Paylaş
Şafii mezhebine göre ortak malların zekatı nasıl çıkarılır
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Şafiide Ortak Malın Zekâtı
Şirket veya benzeri bir yolla birbirine karışan ve iki kişiye ait olan mallar iki kısma ayrılır:
I. Bizzat malların birbirine karışmış olması.
Bundan maksat, nisab miktarına ulaşan veya daha fazla olan ve iki kişiye ait olan maldır. Bu malın üzerinden bir sene geçmiştir, satın almak, miras veya başka yollarla elde edilen bu mal tek cinstir.
İbn Hacer şöyle diyor: Bu iki mal, ayırdedilmeyecek şekilde birbirine .karışmış olmaktadır1, sözgelimi iki kardeşe babalarından 40 koyun miras olarak kalır veya iki kişi ortak olarak 40 koyun satın almışlardır. Bu iki kişinin herbiri her koyunun yarısına sahiptir. Öyleki ‘şu koyun bunun, şu koyun da ötekinin’ denemez. Böylece herbiri miras kalan, satın alınan eşya, mal veya arazinin belli olmayan bir şekilde yarısına sahiptir.
II. Komşuluk veya sıfatların karışması.
Bundan maksat şudur: Zekâtla mükellef olan iki kişinin malda, müşterek olmayan bir nisabları vardır. Aralarında sadece komşuluk vardır. Bu durumda iki malın birbirine katılmadığı, birbirinden ayrı ve belli olduğu kabul edilir.
Birbirine Karıştırılmış İki Malın Zekâtı Nasıl Verilir?
Birbirine karışmış iki mal, hangi cinsten olursa olsun bir kişinin malı gibi kabul edilerek zekâtı ona göre verilir; yani iki malın toplamı nisab miktarına ulaşıp üzerinden bir yıl geçerse zekât vacib olur. Her iki mal sahibinin hissesi ayrı ayrı olduğunda nisab miktarına ulaşmasa da karışık malda zekât, malın toplamına göre takdir edilir. Malın toplamı nisab mik*tarına ulaştığında zekât lazım gelir.
Bunun delili, daha önce bazı parçaları nakledilen hadîsin şu bölü*müdür:
Ayrı olan mallar zekât korkusuyla cemedilemez, cemolmuş mallar da ayrılamaz.[48]
Bu hadîsin anlamı şudur: İki ayrı mal, zekât alınmak için birleştirile*mez. Birbirine karışmış iki mal da zekât vermemek için ayrılamaz.
Bu hüküm bazı durumlarda malda zekâtı vacib kılar. Eğer ayrı ayrı olup birbirine karıştırılmamış olsalardı, onlarda zekât vacib olmazdı. Nitekim bazı durumlarda da malları karıştırmak zekât nisbetini azaltır. Nisab miktarına ulaşan mallar karıştırılmamış olsaydı zekâtları daha fazla olurdu.
Birincisinin misali şudur: İki şahıs bir sene müddetle 40 koyuna sa*hiptir. Zekât, bu iki şahsın ortak malı olan 40 koyuna düşmektedir. Eğer bu iki kişinin malları ayrı olsaydı her ikisine de zekât düşmezdi. Çünkü herbirinin payı, nisab miktarından azdır.
İkincisinin misali de şudur: İki şahsın 80 koyunu bulunmaktadır. Herbirinin 40 koyunu vardır. Bunların üzerinden 1 sene geçtiğinde zekât olarak 1 koyun vermeleri gerekir. Çünkü birbirlerine karışmışlar, tek bir mal durumuna gelmişlerdir. Oysa bunlar ayrı olsalardı herbirine zekât olarak 1 koyun vermek vacib olurdu ve böylece 1 koyun yerine 2 koyun zekât verilmiş olurdu.
Karışan İki Malın Tek Bir Mal Gibi Kabul Edilmesinin Şartları
Karışık iki ayrı malı bir kişinin malıymış gibi kabul ederek, ona göre zekât alınması için iki çeşit şart vardır:
Birinci şart: Onlar hangi kısımdan olursa olsun -ister birbirinden ayırdedilmeyecek şekilde, isterse komşuluktan ötürü karışmış olsun-karıştırılmış olan malın şartlarıdır. Bunların şartlan aşağıdadır:
a; İki malın cinsi aynı olmalıdır.
