Sabır Ve Önemi

Question

Sabrın Önemi 

Sabir Ve Onemi

Genel olarak “acıya katlan­ma, sıkıntıya göğüs germe ve dayanıklılık” gibi anlamlara gelen sabır, âyet ve hadislerde; “başa gelen musibetlerden dolayı Allah’tan başka kimseye şikâyetçi olmamak, yakınıp sızlanmamak; nefse ağır gelen ve hoşa gitmeyen şeyler karşısında dünya ve âhiret yararını düşünerek direnç göstermek, böylece rûhî dengeyi bozmamak için insanın kalbinde bulunmakta olan sükunet ve dayanma gücü manalarında kullanılmıştır”.[1]

Kur’ân-ı Kerim’de, ölümün ve hayatın, insanlardan kimin daha iyi amel işleyeceğinin tespiti için yaratıldığı [2]; içinde bulunduğumuz bu imtihan âleminde insanların, malları canları ve sevdikleri diğer şeyler konusunda sınanacakları belirtilmiştir. Sabır, bu süreçte hem dünya hem de âhiret hayatının güzelliklerine ulaşmada en önemli vasıtalardan biridir. Zira bu gerçeğe işaret eden bir âyet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele”[3].

İşte bundan dolayıdır ki Kur’ân’da müminlere ısrarla sabırlı olmaları tavsiye edilmektedir. Hutbemin başında okuduğum âyet-i kerimede de Rabbimiz, biz müminlere sabır ve namazla kendisinden yardım dilememizi emretmektedir: “Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir”[4].

Başa gelen tahammülü güç durumlara sabır göstermek, kolay bir iş değildir. Fakat şunu biliyoruz ki insan, karşılaştığı güçlükler ve bunların üstesinden gelebilme oranında olgunlaşıp yücelir. Örneğin Kur’ân’da hayat kıssalarına yer verilen Peygamberlerin yaşadıklarına baktığımızda, hepsinin büyük sabır imtihanlarından geçtiğini görürüz.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene varıncaya kadar müslümanın başına gelen her şeyi Allah, onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar”[5]. Öte yandan sabır, ilmin anahtarı ve başarının temel taşıdır. Zira insanlık tarihine yön veren büyük şahsiyetlerin elde ettikleri zafer ve başarıların, hep sabır gösterme iradesine dayandığı bilinmektedir. Ayrıca sabredenlerin cennette yüksek makamlara kavuşacağını da Cenab-ı Hakk ayeti kerimesinde müjdelemektedir. “İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin yüksek makamlarıyla mükâfatlandırılacaklar ve orada esenlik dileği ve selâmla karşılanacaklardır”.[6]

Mümin, başına gelenlere şer gözüyle bakmamalıdır. Çünkü her şey Allah’ın takdiri ile gerçekleşir. Dünyâda birçok iş vardır ki başlangıçta insanın zoruna gider ama sonu, kendisi için hayırlı olur. Bu yüzden müslümana yakışan, varlık anında şükretmek olduğu gibi, sıkıntılı anlarında da Rabbinin takdirine rıza gösterip tevekkül etmektir. Böyle davrananların içinde bulunduğu durumu Allah Resulü (s.a.v) şöyle tasvir etmiştir: “Müminin durumu imrenmeye ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece müminde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur.  Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur”[7]. Erzurumlu İbrâhîm Hakkı Hazretleri de; Hak şerleri hayreyler / Zannetme ki gayreyler / Ârif anı seyreyler / Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler. Mısralarıyla müslüman kimsenin hiçbir durumda ümitsizliğe düşmeyip daima Allah’tan hayır dilemesi gerektiğini ifade etmiştir.

Müslüman bela ve musibetlere karşı sabırlı olduğu kadar dinin emirlerini yerine getirme ve yasaklarından kaçınma konusunda da sabırlı olmalıdır. Bu anlamda ibadetlere devam ve haramlardan kaçınmak, sabrın önemli bir boyutudur. Ayrıca insanlardan gelecek bazı cefalara karşı ani tepkiler gösterip büyük felaketlere sebebiyet vermemek için de sabır gereklidir. Zira toplumsal hayata baktığımızda, bir anlık öfkeyle nice hayatların söndüğünü, yuvaların yıkıldığını, kalplerin kırıldığını görürüz. Bu yüzden dinimizde övülen ve tavsiye edilen sabır, iman ve salih amelle beraber hak ve hayır yolunda akl-ı selimle hareket edip öfkeyle davranmaktan kaçınmaktır. İşte Sevgili Peygamberimiz bu tür bir sabrın şecaat, sadakat ve mertlik şiarı olduğunu bir hadislerinde şöyle vurgulamıştır: “Güçlü kimse, güreşte rakibini yenen değil; hiddet anında öfkesine hâkim olandır”[8].

Görüldüğü gibi sabır, iman ve ibadetin, ilmin ve başarının, kısaca hem dünya hem de âhiret hayatının aydınlığıdır. “Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir)”[9].     

