Selefiler ile Vehhabiler arasında ne fark var?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Selefi ve Vahhabi arasındaki fark

Selefi ve Vahhabi arasindaki fark

Selefilerle vehhabiler arasındaki farklar

Selefîlik ve Vehhâbîlik, İslam’da geçmiş geçmişi olan iki farklı akım ifade eder, ancak aralarında bazı benzerlikler olduğu kadar önemli farklar da mevcuttur. Genel olarak şu şekilde özetlemek mümkündür:

1. Selefîlik:
Selefîler, İslam’ı bu nesillerin anladığı ve yaşadığı şekliyle yaşamanın gerekliliğini savunurlar. Bu, modern incelemeler ve bidat (dine sonradan eklenmiş unsurlar) sayılabilecek uygulamaları reddederek, Kur’an ve Sünnet’e doğrudan ve saf bir şekilde dönmeyi başlatmayı içerir
Selefîlik, geniş bir hareket olup, içinde farklı alt gruplar vardır. Tüm Selefîler Vehhâbî değildir. Bu hareket, kökleri İbn Teymiyye’nin dayandığı yere dayanır, ancak daha geniş bir birliktelikte.

2. Vehhâbîlik:
Vehhâbîlik ise 18. yüzyılda Muhammed bin Abdülvehhab tarafından Suudi Arabistan’da başlatılmış olan bir harekettir. Vehhâbîlik, Selefîlik akımının bir alt kolu olarak kabul edilir, ancak kendine özgü bir yöntem ve yapıya dayanır.
Vehhâbîlik, özellikle Suudi Arabistan’da devlet desteğiyle çoğaldı ve resmi olarak orada bir dinî doktrin haline geldi. Muhammed bin Abdülvehhab, İslam’da yanlış ve sapkın olarak görülen uygulamalara (örnek, türbelere ziyaret, şefaat gidiyor gibi) karşı sert bir tavır kullanıyordu ve bu durumda ortada kalanları savunmuştu.
Vehhâbîler, genellikle aşırı bir monoteizm (tevhid) vurgulayarak, Allah’a şirk koşma ihtimalini çok yüksek gören ve bu nedenlerle halk arasında yaygın olan birçok pratiği sapkınlık olarak değerlendiren bir yaklaşıma sahiptir.

3. Temel Farklar:
Tarihsel Köken: Selefîlik daha geniş ve eski bir harekettir; İbn Teymiyye ve onun takipçilerine dayanıklıken, Vehhâbîlik 18. yüzyılda Suudi Arabistan’da gelişmiştir ve Muhammed bin Abdülvehhab’a dayanıklıdır.
Uygulama: Selefîler arasında farklı uygulama biçimleri ve esneklikler görülebilirken, Vehhâbîlik daha katı ve Suudi Arabistan merkezli bir formdur.
Siyasi Güç: Vehhâbîlik, Suudi Arabistan devleti ile sıkı bir bağa sahiptir ve bu nedenle siyasi güç olan bir akım olmuştur. Selefîlik ise bu anlamda tek bir siyasi yapı ile özdeşleşmemiştir.
Özetle, Selefîlik daha geniş bir düşünce sistemi ifade ederken, Vehhâbîlik bu düşüncelerin Suudi Arabistan’da şekillenmiş ve katı bir yorum olarak kabul edilir.

İslam

Selefilik ve Vehhabilik, sıklıkla birbirinin yerine kullanılsa da, aralarında bazı ince farklar bulunan İslami akımlardır.

Selefilik:

  • Temel İnanç: İslam’ın ilk üç nesli olan “Selef-i Salihîn”in (Sahabe, Tabiîn ve Tebe-i Tabiîn) yolunu izlemeyi esas alır. Bu, Kuran ve Sünnet’e sıkı sıkıya bağlı kalmak, bid’atlardan kaçınmak ve İslam’ın saflığına dönmeyi savunmak anlamına gelir.
  • Mezhep Anlayışı: Selefiler kendilerini belirli bir mezhebe bağlı saymazlar, doğrudan Kuran ve Sünnet’e dayalı hükümler çıkarırlar.
  • Kapsam: Selefilik geniş bir yelpazeyi kapsar, içerisinde farklı yorumlar ve eğilimler barındırır. Kimi Selefi gruplar daha ılımlı ve uzlaşmacı bir yaklaşım sergilerken, kimileri daha katı ve ayrıştırıcı olabilir.

