın Şam halkının hilali görmesi ile yetinmediğine ve bir belde halkına, başka bir belde halkının hilali görmesi ile amel etmek gerekmediğine delalet etmektedir.

Ibni Ömer hadisi: Resulullah (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ay yirmi dokuz gündür, hilâli görmedikçe oruç tutmayın, yine hilâli görmedikçe oruç bozmayın. Eğer hava bulutlu ise oruç için ayı sayı ile belirleyin. ” 2) Bu da oruç farizasının hilâli görmeye bağlı olduğuna delâlet etmektedir. Fakat bundan kastedilen her birinin hilâli görmesi değil, bazılarının görmesidir.

2- Kıyas: Şafifler ayın doğuş yerlerinin farklılığını, güneşi doğuş yerlerinin farklılığına benzetmişlerdir. Güneşin doğmasının farklılığı ile nasıl namaz vakitleri de farklı oluyorsa, ayın doğuş yerlerinin farklı olmasından da Ramazan’ın başlangıç ve bitişlerinin farklı olması gerekir.

3- Akıl: Şeriat, orucun farz olmasını Ramazan ayının doğmasına dayandırmışur. Ramazan ayının başlangıcı ise ülkelerin birbirinden uzaklıklanna göre değişir. Bu durumda da ülkelerin, farklılığına bağlı olarak, oruca başlama günlerinin farklı olması gerekmektedir.

Cumhurun delilleri: Cumhurun dayandıkları deliller sünnet ve kıyastır.

Sünnetten delil, Ebu Hureyre (R.A.) ve diğerlerinden rivayet edilen şu hadistir: “Ayı görünce oruç tutun, ayı görünce oruç bozun. Eger hava bulutlu (kapalı) ise Şaban’ın günlerini otuza tamamlayın. ” (3) Bu hadis bütün Müslümanlara orucun farz olmasının mutlak olarak hilâli görmeye bağlı bulunduğuna delâlet eder. Dolayısıyla, bir topluluğun yahut şahitliği kabul edilen bir kişinin hilali görmesi yeterlidir.

Kıyastan delil: Cumhur bu konuda uzak olan ülkeleri hilalin görüldüğü beldeye yakın olan ülkelere benzetmişlerdir. Bu ülkeler arasında ayınm yapmak bir zorlamadır, her hangi bir delile dayanmamaktadır.
İbni Hacer, Fethu’l-Bari’de bu konu ile ilgili olarak altı görüş zikretmiştir. San’anf ise şöyle demiştir: En yakın görüş, hilalin görüldüğü beldenin halkı ile bu beldenin semtinde bulunan yönlerdeki ülkelerin halkının oruç tutmalarının gerektiği görüşüdür. (1) Yani o ülkenin bulunduğu meridyen çizgileri üzerindeki ülke halkının oruç tutması gerekir. Bu da kuzey-güncy istikametidir. Çünkü güneşin doğuş yerleri buralarda bir olur. Iki ülke arasındaki meridyenlerin eşit olmaması ile yahut enlem derecelerinin farklı olmasıyla ayın doğuş yerleri farklı olur.

Şevkani şöyle demiştir. Ibni Abbas’ın merfu olarak naklettiği hadisin kendisi delildir, ondan insanlann anladıklan mana delil değildir. Ibni Abbas’ın şu sözü ile işaret ettiği husus da delildir: “Resulullah (a.s) bize böyle yapmanızı emretmiştir.”, “Biz ayı otuza tamamlayıncaya kadar oruç tutmaya devam ederiz. ”

İbni Ömer hadisinde bulunan emir, sadece bir yönde bulunan bir ülkenin halkına mahsus değildir. Belki bu emir Müslümanlardan bununla muhatap olan herkese hitaptır. İbni Ömer hadisini, bir belde halkının hilali görmesinin başkalarını da bağlayıcı olduğuna delil kabul etmek, başka ülke halkını bağlayıcı olmadığına delil kabul etmekten daha kuvvetlidir. Çünkü hilåli bir belde halkı görürse, onu bütün Müslümanlar da görmüş olur, dolayısıyla görenlere lâzım hilâl gelen, başkalan hakkında da lâzım olur.

Burada güvenilmeye layık olan görüş, Malikîlerle Zeydilerden bir topluluğun ileri sürdüğü ve Zeydilerden Hadeviyye grubunun kabul ettiği görüştür. Kurtubi de bu görüşü hocalarından rivayet etmiştir. Görüş şudur: Bir beldenin halkı hilali görünce, bütün ülkenin halklanna da oruç tutmak lazım gelir.

Bu görüş, yani Cumhurun görüşü, müslümanlan birleştirmesi ve çağımızda makbul olmayan ihtilafları ortadan kaldırması bakımından tercih edilen en kuvvetli görüştür. Aynca orucun farz olması hilalin görülmesine bağıdır. Bunda ülkeler arasında her hangi bir ayınm yoktur.

Astronomi ilimleri, Islam ülkeleri arasında şer’i ayın başlangıcını birleştimeyi kuvvetlendirmektedir. Çünkü, bir Islam ülkesinde ayın doğduğu yer ile bu beldeye en uzak bir Islam ülkesinde ayın doğuş yeri arasındaki müddet dokuz saattir. Dolayısıyla bütün Islam ülkeleri gecenin kısımlannda ortaktırlar. Bu ülkelerin halkının hilal göründüğü zaman telgraf yahut telefon irtibati ile bunu birbirlerine ulaştırmaları mümkündür. ) Doğuda Umman’dan başlayarak en batıdaki ülkelere kadar Arap ülkelerinin sınırları içinde kalan ülkelerde bayramlar birleştirmek daha ihtiyadı bir harekettir.

Ramazan ve Şevvâl Hilâllerinin Tespiti

Ramazan ve Şevvâl Hilâllerinin Tespiti

Kadir gecesi nedir niçin kutlanır

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Cevapla