Şafi mezhebine göre nafaka

Question

İslam’da nafaka nedir nafaka kime ne kadar verilir nafaka ile ilgili hükümler

 

S. 1. Nafaka ve hükmü nedir? Sebepleri ve türleri nelerdir?

C. 1. Nafaka sözlükte, infaktan gelmekte olup aslı itibarıyla verme, tu kelime anlamına gelir. İnfak kelimesi ise sadece hayırda kullanılır.
Istılahta: Yeme, içme, giyim, mesken gibi insanın ihtiyaç duyduğu her şeydir. Bu ihtiyaçlara verilip tükendiği için nafaka olarak isimlendirilmiştir.
Nafakanın üç sebebi vardır: Akrabalık (kan bağı), mülkiyet ve eş. Na fakanın hükmü ise vaciptir.
Nafakanın beş türü vardır:
1- İnsanın kendi nafakası
2- Neslin asıl üzerinde nafakası
3- Aslın nesil üzerinde nafakası
4- Eşin eş üzerinde nafakası
5- Diğer nafakalar
İnsanın kendi nafakası: İnsan nafakada önce kendi nefsinden başlar, eğer buna gücü varsa, kendi nafakası herkesten daha önceliklidir. Bu na faka, insanın ihtiyaç duyduğu yeme, içme, giyim, mesken gibi insan için tüm gereklilikleri kapsamaktadır. İnsanın malı varsa kendi nafakası kendi malından ödenir.
Neslin asıl üzerinde nafakası: Baba – ne kadar yukarı gitse-çocuğunun – ne kadar aşağı gitse – nafakasını vermek zorunda. Baba, kız olsun erkek olsun çocuklarına infak etmek zorundadır. Baba yoksa dede-babanın ba bası – ve böylece en yakınları infak etmeye mükellef tutulurlar. Neslin asıl üzerinde nafakasının vacip olması için aşağıdaki şartlardan tahakkuk etmesi gerekir:
1- Aslın durumu elverişli olmalıdır, en az kendisinin ve eşinin bir gün ve gecenin ihtiyacından arta kalan yiyeceği olmalıdır. Eğer bu süre içerisinde sadece kendisinin veya kendisiyle eşinin yi yeceği varsa nesline infak etmekle mükellef tutulmaz.
2- Neslin fakir olması gerekir, bununla birlikte şu üç vasıftan biri sinin de olması lazım: Küçüklük, sakatlık ve delilik.
Malı olmayan küçük çocuğa babası bakmak zorundadır, babası yoksa dedesi bakmakla mükellef tutulur. Aynı şekilde malı olmayan sakat – çalış- maktan aciz olan – ve deliye de babası veya dedesi bakmakla mükelleftir. Fakirlikten maksat, kazançtan aciz olmaktır, eğer çocuk sağlıklı, ergen ve kazanmaya gücü varsa – fiilen çalışmasa da – babası bakmakla mükellef değildir. Eğer ilim öğrenme, eğitim gibi uğraşlar onu kazançtan alıkoyuyor sa bakılır: Eğer bu eğitim şahsi sorumluluk ile irtibatlı ise, örneğin akait, ibadet gibi dini eğitim sen kazanca engel sayılıp babası nafakasını vermek zo rundadır. Ancak tıp, sanayi gibi toplumun ihtiyaç duyduğu kifai bilimlerse, çocuk kazançtan aciz sayılmaz ve baba nafakasını ödemek zorunda olmaz. Bu durumda baba muhayyerdir; isterse uğraştığı bilimi öğrenmesini sağlar ve nafakasını öder veya nafakayı keser ve çalışmaya mecbur bırakır. Bu nafakanın belli bir miktarı yoktur, örf çerçevesinde ve infak edenin gücüne göre yeteri kadar infak yapılmalıdır. Zaman aşımıyla neslin asıl üzerinde ki nafakası aslın zimmetinde borç olmaz. Çünkü asıldan nesline bir ikram bir tesellidir, kan bağı gereği bir vergidir, belli bir hakkın temliki (mülk ettirmek) değildir. Yani çocuk ihtiyacı kadar nafaka alır, aslın sağladığı imkânlarla utanma, unutma gibi nedenlerle ihtiyacını karşılamaz ve geçer se babanın zimmeti bununla meşgul kalmaz. Babayla çocukları arasındaki ilişkiler normal seyrindeyken hüküm ve kural budur. Bir tartışma yaşanırsa kadı araya girer ve babanın ödeyeceği belli bir nafaka koyar veya çocuğun babası üzerinden belli bir mal veya ihtiyacı kadar borç almasına izin verir. Bu nafaka, vakti geçtiğinde babanın zimmetinde borç olur, zamanaşımı ile düşmez. Çünkü bu nafaka sadece bir vergiyken kadının kararıyla mülkiyete dönüştü.
Aslın nesil üzerinde nafakası: Bu nafaka için aşağıdaki şartların mevcut olması gerekir:
1- Neslin, kendisinin ve eşinin 24 saatlik nafakasından artısı ol malıdır. Eğer bu süre için sadece kedisi ve eşinin nafakası varsa, baba ve annesinin nafakasıyla mükellef tutulamaz. Çünkü fakirin nafakası kendi gibi başka bir fakire farz olmaz. Nafaka sinden az bir artış olursa anne babasına verir, ikisine yetmezse annesini takdim eder. Çünkü tümü tedarik edilemeyen şeyin çoğu da bırakılmaz.
2- Aslın fakir olması gerekir, burada fakirlikten maksat; kazanma gücü olsun olmasın, zaruri ihtiyacını karşılayacak kazancının olmamasıdır. Çocuk nafakası böyle değil, küçük, sakat ve deli çocuğun fakir olması şarttır. İkisi arasındaki fark, asıl çalışabi len neslini kazanmaya sevk etmesi çirkin değildir, ancak neslin – hayatı boyunca kendisi için o kadar çabalayan – aslını çalış mak zorunda bıkması, özellikle de büyük yaşta ise çirkin ve yakışıksız olur.
3- Anne fiilen veya hükmen eşinin nafakasında olmamalıdır. Bu şartın anlamı şudur, annenin nafakası şu iki durumda oğluna vacip olur:
a- Babası annesine bakmaktan aciz olmalıdır.