Vehhabilik:

  • Köken: 18. yüzyılda Muhammed bin Abdülvehhab tarafından kurulan bir harekettir. Selefi düşünceyi temel alır, ancak bazı özgün yorum ve uygulamaları vardır.
  • Özgün Vurgular: Tevhid inancına sıkı sıkıya bağlılık, şirk ve bid’atlarla mücadele, mezar ve türbe ziyaretlerine karşı çıkış gibi konularda daha katı bir tutum sergiler.
  • Coğrafi Bağlantı: Vehhabilik, Suudi Arabistan’ın resmi dini ideolojisidir ve bu ülkeyle güçlü bir bağı vardır.

Özet:

  • Vehhabilik, Selefiliğin bir alt dalı veya spesifik bir yorumu olarak görülebilir. Her Vehhabi Selefidir, ancak her Selefi Vehhabi değildir.
  • Selefilik daha geniş bir şemsiye kavram iken, Vehhabilik daha belirgin ve katı görüşlere sahiptir.
  • Vehhabilik, Suudi Arabistan ile olan bağlantısı nedeniyle siyasi ve jeopolitik çağrışımlar da taşır.

Sonuç:

Selefilik ve Vehhabilik arasındaki farklar, akademik ve teolojik tartışmaların konusudur. Bu iki akım arasındaki sınırlar her zaman net olmayabilir ve farklı yorumlar mevcuttur.

Selefi ve Vehhabi İslam anlayışları, tarihsel kökenleri, teolojik yorumları, siyasi angajmanları ve coğrafi yayılımları açısından önemli farklılıklar gösterir. Her iki akım da İslam dünyasında farklı şekillerde etkisini sürdürmekte ve çeşitli tartışmalara konu olmaktadır.

Selefi ve Vehhabi İslam anlayışları arasındaki farklar nelerdir?

Cevap olarak aşağıda yorum olarak yollanmıştır

BENZER KONULAR:

Answers ( 9 )

    4
    2024-09-23T22:01:38+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Selefi ve Vehhabi İslam anlayışları arasındaki farklar oldukça derin ve çok boyutludur. Bu farklar tarihsel kökenlerden teolojik yorumlara, siyasi angajmanlardan coğrafi yayılıma kadar geniş bir yelpazede kendini gösterir.

    Tarihsel Kökenler ve Siyasi Bağlam:

    Vehhabilik: 18. yüzyılda Muhammed ibn ‘Abdel Vehhab tarafından kurulan Vehhabilik, Arap Yarımadası’ndaki yerel koşullar ve dini reform ihtiyacı ile ortaya çıkmıştır. Suud Hanedanı ile olan ittifakı, Vehhabiliğin siyasi bir güç kazanmasına ve Suudi Arabistan’ın resmi dini ideolojisi haline gelmesine yol açmıştır.
    Selefilik: Selefilik, İslam’ın ilk üç neslinin (sahabe, tabi’in ve tebe-i tabi’in) inanç ve uygulamalarına dönmeyi savunan bir dini akımdır.

    Temel prensipleri şunlardır: Selef-i Salihîn’e Bağlılık: İslam’ın ilk üç neslinin yolunu izleme ve onların anlayışına uygun bir yaşam sürme.
    Kuran ve Sünnet’e Dönüş: Dini konularda temel kaynak olarak Kuran ve Sünnet’i kabul etme ve bunlara sıkı sıkıya bağlı kalma.
    Bid’at Karşıtlığı: Dinde sonradan ortaya çıkan ve Kuran ve Sünnet’te olmayan inanç ve uygulamaları reddetme.
    Teolojik Yorumlar ve Gelenek:

    Vehhabilik: Hanbeli mezhebine bağlı olan Vehhabiler, geleneksel İslam hukukunu ve hadis koleksiyonlarını kabul ederler. Dini yorumlarında daha katı ve tutucu bir yaklaşım sergilerler, şirk ve bid’atlara karşı güçlü bir mücadele verirler.
    Selefilik: Selefiler, geleneksel mezheplere bağlılığı reddeder ve doğrudan Kuran ve Sünnet’e dayalı bir anlayışı savunurlar. Hadislerin yorumu ve seçimi konusunda farklı yaklaşımlar sergileyebilirler. Bazı Selefiler hadisleri tamamen reddederken, diğerleri belirli hadis koleksiyonlarını kabul ederler.

