Şafi mezhebine göre kefalet (deman)

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

S. 1. Kefalet (deman) nedir ve rükünleri nelerdir?

C. 1. Kefalet sözlükte bağlılık demektir. Istilahta: Başkasının zimmetinde bulunan borca verilen garanti, iltizamdır
Rükünleri:
1- Borçlu (kendisine kefil olunan kişi): Borçlunun rızası ve kabulü şart değildir ve kefilin onu tanıması da gerekmez.
2- Hak sahibi (kendisine kefil verilen kişi): Hak sahibi kefili bil mesi gerek fakat rızası aranmaz.
3- Kefil: Kefilde iki şart aranır:
a- Mükellef ve reşit olmalıdır.
b- Borçluyu ve hak sahibini bilmelidir.
4- Kefil olunan hak, borç: Bununda da dört şart aranır:
a. Sabit olmalıdır, alıcı ve satıcı hakkında fiyat sorumluluğun ke faleti hariç, sübutu kesinleşmemiş hakkın kefaleti olmaz.
b- Kesin veya kesinliğe doğru olmalıdır. c. Kefilin hak hakkında bilgisi olmalıdır.
d- Belli olmalıdır.
5- Sıyga: Hakkına kefilim gibi kefalete delalet eden her lafız olur. Hak sahibi hakkını kefilden de borçludan da talep etme hakkına sahip tir, kefil ödemezse borçluya müracaat eder.

S. 2. Meçhul borca kefil olmak sahih midir?

C. 2. Hayır, sahih değildir.

S. 3. Üzerinde kısas ve iftira cezası gibi kişisel cezalar bulunan biri sine kefil olunabilir mi?

C. 3. Evet, kefil olunabilir, fakat Allah hakkına karşılık kefil olunamaz.

S. 4. Kefilin borcu ödeme iddiasının ayrıntıları nelerdir?

C. 4. Kefil, asıl borçlu yerine borcu ödediğini iddia ederse, hak sahibi bunu ya ikrar ya da inkâr eder: Hak sahibi ikrar ederse, kefil ödediği mik tarı almak için asıl borçluya müracaat eder, çünkü hak sahibinin ikrarıyla borçlunun zimmetini borçtan ibra etmiştir. Asıl borçlu ödemeyi inkâr ederse itibar edilmez, çünkü asıl hak sahibi hakkını aldığını ikrar etmiştir, bu da hakkının kefile intikal ettiğini itiraf etmek demektir ve kendi aleyhine oldu ğu için ikrarı kabul edilir.
Hak sahibi ödemeyi inkâr ederse bakılır: Eğer kefilin hakkı ödediğine dair tanığı varsa onunla hükmedilir ve ödediğini borçludan alır. Tanık olma dığı takdirde, yeminiyle birlikte hak sahibinin sözü kabul edilir, çünkü öde meyi inkâr ediyor ve aslı olan ödenmemiş olmasıdır, bununla beraber kefil tanık göstermemekte israr etmektedir. Yemin ederse, hakkını kefil veya asil borçludan talep etme hakkına sahip olur, çünkü hakkı ikisinin de zimme tinde sabittir. Asıl borçlunun gıyabında öderse, sadece sözle ödediğini ala bilmek için – iddiasını yalanladığı takdirde burçluya müracaat edemez, çünkü ödeme iddiasını inkâr ediyor ve aslı olan ödememiş olmasıdır. Aynı şekilde asıl borçlu ödemeyi doğrulasa dahi yine en sahih görüşe göre ödediğini borçludan alamaz, çünkü bu ödeme borçluya bir fayda sağlama yıp hak sahibinin talebi hala devam etmektedir. Borçlunun zimmetini ibra etmediği sürece ödediğini ondan alamaz, çünkü kendisi ödemeye dair tanık tutmakta taksirat göstermiştir. Asıl borçlunun huzurunda ödemeyi yapar sa, ödeme borçlunun zimmetini borçtan ibra etmez ve talebi düşürmezse dahi, en sahih görüşe göre ödediğini ondan alır. Çünkü bu durumda borçlu ödem dair şahit tutmakta taksirat göstermiştir. Oysa ihtiyatlı davranıp hakkını korumalıydı, dolayısıyla taksirat ondandır kefilden değil.

Kolay Şafi fıkhı
itisam yayınları

Cevapla