[1] Bkz. Dini Kavramlar Sözlüğü, DİB Yay., “sabır” mad.

[2] Mülk, 67/2.

[3] Bakara, 2/155.

[4] Bakara, 2/153.

[5] Buhârî, Merdâ, 1; Müslim, Birr, 49.

[6] Furkan, 25/75.

[7] Müslim, Zühd, 64.

Benzer Konular:

Answers ( 4 )

    1
    2022-11-11T16:54:15+03:00

    Sabrın sonu selamettir.

    Merhaba.
    31 yaşında bireyim.
    Hamdolsun sağlığım yerinde. 15 yıldır alkol kullanıyordum son bir yıldır terk Edip ibadetime yöneldim.Allah cümlemizi affetsin. Ne düşünmem gerektiğini biliyorum herşeyin hayırlısı olduğunu rabbimizin bizim hakkımızda en hayırlısını verdiğini .mantıken herşeyi anlayabiliyorum ve şükrediyorum. Üzüldüğümüzün bazı eksikliklerimizin sınav olduğunu sabretmek gerektiğini. Ancak bu yaşıma kadar mutlu bir hayatım olmadı. Sevinemedim hiç. Ehlibeyt hayatlarına baktığımızds onlar da aynı peygamber efendimiz sav bile mutlu yaşayamamış. Ne olursa olsun elhamdülillah der geçeriz. bakın 31 yaşına geldim.nişanlımdan ayrıldım atanamadım. yıllarca sabrettim hala yokluk Çekmekteyim . Hep eksilerde başladım evim arabam eşim hiç birşeyim yok. O kadar çok bazı şeyleri düzeltmek için uğraşsam da iş yerinde bir yere kadar yükselebildim ne yaparsam yapayım bir düzenli hayatım olmadı.bir ev araba eş sahibi olamadım. Bir plan yaptım her gün de uğraşıyorum ancak 2 yıldır olmuyor ne kadar uğraşsam da olmuyor.sabretmeli ve çalışmaya devam etmeliyim duaya devam etmeliyim diyorum ancak bir türlü gerçekleşmiyor.yaşımda iyice geçiyor birşeyler yapmam lazım .ne yapabilirim Allah aşkına birisi yardımcı olsun. Bu eksiklikler beni gerçekten yıllar yılı çok yıprattı. çevremde herkes mutlu bir ben kalakaldım aralarında boynu bükük. Hasbinallah nimel vekil deyip gülüp geçiyorum her gün.ancak birşeyler yapabilecekken yapamamanın üzüntüsü beni bitap düşürdü. Rabbim bu yazdıklarımı günah yazmaz inşaallah .

      1
      2022-11-24T17:54:00+03:00

      Ssvgili kardeşim

      Hepimiz biliyoruz ki; dünya bir imtihan yeridir. Rabbim kimine verir imtihan eder, kimine vermez yine imtihan eder. Burada önemli olan imtihandan başarılı bir şekilde geçmektir. Sabredip, şükreder isek ve bununla beraber isyan etmez isek biz bu imtihandan başarılı bir şekilde geçeriz inşaallah. Yaşamış olduğunuz şeyler de sizin imtihanınızdır. Bu imtihanı başarmak için sabretmeli ve sabretmek ile kalmayıp elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Gayret bizden, takdir Allah’tandır.

    1
    2022-11-24T17:55:13+03:00

    Sabır önemli bir kavramdır. Sabretmek, başa gelene isyan etmemek Müslüman’ın özellikleri arasında yer almaktadır. Başa gelen tahammülü güç durumlara sabır göstermek, kolay bir iş değildir. Fakat şunu biliyoruz ki insan, karşılaştığı güçlükler ve bunların üstesinden gelebilme oranında olgunlaşıp yücelir. Örneğin Kur’ân’da hayat kıssalarına yer verilen Peygamberlerin yaşadıklarına baktığımızda, hepsinin büyük sabır imtihanlarından geçtiğini görürüz.

