Paylaş
Şafii mezhebinde Hac ibadetinin farz olmasının şartları
Question
Şafii mezhebine göre Hac ve Umre’nin Farz Olmasının Şartlan
Aşağıdaki şartların kendinde bulunduğu kimseye hac ve umre farz olur:
1. Müslüman olmak.
Bu bakımdan müslüman olmayan kişiye hac vacib değildir. Çünkü hac ve umre sadece Müslümanlardan istenilen ibadetlerdendir. Müslüman olmayan kişinin haccı sahih olmaz. Çünkü ibadetin sahih olmasının şartı müslüman olmaktır.
2. Akıllı olmak.
Hac ve umre, deliye farz değildir. Çünkü delide, iyi ile kötüyü ayıracak akıl yoktur. Sorumluluk ancak akıl ile olur.
3. Baliğ olmak.
Baliğ olmayan kişiye hac ve umre vacib değildir. Çünkü baliğ olmayan kişi mükellef değildir. Sorumluluk, ancak buluğ ile gerçekleşir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Kalem üç kişiden kaldırılmıştır: Baliğ oluncaya kadar çocuktan, uyanıncaya kadar uyuyandan, akıllanıncaya kadar deliden.[6]
4. Hür olmak.
Hac ve umre, köleye vacib değildir. Çünkü kölenin malı olmaz. Onun malı efendisinindir.
5. Yol emin olmalıdır.
Can ve mal güvenliği yoksa veya yolda savaş tehlikesi varsa, hac ve umre vacib olmaz. Çünkü insanın zarar görmesi sözkonusudur.
Sakın kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. (Bakara/195)
6. İstitaat (güç yetirmek).
Oraya (gitmeye) yol bulabilen kimseye Allah için Kabe’yi ziyaret etmek farzdır. (ÂIi îmran/97)
İbn Ömer’den şöyle rivayet edilmektedir: “Bir kişi Hz. Peygamber’e ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Haccı vacib kılan nedir?’ dedi. Hz. Peygamber ‘Azık ile binektir’ buyurdu”.
Kur’an-ı Kerim’de ‘istitaat’ şeklinde varid olan kelime, azık ve binek ile tefsir edilmiştir.
Güç yetirmek (=istitaa, hac ve umre’yi eda etmek için binek ücretine, kendisinin gidiş geliş masrafına, bir de bugün pasaport, toprak bastı parası ve benzerleri gibi masrafları kaşılayacak mala sahip olmaktır. Ayrıca kişinin malı, borcundan fazla olmalıdır ve gidip gelinceye kadar ailesinin nafakasını da karşılayacak kadar olmalıdır.
—————————————-
İstitaat’m Çeşitleri İstitaat iki çeşittir:
I. Bilfiil istitaat
Kişinin hac ve umre’yi bizzat yapabilmesidir.
II. Dolaylı istitaat
Yaşlılık, hastalık ve benzeri şeylerden dolayı kişinin kendi yerine vekil göndermesidir.
İbn Abbas’tan şöyle rivayet edilmiştir: Cüheyne kabilesinden bir kadın Hz. Peygamber’e gelerek şöyle sordu:
– Ey Allah’ın Rasûlü! Annem hacca gitmeyi adamıştı. Fakat haccede-meden Öldü. Onun yerine ben hac yapabilir miyim?
– Evet, sen onun yerine hac yap! Acaba annenin bir borcu olsa sen onu öder miydin?
– Evet, öderdim.
– Öyleyse Allah’ın borcu ödenmeye daha layıktır.1
Neseî’nin rivayetinde ise şöyledir: Bir kişi Hz. Peygamber’e şöyle sordu:
– Ey Allah’ın Rasûlü! Babam haccetmeden öldü. Ben onun yerine haccedebilir miyim?
– Eğer babanın bir borcu olsaydı, sen onu öder miydin? ,- Evet!
– Allah’a olan borç ödenmeye daha lâyıktır.
Buharî ve Müslim’in rivayet ettiği hadis de şöyledir: Husam kabilesinden bir kadın Hz. Peygamber’e şöyle sordu:
– Ey Allah’ın Rasûlü! Allah’ın kullarına farz kıldığı hac, çok yaşlı olan babama da farz oldu. Fakat babam binek üzerinde duramıyor. Ben onun yerine haccedebilir miyim?
