Kur’ân’da şâhid kelimesinin çoğul şekli olan; şâhidûn, şâhidin, şühûd ve eşhâd ile birlikte 20 âyette geçmiştir. İki âyette (Âl-i İmrân, 3/81; Enbiyâ, 21/78) “şahîdin”, bir âyette “eşhâd” şeklinde azamet çoğulu olarak Allah hakkında kullanılmıştır: “…Biz de onların (Dâvûd ve Süleyman’ın) hükümlerine şâhitler idik.” (Enbiyâ, 21/78); “Ne işte bulunsan, Kur’ân’dan ne okusan ve siz ne iş yapsanız mutlaka biz, içine daldığınız an üzerinizde şâhitleriz…” (Yûnus 10/61) Bu âyetlerde Allah’ın “şâhid” olması; kullarının bütün yaptıklarını, davranışlarını görmesi, bilmesi, muttali olması, sözlerini duyması, onları murakabe etmesi, hazır ve nazır olması demektir. “Nerede olursanız olun O, sizinle beraberdir ve Allah yaptıklarınızı görür.” (Hadîd, 57/4) âyetinin ifade ettiği manayı ifade eder.
Şehîd kelimesi, çoğul şekli olan “şühedâ” ile birlikte Kur’ân’da 35 defa geçmiş, 18 âyette tekil şekli Allah’ı nitelemede kullanılmıştır: “(Ey Peygamberim!) De ki: Ey Kitap Ehli! Allah yaptıklarınıza şâhid iken niçin Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz?” (Âl-i İmrân, 3/98) Bu âyette Allah’ın şâhid olması; kitap ehlinin yaptıklarına muttali olması, bilmesi, görmesi ve bu sebeple onları tecziye etmesi demektir.
Yedi âyette “Allah’ın her şeye şâhid olduğu” bildirilmiştir (Nisâ, 4/33; Mâide, 5/117). “Allah, onların hepsini dirilttiği gün, yaptıklarını kendilerine bildirir. Allah onların yaptıkları işleri hep sayıp zaptetmiştir. Onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şâhiddir.” (Mücadele, 58/6) âyeti Allah’ın her şeye şâhid olmasının anlamını açıkça ifade etmektir. İnsanlar nerede, ne zaman iyi veya kötü, küçük veya büyük, gizli veya aşikâr ne yaparlar, ne söylerlerse hepsini Allah bilir, görür, şâhid olur.
Dokuz âyette “Şâhid olarak Allah’ın kâfi geleceği” bildirilmiştir (Nisâ, 4/79, 166; Yûnus, 10/29).
“De ki: Benimle sizin aranızda şâhid olarak Allah yeter. Çünkü O kullarının hallerini haber alan ve görendir.” (İsrâ, 17/96) “…Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah her şeye şâhiddir.” (Ahzâb, 33/55) âyetlerinde olduğu gibi Allah’ın şâhid olarak kâfi gelmesi, O’nun, insanların bütün yaptıklarını bilmesi, görmesi ve zaptetmesidir. Hiç kimse, yaptıklarını inkâra imkânı yoktur. Çünkü Allah, yaptıklarını yazdırmıştır (Kâf, 50/17), kişinin uzuvları da kendisine şâhidlik edecektir (Fussilet, 41/20-25).
Bir hakkı, bir olayı ispatta bilgi ve görgüsüne müracaat edilen kişiye şâhid denildiği gibi inanç, söz, fiil ve davranışlarıyla insanlara güzel örnek olan müminlere de şâhid denilmiştir. Peygamberin şâhid olması bu anlamdadır.
Müminlerin; îmân, îbâdet, güzel ahlâk, adalet, doğruluk, ilim, irfan ve çalışmaları ile diğer insanlara nümûne-i imtisal, güzel örnek (şühedâ) olmaları istenmiştir (Bakara, 2/143; Hac, 22/78). Müslümanlar; kıyamette diğer peygamberlerin hak dini toplumlarına tebliğ ettiklerine de tanıklık edeceklerdir.
Yüce Allah, dosdoğru ve âdil şâhidler olunmasını emretmektedir: “Ey müminler! Adaleti tam yerine getirerek Allah için şâhidlik edenler (şühedâ) olun, kendinizin, ana-babanızın ve yakınlarınızın aleyhine olsa bile, (şâhidlik ettiğiniz kimseler) zengin veya fakir olsalar yine (adaletten ayrılmayın)…” (Nisâ, 4/135).
Bir kimsenin ancak iyi bildiği, tam gördüğü ve muttali olduğu konularda, şâhidlik yapması gerekir. Şehâdette, bilgi, görgü, adalet ve doğruluk şarttır. (İ.K.)
Bir hadis terimi olarak şâhid hadis, fert olduğu sanılan bir hadis, mana ya da lafız olarak bir başka sahâbi tarafından rivâyet edilmişse, bulunan bu ikinci rivâyete denir. Aynı hükmü ifade eden diğer rivâyetlerin destekleyicisi durumunda olan şâhid hadis, lafzî ve manevî olmak üzere iki kısımdır: Lafzî şahid hadis, desteklenen hadisle lafızları aynı olan hadisdir. Manevî şâhid hadis ise, desteklenen hadisle lafızları farklı olduğu halde manası aynı olan hadisdir. Şâhid hadisin desteğiyle fert olan bir hadis, aziz, az zayıf olan bir hadis hasen, hasen olan bir hadis de sahih derecesine yükselir.
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
Answer ( 1 )
Şahid kelimesinin lügatta bulunan anlamı; tanıklık yapmak, haber vermek, muttali olmak, bilmek, bildirmek, idrak etmek, yetişmek, hazır bulunmak, sözle veya fiilen delil olmak, yemin etmek gibi anlamlara gelmektedir. Dini ıstulahts şahid ise; tanık, bilen, muttali olan, hazır olan ve delil demektir. Allah’ın sıfatı olarak şehîd, her şeye muttali olan, gören, bilen, haberdar olan her yerde hazır ve nazır olan, kendisinden hiçbir şey gizlenmeyen, bütün sırlara vâkıf olan, her şeyi murakabe eden demektir. Şehîd kavramı; rakîb, hafîz, alîm, semî, habîr, karîb kelimeleriyle anlamdaştır.