Paylaş
Şafii Mezhebine göre Zekatın Farz Olduğu Mallar
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Zekâtın Vacib Olduğu Mallar
Zekâtın vacib olmasındaki esas, malın artmasıdır. Bu bakımdan artmaya kabiliyeti olan her mala zekât düşer. Camid (donuk) ve gelişmeyen mallara zekât taalluk etmez. Bunun hikmeti açıktır. Çünkü donuk ve çelişmeyen bir maldan zekât verildiğinde takriben kırk yılda zekât o malı yok eder. Böylece mal sahibi zarara uğramış olur.
Gelişmeye kabiliyeti olan mala gelince, zekât burada gelişmeye tâbi olarak taalluk eder. Malın esasının, zekâttan ötürü yok olma tehlikesi or*tadan kalkar. İşte bu esasa binaen kendisine zekâtın vacib olduğu mallar şunlardır:
1. Altın ve Gümüş
Altın ve gümüşe, ister sikkeli, ister sikkesiz olsun zekât düşer. Bunlar hakikaten veya itibaren mülk sahibinin tasarrufu altına giren maldır. Bun*lar, altın ve gümüşün yerine geçen kağıt paralar ve senetler de olabilir.
Altın ve Gümüşe Zekâtın Vacib Olduğunun Delili
Altın ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlara pek acıklı bir azabı müjdele! (Tevbe/34)
: Keneden (biriktirmekten) maksat, kendisine zekât düşen malı hap*setmektir. Buharî, yukarıdaki ayetin tefsirini îbn Ömer’den şöyle rivayet ediyor: ‘Malı biriktirip de onun zekâtını vermeyen kimseye azap vardır’.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Altın ve gümüşün (zekât) haklarını te’diye etmeyen her altın ve gümüş sahibi kıyamet günü olduğunda, o altın ve gümüşleri kendisi için ateşten levhalar haline getirilir, cehennem ateşinde kızdırılır sonra bu kızgın levhalarla böğrü, alnı ve sırtı dağlanır. Bunlar soğudukça azap için tekrar kızdırılır. Bu azaplandırma miktarı elli bin sene olan bir gün içinde, kullar arasında hüküm verilinceye kadar sürer. Neticede o kimse ya cennete veya cehenneme doğru giden yolunu görür (yahut, cennet veya cehenneme doğru giden yol kendisine gösterilir).[18]
Kendisine Zekât Taalluk Eden Altın ve Gümüşün Çeşitleri
a. Gümüşten yapılmış dirhemler, altından yapılmış dinarlar, onlardan meydana getirilen altın ve gümüş sikkeler.
b. Altın ve gümüş külçeler.
c. Kullanmak veya süs için hazırlanan altın ve gümüş eşyalar. Kadınların Zînet Eşyalarında Zekât Yoktur
Zekât düşen süs eşyalarından, kadının süs eşyası istisna edilmiştir. Onlarda zekât yoktur. Örneğin kadının israf sınırına varmayan altın veya gümüş takısına veya erkeğin gümüş yüzüğüne zekât düşmez. Bunun ne*deni, onları süs eşyası olarak kullanmanın onlardaki gelişme sıfatını yok etmesidir.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Zînet eşyasında zekât yoktur.[19]
Sahabeden rivayet edilen eserler de bu hükmü teyid etmektedir. İmam Mâlik’in Hz. Aişe’den rivayet ettiğine göre Hz. Aişe, kardeşinin kızlarının velisiydi. Bu yetimler onun yanındaydı. Hz. Aişe onların takılanndan zekât vermiyordu.[20]
Abdullah b. Ömer, kızlarına ve cariyelerine altın takılar yaptırırdı ve bunlardan zekât vermezdi.
. Bir kişi Cabir b. Abdullah’a şöyle sordu:
– Takıda zekât var mı?
– Hayır, yok![21]
Bu hüküm, altın ve gümüşten olup da kullanılması haram olan eşyalar için geçerli değildir. Meselâ bir kişi gümüş yüzükten başka bir takı edinirse veya kullandığı aletleri altın ve gümüşten yaparsa veya duvara asmak için altın veya gümüşten bir levha yaparsa bunlara zekât düşer. Bu eşyalarda gelişme vasfı her ne kadar ortadan kalkmışsa da buna itibar edilmez. Çünkü gelişme vasfını ortadan kaldıran sebebin kendisi haramdır.