    Coğrafi Yayılım ve Etki:

    Vehhabilik: Vehhabilik, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle güçlü bir bağlantıya sahiptir. Bu bölgedeki siyasi ve dini gelişmeler üzerinde önemli bir etkisi vardır.
    Selefilik: Selefilik, İslam dünyasının farklı bölgelerinde yaygınlık gösterir. Batı sömürgeciliğine karşı bir tepki olarak doğan Selefilik, zamanla siyasi İslam, cihatçılık ve İslamo-faşizm gibi farklı akımlara da kaynaklık etmiştir.
    Sonuç: Selefi ve Vehhabi İslam anlayışları, tarihsel kökenleri, teolojik yorumları, siyasi angajmanları ve coğrafi yayılımları açısından önemli farklılıklar gösterir. Her iki akım da İslam dünyasında farklı şekillerde etkisini sürdürmekte ve çeşitli tartışmalara konu olmaktadır.

    En iyi cevap
    2
    2024-09-23T22:06:58+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Vehhabiler ile Selefiler arasındaki fark nedir? Neden birçok insan onlardan nefret ediyor? Gerçekten o kadar kötüler mi? Toplum için bir tehlike mi oluşturuyorlar?

    Vehhabiler ve Selefiler, İslam dünyasında genellikle birbirine yakın, hatta bazen eş anlamlı kabul edilen operasyon olarak kullanılsa da, bazı ince farklar vardır.

    1. Selefîlik (Selefiye)
    Selefîlik, İslam’ın ilk üç nesli olan sahabe, tâbiûn ve tebe-i tâbiîn dönemindeki anlayış ve uygulamalar esas alan bir düşünce sürecidir. Selefîler, dinin temel kaynaklarına (Kur’an ve Sünnet) en güvenli biçimde geri dönmeyi, ardından her türlü yeniliği (bidat) ve hurafeden uzak durmayı savunur. Selefi düşünce, İslam’ın ilk dönemdeki inanç ve ibadet biçimlerine dönmeyi savunan ve mezhep ayrımı yapmaksızın bu anlayışa uygun bir dini yaşam sürmeye çalışan oluşturulan hareket eden bir harekettir.

    2. Vehhâbîlik
    Vehhâbîlik ise, 18. yüzyılda Suudi Arabistan’da ortaya çıkıyor ve Muhammed bin Abdülvehhab tarafından kurulmuş bir mezheptir. Selefi bir düşünce yapısına sahip olmakla birlikte, bu hareket Suudi Arabistan’a özgü ve özellikle Hanbeli fıkhına dayalı bir versiyon olarak kabul edilir. Vehhabiler, türbeleri, mezar ziyaretlerini ve şefaat anlayışını şiddetle reddederler. İslam’ın birliğini bozan, Allah’a şirk koşulan her türlü anlayışa karşı sert bir tutum sergilerler.

    3. Neden Eleştiriliyorlar?
    Birçok insan Vehhabiler ve Selefîler hakkında olumsuz etkilere neden olan sebepleri türleri:

    Sert ve katı dini yaklaşımlar : Hem Vehhabiler hem de Selefiler, dini yorumlarında oldukça katı olabilirler. İbadetlerin doğru şekilde yapılmadığını diğer Müslümanları eleştirebilir veya onları bidat işlemekle suçlayabilirler.

    Şiddet yanlısı gruplarla birliktelik : Selefîliğin bazı aşırı değişiklikleri, El Kaide gibi şiddet yanlısı örgütler tarafından benimsenmiştir. Bu tür aşırı uç gruplar, Vehhâbî ve Selefî düşüncelerin daha radikal versiyonlarını savunmuşlardır, bu toplumda Selefi akımlarına yönelik bir korku ve önyargıya yol açmıştır.

