Paylaş
Safer ayında uğursuzluk var mıdır?
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Safer ayı uğursuz mudur diyanet
Bazı kesimler tarafından, Kamerî ayların ikincisi olan Safer ayının uğursuz olduğu, bu ayda birçok belanın ineceği ve bu belalardan nasıl sakınılması gerektiği yönünde yazılar hatta kitaplar yazılmakta ve paylaşımlar yapılmaktadır. Bu bilgiler, sanal ortamlarda yayılarak kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine sebep olmaktadır. Bu bağlamda Safer ayının tümünün, ilk çarşambasının veya son çarşambasının uğursuzluğu yönünde çeşitli iddialar dile getirilmektedir. Bir sene içerisinde inecek olan üç yüz yirmi bin belanın Safer ayının son çarşambasında tek seferde ineceği iddia edilerek bu belalardan emin olmak için “selam” kelimesinin geçtiği ayetlerin, bazı duaların okunması ve dört rekâtlık özel bir nafile namaz kılınması söylenmektedir.
Ülkemizde bu konuyu mütemâdiyen gündeme taşıyan kişilerin bizzat kendileri de Safer ayının uğursuzluğuna dair herhangi bir ayet veya hadis olmadığını ifade etmektedirler. Bununla birlikte Safer ayının son çarşambasında üç yüz yirmi bin belanın ineceği yönündeki kanaâtlerini “Her ayın son çarşambası uğursuzluğu devam eden gündür.” rivâyetine, Rûhu’l Beyân tefsirindeki Âd kavminin bu ayda helak edildiği bilgisine ve bazı mutasavvıfların keşfine dayandırmaktadırlar.
Bu hususlar şöyle değerlendirilebilir:
Bazı kaynaklarda yer alan “Her ayın son çarşambası uğursuzluğu devam eden gündür” rivâyeti, birçok âlim tarafından uydurma olarak nitelendirilmiştir.
Ruhu’l Beyân tefsirine dayandırılarak verilen Âd kavmine azabın Safer ayının son haftası indiği yönündeki bilgiye gelince bu bilginin eksik aktarıldığı görülmektedir. Zira söz konusu tefsirde mezkûr azabın Safer ayında gerçekleştiği bilgisinin zayıf bir rivâyete dayandığı dile getirilmiştir. Ayrıca Rûhu’l-Beyan adlı tefsirin müellifi İsmail Hakkı Bursevî, Safer ayını uğursuzluğa yoranları cahil olarak nitelemekte, bu anlayışın İslâm dininde yasaklanan uğursuzluk olduğunu dile getirmekte ve bazı günleri uğursuz saymanın cahiliye âdeti olduğunu söylemektedir. Bu bağlamda kulun Allah’a ibâdet ile geçirdiği her zamanın mübarek; masiyet ile geçirdiği zamanın ise uğursuz olduğunu
ve asıl uğursuzluğun da bu olduğunu ifade etmektedir.
Safer ayında üç yüz yirmi bin bela ineceği yönünde keşfin var olduğu iddiasına gelince, âlimlerin ortak kabulüne göre keşif, kesin bir bilgi edinme yolu değildir. Zira İslâm düşüncesinde bilginin üç kaynağı vardır: Sadık haber (vahiy ve mütevatir haber), sağlıklı duyu organları (havass-ı selime) ve akıl.
Yukarıda da geçtiği üzere Safer ayının uğursuzluğuyla ilgili rivâyet uydurma olduğu gibi, buna inanmayı âlimler cahillik olarak nitelemiştir. Kaldı ki İslâm’da uğursuzluk inancının olmadığını vurgulayan Hz. Peygamber, Safer ayıyla ilgili bu anlayışı da reddederek şöyle buyurmuştur: “… Uğursuzluk, baykuşun ötmesinden mana çıkarmak ve Safer ayını uğursuz bilmek diye bir şey yoktur.” Dolayısıyla Hz. Peygamber’in açık beyanına ters düşen keşfin de hiç bir kıymeti yoktur.
Bütün bu bilgiler ışığında Safer ayı, bela ve musibet ayı olmayıp diğer aylardan farkı yoktur. Bu bağlamda insanlar korku ve tedirginliğe düşmeden mükellef oldukları ibâdetlerini her zamanki gibi yerine getirirler. Diğer taraftan bu aya özel herhangi bir ibâdet bulunmamaktadır. Nitekim Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Safer ayına özel olarak farklı bir ibâdet yaptığı yönünde herhangi bir bilgi yoktur. Bu sebeple özel bir namaz ihdası bidattir.
Ayrıca Safer ayı yaklaştığı zaman halk arasında yayılan; “Safer ayının ilk çarşambası evin en çok ayak basılan yerine sadaka niyetiyle para konulup son çarşambası bu paranın bir ilim meclisine veya ihtiyaç sahibine verilmesiyle Safer ayında inecek olan üç yüz yirmi bin beladan kişinin kendisi ve ailesi korunur” şeklindeki iddiaların İslâm dininde bir aslı bulunmamaktadır
Diyanet güncel sorular
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Bu bidat ve hurafeden başka bir şey değildir. Aylarda, haftalarda, günlerde uğursuzluk diye bir şey yoktur. Hepsi Allah’ın elindedir. İnsanların uydurmuş olduğu sözlerden biridir bu da. Bu ay da gerçekleşmiş olan olaylar da Allah’ın takdiridir. İnsanların; “bak bu ayda şöyle oldu, bunlar meydana” geldi gibi sözler boş sözlerdir. Aslında bu gibi sözlerin çıkmasının sebebi insanların “din”i olduğundan farklı anlaması ve o şekilde anladığı şekilde inanması ve onu inandığı gibi anlatmasından kaynaklanmaktadır. Bilgimiz Kur’an’a ve sünnete zıt olmamalıdır. Eğer olursa zaten o “bilgi değil”, “bilgisizliğimiz” olur.