Altın ve Gümüşten Yapılan Eşyaları Kullanmanın Haram Olduğunun Delili
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Altın ve gümüş kaplardan içmeyiniz. Altın ve gümüş tabaklar içinde yemeyiniz. Çünkü bu eşya dünyadan onlara (kâfirlere) ait (zînet eşyası)dır, ahirette de bizim olacaklardır.[22]
Diğer kullanım şekilleri de yeme ve içmeye kıyas edilmiştir; yani o kaplarda yemek-içmek yasak olduğu gibi, onları rafa koymak da yasaktır. Nitekim süs için edinmek de kullanmaya kıyas edilmiştir. Çünkü süs için edinmek, kullanmaya sevkeder. Şârî ise buna izin vermemiştir. Buradaki asıl, haram olmasıdır. Bu da hem kadınları, hem de erkekleri eşit şekilde bağlayıcıdır.
2. Zekâtın vacib olduğu mallardan ikincisi en’âmdır.
En’âmdan maksat, deve, sığır ve koyunlardır.”Keçi de kovuna ilhak edilmiştir.
Bu hayvanlarda zekâtın vacib olduğuna dair delil şudur:
Enes b. Mâlik’ten rivayet edildiğine göre Hz. Ebubekir, kendisine bir mektup yazarak onu Bahreyn’e gönderdi. O mektubun başında şöyle yazıyordu:
Bismillahirrahmanirrahim. Bu, Rasûlullah’ın müslümanlar üzerine farz kıldığı sadaka farizesidir. Müslümanlardan bunu gereği gibi isteyene onu verin, bundan daha fazlasını isteyene vermeyin![23]Bu, uzun bir rivayettir. Devamında zekât düşen malların cinsleri zik*redilmiş, nisabları açıklanmış, ne kadar zekâtın vacib olduğu belirtilmiştir. Bunları kitabımızın çeşitli yerlerinde inceleyeceğiz, açıklamaları da orada yapılacaktır.
3. Ziraî mahsuller ve meyveler
Ziraî mahsullerin ve meyvelerin, halkın normal durumlarda çürüme*den azık edinebildikleri kısımlarına zekât düşer. Meyvelerden yaş hurma ile yaş üzüm, ziraî mahsullerden de buğday, arpa, pirinç, mercimek, no*hut ve mısır gibi yiyecekler bu kışıma girer. Sadece kıtlık zamanlarında azık edinilen yiyecekler zekât hususunda dikkate alınmazlar.
Ziraî Mahsullerde Zekâtın Vacib Olduğunun Delili
Herbiri mahsul verdiği zaman mahsulünden yeyin. Devşirme gü*nünde hakkını verin. (Enıâm/l4l)
İbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre ayetteki ‘hak’tan maksat, ze*kâtını vermektir.
Ey iman edenler! Kazandıklarınızdan ve sizin için yerden bitirdikle*rimizin iyilerinden sarfedin. (Bakara/267)
İleride bu hususta -Allah dilerse- zikredilecek daha birçok delil vardır. Bu ayetin bu konuya mahsus olduğuna şu hadîs delâlet eder:
Hurmaların tahmini gibi onlara da tahmin yapılır ve bilâhere hur*manın zekâtı kuru hurma olarak ödenir.
Hz. Peygamber, Ebu Musa el-Eş’arî ile Muaz b. Cebel’i, İslâm’ı öğretmek üzere Yemen’e gönderirken kendilerine şöyle buyurdu:
Zekâtı; ancak arpa, buğday, kuru üzüm ve kuru hurmadan alın.
Yine Hz. Peygamber salatalık, kavun ve nar’ın zekâtının olmadığını söylemiştir.
Hadîsin metninde geçen el-kâdıb daha yaşken kesilip yenen bir bit*kidir.
Genellikle azık edinilen yiyecekler, arpa ve buğdaya kıyas edilmiştir. Çünkü azık edinmek, hayat için zaruridir. Bu bakımdan ihtiyaç sahipleri için, o yiyeceklerden bir hak ayrılması vacib olmuştur.
4. Ticaret malları
Buradaki ticaretten maksat, bir malı karşılıklı olarak kâr maksadıyla değiş-tokuş yapmaktır. Bu da malın belli bir çeşidine mahsus değildir. Kâr amacıyla karşılıklı değiş-tokuş yapılan mallar, ticaret mallarıdır.