b- Babası ölmüş ve annesi evlenmemiş olmalıdır. Kadının evle nebilme olanağı, bu vacibi kaldırmaz, örneğin kadını isteyen denk bir erkek olsa da evlat annesinin nafakasını vermek zo rundadır. Bu şarta göre annenin nafakası şu iki durumda düşer:
a- Babası annesine infak edecek konumda olursa.
b- Babası dışında biriyle evliyse, eşi nafakasını ödeyebilecek du rumda olup olmaması önemli değil. Fakirlikten dolayı annesi nikâhi feshederse, o zaman oğlu bakmak zorunda olur.
Din farkı asıl ve nesil nafakasına etki etmez, Müslüman evlat gayri müslim ebeveynlerinin ve Müslüman baba gayri müslim çocuklarının – diğer şartlar da mevcutsa – nafakasını vermekle mükellef tutulur. Ancak mürted (dinden çıkan) bundan müstesnadır. Asıl olsun nesil olsun mürtedin nafakası vacip değildir. Aslın nesil üzerindeki nafakasının miktarı örf ola rak belirlenir ve zamanı geçtiğinde neslin zimmetinde borç olmaz. Ancak aralarında ihtilaf olup kadı belli bir nafaka koyarsa, zamanı geçip ebevey nin eline gelmediği takdirde infak edenin zimmetinde borç olur. Asıl ve neslin infak tertibi şöyledir: Ebeveyn fakir olup aynı derecede birden fazla nesilleri varsa, hepsi infak eder. Çünkü infak illeti hepsini kapsar, mirasta olduğu gibi kızın infak hissesi erkeğin hissesinin yarısıdır. Eğer oğul ve oğ lun oğlu gibi dereceleri farklıysa, erkek veya kız, varis veya değil, en yakın olab nafakayı öder, çünkü yakınlık daha çok itibara alınır. Asıl ve nesilden muhtaçlar birden fazlaysa ve infak edenin ihtiyacından artan mal hepsine
yetmiyorsa, öncelik şu tertibe göre olur:
1- Zevce, eşin nafakası daha elzemdir ve zaman aşımıyla – asıl ve nesilde düştüğü gibi düşmez.
2- Küçük çocuk ve ergen deli, çünkü ikisi kazançtan aciz oldukla ri için daha muhtaçlar.
3- Anne, hem kazanmaktan aciz olması hem de hamilelik, doğum, emzirme ve bakım haklarından dolayı babadan daha önceliklidir.
4- Baba, üstün faziletinden dolayı nafakası farzdır.
5- Büyük fakir oğul, babasının yakını olduğu için nafakası gerek lidir, yakınlığın önemli bir meziyeti vardır.
6- Ne kadar yukarı olsa da dede, çünkü dedenin hürmeti babanın hürmetindendir ve haklarının korunması gereken asıldır.
Kadının eşi üzerinde nafakası: Kadının eşi üzerinde nafakası icma ile vaciptir, bunun için aşağıdaki şartlar gerekir:
1- Kendini eşine teslim etmesi gerekir, hiçbir meşru istimta şek linden men etmemelidir. Eğer bir kısım istimtadan bile men ederse nafakayı hak etmez. Ancak adetliyken yaklaşma gibi haram bir istimta şeklinden nem ederse, bu durumda nafaka hakkı düşmez.
2- İstediği ev ve mekânda – şer’i şartlara haizse – eşiyle birlikte kalmalıdır. Erkeğin kaldığı ev ve şehir kadına, şer’i açıdan iti bara alınan herhangi bir zarar vermiyor ve ev oturulmaya elve rişli olduğu halde eşiyle birlikte kalmayı kabul etmezse, naşize (itaatsiz) kabul edildiği için nafakası vacip değildir. Kadın na fakasının miktarı bellidir ancak eşin mal varlığına göre miktar ve tür olarak farklılık gösterebilir. Kadının mal varlığı ise, bu açıdan bir etkisi yoktur, çünkü farklılık infak gücüne bağlıdır, bu da infak edene bakar kendisine infak edilene değil. Erkeğin durumu şer’i açıdan üçe tasnif edilir: Zengin, orta ve fakir. Bu tasnifte örf häkimdir.
