Paylaş
Şans İle Andlaşması Olan Komutan Amr B. Âs
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Şans İle Andlaşması Amr B. Âs
SORU: Mısır fatihi olan zatın hayatı hakkında aydınlatıcı bilgi verir misiniz?
CEVAP; Amr b. As Mısır’ı ziyaret etmiş, onun büyüklüğünü, bolluğunu, iyiliğini görmüştü. Çok zaman geçmeden burasını Allah adına, İslâm adına fethetmenin rüyalarını görmeye başladı. Bu fetih hayatının en büyük arzusu idi. Amr b. As Mısır’ı böylesine sevmese ve bu arzuya kapılmasaydı Mısır’ın sonu ne olurdu? Onu ancak Allah bilir.
Amr b. As Mısır’dan öylesine etkilenmiştir ki Hz. Ömer’e burasını şöyle anlatmıştır: “Bu ülkenin ortasından mübarek ve bereketli nil nehri geçer. Nil’de gezinti bereketlidir. Eksiğiyle fazlasıyla sanki oradan akan ay ve güneştir. Nil’de sinek çoktur. Onu yeryüzünün pınar ve su kaynakları beslemektedir.”
Amr, bir başka ifadesinde de şöyle diyor: “Mısır beyaz bir inci, yeşil bir zümrüt, kıskanılmaya değer bir varlıktır. Sanırsın ki ipekten şık bir kumaştır. Dilediğini yaratan Allah’ın şanı ne yücedir? O Allah ki bu güzel beldeyi daha da güzelleştirmiş, geliştirmiş, orada oturanları buraya yerleştirmiştir..”
Çağlar içerisinde Mısır değişikliğe uğramıştır. Fakat zaman, bu ülkeye İslâm’ın getirdiği bolluk ve güzelliği Allah’ın inayeti ve onu fetheden değerli sahabi Amr b. As’ın himmeti ile insanların zihninden çıkaramayacaktır.
Amr b. As öyle bir kişiliğe sahiptir ki geçmişte hakkında çok şey söylenmiştir. Şu anda da, yakın ve uzak gelecekte de onunla ilgili çok şeyler söylenecektir. Onun hakkında kendisini anlayamayanlar pek çok şeyler söylemişlerdir. Fakat insaf ehli olanlar onun büyük bir komutan, savaşta ve siyasette keskin görüş ve deha sahibi olduğunda görüş birliği etmişlerdir.
Amr b. As’ın kişiliği onun hakkında araştırma yapan kimseyi yoracak derecede güçlü bir kişiliktir.
Ben Hz. Amr’ın genel özelliklerine öncelik vererek bir portresini ortaya koymaya gayret ettim. Ortaya çıkan görünüm şudur: O çok akıllı, derin düşünceli kahraman bir dahidir.
Problemlere çözüm bulmada eşsizdir. Uyanık, zeki ve siyasetten anlar bir kimsedir. İnsanların gönüllerini kendine çekme siyasetine sahiptir. Kendisine güvenen ve görevinin, işinin arkasını bırakmayan bir kimsedir. Bu uğurda ihmal yapmadığı gibi göstermelik bir hareket içine de girmez. Bilakis işine sıkı sarılır ve titizlikle görevini yerine getirir. Atılgan ve girişkendir. Delicesine cesur ve riskten çekinmeyen bir kimsedir. Lider olma eğilimi ve başkanlık sevgisi vardır. İstediğini elde etmek için temenni etmekle yetinmez, bilakis istediğini elde etmek için mücadelesini ve davasının kavgasını yapar. O derecede ki bu özellikleriyle dostlarının yanısıra, düşmanlarının dahi takdirini kazanmıştır. Bunu ortaya koymaya şu örnek yeterlidir:
Bizans kuvvetlerinin komutanı Hz. Amr hakkında: “O yaratılmışların en dahisidir” demiştir. Amr b. As’ın başında olduğu topluluk düşmanların şu sözünü tekrarlamış durmuştur: “Arab komutan Bizanslı komutanı yendi.”
Hz. Amr girişimlerine sabırla devam ederdi. Tesbit ettiği metodundan dönmez, sahibi olduğu görüşünü çeşitli sıkıntılara yol açsa da terketmezdi. Tereddüt ve savsaklamadan hoşlanmazdı. Alışık olduğu şeyi terketmeyi iyi ahlak ile bağdaştıramazdı.