Ticaret Mallarında Zekâtın Vacib Olduğunun Delili
Ey iman edenler! Kazandıklarınızdan ve sizin için yerden bitirdikle*rimizin iyilerinden sarfedin. (Bakara/267)
Mücahid ‘Bu ayet ticaret hakkında nazil oldu’ demiştir. Bunun an*lamı ‘Ticaret yoluyla kazandığınız mallardan zekât verin!’ demektir. Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur:
Devede, sığırda, koyunda ve kumaşta zekât vardır.[27]
Hadîsin metninde geçen el-beden maksat, satılmak için hazırlanan kumaşlardır. Ticaret için hazırlanan diğer mallar da buna kıyas edilmiştir
Semure b. Cündüb şöyle demiştir: ‘Hz. Peygamber, bize satış iÇin hazırladığımız mallardan sadaka (=zekât) vermemizi emrediyordu’.
Ticaret Mallarında Zekâtın Vacib Olmasının Şartları
Elde edilen malların ticaret malı olması ve o mala zekâtın vacib ol*ması için aşağıdaki şartların tahakkuk etmesi gerekir:
a. Alışveriş, icare, mehir ve benzeri gibi bir bedel karşılığı elde edilen bir mal olması.
Miras, vasiyet veya hibe yoluyla elde edilen mal ticarî mal sayılmaz.
b. Mal elde edildiği anda onunla ticaret yapmaya niyet edilmesi ve bu niyetin devamlı olması.
Kişi malı elde ettiğinde o mal ile ticaret yapmaya niyet etmezse, o mal ticarî mallardan sayılmaz. Hatta aldığı anda değil de daha sonra niyet etse bile o mal. yine ticarî mallar kapsamına girmez. Ticaret amacıyla alman, fakat daha sonra kendisi mülk edinilip ticaret yapılmamaya niyet edilen mala da zekât düşmez.
Maden ve Rikaz
Bunlardan maksat, yer altından çıkarılan altın ve gümüştür. Eğer çıkarılan madde, karışık olduğu diğer maddelerden tasfiye edilirse bu maden’dir. Eğer çıkarılan madde, İslâm’dan önce para olarak kullanılan bİrşey ise bu da rikazfdır. Fakat İslâm’dan sonra yere gömülmüş olduğu sabit olursa, bu ‘zayi olan mallar’ kapsamına girer. Bunun özel kısımları vardır ve Lukata konusunda tafsilatlı olarak açıklanacaktır.
Madenlerde Zekâtın Vacib Olduğunun Delili
Hz. Peygamber ‘el-Kabeliyye’ denilen beldenin madenlerinden zekât almıştır. Bu yer Mekke ile Medine arasında bulunan ‘el-Furğ’ isimli köyün nahiyesidir.
İmam Nevevî ‘Arkadaşlarımız, madenlerde zekâtın vacib olduğu hu*susunda ümmetin ittifak ettiğini söylemişlerdir’ demiştir.
Rikaz’da Zekâtın Vacib Olduğunun Delili
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Define mallarında beşte bir nisbetinde zekât vardır.
Rikaz ve maden de altın ve gümüş olmakla beraber biz onları zekât mallarından ayırıp müstakil bir çeşit olarak dikkate aldık. Çünkü onların kendilerine mahsus hükümleri vardır. Bunların, senenin geçmesi ve yüz-deleriyle ilgili hükümleri ileriki fasıllarda incelenecektir. Bu yüzden bun*ları zekât düşen mallardan ayırarak müstakil bir çeşit olarak inceledik. Fakat maden ve rikaz, gerçekte altın ve gümüş kapsamındadır.
Answers ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Şafii mezhebine göre zekâtın farz olduğu mallar şunlardır;
Altın ve gümüşler,
En’âm yani deve, sığır ve koyunlardır. Keçi de aynı zamanda koyun gibidir.
Zirai mahsuller ve meyvelerdir.
Ticaret malları
Bu malların ne kadarının zekata tabii tutulup tutulmadığı yukarıda geniş bir şekilde anlatılmıştır
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Sünni İslam’daki Şafii düşünce ekolüne göre, çeşitli mal veya varlık türleri üzerinde zekat zorunludur. Şafii mezhebine göre zekatın farz olduğu belirli mal kategorileri şunları içerir:
Bu mallara ilişkin spesifik detayların, hesaplamaların ve zekat oranlarının yerel geleneklere, piyasa değerlerine ve Şafii mezhebindeki İslam alimlerinin rehberliğine göre değişebileceğini belirtmek önemlidir. Şafii mezhebine göre bu mallar üzerindeki zekat yükümlülüğü konusunda doğru ve spesifik rehberlik almak için İslam alimleri veya Şafii mezhebinde bilgili din otoriteleri gibi bilgili kişilerle istişare edilmesi tavsiye edilir. .