Şakk-ı Sadr

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Sakk i Sadr

Şakk-ı sadr nedir nasıl gerçekleşmiştir? Bu konuda hadisler ve tarihi kayıtlar

شق الصدر

Yarmak, çatlatmak, bölmek, parçalamak” anlamındaki şakk ile “göğüs” mânasına gelen sadr kelimelerinden oluşan bu tamlama (şakku’s-sadr) “göğsün yarılması” demektir. Kaynaklarda şerh (açmak) kelimesiyle oluşan şerhu’s-sadr tabiri de geçer ki bu olayın maddi olmaktan çok manevi boyutuna işaret eder.

Terim olarak Hz. Peygamber’in göğsünün melekler tarafından açılıp kalbinin üstün niteliklerle bezenmesi.

Siyer ve hadis kaynaklarında yer alan açıklamalara göre bir gün Cebrail veya insan şekline girmiş iki melek Hz. Peygamber’in yanına gelip göğsünü yarmış, kalbini çıkardıktan sonra ondan bir kan pıhtısı almış, ardından kalbi yıkayıp yerine koymuş, yarığı da kapatmıştır (Mús ned. III. 121,149, 288: Müslim, “Imân”, 261, 265).
Kaynaklarda olayın Hz. Peygamber sütannesinin yanında iken dört beş yaşlarında (Müsned, IV, 184-185; Darimi. “Mukaddi me. 3), on küsur yaşında (Müsned. V, 139), ilk vahiy almaya başladığı sırada Hira’da ve İsra gecesi miraca çıkmadan önce (Müs ned. IV. 208; V, 143; Buhâri, “Bed’ü’l-halk”, 6; Müslim, “İmân”, 263, 264) meydana geldiğine dair rivayetler mevcuttur.

Bu rivayetler şakk-ı sadrın hem maddi/ bedeni hem ruhi/manevi boyutlarına işaret etmektedir. Şah Veliyyullah ed=Dihlevi’ye göre Hz. Peygamber’in göğsünün yarılıp imanla doldurulması, “meleki nurların baskın gelmesi, beşeri tabiatın alevinin sönüp kutsallık âleminden/cennetten üzerine gelecek feyizlere boyun eğmesi demektir. Hz. Mūsā Cenâb-ı Hak’tan göğsünü genişletmesini (şerh-i sadr) niyaz etmiş (Taha 20/25), Kur’ân-ı Kerim’de Hz. Peygamber için “Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?” (el-Inşirah 94/1) buyrulmuştur. Bazı müfessirler bu âyetin şakk-ı sadra işaret ettiğini belirtmiş, İbn Āşür da müfessirlerin çoğunun bunu ilim, hikmet ve risalet nuru ile yorumladığını nakletmiştir. Bazı âlimler bununla kendisine marifet ve taat bahşedildiğini, bazıları kalbinin ilahi nuru kabule hazır hale getirildiği, bir kısmı da tebliğ yolunda karşılaşacağı her türlü sıkıntıya karşı göğsüne ferahlık ve genişlik verildiğini, kalbin değil de göğsün anılmasının da kalbin mahfazası, bir tür kalesi olmasıyla ilişkili olduğunu belirtmiştir. Elmalılı Muhammed Hamdi, şakk-ı sadrın fiziki/bedeni olup olmadığının alimler arasında tartışıldığını, buna karşılık Resûlullah’ın kalbini iman, hikmet ve hakikat-le dolduran ruhanî şerh-i sadr hususunda ittifak bulunduğunu söyler.

Peygamber Efendimizin göğsünün yarılması “şakkı sadr” olayı kısaca

Şakk-ı sadr, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yaşamında manevi ve fiziksel boyutları olan bir olay olarak kabul edilir. Bu olay, Hz. Peygamber’in kalbinin Cebrail veya diğer melekler tarafından çıkarılıp temizlenmesi ve üstün niteliklerle donatılması şeklinde anlatılır. Rivayetlerde bu olayın birkaç farklı dönemde gerçekleştiği belirtilmiştir: sütannesi Halime’nin yanında bulunduğu çocukluk döneminde, ilk vahyin gelişinden önce Hira’da, ve İsra gecesinde Miraç’tan önce.

Şakk-ı sadr, Hz. Peygamber’in manevi olgunluk ve hikmetle donatılması anlamını taşır. Bu olayın fiziksel bir yarılma mı yoksa manevi bir açılım mı olduğu konusunda farklı görüşler vardır. Ancak, genel olarak bu durumun Hz. Peygamber’in insanüstü bir görev olan risaleti yerine getirebilmesi için gereken ruhi hazırlık anlamında olduğu konusunda alimler arasında ortak bir kabul vardır. Kur’ân-ı Kerim’de “Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?” (el-İnşirah 94/1) ayeti de bu olaya işaret eden bir metafor olarak yorumlanmıştır.

Bu olay, peygamberlerin Allah tarafından nasıl özel bir hazırlık ve koruma ile donatıldığını göstermesi bakımından da önem taşır. Peygamberlerin karşılaşacakları zorluklara, özellikle de manevi ve ruhi sıkıntılara karşı kalplerinin güçlendirilmesi ve genişletilmesi, onların risalet görevini yerine getirebilmeleri için gerekli olan manevi donanımı sağlama amacı taşımaktadır.

