Şafi mezhebinde sargı ile nasıl abdest alınır?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Şafii mezhebine göre Sargılı el ve parmakla nasıl gusül abdesti alınır?

SORU:

Ayak baş parmağım kırık boy abdesti alacağım sargıyı açmadan almam mümkün mü ve ben Şafii mezhebindenim.

Hocam ayak baş parmağım kırık ve sarılı sargıyı açmadan boy abdesti almam mümkün mü mesh etsem olur mu ve ben şafiyi mezhebindenim mesh etmek uygun mu?

CEVAP:

Şafii mezhebine göre sargı ile abdest almak için sargısız olan yerleri yıkamalı sıra sargılı yere geldiğinde ise abdesti bırakıp teyemmüm almalı, sargılı yerin üzerine Mesh edilmeli daha sonra kalan abdest yerleri yıkanmalıdır.

Şafi mezhebinde sargılı el ve ayak ile bu şekilde abdest alınır.
Hanefi mezhebine göre Bu işlem biraz ağır gelebilir ondan dolayı bir bayan Hanefi mezhebini taklid edip sargılı yer üzerine mesh edilir ayrıca teyemmüm almaya gerek kalmaz.

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Şafi mezhebinden yaralı ve sargılı yer ile nasıl abdest ve gusül alınır konusunu, Şafii ilmihalinden olduğu gibi naklediyoruz.

    Cebair ve Asaib

    Cebair kelimesi cebire kelimesinin çoğuludur. Cebire, yaralı bir azanın üzerine sarılan sargı bezi veya bu azanın üzerine konan ilaç de­mektir.

    Asaib kelimesi esabe kelimesinin çoğulu olup, yara üzerine, iyileşinceye kadar onu kirden ve pislikten koruması için sarılan sargıdır, islâm kolaylık dini olduğundan ötürü hayatın bu yönlerini de gözetmiş; ibadetleri eda etmekle, insanın selametini korumak arasında uygunluk meydana getirecek hükümler koymuştur.

    Cebair ve Asaib’in   Hükümleri

    Bir yeri yaralanan veya kırılan insan, yara ve kırığı bazen sarmak zo­runda kalır, bazen de kalmaz. Eğer sarmak durumunda kalırsa üç şeyi yapması gerekir:

    1. Yaralanan veya kırılan azanın sağlam olan kısmını yıkamalıdır.
    2. Cebire veya esabe’nin üzerini meshetmelidir.
    3. Yaralanan veya kırılan azanın yıkama sırası geldiğinde, abdest ye­rine teyemmüm almalıdır.

    Eğer yarayı veya kırığı sarmaya gerek yoksa, yıkama imkânı da bu­lunmuyorsa, sağlam olan yeri yıkamak, yaralı olan yeri de teyemmüm etmek vacibdir. Abdesti bozulmasa bile kişi her namaz kılacağı zaman bu teyemmümü tekrarlamalıdır. (Çünkü teyemmümle sadece bir farz namaz kılınabilir). Abdest bozulmadıkça, yaralı veya kırık azayı teyemmüm ederken diğer azaların tekrar yıkanması gerekmez.

    Cebire Üzerine Mesh’in Meşru   Olmasının   Delili

    Cabir b. Abdullah’ın şu rivayeti cebireler üzerine meshetmenin meşruiyetine açıkça delâlet eder: Bir seferde bizden birine taş isabet etti ve başını yardı. Sonra aynı kişi ihtilam oldu. Arkadaşlarına ‘Bu durumda teyemmüm etmeme ruhsat var mı?’ diye sordu. Onlar ‘Senin için ruhsat olduğunu bilmiyoruz. Sen su kullanmaya muktedirsin’ dediler. Bunun üzerine o da yıkandı ve bundan ötürü de öldü. Döndüğümüzde bu du­rum Hz. Peygamber’e haber verilince, Hz. Peygamber şöyle dedi:

    Onu öldürdüler, Allah onları kahretsin! Biliniyorlarsa neden sormu­yorlar? Bilgisizliğin ilacı sormaktır. Onun teyemmüm etmesi, yarasını bir bezle bağlayıp bez üzerine meshetmesi yeterliydi. Bedenin kalan yerlerini de yıkardı.

    Cebire ve Esabe Üzerine Yapılan Meshin Müddeti

    Cebire ve esabe üzerine yapılan meshin belli bir müddeti yoktur. Özür mevcut   olduğu   müddetçe her   abdest   alışta   onların üzerine meshedilebilir. Özür ortadan kalktıktan, yara veya kırık iyileştikten sonra onların üzerine meshedilmez. Yara veya kırığın üzerindeki sargıyı kaldırıp yerini yıkamak vacib olur. Kişi abdestliyken yarası iyileşip meshi bozulursa, meshedilen ve ondan sonra gelen abdest azalarını ikinci kez meshetmek veya yıkamak vacibdir. İster küçük, ister büyük hadesten ta­haret olsun (abdest veya gusülde) cebireler üzerindeki hüküm aynıdır. Ancak mesh, büyük hadesten ötürü bozulursa, sadece esabe veya ce-bire’nin yerini yıkamak vacib olur. Bedenin diğer kısımlarını yıkamak şart değildir.

    Yara veya kırık üzerine sargı saran kimsenin üç durumda namazı kaza etmesi vacibdir:

    1. Abdestsiz veya cünübken sarılan ve çözülmesi mümkün olmayan sargılardan ötürü namazı kaza etmek vacibdir.
    2. Sargı teyemmüm azalarında (kollarda ve yüzde) olursa, yine na­mazı kaza etmek gerekir.
    3. Sargı, yaranın haricinde kalan sağlam kısmı da kapatıyorsa, namazı kaza etmek gerekir.
    En iyi cevap

Cevapla