Zengin erkek: Yaşadığı şehrin galip tüketilen kuttan (buğday v.b/yiye cek) iki avuç (büyük) veri ve bunun öğütülüp ekmek yapılması da erkeğe aittir, yani hazır ekmek olarak verir. Katık olarak da yine şehrin örfü ve onun emsali zenginlerin yaşam koşulları temel alınarak verilir. Giyimde de – kalite açısından bunlar gibi şehrin ve emsali zenginlerin örfüne göre belirlenir. Ancak miktar ve sayısı ihtiyaca göre belirlenir örfe bakılmaz. Ev eşyası, hal, mutfak malzemeleri gibi ihtiyaçlar da giyim hükmünde değer lendirilir.
Orta halli erkek: Ekmek olarak her gün şehrin galip kutundan bir bu çuk avuç, hazır ekmek olarak verir. Katıkta da – miktar ve tür olarak – onun düzeyindeki insanların harcamaları baz alınır. Aynı şekilde giyim ve ev ihti yalan olarak da emsallerinin hanımlarına laik derece olması gerekir.
Fakir erkek: Ekmek olarak – hazır – günlük şehrin galip kutundan bir avuç verir. Katık ve giyim ise kendi emsallerinin durumuna göre belirlenir. Yukarıdaki nafakalara ek olarak – erkeğin durumuna göre – eşiyle birlikte kalacağı ve zaruri ihtiyaçların bulunduğu bir ev olmalıdır. Temizlik için ge reken malzeme ve edevatlar, gerekli ziynet eşyası – erkek eşinden istiyorsa
temin edilmelidir. Kadın baba evinde hizmet gören kızlar dansa, erkek durumu ne olursa olsun – ihtiyacı görecek bir hizmetçi vermek zorundadır. Hizmetçi kadın veya mümeyyiz olmayan çocuk ya da kadının mahremi ol malıdır ve hizmetçinin ücretini erkek öder. Kadının nafakası imkân mi yoksa mülkiyet mi hususunda diyebiliriz ki: Kadın eşiyle birlikte yiyor – günümüzün genel âdeti olduğu gibi – birlikte kalıyor ve belli bir gider üzerinde anlaşmaları yoksa, bu nafaka temkin sayılır mülkiyet değil ve zaman geçerse düşer. Eğer kadın eşiyle belli bir miktar
üzerinde anlaşmışsa veya kadı böyle bir miktar koymuşsa, bu nafaka muayyendir ve zamanı geçtiğinde kadın isteyebilir. Çünkü bu durumda mülktür
temkin değil ve kadın bedel olarak istediğini alabilir. Diğer nafakalar: Zikredilenler dışında insan, mülkiyetinde bulunan di ğer bazı şeylerin nafakasını da ödemek zorundadır. Öncelikle hayvan na fakası: Hayvanlar üç kısma ayrılırlar: Eti yenen hayvanlar, eti yenmeyen muhterem hayvanlar ve muhterem olmayan haram hayvanlar.
Birinci sınıf, eti yenen hayvanlar: Deve, sığır ve koyun gibi eti yenen hayvanların sahibi muhayyerdir, dilerse bu hayvanlara doğru bir şekilde yem verir besler ve korur, dilerse kesip yer, dilerse satar veya başkasına hibe eder. Eğer bulardan hiçbirini yapmazsa, hayvanın hayatını idame etti recek miktarda yem nafakasıyla mükellef tutulur. Eğer vermezse satmaya zorlanır bunu da yapmazsa hâkim gasp olarak satar.
İkinci sınıf, eti yenmeyen muhterem hayvan: Bu sınıfa akur olmayan av köpeği, kedi, şahin, arı, ipek böceği gibi hayvanlar örnektir. Sahibi bakma ve beslemeyle mükelleftir, eğer bakmazsa satılmaya zorlanır onu da yap mazsa veya kimse satın almazsa, korumak için yararlanabilecek birisine vermek zorundadır.
Muhterem olmayan haram hayvan: Akur köpek ve zarar veren her hay van bu türdendir. Bu hayvanlar için yukarıda zikredilen hiçbir şey zorunlu değildir. Çünkü eziyet verici olduğu sürece öldürülmesi caizdir.
Ziraat ve ağaç nafakası: Bunların nafakasından maksat, sahibi sökme yecekse sulayıp bakım yapmasıdır. Çünkü bunun ihmali, şer’i bir gerekçe olmaksızın mal zayiatıdır, bu da İslam’da caiz değildir. Eğer ağaç ve zira attan veya imar gibi amaçlarla topraktan faydalanmak için sökmek isterse, sökebilir veya kuruyana kadar bakımsız bırakabilir. Çünkü meşru bir amacı var.