DİNİ SİTELERİMİZ

Evet, şakk-ı sadr olayı ile ilgili hadisler mevcuttur ve bu olayın delili olarak gösterilen rivayetler birçok siyer ve hadis kaynağında yer almaktadır. Bu hadisler, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) çocukluk döneminde, ilk vahyin gelişinden önce ve Miraç gecesinde göğsünün yarıldığına ve kalbinin temizlendiğine işaret eder. İşte bu hadislerden bazıları ve açıklamaları:

Hadisler ve Kaynakları

  1. Müslim’in Sahih’inde Geçen Hadis:
    • Sahih-i Müslim’de “İman” kitabında geçen bir rivayete göre, Hz. Peygamber’in sütannesi Halime’nin yanında çocukluk döneminde göğsünün yarıldığı anlatılmaktadır. Bu hadis şu şekildedir:
    • “Cebrail (a.s.) geldi ve göğsümü yararak açtı. Sonra kalbimi çıkardı ve ondan bir pıhtı aldı. Ardından altından bir leğen getirdi ve onu Zemzem suyu ile yıkadı. Sonra tekrar yerine koydu ve göğsümü kapattı.” (Müslim, “İmân”, 261, 265)
    • Bu hadis, şakk-ı sadr olayının Hz. Peygamber’in dört-beş yaşlarındayken sütannesinin yanında gerçekleştiğine delalet eder.
  2. Ahmed bin Hanbel’in Müsned’inde:
    • İmam Ahmed bin Hanbel’in Müsned isimli eserinde, Hz. Peygamber’in Miraç gecesi göğsünün yarıldığına dair rivayet bulunmaktadır:
    • “Miraç gecesi, Cebrail (a.s.) geldi ve göğsümü yardı. Kalbimi çıkardı ve onu iman ile doldurdu. Sonra altın bir leğen ile yıkandı ve tekrar yerine koyuldu.” (Müsned, IV, 208; V, 143)
    • Bu hadis, Miraç’tan önce şakk-ı sadrın gerçekleştiğine dair delildir. Bu durum, Hz. Peygamber’in Miraç gibi önemli ve ruhani bir tecrübeye hazırlanmasını sembolize eder.
  3. Buhârî’nin Sahih’inde:
    • Sahih-i Buhârî’de “Bed’u’l-halk” bölümünde, Hz. Peygamber’in göğsünün yarılması ve kalbinin temizlenmesi hadisesinden bahsedilmektedir:
    • “Bana gelen Cebrail (a.s.) göğsümü yardı, kalbimi çıkardı ve onu imanla doldurdu. Sonra tekrar yerine koydu.” (Buhârî, “Bed’u’l-Halk”, 6)
    • Bu hadis de, Hz. Peygamber’in kalbinin iman ve hikmetle doldurulduğunu ifade etmektedir.

Açıklama ve Yorumu

  • Manevi Temizlik ve Hazırlık:
    • Bu hadisler, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hem çocukluk döneminde hem de vahiy almadan ve Miraç’a çıkmadan önce bu olayları yaşamış olduğunu ve bunların onun manevi hazırlığı açısından önemli olduğunu göstermektedir. Şakk-ı sadr, onun risalet görevine hazırlanması ve karşılaşacağı sıkıntılara göğüs gerebilmesi için ruhen ve kalben arındırılması olarak anlaşılmaktadır.
  • Manevi Boyut ve Şerhu’s-Sadr:
    • Kur’ân-ı Kerim’de yer alan “Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?” (el-İnşirah, 94/1) ayeti, alimler tarafından bu olaya bir işaret olarak kabul edilmiştir. Birçok müfessir, bu ayeti Hz. Peygamber’in (s.a.v.) risalet görevi için kalbinin iman, hikmet ve ilimle doldurulması şeklinde yorumlamışlardır. Bu nedenle hadislerde anlatılan şakk-ı sadr olayı, hem maddi hem de manevi bir olayı işaret etmektedir.
  • Şakk-ı Sadrın Fiziksel ve Ruhani Yönü:
    • Bu hadislerde anlatılan olaylar bazı alimler tarafından fiziksel bir göğüs yarılma olarak değerlendirilirken, bazı alimler ise olayın manevi anlamda kalbin arındırılması, saflaştırılması ve risalet görevi için özel olarak hazırlanması olarak değerlendirilmiştir. Örneğin, Şah Veliyyullah ed-Dihlevi bu olayı, “Hz. Peygamber’in meleki nurların baskın gelmesi ve beşeri tabiatın etkilerinin azalması” şeklinde yorumlamıştır.

Sonuç olarak, şakk-ı sadr hadisesi, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) risalet görevine manevi olarak hazırlanması sürecinde önemli bir aşamadır ve hadislerde açıkça belirtilmiştir. Bu hadisler, onun göğsünün açılması, kalbinin temizlenmesi ve imanla doldurulması şeklinde bir tasvir sunar ve bu olayın peygamberliğe hazırlık açısından ne denli büyük bir öneme sahip olduğunu gösterir.

BENZER KONULAR:

Cevapla