    Diğer mezheplere karşı toleranssızlık : Özellikle Vehhabilik, farklı mezheplere karşı oldukça sert ve toleranssız olabilir. Sünni, Şii, ve tasavvuf pratiği yapan Müslümanlara yönelik eleştiriler, Müslüman topluluklar arasında gerginliklere sebep olmuştur. Bu, toplumdan dışlanmış ve sevilmeyen gruplar haline getirilebilir.

    4. Toplum İçin Bir Tehdit Midirler?
    Vehhabilik ve Selefîlik her ne kadar radikal ve katı bir din anlayışı sergileseler de, bu iki çizginin tüm izleyenlerin şiddet yanlısı değildir. Birçok Selefî ve Vehhabî, dini kurallar sıkı bir şekilde uyanan barışçıl Müslümanlardır. Ancak bazı radikal oluşum bu akımları benimseyip meşrulaştırması, bu toplum için bir tehdit olarak algılanmasına neden olmuştur. Bu nedenle, tüm Selefi veya Vehhabi bireyleri tek bir kalıba sokmak yanlış olur.

    5. Gerçekten O Kadar Kötüler Mi?
    İslam tarihinde olduğu gibi günümüzde de farklı dinî anlayışlar ve mezhepler vardır ve bu mezheplerin dağılımı hem olumlu hem de olumsuz yönde olabilir. Selefîlik ve Vehhabilik, İslam’ın ilk ayrılıklarından dönme ve dini saflıklarının yaşama iddiasında olduğu için birçok kişinin göze çarpmaması mümkündür. Ancak bu anlayışların toplumsal ve kültürel çeşitliliğe karşı katı bir duruşu var, eleştirilerinin odak noktasında yer alıyor. Dini şiddet ve aşırıcılık ise ayrı ayrı parçalanmış aşırı yorumların sonuçları ve bu, tüm Selefi ve Vehhabi bireyleri temsil etmiyor.

    Sonuç olarak Selefi ve Vehhabi hareketleri, toplumsal bölünmeler ve dini hoşgörüsüzlük nedeniyle eleştirilen hareketlerdir. Ancak tüm izleyenleri radikal veya tehlikeli gören yanıltıcı olabilir. Toplumsal güvenlik şiddetinden asıl emin olmayan, bu hareketlerin radikalleşmiş ve aşırı uçlarda bul

    2
    2024-09-23T22:09:15+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Vehhabiler ve Selefiler Arasındaki Farklar

    Köken: Vehhabilik, 18. yüzyılda Muhammed bin Abdülvehhab tarafından kurulan bir reform hareketidir. Selefilik ise daha geniş bir akımı ifade eder ve İslam’ın ilk üç nesli olan “Selef-i Salih”in izinden gitmeyi savunur. Vehhabilik, Selefiliğin bir kolu olarak görülebilir.
    Coğrafi Dağılım: Vehhabilik, Suudi Arabistan’da devlet dini olarak kabul edilirken, Selefilik daha geniş bir coğrafyada yayılmıştır.
    Vurgu: Vehhabilik, tevhid inancına ve şirkle mücadeleye büyük önem verirken, Selefilik daha geniş bir yelpazede dini konuları ele alır.
    Siyasi Tutum: Vehhabilik, Suudi Arabistan monarşisi ile yakın ilişki içindedir. Selefilik ise farklı siyasi görüşlere sahip grupları içerir, bazıları siyasi katılımdan uzak dururken bazıları aktif olarak siyasete katılır.
    Neden Bazı İnsanlar Onlardan Nefret Ediyor?
    Katı Yorumlar: Vehhabi ve Selefi grupların bazıları, İslam’ın katı ve sert yorumlarını benimseyerek diğer Müslümanları tekfir edebilir veya şiddeti meşru görebilir. Bu durum, hoşgörü ve çoğulculuğu savunanlar tarafından tepkiyle karşılanır.
    Siyasi Bağlantılar: Vehhabiliğin Suudi Arabistan monarşisi ile olan yakın ilişkisi, bu ülkenin politikalarını eleştirenler tarafından olumsuz algılanabilir. Selefi grupların bazıları ise radikal siyasi hareketlerle ilişkilendirilerek terör örgütlerine destek vermekle suçlanabilir.
    Kültürel Etki: Vehhabi ve Selefi grupların yayılması, bazı toplumlarda kültürel değişimlere yol açabilir. Bu değişimler, geleneksel değerleri benimseyenler tarafından tepkiyle karşılanabilir.
    Gerçekten O Kadar Kötüler mi?
    Vehhabi ve Selefi grupların tümünü aynı kefeye koymak doğru olmaz. Bu akımlar içinde barışçıl ve hoşgörülü gruplar da bulunurken, şiddete başvuran veya diğer Müslümanları dışlayan gruplar da vardır. Herhangi bir grubu değerlendirirken, eylemlerine ve söylemlerine bakmak önemlidir.