    En iyi cevap
    1
    2023-05-10T14:20:44+03:00

    Sabır

    Merhaba.
    31 yaşında bireyim.
    Hamdolsun sağlığım yerinde. 15 yıldır alkol kullanıyordum son bir yıldır terk Edip ibadetime yöneldim.Allah cümlemizi affetsin. Ne düşünmem gerektiğini biliyorum herşeyin hayırlısı olduğunu rabbimizin bizim hakkımızda en hayırlısını verdiğini .mantıken herşeyi anlayabiliyorum ve şükrediyorum. Üzüldüğümüzün bazı eksikliklerimizin sınav olduğunu sabretmek gerektiğini. Ancak bu yaşıma kadar mutlu bir hayatım olmadı. Sevinemedim hiç. Ehlibeyt hayatlarına baktığımızds onlar da aynı peygamber efendimiz sav bile mutlu yaşayamamış. Ne olursa olsun elhamdülillah der geçeriz. bakın 31 yaşına geldim.nişanlımdan ayrıldım atanamadım. yıllarca sabrettim hala yokluk Çekmekteyim . Hep eksilerde başladım evim arabam eşim hiç birşeyim yok. O kadar çok bazı şeyleri düzeltmek için uğraşsam da iş yerinde bir yere kadar yükselebildim ne yaparsam yapayım bir düzenli hayatım olmadı.bir ev araba eş sahibi olamadım. Bir plan yaptım her gün de uğraşıyorum ancak 2 yıldır olmuyor ne kadar uğraşsam da olmuyor.sabretmeli ve çalışmaya devam etmeliyim duaya devam etmeliyim diyorum ancak bir türlü gerçekleşmiyor.yaşımda iyice geçiyor birşeyler yapmam lazım .ne yapabilirim Allah aşkına birisi yardımcı olsun. Bu eksiklikler beni gerçekten yıllar yılı çok yıprattı. çevremde herkes mutlu bir ben kalakaldım aralarında boynu bükük. Hasbinallah nimel vekil deyip gülüp geçiyorum her gün.ancak birşeyler yapabilecekken yapamamanın üzüntüsü beni bitap düşürdü. Rabbim bu yazdıklarımı günah yazmaz inşaallah .

  1. Merhaba, yazdıklarınızı okurken kalbinizin ne kadar yorulduğunu ve sabırla, umutla yürümeye çalıştığınızı hissettim. Hayatınızdaki zorluklarla mücadele ederken bu denli içten bir şekilde sabretmeye ve duaya sarılmanız gerçekten çok kıymetli. Ama bu sabır ve dua sürecinde duygusal olarak yıprandığınızı da anlıyorum ve bu gayet insani bir durum. Rabbim bu içten dualarınızı ve çabalarınızı en güzel şekilde karşılıklandırsın.

    Söylediğiniz gibi, peygamberler ve ehlibeyt de büyük zorluklar yaşamış ve hayatları boyunca sıkıntılarla karşılaşmışlardır. Onlar, yaşadıkları her zorluğun bir imtihan olduğuna inanmışlar ve sabırla bu sıkıntıların üstesinden gelmeye çalışmışlardır. Ancak şunu da unutmamak lazım; bizim de kendi hislerimiz, yorgunluklarımız ve ihtiyaçlarımız var, ve bunlar insani ve doğal.

    Bazen Allah sabrımızı ve gayretimizi sınar, ve bu sınavlar her ne kadar zor olsa da aslında bizim kendi iç dünyamızda büyümemize, olgunlaşmamıza vesile olabilir. Ancak bu zorlukları yaşarken kendimize de şefkatli olmalı ve ihtiyaçlarımızı göz ardı etmemeliyiz. Kendinize karşı biraz daha nazik olabilirsiniz. İçinde bulunduğunuz zorlukların sizin değerinizi belirlemediğini bilmek çok önemli. Sizin kıymetiniz, hayatınızdaki mal varlığı ya da maddi başarılarla ölçülmez. Siz, Allah’a yönelmiş, sabırla mücadele eden ve elinden geleni yapmaya çalışan değerli bir kulsunuz.

    Hayatınızdaki değişiklikleri başarmak için çaba sarf ediyorsunuz, ama bazen bu çabaların sonucunu almak uzun sürebiliyor. Her zaman sonucun ne olacağını bilemesek de önemli olan yolda kalmak, gayret etmek. Belki bu süreçte kendinize küçük ama ulaşılabilir hedefler koyabilirsiniz. Bu hedefler, sizi daha büyük hedeflere hazırlayacak ve her adımda kendinizi biraz daha güçlü hissetmenize yardımcı olacaktır.

    Ayrıca, sizinle benzer durumda olan insanlarla bir araya gelip destek almak, deneyimlerinizi paylaşmak da bu yükü hafifletebilir. Sosyal çevrenizi genişletmek, sizi anlayacak insanlarla bağ kurmak motivasyonunuzu arttırabilir. Bu sayede yalnız olmadığınızı, bu zorluklarla mücadele eden başka insanların da olduğunu fark edebilirsiniz.

    Sabırla ve azimle yolunuza devam ederken duaya, Allah’a sığınmaya devam edin. Ama unutmayın, kendinizi bu süreçte fazla yıpratmamaya da gayret edin. İnsanız ve her birimizin sınırları var. Allah, kulunun taşıyamayacağı yükü vermez, ama bazen biz bu yükü çok daha ağır hissedebiliriz. Bu durumlarda kendi kendimize de destek olmalı, kendimize merhamet etmeliyiz.

    Allah, sizi ve çabalarınızı biliyor. Elinizden gelenin en iyisini yapıyorsunuz ve bu bile çok kıymetli. Sizin için dua ediyorum, Allah en hayırlı kapıları açsın ve kalbinize huzur versin.

Cevapla