Paylaş
Sadaka-i cariye nedir örneklerle
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Sadaka-i cariye örnekleri ayet ve hadislerle
Sadaka-i cariye ne demek?
Yüce dinimiz iyilikte, hayırda yarışmayı, Allah yolunda harcamada bulunmayı, toplumdaki kimsesiz, fakir ve düşkünlere yardım eli uzatmayı müslümanlık ve insanlık görevi saymıştır. Kur’ân-ı Kerim’de Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
قال الله تعالى: لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتّٰى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَیْءٍ فَاِنَّ اللّٰهَ بِهٖ عَلٖيمٌ
“Sevdiğiniz şeylerden Allah için (hayır yolunda) harcamadıkça tam hayra erişemezsiniz” Bu ve benzeri ayet-i kerimelerden ilham alan Müslümanlar, İslam tarihinde muhteşem bir hayır toplumu ve vakıf medeniyeti inşa etmişlerdir.
Hz. Peygamber döneminden zamanımıza kadar vakıflar, birçok alanda hizmet vermiştir. Fakir ve kimsesizlerin yiyecek, giyecek ve barınaklarının temin edilmesi, hastaların tedavisi, ilmin yaygınlaştırılması, öğrencilerin desteklenmesi, hayvanların ve çevrenin korunması, ibadethaneler ile toplumun ihtiyacı olan birçok tesisin yapılması, bakım ve onarımı gibi her alanda vakıflar büyük hizmetler görmüşlerdir.
Vakıf bir “sadaka-i câriye”dir. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
قال رسول الله (صعلم:( إِذَا مَاتَ الإِنْسَانُ انْقَطَعَ عَنْهُ عَمَلُهُ إِلاَّ مِنْ ثَلاَثَةِ أَشْيَاءَ مِنْ صَدَقَةٍ جَارِيَةٍ أَوْ عِلْمٍ يُنْتَفَعُ بِهِ أَوْ وَلَدٍ صَالِحٍ يَدْعُو لَهُ
“İnsanoğlu öldüğünde üç şey hariç, amel defteri kapanır. Bu üç şey: Sadaka-i câriye, faydalanılan ilim ve kendine dua eden salih evlat.” Dolayısıyla yol, köprü, çeşme, mescid, yoksullar için aş evi, hastane ve okul gibi hayır kuruluşları birer sadaka-i câriyedir. İnsanlar bu gibi yerlerden yararlandığı sürece, bunları yaptıranlar, yapılmasına sebep olanlar, yol gösterenler ve destek olanlar, hem hayattayken hem de vefatlarından sonra sevap kazanmaya devam ederler.
İslam coğrafyasının dört bir yanını süsleyen vakıf eserler işte bu yüksek inancın ve sevap kazanma arzusunun bir ürünüdür.
Vakıf ve hayır hizmetlerini desteklemek, bu kurumları yaşatmak için çalışmak önemli bir dini ve insani görevdir. Kendimiz, çocuklarımız, geleceğimiz ve ahiretimiz için bu görevi asla ihmal etmemeliyiz. Her biri ayrı önem taşıyan, ecdat yadigârı vakıf eserlerini korumak, senedindeki maksatlarına uygun olarak kullanmak, yenilerini ilave ederek bizden sonraki nesillere aynı ihtişamıyla aktarmaya çalışmak, dînî ve vicdani borçtur.
Ecdadımız kurduğu vakıfların senetlerinde kendilerinden sonra vakfı koruyanlara dua ettikleri gibi, değiştirip bozanlara da beddua etmişlerdir. Mesela vakıflarıyla ünlü Kanuni Sultan Süleyman vakfiyesini şöyle bitirmektedir:
“Her kim ki bu vakfiyeyi değiştirmeye ve bozmaya teşebbüs eder, işlemez hale getirmeye çalışırsa, kıyamet günü Allah Teâlâ onun hiçbir özür ve mazeretini, farz ve nâfile ibadetini kabul etmesin. Ahirette en perişan zümrelerden eylesin. Dünya ve ahretini kendisine zindan eylesin. Allah, melekler ve peygamberlerin lâneti onun üzerine olsun.
Her kim de bu vakfiyenin usul ve furûunun bekasına, mahsul ve gelirlerinin devamına gayret ederse, Gafûr olan Allah onun gayretini verimli ecrini bol, mükâfatını hesapsız kılsın. Dünyanın her türlü kötülüklerinden onları esirgesin.
Bu vesileyle bizlere emanet olarak bırakılan vakıfların bânilerini şükran ve rahmetle yâd ediyorum. Allah cümlesini rahmetine nâil eylesin.
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam medeniyetinde sadaka-i câriyelerin süreklilik kazanması ve insanlığa faydalı eserler bırakılması amacıyla “vakıf” kültürü geliştirilmiş ve mü’minlere bu meyanda teşvik edici yollar gösterilmiştir. Mülkiyetin kamuya, menfaatin ise lehine vakıf tesis edilmiş bulunan hak sahiplerine ait olmak üzere bir malı bağışlamak manasına gelen “vakıf”, Kur’an-ı Kerim’in şu buyruğu altında değerlendirilmiş ve gereği yerine getirilmeye çalışılmıştır.
“Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda sarf etmedikçe gerçek iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne sarf ederseniz, artık şüphesiz ki Allah, onu hakkıyla bilendir.”
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Sadaka-i cariye, bir kişinin hayır işlerine devam eden ve ölümünden sonra bile sevap kazandıran sürekli bir hayır işi veya sadakadır. Sadaka-i cariye, kişinin ölümünden sonra da insanlara veya topluma fayda sağlayan ve devamlı olarak sevap kazanılmasına vesile olan bir ameldir.
Sadaka-i cariye kapsamına giren örneklerden bazıları şunlardır:
Su Kuyusu Açmak veya Suyun Temin Edilmesi: Su kuyusu açmak veya su temin etmek, insanların su ihtiyacını karşılamak için yapılan bir hayır işidir. Bu tür bir çalışma, kişinin ölümünden sonra dahi insanlara su sağlamaya devam eder ve kişiye sevap kazandırır.
Cami, Mescit veya Mescid Yapımı: İbadetin gerçekleştirildiği yerlerin inşası veya bakımı, sürekli bir sevap kaynağı olabilir. Cami yapmak veya camiye katkıda bulunmak, toplumun ibadet ihtiyacını karşılar ve devamlı bir fayda sağlar.
Eğitim Kurumları veya Kütüphane İnşası: Okul, kütüphane veya eğitim kurumları yapmak veya bu tür kurumlara katkıda bulunmak, insanlara eğitim imkanı sunar. Eğitim, insanların hayatlarını değiştirebilir ve devamlı bir fayda sağlayabilir.
Hastane veya Sağlık Merkezi Yapımı: Toplumun sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak, hastane veya sağlık merkezleri yapmak veya bu tür kurumları desteklemek, insanlara sürekli bir şekilde sağlık hizmeti sunar.
Yoksullara Destek Olmak ve Sosyal Yardımlar: Yoksul insanlara yardım etmek, gıda, barınma veya diğer temel ihtiyaçları karşılamak, sürekli bir fayda sağlar. Sosyal yardımlar, ihtiyaç sahibi insanlara destek olarak devamlı bir sevap kaynağı olabilir.
Sadaka-i cariye, kişinin hayatı boyunca yaptığı iyiliklerin ölümünden sonra bile fayda sağlamaya devam etmesini sağlar. Bu tür hayır işleri, kişinin vefatından sonra da topluma fayda sağlayarak, kişiye sürekli sevap kazandırır.