    Toplum İçin Bir Tehlike mi Oluşturuyorlar?
    Bazı Vehhabi ve Selefi grupların şiddet yanlısı eylemleri, toplum için bir tehdit oluşturabilir. Ancak bu durum, tüm Vehhabi ve Selefi grupların tehlikeli olduğu anlamına gelmez. Toplumun güvenliği için, şiddeti teşvik eden veya terör örgütleriyle bağlantılı olan gruplarla mücadele etmek önemlidir. Aynı zamanda, barışçıl Vehhabi ve Selefi gruplarla diyalog kurarak hoşgörü ve anlayışı teşvik etmek de önemlidir.

    Önemli Not: Herhangi bir dini veya siyasi grubu değerlendirirken genellemelerden kaçınmak ve objektif olmak önemlidir.

  1. Yaralı Melle avatarı
    2
    2024-09-23T22:18:46+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Selefilik ve vahabilik arasında temelde önemli farklılıklar bulunmamakla beraber söz konusu bu iki akım iki noktada bir birinden ayrılırlar.

    1. İtikadi sahada vahhabiler kelam mezheplerini kabul etmezler.  Müteşebih ayet ve hadisleri Allah’ın şanına ve yüceliğine uygun olarak tevil edilmesine şiddetle karşı çıkmışlardır.

    2. Vahhabiler, fıkhi mezhep olarak İbn Teymiyye ve öğrencisi İbnu’l-Kayyım’ın çizgisini izler. Diğer mezhepleri ise istihsan, ıstıslah, mesalih-i mürsele… gibi delillere yer verdikleri için bid’atçilikle itham ederler.

  2. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    السلام عليكم ورحمه الله وبركاته جزاكم الله خيرا سيدي جواب جميل وواضح أوجزت وأبلغت

  3. Mahalle imamı avatarı

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Selefîlik meselesine dair düşüncelerinizi derinlemesine ele almışsınız, bu oldukça önemli bir konudur. Selefîlik genel olarak İslam’ın ilk üç nesli olan “Selef-i Salihin” dönemini örnek almak, onların Kur’an ve Sünnet’e dayalı dini anlayışını takip etmek anlamına gelir. Ancak burada önemli bir ayrım var: Selefîlik, tarihsel olarak İslam’ın erken dönem alimlerinin metodolojisine dayanan bir akım olmakla birlikte, günümüzde Selefî olarak tanımlanan pek çok grup, mezhepleri reddeden, sadece Kur’an ve Sünnet’ten hüküm çıkarmayı savunan bir tutum içindedir. Bu da onların İslam’ın geleneksel dört hak mezhebiyle uyumsuzluk yaşamasına neden olur.

    Günümüzdeki Selefî ve Vahhabi hareketlerinin mezhepleri reddetmesi, İslam’ın klasik alimlerince benimsenen içtihad ve mezhep sistemine ters düşer. Siz de belirttiğiniz gibi, sahabe dönemi Müslümanlarının içtihat yapabilme kapasiteleri oldukça yüksekti, çünkü dini kaynağın kendisine, yani Resulullah (s.a.v.)’e yakındılar. Fakat İslam coğrafyası genişledikçe, Müslümanlar arasında farklı meselelerde rehberlik etme ihtiyacı arttı ve bu da dört hak mezhebin kurulmasına vesile oldu.

