Hiç pişmanlık duymadan, günahlara devam edip Allah’ın mağfiretini, itaat etmeden rızasını ummak, cehennem amelleri işleyip cenneti beklemek, isyan edip itaatkârların sevabını istemek, “recâ” değil gaflet ve hüsrandır. Kur’ân’da, “Allah’a kavuşmayı arzu eden kimse sâlih amel işlesin ve Rabbine yaptığı ibadette hiç kimseyi ortak etmesin” denilmiştir (Kehf, 18/110).
Recânın zıddı Kur’ân’da “yeis” ve “kunut” kavramları ile ifade edilmiştir. Her iki kelime de ümitsizlik anlamındadır. Kur’ân’da Allah’ın rahmet ve mağfiretinden ümit kesilmemesi istenmiştir (Yûsuf, 12/87; Zümer, 39/53). Çünkü Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır (A’râf, 7/156). Allah’ın rahmetinden ancak sapıklar (Hicr, 15/56) Allah’ın âyetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr edenler (Ankebût, 29/23) ümit keserler.
İnsanın yaratılışında ümitsizliğe düşme duygusu vardır (Hûd, 11/9; Fussilet, 41/49; İsrâ, 17/83). Bu duygu ancak, îmân ve ibadetle aşılabilir. Allah Kur’ân’da; îmân edip gece gündüz ibadet eden, Allah yolunda çalışan ve âhiret azabından sakınan insanların Allah’ın rahmetini ümit edeceklerini bildirmiştir (Bakara, 2/218; Zümer, 39/9)
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
RECA NEDİR?
Recâ, kalbin hoşlandığı bir şeyi beklemesinden rahatlık ve ferahlık duymasıdır. Kişinin kalbindeki duygu ve düşünceler geçmişle veya hâlle ya da gelecekle ilgili olur. Bu duygu ve düşünceler geçmişle ilgiliyse zikr ve tezekkür, hâlle ilgiliyse vecd, zevk ve idrak, gelecekle ilgiliyse intizâr ve tevekkül, hoşa gitmeyen türden ise havf ve işrâk, hoşa giden türden ise irtiyah ve recâ adını alır.
Recâ ileride husûle gelecek olan, arzu edilen bir şeye kalbin duyduğu ilgidir. Kalbin hayatı recâ sayesinde (âhirette nâil olacağı) nimetler iledir (gönül ümit ile yaşar). Recâ ile temennî arasındaki fark şudur: “Temenni insanı atalate ve tembelliğe sürükler, vehd ve gayret sarf etme yoluna sevk etmez. Recâ sahibinin durumu ise tam bunun aksinedir.” Kulun ihtiyarı ile ilgili bütün sebeplere riâyet ettikten sonra neticeyi beklemek recâ olur.
İbn Hubuyle, Recânın (recâ konusunda insanların) üç nev’î olduğundan bahsetmiştir; bir adam güzel bir amel işler ve bu amelin kabulünü Allah’tan ümit eder. Bir adam kötü amel yapar, sonra tevbe eder, affa nâil olacağını ümit eder. Üçüncüsü yalancı adamdır, günaha devam eder ve: “Ben affa nâil olacağımdan ümitvarım der.” demiştir.
Recâ ve ümit, mukarrabun zümresi nezdinde yakîn makamların ilkidir. O, sıddıkların sıfatları arasında da en açık olandır. Şu sıfatlar kendinde toplanmadıkça hiçbir kulun kalbinde recâ kemale erip sahibi tarafından kesin olarak bilinemez: Allah Teâlâ’ya iman, O’nun için hicret etmek, O’nun için cihâd etmek, Kur’ân okumak, namaz kılmak, Allah rızası için infâk etmek, gece saatlerinde secdeye varmak, kıyam etmek ve sakınmak.