Kelime anlamı itibariyle “bizden öncekilerin dinleri/şerîatları” anlamına gelen şer’u men kablenâ, fıkıh usulünde, fer’î delillerden biridir.”Öncekilerin dinî hükümlerinin, bizim için de geçerli” olup olmadığı konusunda ihtilaf edilmiştir. Bir kısım bilginler, eski dinlerin hükümlerinin İslâm ile ortadan kaldırıldığını, bunlardan sadece İslâm’da da devam ettiğine dair delil bulunanların geçerli olduğunu söylemişlerdir. Bir kısım bilginler ise, açıkça hükmünün ortadan kaldırıldığına dair bir delil bulunmayan konulurda İslâm’dan önceki ilahi vahye dayalı dinlerin hükümleriyle amel edilmesi gerektiğini kabul etmişlerdir.
Semâvî dinlerin hepsi bir bütündür. Nitekim Kur’ân’da, “`Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!’ diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrahim’e, Mûsâ’ya ve Îsâ’ya emrettiğini size de din kıldı?” buyrulmaktadır (Şûrâ 2/13). Semâvî dinlerin aslı bir olduğuna göre, hükümleri de herkese şâmil olmalıdır. Ancak belirli bir millet veya zamana ait olduğuna veya neshedildiğine dair bir delil varsa, o zaman bizim için delil teşkil etmez.
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Şer’u men kablena fıkıh usulü terimidir. Şer’u men kablena kelimesinin lügatta bulunan anlamı; bizden öncekilerin dinleri/şerîatları anlamına gelmektedir. Fıkıh usulü olarak şer’u men kablena ise; fer’î delillerden biridir.”Öncekilerin dinî hükümlerinin, bizim için de geçerli” olup olmadığı konusunda ihtilaf edilmiştir. Bir kısım bilginler, eski dinlerin hükümlerinin İslâm ile ortadan kaldırıldığını, bunlardan sadece İslâm’da da devam ettiğine dair delil bulunanların geçerli olduğunu söylemişlerdir. Bir kısım bilginler ise, açıkça hükmünün ortadan kaldırıldığına dair bir delil bulunmayan konulurda İslâm’dan önceki ilahi vahye dayalı dinlerin hükümleriyle amel edilmesi gerektiğini kabul etmişlerdir.