    Mezheplerin ortaya çıkışı, dini birliği bozmak değil, İslam’ın farklı coğrafyalarında farklı şartlara göre dini hükümler üretmek ve Müslümanların günlük yaşantısındaki meselelerine Kur’an ve Sünnet ışığında rehberlik etmek içindi. İmamlar arasında farklı görüşlerin olması rahmet olarak görülmüş ve bunlar arasında bir çatışma değil, bir zenginlik olduğu kabul edilmiştir. Her mezhebin kendine özgü metotları ve delilleri vardır, bu yüzden hak mezhepler arasında ihtilaflar dahi rahmet olarak nitelendirilmiştir.

    Şu anda Selefî ve Vahhabi çizgisini takip eden bazı grupların mezhepleri reddetmesi, onları Ehl-i Sünnet çizgisinden uzaklaştırmaktadır. Aynı zamanda bu gruplarda, sizin de belirttiğiniz gibi, tekfircilik (başkalarını dinden çıkmış sayma) gibi ciddi sorunlar da yaygın hale gelmiştir. Bu tavır, İslam dünyasında büyük bir fitneye yol açmış ve Müslümanlar arasında ayrışmalara sebebiyet vermiştir.

    Sonuç olarak, mezhepler İslam’ın bir zenginliği olarak kabul edilmiştir ve herhangi bir mezhebi inkar etmek, İslam’ın tarihsel gelişimine ve alimlerin icmaına aykırıdır. Mezhepler arasındaki farklılıkları birleştirerek yeni bir mezhep kurma çabası da bu geleneğin özüne aykırı olacaktır. İslam’da tek yol, delillere dayalı olarak hak mezheplerin rehberliğinde Kur’an ve Sünnet’ten hüküm çıkarmaktır.

  4. Emir avatarı
    1
    2024-09-24T06:11:25+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Muhammed bin AbdulVehhab’ın akidesi, özünde Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat anlayışına dayanmakta olup, İslam’ın temel inanç prensiplerine sıkı bir şekilde bağlıdır. AbdulVehhab, akidesini açıklarken şu temel noktaları vurgular:

    Allah’a İman: Allah’ın sıfatlarını tahrif (bozmadan) ve ta’til (sıfatlarını inkâr etmeden) kabul eder. Allah’ın isim ve sıfatlarını, tıpkı Kur’an ve Sünnet’te bildirildiği gibi anlar ve anlatır. Allah’ın hiçbir şeye benzemediğini ve yarattıklarıyla kıyaslanamayacağını savunur.

    Tevhid İnancı: Tevhid, yani Allah’ı birlemek akidenin merkezindedir. Allah’a şirk koşmayı reddeder ve tevhidden sapmanın tehlikelerine dikkat çeker. Şefaat konusunda ise, şefaatin sadece Allah’ın izni ve rızasıyla mümkün olduğunu belirtir.

    Kader İnancı: Kader konusunda vasat bir yol benimser; Cebriyye (her şeyin zorunlu olduğu görüşü) ile Kaderiyye (insanın kaderini tamamen kendisinin belirlediği görüşü) arasında dengeli bir yaklaşımı savunur. Her şeyin Allah’ın iradesi ve takdiriyle olduğunu ifade eder.

    Ahiret İnancı: Ahiret inancında kabir azabı, kıyamet, mizan (terazi), sırat köprüsü, cennet ve cehennem gibi unsurlara iman eder. Müminlerin kıyamet günü Allah’ı göreceklerine inanır.

    Peygamberlere İman: Muhammed’in (sallAllahu aleyhi ve sellem) son peygamber olduğuna ve ona iman etmenin şart olduğuna vurgu yapar. Sahabelere ve onların üstünlük sıralamasına da inanır, özellikle ilk dört halifenin faziletini kabul eder.

    İman ve Amel: İmanın dil ile ikrar, kalp ile tasdik ve amel ile olduğunu; imanın itaatle artıp, günahla azalacağını ifade eder. Ayrıca, bidatlere karşı çıkar ve bidat ehline karşı tavır alır.