S. 2. Nafakanın belirlemesinde örfün etkisi nedir?

C. 2. Geçirdiklerimizden anladık ki, temel yiyeceklerin kemiyeti açısından örfün bir etkisi yoktur. Diğer durumlarda ise, zengin için iki avuç, orta halli için bir buçuk avuç ve fakir için bir avuçtur. Her biri eşine bu miktarı ya ekmek olarak veya hap şekliyle verir ancak öğütme ve pişirme masrafını da karşılar. Çünkü bu temel ihtiyaçtır ve örfe göre değişmez. Bu nun dışındaki katık ve giysi gibi ihtiyaçlar ise, yaşanılan şehrin, mıntıkanın örfüne göre belirlenir. Fakat örf şer’i hükümlere muhalif olmamalıdır. Za manımızda olduğu gibi, nafakalarda müsrif, savurgan örflere itibar edilmez. Erkeğin durumu düşerse, örneğin zengin konumundan orta halli veya fakir konumuna inerse, buna bir şey terettüp etmez ve eşi kendisine tabi olup durumuna nza göstermesi gerekir. Ancak erkek üçüncü derecedeki nafakayı dahi ödemeyecek duruma gelirse kadın nikâhı feshetme talebinde buluna bilir. Kadın böyle bir talepte bulunduğunda kadı isteğine cevap verip ayır malıdır. Ancak bunun için erkek en az üç gün üçüncü derecedeki nafakayı
vermekten aciz kalmış olması gerekir ki acziyeti gerçekleşmiş olsun. Çünkü bu durum, herhangi bir sebepten dolayı geçici olabilir. Eğer kadın eşinin bu haliyle de birlikte kalmaya rıza gösterirse, yine istediği zaman nikâhı feshetme talebinde bulunabilir. Çünkü bu her gün tekrarlanan bir durumdur ve her günün müstakil bir hükmü vardır. Ancak üçüncü derecedeki bazı na fakalardan aciz kalırsa kadın feshetme talebinde bulunamaz. Örneğin katığı verememesi veya hizmetçi tutamaması gibi, çünkü beden bunlar olmadan da ayakta durabilir ve bunlar temel olmayıp tekmillerdendir. Ancak üçüncü derecenin tüm nafakasını veremezse kadının nikâhı feshetme hakkı doğar.

