Paylaş
Sosyal yardımlaşma Ve Zekat İbadeti
Question
Zekat İbadeti
Bir milleti ayakta tutan unsurlardan birisi yardımlaşma ve dayanışmadır. İnsanların, kardeşlik duygusu içerisinde birbirine destek olması ve kardeşini kendisine tercih etmesi bir toplum için son derece önemlidir. Yardımlaşma duygusu Rabbimiz tarafından şöyle övülmüştür: “Onlar, canları çekmesine rağmen yemeklerini yoksula, öksüze ve esire verirler. Ve ‘bunu size Allah rızası için ikram ediyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür de beklemiyoruz. Doğrusu sıkıntı ve dehşet dolu bir günde Rabbimize vereceğimiz hesabın korkusunu duyuyoruz’ derler. Allah da, onları o günün dehşetinden koruyacak ve yüzlerine aydınlık ve sevinç verecektir.”[1]
İnsanın maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılarken, yardımlaşma ve paylaşma içerisinde olması işini kolaylaştırır. Bu cümleden olarak, zengin ve fakiriyle her birimiz, kendisini diğerinin yerine koymalı ve birbirimizi düşünmeliyiz. Nitekim Yüce Allah, şöyle buyurmuştur: “Günahta ve düşmanlıkta değil; iyilik yapmada ve takva konusunda birbirinizle yardımlaşın. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.”[2]
Yardımlaşma ve paylaşmanın dinimizdeki en güzel ifadesi zekâttır. Maddi ve manevi anlamda arınmaya vesile olan zekâtın farz olduğunu bildiren Cenab-ı Hak, şöyle buyurmuştur: “Namazı tam kılın ve zekâtı hakkıyla verin.”[3]
Buna göre, Ramazan ayının manevi coşkusunu yaşadığımız şu günlerde, mal varlığımızı gözden geçirmeli ve usulüne uygun olarak malımızın zekâtını vermeliyiz. Bunun yanında, Ramazan ayına mahsus bir sadaka olan fitreyi vermeyi de ihmal etmeyelim.
Öte yandan, verdiğimiz zekât ve fitrenin bir lütuf olmadığını ve zekât verdiğimiz kimseyi minnet altına almanın kesinlikle yanlış olduğunu bilmeliyiz. Zira verdiğimiz zekât ve fitreler yoksulun hakkıdır. Yüce Allah şöyle buyurur: “Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardır.”[4]
Mali yardımlaşmanın bir çeşidi de ‘karz-ı hasen’ yani borç vermedir. Faiz veya herhangi bir menfaat beklemeden ödünç para vermek, Allah’ın övdüğü bir yardımlaşmadır. Bakara Suresi 245. ayette bu fedakârlık o kadar yüceltilmiştir ki, ödünç veren kişi sanki insanlara değil Allah’a borç vermiş gibi kabul edilmiş ve ahirette mükâfatının kat kat olacağı belirtilmiştir. Bu yüzden, sıkıntıda olan yakınlarımıza derman olacak imkânımız varsa onlara yardımcı olmaktan geri durmayalım.
Bütün bunların yanında, servet sahibi ve varlıklı kardeşlerimizin cami, okul, yol, köprü ve hastane gibi kurumları tesis etmenin yanında; mallarını yatırıma aktararak çalışmak isteyenlere iş ve geçim imkânı hazırlamalıdırlar. Böylece hayatını çalışarak kazanmak isteyen ve helal kazanç peşinde koşan insanlara yardım eli uzatılmış olur.
[1] İnsan, 43/8-11.
[2] Maide, 5/2.
[3] Bakara, 2/43.
[4] Zâriyât, 51/19.
Benzer Konular:
Answer ( 1 )
İslam’da sosyal yardımlaşma ve zekat verme eylemi, şefkatin, cömertliğin ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmenin önemini vurgulayan temel ibadetler olarak kabul edilir. İşte sosyal yardıma ve bunun İslam’da zekatla bağlantısına daha yakından bir bakış:
Zekât: Zekât, İslam’ın Beş Şartından biridir ve kişinin malından bir kısmını ihtiyaç sahiplerine vermesinin farz olduğu eylemi ifade eder. Bir ibadet şekli ve kişinin servetini temizlemesine bir araç olarak kabul edilir. Zekatın asıl amacı, fakir, muhtaç, muhtaç ve borçlu gibi daha az şanslı olanların temel ihtiyaçlarını karşılamaktır.
Zenginliğin Yeniden Dağıtılması: Zekât, Müslüman toplum içinde servetin yeniden dağıtılması için bir mekanizma olarak hizmet eder. Sosyo-ekonomik uçurumun kapatılmasına ve kaynakların daha adil bir şekilde dağıtılmasına yardımcı olur. Müslümanlar zekat vererek, bir bütün olarak toplumun refahına ve yükselmesine katkıda bulunurlar.
Alıcı Türleri: İslam, zekatın uygun alıcılarına ilişkin özel yönergeler sağlar. Genellikle fakir, muhtaç veya borçlu olanların yanı sıra, yolda kalmış yolcu, hürriyet arayan köle ve zekat toplama ve dağıtmayla uğraşanlar gibi Kuran’da belirtilen belirli kategorilere verilir. Amaç, en çok ihtiyaç duyan kişi veya gruplara yardım sağlamak ve mali sıkıntılarını hafifletmeye yardımcı olmaktır.
Sadaka: Zekatın yanı sıra Müslümanlar, Sadaka olarak bilinen gönüllü hayır işleri yapmaya teşvik edilir. Zekât, belirli kriterlere sahip özel bir yükümlülük olsa da, sadaka Müslümanların çeşitli amaçları desteklemek için ek gönüllü bağışlar yapmalarına ve ihtiyacı olanlara yardım etmelerine izin verir. Sadaka, para, mal veya hizmet amelleri gibi çeşitli şekillerde verilebilir.
Sosyal Refah ve Destek: İslam’da sosyal yardım kavramı zekat ve sadakanın ötesine geçer. Müslümanlar, gönüllü yardım çalışmaları, muhtaçlara yiyecek ve giyecek sağlama, kriz zamanlarında yardım etme veya toplum içindeki savunmasız grupların ihtiyaçlarını ele alma yoluyla, iyilik ve sosyal destek eylemlerine aktif olarak katılmaya teşvik edilir.
Sadakanın Erdemleri: İslam, Allah yolunda vermekle ilgili erdemlere ve ödüllere büyük önem verir. Sosyal yardımlaşma fiili, manevi arınmaya, nimetleri artırmaya ve Allah’ın rızasını kazanmaya vesile olarak görülmektedir. Müslümanlar, zenginlik ve kaynakların nihai olarak Allah tarafından kendilerine emanet edildiğinin bilincinde olarak, samimiyet ve alçakgönüllülükle vermeye teşvik edilirler.
Özetle, sosyal yardımlaşma ve zekat verme fiili İslam’da önemli bir rol oynamaktadır. Müslüman toplum içinde şefkat, empati ve sosyal adaleti teşvik ederler. Müslümanlar, zekat yükümlülüğünü yerine getirerek ve gönüllü hayır işlerinde bulunarak yoksulluğu hafifletmeye, ihtiyacı olanlara destek olmaya ve daha kapsayıcı ve merhametli bir toplum yaratmaya çalışırlar.