– Evet, yapabilirsin. Bazı Mülâhazalar
I. Mülâhaza
Ticarî bir mala sahip olan kimseye hac ve umre farz olduğunda onu satıp hac ve umre’ye gitmesi gerekir. Yine nafakasını temin ettiği bir arazisi olan -hac ve umre’nin de kendisine vacib olduğu- kimseye, onu satıp hac ve umre’ye gitmesi farzdır. Çünkü bir başkasına borçlu olsaydı, ticaret malını veya tarlasını satıp o borcu ödemesi gerekirdi. Hac ve umre
Buharîde zenginin üzerine bir borç olduğu için, malını satıp hac ve umre’yi eda etmesi gerekir. Bu görüş, (Şafii mezhebinin) en sahih görüşüdür. Şafii âlimlerinden bazıları “Ticaret malı ile nafakasını temin ettiği tarlanın satılması gerekmez. (Çünkü bunlar onun geçim kaynağıdır)” demişlerdir.
II. Mülâhaza
İçinde oturulan ev ve ev eşyalarının, hac ve umre için satılması vacib değildir. Çünkü bunlar zaruri ihtiyaçlardır. Bu nedenle bunların satılması teklif edilemez.
III. Mülâhaza
Mekke’ye iki konak veya daha az bir mesafede oturan ve yürüyebilen bir kişinin, yürüyerek hacca gitmesi vacibdir. İki konak, eğer bineği veya binek kiralayacak parası yoksa yirmidört saatlik bir mesafedir.
IV. Mülâhaza
Hac masrafını karşılayacak mala sahip olan kişi, evlenmek istediğinde iki durum sözkonusudur:
a. Evlenmediği takdirde zina yapmamaktan emin olan kişinin haca öne alması gerekir.
b. Evlenmediği takdirde zinaya düşmekten korkan kişinin ise evliliği öne alması daha efdaldir.
V. Mülâhaza
Hac ve umre’nin kadına farz olması için sözkomısu şartlardan başka şu iki şartın da bulunması gerekir:
1. Kocasının da kadınla beraber olması veya yanında bir mahremi olması.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Kadın iki günlük bir yolculuğa ancak kocası veya bir mahremiyle çıkabilir.
Kadın, ancak mahremiyle beraber sefere çıkabilir.[8]
2. Yanında iffet sahibi güvenilir iki kadının olması.
Böyle üç kadın olursa, kocası veya mahremi olmadan yolculuğa çıkabilirler. Çünkü onların bir araya gelmesi güvenlik ve emniyet için yeterlidir. Kendisiyle beraber hac ve umre’ye giden bir mahremi olmayan kadının, eğer parası varsa bir mahreminin ücretini vererek onunla beraber gitmesi gerekir. Bu, hacca gitmenin vacib olmasının şartıdır. Caiz olmasının şartı ise yanında en az iki kadının olmasıdır. Yol emniyeti sağlandığı takdirde tek başınada hacca gidebilir. Ancak bu, sadece farz olan hac için sözkonusudur. Farz olmayan hac’da ve diğer yolculuklarda kocası veya bir mahreminin yanında bulunması şarttır. Kadının tek başına hacca gitmesinin caiz olduğunun delili, Hz. Peygamber’in Adîy b. Hatem’e söylediği şu sözdür.
Eğer benden sonra yaşarsan, bir kadının tek başına Allah’tan başka kimseden korkmadan Hire’den kalkıp Kabe’yi tavaf ettiğini göreceksin.[9]
Kadında bulunması gereken diğer şart, kocasının vefatı dolayısıyla iddet içinde bulunmamasıdır.
Rabbiniz olan Allah’tan korkun (da boşanan kadınların iddetlerini uzatmayın). Onları evlerinden çıkarmayın. (İddetleri bitinceye kadar) kendileri de çıkmasmlar. Meğer ki açık bir edepsizlik etmiş olsunlar. (Talak/l)
VI. Mülâhaza
Kadın, ancak kocasının izniyle hacca gidebilir. Eğer kocası gitmesine izin vermezse, kadının hacca gitmesi caiz olmaz. Kocasının izin vermemeşinden ötürü hacca gidemeyen kadın günahkâr olmaz. Onun yerine hac yapılır.
Cevapla