Ne kadar yaşlansa da devam etmekte olduğu şeyi üstlenebildiği sürece onu asla bıkmayacağını söyleyen odur. “Usanmak, ahlakla ilgili yalanlardandır” diyen de odur.
Amr’da az bulunur bir zeka vardır. Aşağıdaki olaydaki davranışı bunun göstergesidir:
Mısır’ı fethetmek üzere Hz. Ömer’den izin isteyen Amr, bir takım başvuru ve tereddütten sonra izin alınca, fırsatı değerlendirerek derhal askeriyle birlikte harekete geçti. Fakat Hz. Ömer iyi bir sonuç alınamaması korkusuyla bir kurye göndererek, eğer henüz Mısır topraklarına ayak basmamış ise geri dönmesini Amr’a emretmişti. Raftı denilen yerde Hz. Ömer’in elçisi orduya kavuştu, durumu Amr’a bildirdi. Amr üstün zekası ile mektupta muhtemelen verilecek emri tahmin etti. Bir taraftan asker hareketine devam ederken, diğer yandan Hz. Ömer’in kuryesini çeşitli konularla meşgul etti. Asker kıyısından kenarından Mısır topraklarına ayak bastıktan sonra Hz. Ömer’in gönderdiği kimseden emirnameyi alıp açtı. Hz. Ömer şöyle emir veriyordu: “Gönderdiğim emirname sana Mısır’a girmezden önce ulaşırsa geriye, yerine dön. Eğer mektubum sen Mısır’a girdikten sonra eline geçerse yoluna devam et ve bil ki seni destekliyorum.”
Amr emirnameyi okuyunca bulunduğu yeri bilmezlikten gelerek sordu: “Şimdi nerede bulunuyoruz?” Kendisine: “Biz şimdi Mısır top-raklarındayız” cevabı verilince Hz. Amr, güven duygusu içerisinde Hz. Ömer’in mektubunu askerlerine okudu ve yollarına devam etmelerini emretti. Böylece Amr, en büyük emeli olan Mısır’ı İslâm bayrağı altına alarak fetih işine devam etti.
Verdiğimiz örnekte de görüldüğü üzere olayı incelediğimizde bu dahi kumandanın kişiliği ile ilgili temel ip uçlarını elde etmiş oluruz.
Bu büyük şahsiyetin önünde araştırma niyetiyle düşündüğümüzde, kendisinde pek çok faktörün tolandığı bir zatın huzurunda olduğumuzu anlarız. Bu faktörler onu zafer kazanmış bir savaşçı ve başarılı bir kumandan kılmıştır.
Allah’ın kendisine iman nasib etmesinden sonra iman ve akidesi uğrunda savaşan bir kimse olmuştur. Onun iman etmesi de ikna olarak ve kesin bilgiye dayanarak olmuştur.
Amr kendine güvenen bir kimse idi. Emrindeki kimseleri sürekli takipte tutar, fakat onlara güzel muamele ederdi. Davranışlarıyla başkalarına Örnek olur, meseleleri derin düşünürdü. Bir iş yapmak istediğinde tedbirini iyice alır, incelemesini yaptıktan sonra azim ve kararlılıkla onu gerçekleştirmeye yönelirdi/Problemleri çözerken şahane ve dahiyane buluşlar üretirdi.
Sanki Hz. Allah onun yapısında, kanında liderlik ve yöneticilik özelliğini yaratmış gibi idi. İbn Hacer’in habe isimli eserinde anlattı-gına göre Hz. Ömer Amr b. As’ı yürürken görmüş ve şöyle demiştir: “Amr’ın yeryüzünde ancak başkan olması yaraşır.” Nitekim Şa’bi’ye göre Arab aleminde dört dahi vardır. Bunlardan birisi de Amr b. As’dır. Ve Şa’bi Amr hakkında: “Çözümü güç problemlerin üstesinden Amr gelir” demiştir.