    Cihad ve Yönetim: Müslüman yöneticiye, zulüm etse dahi itaat edilmesi gerektiğini savunur. Cihadın kıyamete kadar devam edeceğini belirtir.

    Muhammed bin AbdulVehhab’ın bu akidesi, onun tevhid anlayışını ve İslam’ın saf haline dönülmesi gerektiğini vurgulayan bir duruş sergilediğini gösterir. Kendisi, İslam’ı şirkten ve bidatlardan arındırma amacında olmuştur.

  5. Can avatarı
    1
    2024-09-24T06:14:04+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Müslümanlar arasındaki mezhep ve cemaat bölünmeleri eleştirilmekte ve bu bölünmelerin asıl kaynağının, Kur’an ve Sünnet’in yanlış anlaşılması olduğu vurgulanmaktadır. Birçok farklı mezhep ve cemaatin Kur’an ve Sünnet’i kaynak olarak kabul ettiğini söylese de, uygulamada alimlerin görüşlerinin bu iki temel kaynağın önüne geçtiğini ifade ediyor. Bu yanlış sıralamanın, insanların doğru yoldan sapmalarına neden olduğunu ve ifrat-tefrit (aşırı uçlara sapma) hastalığına kapıldıklarını belirtiyor.

    Yazar ayrıca, Hadis ve Sünnet anlayışındaki aşırılıklar ve yanlış yaklaşımlara dikkat çekiyor. Kur’an’ın ana kaynak olduğu, hadislerin ise Kur’an’ı açıklayıcı bir rol üstlendiği belirtiliyor. Ancak, hadislerin yazılı hale getirilmesi sırasında yaşanan sorunlar nedeniyle, hadislerin Kur’an’a aykırı olabileceği görüşleri tartışılıyor. Ebu Hanife’nin hadislerin Kur’an’a aykırı olmaması gerektiği yönündeki yaklaşımına atıf yapılarak, Peygamber’in (sav) tüm sözlerinin vahiyden kaynaklandığına inanılması gerektiği ifade ediliyor.

    Sonuç olarak, Kur’an ve Sünnet’i doğru sıraya koymanın ve İslam’da ifrat ve tefritten kaçınmanın önemi vurgulanıyor.

  6. Mustafa avatarı
    1
    2024-09-24T06:16:10+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Selefîlik ile Hâricîlik arasındaki en temel farklardan biri, büyük günah işleyen bir Müslümanın durumu üzerinedir. Selefî anlayışına göre büyük bir günah işlemek, bir Müslümanı dinden çıkarmaz; o kişi günahkâr olur ve Allah’a tevbe ederek bağışlanabilir. Hâricîler ise büyük günah işleyenleri tekfir eder, yani dinden çıkmış sayarlar. Bu yaklaşım, Hâricîlerin İslam toplumlarında daha aşırı ve ayrımcı bir tavır sergilemelerine neden olmuştur.

    Selefî düşüncenin günümüzde bazı gruplar tarafından daha sert veya radikal bir şekilde yorumlanması, bu kişilerin şahsi hataları ve İslam’daki derinlikli bilgi eksiklikleriyle de ilişkilendirilebilir. Ayrıca, Selefîliği savunan veya bu inançta olan kişilere, kimi zaman ön yargıyla yaklaşılmakta, bu da onları tekfircilik veya Hâricîlikle suçlama eğilimlerini doğurmaktadır. Ancak, tarihsel olarak Selefîlik ve Hâricîlik arasındaki bu temel fark, her iki düşüncenin ayrımının daha net yapılmasına olanak tanır.

    Selefîliğin özünde, Selef-i Salihîn’in (sahabe, tabiin ve etbau’t-tabiin) inanç ve amellerini esas alma anlayışı bulunur. Bu nedenle, Selefîliğin kökeni itibarıyla bu üç neslin takipçiliği olduğu kabul edilirken, Hâricîliğin daha çok aşırılık ve dışlayıcılık üzerine kurulu bir akımı temsil ettiğini söylemek mümkündür.

Cevapla