Allah’ın sıfatı için bk. Şâhid.
Peygamberin sıfatı olarak şehîd; Hz. Muhammed (a.s.), kıyâmet günü her ümmetin şâhitlerine (Nisâ, 4/41. Nahl, 16/89) ve Müslümanlara (Hac, 22/78) şâhidlik edecektir. “Her ümmet içinde kendilerinden kendi üzerlerine bir şâhid (şehîd) getirdiğimiz gün (Ey Muhammed!) seni de bunların üzerine şahid (şehîd) getirmiş olacağız…” (Nahl, 16/89) “…Allah önceki kitaplarda da bu Kur’ân’da da size Müslümanlar adını verdi ki Peygamber size şâhid (şehîd) olsun, siz de insanlara şâhidler (şühedâ) olasınız….” (Hac, 22/78).
Her ümmetin Peygamberi kavmine şâhidlik edecek, Hz. Muhammed (a.s.) ve Müslümanlar da Peygamberlere şâhidlik edecektir (Bakara, 2/143; Nahl, 16/84, 89; Hac, 22/78) İsâ (a.s.)’ın dünyada kavmini kollayıp gözetlemesi anlamında şehîd olduğu (Mâide, 5/117) ve âhirette ehl-i kitap aleyhine şâhidlik edeceği bildirilmiştir. (Nisâ, 4/159).
Hafaza meleklerinin sıfatı olarak şehîd; “Her insan (kıyamet günü) yanında bir sürücü (sâik) ve şâhid (şehîd) ile gelir.” (Kâf, 50/21) âyetinde geçen “şehîd”, insanın yaptıklarına ve söylediklerine şâhid olan yazıcı melektir.
İnsanın sıfatı olarak şehîd kelimesi farklı anlamlarda kullanılmıştır:
a) Bir olaya tanıklık eden kimselere (Bakara, 2/282; Nisâ, 4/35; Mâide, 5/8; Nûr; 24/4, 6),
b) Gerçekleri gören, dinleyen, duyan ve gâfil olmayan kimselere (Kâf, 50/37),
c) Nankörlüğünü bilmesi, anlaması ve görmesi itibariyle her insana (Âdiyât, 100/70),
d) İnanç, söz, fiil ve davranışlarıyla, âdil, müstakim, numune-i imtisal, güzel ahlâk sahibi, ilim ve irfan sahibi olmaları hasebiyle Müslümanlara şehîd-şühedâ denilmiştir. İlgili âyette şöyle buyrulmuştur: “Böylece sizi orta bir toplum yaptık ki siz insanlara şahidler (şühedâ = güzel örnekler) olasınız, Peygamber de size şâhîd (şehîd) olsun…” (Bakara, 2/143). Hz. Muhammed (a.s.)’in inanç, söz, fiil, davranış ve yaşantısıyla insanlara örnek olması “şehîd” kelimesi ile, müminlerin de aynı şekil de diğer insanlara numune-i imtisal olması “şühedâ” kelimesi ile ifade edilmiştir.
e) Allah yolunda öldürülen müminlere, “şühedâ” denilmiştir (Âl-i İmrân, 3/140; Nisâ, 4/69; Zümer, 39/69). Örfümüzde “şehîd” kelimesi bu anlamda kullanılmaktadır. Allah yolunda öldürülen müminlere, şehîd denilmesi, ölen kişinin cennetlik olduğuna dünyada şâhidlik edilmesi, gerçekte ölü olmayıp yaşaması (Bakara, 2/154) sebebiyledir. “Şehîdler, âhirette gördüğü nimet ve mükâfat sebebiyle dünyaya tekrar dönüp on defa öldürülmeyi temenni ederler” (Buhârî, Îmân, 26; Müslim, İmare, 103) Şehîdler âhirette peygamberler, sıddîklar ve sâlihlerle beraber olurlar (Nisâ, 4/69). “Şehîdin kul hakkından başka bütün günahlarını Allah bağışlar” (Müslim, İmare, 32)
Şehîdler üç kısımdır:
1- Hakîki şehîd: İslâm’ın yücelmesi (îlâ-i kelimetüllah) vatan müdafası için savaşırken ölen Müslümanlar. Bu kimseler, yıkanmaz, kefenlenmez, namazları kılınıp kanlı elbiseleri ile defnedilir. Uhud, Bedir ve Çanakkale şehîdleri gibi.
2- Hükmî şehîd. Hakîkî şehîdin şartlarından birini taşımaması sebebiyle yıkanıp kefenlenen ve âhiret itibariyle şehit olanlardır. Savaşta yaralandıktan sonra yiyip içen, uyuyan, tedâvi gören, başka bir yere nakledilen ve daha sonra ölen kimseler; deprem yangın, sel felaketi, âfet ve benzeri musibetlere maruz kalarak ölen, mide ağrısından ölen, doğum sırasında ölen, suda boğularak ölen, kolera, veba ve veremden ölen, göçük altında kalarak ölen, ilim yolunda ölen Müslümanlar da hükmen şehittirler. (Buhârî, Cihâd, 30, Tıb, 30; Ebû Dâvûd, Cenaiz, 11, 16; Nesâi, Cenaiz, 14; Malik, Cenaiz, 36; Müslim, İmâre, 164-166)
3- Dünya hükümleri bakımından şehîd; Müslümanların yanında savaşırken ölen münafıklardır. Bunlar da yıkanıp kefenlenmeden cenaze namazları kılınır, kanlı elbiseleri ile defnedilir. Ancak îmânları bulunmadığı için âhirette şehîdlik sevabı alamazlar. Şehîdlik, Müslümanlara özgü bir niteliktir. Müslüman olmayanlar şehîd olamazlar.
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
Answers ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Şehit olsam kul hakkından cehenneme gider miyim? Lütfen cevap verin
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Şehidin bütün günahlarının bağışlandığı fakat bu bağışlanan günahlar arasında kul hakkının olmadığını bildiren birçok hadis bulunmaktadır Rasulullah (sav)’den bizlere ulaşan.
Yani; kul hakkı hak sahibi ile helalleşmeden veya hak sahibine hakkını vermeden ödenmiş veya bağışlanmış olmaz.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Şehid kelimesinin sözlük anlamı; bilen, gören, hazır olan, haber veren, muttali ve tanık olan gibi anlamlara gelmektedir.
Allah yolunda öldürülen müminlere, “şühedâ” denilmiştir (Âl-i İmrân, 3/140; Nisâ, 4/69; Zümer, 39/69). Örfümüzde “şehîd” kelimesi bu anlamda kullanılmaktadır. Allah yolunda öldürülen müminlere, şehîd denilmesi, ölen kişinin cennetlik olduğuna dünyada şâhidlik edilmesi, gerçekte ölü olmayıp yaşaması (Bakara, 2/154) sebebiyledir.