Hz. Amr geç müslüman oluşu sebebiyle eleştirilmiştir. Çünkü o ancak hicretin 8. yılında müslüman olmuştur. Ancak o İslâm dinine ve müslümanlara hizmet uğrunda sarfettiği gayretler ve gerçekleştirdiği cihad ile bu gecikmenin bedelini Ödemiştir. Öylesine ki kendisinden daha önce müslüman olarak ibadet ve takvada ileri derecede olanlardan daha ziyade yıldızı parlamıştır.
Damla yağmuru, küçük işler büyük işleri gösterdiğine göre Hz. Amr’ın eliyle gerçekleşen başarı ve zaferler onun İslâm’a girdiği ilk yıllarda bile şahane ve makbul işler yaptığının göstergesidir.
Hz. Amr müslüman olduktan az sonra Mekke’nin fethini izleyen günlerde Hz. Peygamber Amr’ı Mekke’ye üç mil uzaklıktaki Hüzeyl kabilesinin putu Suva’ı yıkmaya gönderdi. Hüzeyl kabilesi bu puta kendisini helak edercesine tapıyordu. Hatta bu davranış konuşmalarda örnek gösterilirdi. Nitekim bir şair şöyle demiştir:
Hz. Amr beraberinde arkadaşlarından oluşan az bir topluluk ile birlikte yola koyuldu. Amr putun olduğu yere varınca putun hizmetçisi ona “Ne yapmak istiyorsun?” dedi. Amr b. Âs “Peygamber bana onu devirip yerle bir etmemi emretti” cevabını verdi. Hizmetçi Amr’ı uyararak: “Put sana engel olur” dedi. Hz. Amr hizmetçiye alaylı bir şekilde şunları söyledi: “Hala batıl yolda mısın? Yazık sana! Bu put ne işitir, ne görür. Bana nasıl engel olacak?”
Daha sonra puta yönelen Amr onu parçaladı. Bunu yaparken geçmişte kalan batıl inanışlara ve dünün hurafalerine aldırmadı. Kendisine yapılan uyarı ve tehditlere kulak asmadı. Arkadaşlarından da putun saklandığı depoyu yıkmalarını istedi. Onlar bu isteği yerine getirdiler ve orada bir şey bulamadılar.
Burada Hz. Amr hizmetçiyi azarlayarak: “Nasıl yıkılırmış gördün mü?” dedi. O güne kadar puta hizmet eden adamcağız gördüğü gerçek karşısında kendisini tutamayarak şaşkın bir şekilde: “Kendimi alemlerin rabbine teslim ederek müslüman oluyorum!” dedi.
Daha sonra fetih ve zaferler Hz. Amr’ın eliyle birbirini takip edrek gerçekleşti.
Medine ile arasında on günlük mesafe olan Zât’us-Selâsil gazası için Hz. Peygamber hicretin 8. yılında bir müfreze gönderdi. Rasûlul-lah Hz. Amr’ı bu müfrezenin başına komutan olarak tayin etti. Müfreze Ensar ve Muhacir’in ileri gelenlerinden yaklaşık 300 kişiden oluşuyordu. Hz. Peygamber komutanlık görevini verirken: “Ey Amr! Seni bir müfrezenin başında gönderiyorum. Allah sana selamet versin ve ganimetle dönesin” buyurdu. Amr Hz. Peygamber’e şu mukabelede bulundu: “Ey Allah’ın Rasûlü! Ben dünyalığa heves ederek müslüman olmadım!” Bunun üzerine Hz. Peygamber Amr’ın bu sözüne: “İyi adama iyi mal ne güzel şey!” diyerek karşılık verdi. Hz. Peygamber Amr’ı ve askerlerini uğurlarken beyaz bir sancak ve siyah bir bayrak teslim etti.
Hz. Amr bir mücahid olarak yola koyuldu. Düşmanın çokluğunu görünce Hz. Peygamber’den yardım istedi. Bunu, arkadaşlarını tehlikeye atmamak, riske sokmamak için yapmıştı. Hz. Rasûlullah aralarında
Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Ebu Ubeyde -Allah hepsinden hoşnud olsun— gibi seçkin sahabilerin bulunduğu 200 kişi kadar bir takviye kuvveti gönderdi.
Savaş başlayınca Amr dehasını gösterdi ve az sonra ona ve arkadaşlarına zaferi nasib eyledi. Hz. Peygamber Amr’ın başarısına işaret buyurarak: “Ey Amr! Yeni bir fethe hazırlan” buyurdu.