Eğer malların yarısı koyun, yarısı da sığır olursa, ne şekilde ve nasıl karışmış olurlarsa olsunlar ayrı ayrı kabul edilirler.
b. İki malın toplamı nisab miktarına ulaşmış olmalıdır.
Eğer iki malın toplamı 35 koyun olursa onlara zekât düşmez. Ortaklardan birinin veya ikisinin de başka koyunları olsa ve onları getirip 35’e katsa ve böylece nisab miktarına ulaşsa bile bu dikkate alınmaz.
c. Karışık olan iki mal bu şekilde bir sene -eğer üzerinden bir sene geçmesi gereken kısımdan ise- kalmalıdır.
Eğer ortaklardan herbiri Muharrem ayının başında 40 koyuna sahip olur ve koyunlarını Safer ayının başında birbirine katarlarsa, sene geçip tekrar Muharrem ayına geldiğinde herbiri zekât olarak bir koyun vermeli*dir. Bu durumda onların karıştırılması dikkate alınmaz. Ziraî mahsuller ve meyveler gibi üzerinde bir sene geçmesi gereken mallardan değilse, ka*rıştırmanın, meyve veya mahsulün olgunlaşma zamanına kadar kalması şarttır.
İkinci şart, komşuluk karışmasına mahsus olan şartlardır ki aşağıda zikredilmiştir:
a. Sığır, deve veya koyunlar birbirinden ayrı olmamalı; istirahat, top*lanma, otlak ve sağım yerleri aynı olmalıdır.
Eğer mal sahipleri koyunlarını değişik yerlere götürüp otlatır, değişik yerlerde istirahat ettirir, değişik yerlerde sağarsa, böyle bir karışıklığın hiç*bir etkisi olmaz. Daha önce zikrettiğimiz gibi böyle bir durum, karıştırma*nın hükmüne tâbi olmaz.
b. Karıştırılmış olan sürünün çobanı ve koçu bir olmalıdır.
Eğer herbirisinin ayrı çobanı ve ayrı koçlan olursa birbirine karışmış mal hükmüne girmez.
c. Mal, mahsuller gibi zekât düşen mallardan olduğunda bekçisi, ku*rutulduğu yer ayrı olmamalıdır, Eğer ticarî mal ise dükkânları, depolan, alışveriş aletleri ayrı olmamalıdır. Bu şartlar oluştuğunda karıştırılmış iki mal, tek mal sayılır. Onların belli olmayacak şekilde birbirlerine karışma*ları şart değildir. Bu şartlar mevcut olduktan sonra komşuluk dahi kâfi gelir. Bu şartlar veya bu şartlardan biri olmazsa, her mal sahibi kendi malının hesabını tutar ve zekâtını ona göre verir.
Birbirine Karışmış İki Malın Sahiplerinin Zekât Hususunda Yapmaları Gereken Şeyler
Zekât, birbirine karıştırılmış iki malı tek bir mal kabul ederek alındığında, mal sahiplerinin malları oranında sorumlulukları vardır.
Eğer malından, kendisine düşenden daha fazla alınırsa, fazlasını or*taklarından alır, eğer az alınmışsa, üstünü ortaklarına verir. Karıştırılmış mal 100 koyun ise, ona 2 koyun zekât düşer. Eğer bu yüz koyun üç kişinin olur, ellisi birine, diğer ellisi de öteki iki ortağa ait olursa, 50 ko*yuna sahip olana 1 koyunun yarısı, 25’er koyuna sahip olan diğer iki kişiye de bir koyunun 1/4’i zekât olarak düşer.
Yukarıdaki hükümlerin delili, Enes’ten rivayet edilen şu hadîste bu*lunmaktadır: ‘Mallarını karıştıran iki ortak zekâtı eşit şekilde öderler’.
Cevapla