S. 3. Evladın kendi ve çoluk çocuğunun 24 saatlik yiyeceğinden arta kalan malı olmayıp ebeveynlerine bir şeyi veremiyorsa hükmü ne olur?

C. 3. Fakir olduğu için herhangi bir şey gerekmez.

S. 4. Hayvan nafakasının hükmü nedir?

C. 4. Hayvan nafakası olan yem ve sulama vaciptir. Arazi elverişliyse kendi otlayıp suya girerse nafaka nın yerine geçer.

S. 5. Erkek nafakayı veremezse hükmü ne olur ve kadın nikâhı feshetmek isterse kendi yapabilir mi?

C. 5. Erkek nafakayı vermekten aciz kalırsa kadın nikâhı feshetme hakkına sahiptir ancak kendi başına değil mahkeme kararıyla yapar.

S. 6. Kadının nafakası ne zaman vacip olur?

C. 6. Kadın kendini eşine teslim veya arz ettiği zaman vacip olur, sırf akitle olmaz.

S. 7. Hadâne (dadılık) en çok kimin hakkı ve dadının şartları ne lerdir?

C. 7. Çocuğun bakımına en uygun kişi annedir. Ondan sonra anneannesi ve aralarına erkek girmeyen nineleridir. Ondan sonra babası sonra babanın anne ve nineleri sonra öz kız kardeş sonra öz kardeş sonra babadan kardeş sonra anneden kardeş sonra teyze sonra hala sonra öz kardeşinlerin kızları sonra babadan kardeşin oğolları sonra onların oğulları sonra anneden kar deşin oğulları sonra halakızları sonra amca (öz veya babadan) kızları sonra teyze kızları sonra amcaoğludur.
Dadının şartları: Adalet, akıl, hürriyet, çocuk Müslümansa Müslüman şartları aranır.

S. 11. İddette olan kadın için nafaka olarak ne gerekir?

C. 11. Rici talakla boşanmış kadın için iddet döneminde nafaka ve mesken gerekir. Fesh olarak da olsa bain talakla boşanan için mesken gerekir. Bain talakla boşanmış hamile kadına nafaka ve mesken verilir. Ölenin eşine ev verilir ancak nafaka vacip değildir.

Kolay Şafi fıkhı
itisam yayınları

Answer ( 1 )

    0
    2025-01-04T13:06:22+03:00

    İslam’da Nafaka Nedir?

    Nafaka, İslam hukukunda bir kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimselerin yiyecek, giyecek, barınma ve benzeri temel ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Bu yükümlülük, Kur’an-ı Kerim, sünnet ve fıkıh hükümlerine dayanır. Nafaka yükümlülüğü genelde üç temel durumu kapsar:

    1. Evlilik Nafakası (Zevceye Nafaka): Eşin nafakası.

    2. Akrabalık Nafakası: Anne, baba, çocuklar ve bazı yakın akrabalar için.

    3. Boşanma Sonrası Nafaka (İddet Nafakası): Boşanma sonrası kadının iddet süresince geçim masrafları.

    Şafi Mezhebine Göre Nafaka

    Şafi mezhebinde nafaka hükümleri, delillere dayalı olarak detaylı bir şekilde açıklanmıştır.