Hz. Amr Ebubekir (r.a) döneminin başlarında dinden dönenlere karşı açılan savaşlara katıldı. Bu savaşlarda Amr’ın dikkati çekecek derecede payı vardır.
Hz. Amr dinden dönme (ridde) savaşlarında Kuzâa fitnesini ortadan kaldırmış ve bu kabile arasında bir süre kalarak hakkın ve doğrunun yerleşmesini sağlamıştır.
Hz. Ebubekir Muhammed ümmetinin Şam’ı fethetmeye yönelmesi görüşünde idi. Hz. Amr’ı bu iş için göndererek kendisine şöyle dedi: “Ey Ebu Abdillah! Senin öyle bir iş ile meşgul olmanı istiyorum ki bu iş senin dünyan için de, ahiretin için de hayırlıdır. Aynı zamanda bu iş senin çok sevdiğin bir iş olacaktır”.
Benzer Konular:
Answers ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Amr b. As, Mısır’ı ziyaret ederken buradan çok etkilenmiştir. Sürekli Mısır’ı fethetmeyi düşünüyordu ve bu düşünce rüyalarına girmeye başlamıştı. Bizans komutanları Amr b. As için şu sözü söylemiştir: “O yaratılmışların en dahisidir.” Allah’ın kendisine iman nasip etmesinden sonra imanı ve inandığı değerler uğruna savaşmaktan vazgeçmemiştir. Amr b. As (ra) dinden dönme (ridde) savaşlarında birçok fitneyi ortadan kaldırmıştır.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Amr b. Âs’ın Hayatı ve Şansıyla Olan Anlaşması
Amr b. Âs Kimdir? Amr b. Âs, İslam’ın ilk yıllarındaki önemli sahabilerden biridir. Mısır’ın fethini gerçekleştiren komutan olarak bilinir. Amr b. Âs, cesareti, zekası ve stratejik dehasıyla tanınır.
Mısır’ın Fethi Amr b. Âs, Mısır’ı fethetmeyi en büyük arzularından biri olarak görmüştü. Mısır’a olan ilgisi, bu ülkenin bereketi ve stratejik öneminden kaynaklanıyordu. Hz. Ömer’e Mısır’ın önemini şu sözlerle anlatmıştır: “Bu ülkenin ortasından mübarek ve bereketli Nil nehri geçer.” Amr, Hz. Ömer’den aldığı izinle Mısır’a doğru yola çıkmış, üstün zekası ve kararlılığı sayesinde fetih gerçekleşmiştir.
Stratejik Deha ve Askeri Başarılar Amr b. Âs, askeri stratejilerdeki dehası ve keskin görüşleriyle tanınır. Bizans kuvvetlerinin komutanı bile onun için “O yaratılmışların en dahisidir” demiştir. Amr, zeki ve atılgan bir komutan olarak düşmanlarına karşı üstünlük sağlamış, savaşlarda kararlılığı ve sabrı ile dikkat çekmiştir.
İslam’a Hizmeti ve İman Gücü Geç müslüman olmasına rağmen, İslam’a ve müslümanlara olan hizmetleriyle ön plana çıkmıştır. İslam’ın yayılması ve Müslümanların başarısı için önemli katkılarda bulunmuştur. Hz. Peygamber tarafından birçok önemli göreve atanmış ve başarıyla tamamlamıştır.
Liderlik ve Yönetim Kabiliyeti Amr b. Âs’ın liderlik ve yönetim yetenekleri doğuştan gelmektedir. Hz. Ömer bile onun hakkında, “Amr’ın yeryüzünde ancak başkan olması yaraşır” demiştir. Bu yetenekleri sayesinde, fetihlerde ve idarede büyük başarılar elde etmiştir.
Sonuç Amr b. Âs, İslam tarihinin önemli komutanlarından biri olarak, stratejik dehası, liderlik kabiliyeti ve İslam’a olan hizmetleriyle tanınır. Mısır’ın fethi, onun en büyük başarılarından biridir ve bu fetih, İslam dünyasında önemli bir yer tutmaktadır. Onun hayatı, cesaret, kararlılık ve iman gücü ile dolu bir hikaye olarak, gelecekte de anılmaya devam edecektir.