Ramazan Ayının Fazileti ve Önemi

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Ramazan ayı neden önemlidir?

Ramazan Ayinin Fazileti ve Onemi

Mübarek Ramazan ayının en önemli özelliği islamın beş şartından biri olan ve bu ayda tutulan oruçtur. Oruç namaz gibi hayatı disipline eden önemli bir ibadettir. Oruç ibadeti ile kalbin pası silinir, ruh kirlerden arınır. Oruç, kötülüklere kalkan olup haram ve şüpheli lokmanın mideye inmesine engel olur. İnsan haklarına el uzatmak şöyle dursun, hakları en güzel biçimde korumayı öğretir.
Günahlarımızın affına, dualarımızın kabulüne sebeptir. Oruç insanı ateşten koruyan kalkan, sağlam bir kaledir.

Ramazan ayı insanlığı karanlıklardan çıkarıp aydınlığa kavuşturan ve Rabbimizin son mesajı olan Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimin, nazil olduğu, böylece insanlık için yeni bir dönemin başladığı mübarek bir aydır. Ramazanda camilerimizi olduğu gibi evlerimizi de Kur’an la ihya edelim. Bu ay, okunan mukabelelerle, kılınan teravih namazı ve teheccüdlerle, gecenin tenha bir zamanında kalkılarak yenilen sahur yemeği ile, ardından kişinin nefsani arzuları yenerek gün boyu tuttuğu oruçla bir feyz, rahmet ve bereket ayıdır.
Bin aydan daha hayırlı” olduğu kur’an-ı kerimde bildirilen ve müminlere Allah ın en büyük lütuf ve ikramlarından biri olan kadir gecesi de bu ayın içindedir. Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluştur.

BENZER KONULAR:

Ramazan Ayının Fazileti ve Önemi

Kadir gecesi nedir niçin kutlanır

Answer ( 1 )

    0
    2021-02-16T14:43:26+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    RAMAZAN AYININ ÖNEMİ NEDİR KISACA

    Yüce Allah onu sadece anmakla kalmamış, yukarıdaki âyetlerle aynı zamanda onu oruç ayı olarak belirlemiştir. İşte bütün bu ayrıcalıkları sebebiyle bizim kültürümüzde Ramazan, “on bir ayın sultanı” olarak kabul görmüştür.
    İslâm ile yepyeni anlamlara kavuşan Ramazan kelimesi, bize mübarek bir zaman dilimini, tam bir huzur iklimini anlatır. Kamerî aylardan dokuzuncusu olan Ramazan ayı boyunca Müslümanlar, toplum olarak ibadet yoğunluğu ve heyecanı içinde olurlar. Çünkü Ramazan, ilmin, inancın, ibadetin, ahlâkın, dayanışmanın, kardeşliğin daha da olgunlaştırılabilmesi için Müslümanlara ikram edilmiş bereketli bir eğitim mevsimidir. Müslüman bu zaman diliminde Rabbiyle, nefsiyle, kardeşleriyle olan ilişkilerini gözden geçirir, gece gündüz tam bir ay süren yoğun bir eğitim faaliyetinden güçlenerek, arınarak çıkar.
    Ayrıca Sevgili Peygamberimiz, Ramazan öncesinde yaptığı sohbetlerle, ashâbının zihinlerini ve gönüllerini bu mübarek aya hazırlardı. Nitekim Ramazan ayının bu niteliklerini şu sözleriyle özetlemişlerdi: “Ramazan ayı geldi. Bu ay, Allah’ın oruç tutmayı farz kıldığı mübarek bir aydır. Bu ayda semanın (cennetin) kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve Allah’a karşı gelen azgın şeytanlar bağlanır. Bu ay içinde öyle bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecenin faziletinden mahrum kalan (bin ayın faziletinden) mahrum kalmış olur.” (Nesâî, Sıyâm, 5)
    “Ramazan ayının ilk gecesi olunca, şeytanlar ve azgın cinler zincire vurulur, cehennem kapıları kapatılır ve hiçbiri açılmaz. Cennetin kapıları açılır ve hiçbiri kapanmaz. Sonra bir (melek) şöyle seslenir: Ey hayır dileyen, ibadet ve kulluğa gel! Ey şer isteyen günahlarından vazgeç! Allah’ın bu ayda ateşten azad ettiği nice kimseler vardır ve bu Ramazan boyunca her gece böyledir.” (T682 Tirmizî, Savm,1; İM1642 İbn Mâce, Sıyâm, 2)
    Akabe biatlerinde etkin görev almış olan Ubâde b. Sâmit (ra), Ramazan ayının yaklaştığı bir günde Resûlullah’ın (sav) şöyle dediğini nakleder: “Ramazan ayı size bereketiyle geldi, Allah o ayda sizi zengin kılar, bundan dolayı size rahmet indirir, hataları yok eder, o ayda duaları kabul eder. Allah Teâlâ sizin (Ramazan ayındaki ibadet ve hayır konusunda) birbirinizle yarış etmenize bakar ve meleklerine karşı sizinle övünür. O hâlde iyilik ve hayırdan yana Allah Teâlâ’ya kendinizi gösteriniz. Ramazan ayında Allah’ın rahmetinden kendisini mahrum eden kimse bedbaht kimsedir.” (Heysemî, Mecmau’z-zevâid, III, 344)

    En iyi cevap

Cevapla