    1. Eşin Nafakası

    Evlilik devam ettiği sürece erkeğin, eşine nafaka sağlama yükümlülüğü vardır. Nafaka kapsamına şunlar girer:

    Yiyecek: Kadının ihtiyacını karşılayacak uygun ve yeterli miktarda yemek.

    Giysi: Mevsime ve çevre şartlarına uygun giysiler.

    Barınma: Kadının güvenli ve huzurlu bir şekilde yaşayabileceği bir ev.

    Delil: Kur’an-ı Kerim’de bu konu şöyle geçmektedir:
    “Erkeklerin, kadınlar üzerinde hakkı olduğu gibi, kadınların da onlar üzerinde hakkı vardır.” (Bakara, 2/233)

    Hadis-i Şerif:
    “Kadının yiyeceği ve giyeceği konusunda ona iyi davranman senin üzerine bir haktır.” (Müslim, Zekat, 34)

    Eşin nafaka miktarı, erkeğin mali durumu ve kadının ihtiyaçları göz önünde bulundurularak belirlenir. Şafi mezhebinde, eğer kadın zengin olsa bile erkeğin nafaka sorumluluğu devam eder.

    2. Akrabalık Nafakası

    Bir kişinin kendi çocuklarına, anne-babasına veya bazı durumlarda akrabalarına nafaka sağlama yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülük şu şartlara bağlıdır:

    Nafaka isteyen kişinin çalışamayacak durumda olması (yaşlılık, hastalık, küçük yaş).

    Nafaka verecek kişinin bu yükümlülüğü karşılayabilecek mali güce sahip olması.

    Kur’an’da anne-babaya nafaka ile ilgili şöyle buyrulur:
    “Rabbin, yalnız kendisine ibadet etmenizi ve anne-babanıza iyi davranmanızı emretti.” (İsra, 17/23)

    3. Boşanma Sonrası Nafaka (İddet Nafakası)

    Boşanan kadının iddet süresi boyunca (3 ay) veya hamile ise doğuma kadar, geçim masrafları kocası tarafından karşılanır.

    Delil:
    “Boşanmış kadınlar, meşru bir şekilde kendilerine nafaka verilmesini hak ederler. Bu, takva sahipleri için bir görevdir.” (Bakara, 2/241)

    Şafi mezhebinde, iddet nafakası kadının hamile olup olmamasına, boşanmanın bain ya da ric’i olup olmamasına göre farklılık gösterebilir:

    Bain Talak: Kadın hamile ise iddet nafakası verilir.

    Ric’i Talak: İddet süresi boyunca tam nafaka verilir.

    Nafaka Miktarı Nasıl Belirlenir?

    Şafi mezhebinde nafaka miktarı, şu kriterlere göre belirlenir:

    1. Erkeğin Geliri ve Mali Durumu: Eğer erkek zengin ise nafaka buna göre artırılır. Fakir ise temel ihtiyaçlar sağlanır.

    2. Kadının İhtiyaçları: Kadının yaşam standardı ve sosyal durumu göz önünde bulundurulur.

    3. Yerel Gelenekler: Toplumun gelenek ve göreneklerine uygun hareket edilir.

    Nafaka Vermemenin Sonuçları

    Şafi mezhebine göre nafaka vermeyen kişi, hem dini hem de hukuki sorumluluk altına girer. Eğer koca nafaka vermezse, kadın haklarını talep edebilir ve gerekirse boşanma talebinde bulunabilir.

    Delil:
    “Müminlerin en hayırlısı, ailesine karşı en hayırlı olanıdır.” (Tirmizi, Radâ, 11)

    Özet

    Nafaka kime verilir? Evlilik devam ederken eşe, akrabalardan ihtiyaç sahiplerine ve boşanma sonrası iddet süresince kadına.

    Nafaka miktarı neye göre belirlenir? Erkeğin mali gücü, kadının ihtiyaçları ve yerel şartlara göre.

    Nafaka verilmiyorsa? Kadın haklarını talep edebilir.Bu hükümlerin uygulanmasında toplumun sosyal yapısı ve kişinin mali durumu dikkate alınarak adaletli bir çözüm sunulması esastır.

Cevapla