Paylaş
Semavi dinlerde “Nesh” konusu
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Neshin, semâvî dinlerde olması caiz midir?
Fahreddîn er-Râzî, neshle ilgili olarak: “Biz Ehl-i Sünnet ve’l cemâate göre nesh, naklen doğru olduğu gibi, aklen de doğrudur. Yalnız Yahudilerden neshin aklen doğru olduğunu kabul edenlerin yanında reddedenler de vardır. Neshi aklen kabul edenler, bu defa naklen kabul etmemektedirler.
Müslümanlardan bazı kişilerin de neshi inkâr ettiği rivâyet edilir.” Cumhûr (âlimlerin çoğu) neshin doğru olduğunu şöyle ispat ederler: “Hz. Muhammed’in peygamberliği bütün delillerle ispatlanmıştır. Onun peygamberliği, getirmiş olduğu şeriatın daha önceki şeriatleri nesh etmesi ile de geçerlilik kazanır. Öyleyse neshin doğruluğu da ispatlanmış olur. Nesh, geçmiş şeriatlerin tümünde olduğu gibi Yahudilerin şeriatlerinde de vardı. Meselâ, Tevrat’ta, Hz. Âdem’e (a.s.) oğullarını kızlarıyla evlen dirilmesinin emredilişi yazılı iken daha sonra bu emrin bütün semâvî kitabların ittifakıyla yasak edilişi, yani kaldırılması gibi. Tevrat’taki bu ifade, Yahudi şeriatinde de neshin olduğunu gösterir.” der.
Cessâs, tefsirinde, “Fakihlerin dışındaki müteahhir âlimlerden biri, “Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) şeriatinde nesh yoktur. Onun şeriatindeki neshe ait ifadeler geçmiş peygamberlerin şeriatleri nin neshi hakkındadır. Meselâ, cumartesi gününün kaldırılıp cuma gü nünün konması ile daha önce Mescid-i Aksâ’ya doğru yönelerek namaz kılınırken Ka’be’ye yönelenerek namaz kılınmasını emreden hükmün gelmesi gibi. Bizim peygamberimiz, peygamberlerin sonu ve O’nun şeriati de kıyâmete kadar bâkidir” der. Hâlbuki bu iddianın sahibi (Ebû Müslim el-İsfehânî) bu görüşü ile Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat’ten çıkmaktadır. Zira Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat’ten hiç kimse, böyle bir iddiada bulunmamıştır. Sahâbe-i Kirâm’dan zamanımıza kadar bütün âlimler, Peygamberimizin şeriatinde neshin olduğuna ve akla da uygun geldiği ne hükmetmişlerdir. Başlangıcından günümüze kadar gelen nakiller den şüphe etmek, ilmen mümkün olmadığı gibi, nesh hakkında gelen âyet ve hadislerin te’vîl edilmesi de gayr-i kabildir. Bu iddia sahibi, nesh edilen ve nesheden âyetlerin hükmünde, birçok yanlışlıklar yaparak ümmetin icmâ’ından çıkmıştır. Bu adamın naklî ilimlerdeki bilgisinin azlığı ve bu konuda ümmet arasında asırdan asra nakledilenlerden haberdar olmaması, onun böyle yanlış bir iddiada bulunmasına sebep oluyor zannediyorum” demektedir.
Ahkam Ayetleri Tefsiri Celal Yıldırım
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
“Nesh” terimi, İslam hukukunda bir hüküm veya hüküm kısmının başka bir hüküm veya hüküm kısmı tarafından geçersiz kılınması veya yerine konulması anlamına gelir. Nesh, bir hukuki hükmün, daha sonraki bir hüküm veya hüküm kısmıyla iptal edildiği veya değiştirildiği durumları ifade eder.
Nesh konusu genellikle Kur’an’daki hükümler ve hadisler arasındaki ilişkide tartışılır. Bazı hükümler, daha sonra gelen bir hükümle neshedilir ve yerine geçer. Bu, Allah’ın hikmeti gereği ve toplumun değişen ihtiyaçlarına uygun olarak gerçekleşir. Nesh, İslam hukukunda hükümlerin doğal bir evrimini sağlamak ve dinin mesajını toplumun değişen koşullarına adapte etmek için kullanılan bir prensiptir.
Nesh kavramı, İslam hukukunda hüküm ve hüküm kısmı arasındaki ilişkiyi anlamak ve anlamlandırmak için önemlidir. Ancak, nesh edilen bir hüküm veya hüküm kısmı, yine de Kur’an ve hadislerdeki genel prensiplere uygun olmalıdır. İslam hukukçuları ve alimler, nesh konusunu detaylı olarak inceler ve neshin nasıl gerçekleştiği, hangi hükümlerin neshedilebileceği ve nasıl anlaşılacağı konularında farklı görüşler ortaya koyar.