Paylaş
Sui zan ne demek
Question
Sui zan
Suizan kalp ile yapılan bir tür gıybettir ve dil ile yapılan gıybetten farksızdır; bu yönüyle de kötü söz gibi kötü zan da haramdır. İnsanların iç dünyalarındaki gizli hallerini Allah’tan başka kimse bilemeyeceğinden, iyiye yorulması mümkün olmayan kötülük kanıtları ortada görülmedikçe hiç kimse hakkında açıkça bilinen ve görülen gerçeklerin ötesinde kötü kanaat beslememelidir. Aksi yöndeki bir davranış şeytanın yolundan gitmek anlamına gelecektir. Zira hüsnüzan Allah’ın, suizan şeytanın telkinidir. Suizan şeytanın insanı saptırmak için ruhuna nüfuz ettiği kapılardan biridir. Bu sebeple hem şeytanın suizan kışkırtmasından hem de kötülerin töhmetinden sakınmak gerekir. Kötülerin içi kirli olduğundan herkeste kusur arar, başkalarını da kendileri gibi kötü görürler. Bu sebeple müslüman karşısındakini mâzur görür, münafıksa kusur arar. Sırf şüphe ve zanna dayanarak insanlar hakkında gizli soruşturma yapmak da İslam ahlakına aykırıdır. Müslüman, başkaları hakkında konuşurken ihtiyatlı bir dil kullanmalı, kesin bir bilgiye sahip olmadıkça düşüncelerini fiiliyata dökmemeli, “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi yaptıklarından sorumludur” (el-İsrâ 17/36) mealindeki ilahi ikazı hiçbir zaman aklından çıkarmamalıdır.
İslam ahlakına göre insanlar hakkında suizanda bulunmak nasıl kaçınılması gereken bir tutumsa, ayni şekilde insanları suizanna sevkedecek hareketlerde bulunmak da kaçınılması gereken bir davranıştır. Çünkü kendisi hakkında insanların kolayca suizanda bulunabileceği türden davranışlar sergilemek, insanların harama düşmesini kolaylaştırmak anlamına gelir. Müslüman bu türden davranışlar sergilemek durumunda kaldığında, kendisini ve içinde bulunduğu durumun aslını açıklayarak insanları günaha düşmekten korumalıdır. Şu olay, Hz. Peygamber’in bu konudaki hassasiyetini çok iyi yansıtmaktadır: Allah resulü ramazan ayının son on gününde Medine mescidinde itikâfa (ibadet niyetiyle gece gündüz camide kalmak) çekilmişti. Akşam vakti eşi Safiyye kendisini ziyaret için mescide geldi ve Resûlullah ile bir süre görüştükten sonra evine gitmek istedi. Allah resulü eşini, evine doğru uğurlamak için kalktı. Mescidin kapılarından birinin yanına geldiklerinde yanlarından iki kişi geçti ve Resûlullah’a selam verdikten sonra adımlarını hızlandırdılar. Bunun üzerine Allah resulü, “Ağır olun, bu yanımda bulunan (kadın yabancı değil, eşim) Safiyye bint Huyey’dir” dedi. Bu açıklama karşısında şaşıran sahâbîler, “Sübhânallah! Hâşâ biz senin hakkında başka türlü nasıl düşünebiliriz ey Allah’ın resulü!” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber onlara, “Şeytan, insanın vücudunda kanın dolaştığı gibi dolaşır. Ben şeytanın sizin gönüllerinize kötü bir şüphe atmasından endişe ettim” buyurdu (Buhârî, “Farzu’l-humus”, 4).
BENZER KONULAR:
Answers ( 1 )
Sû-i Zan
Sû-i zan, سوء ve ظن kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşan birleşik bir sözcüktür. Sözlükte, “kötü zanna sahip olmak, başkasının hareketini kötü zannetmek, kötü fikir beslemek” gibi anlamlara gelir. Sû-i zan, herhangi bir araştırma ve görgü tanığı olmaksızın yapılırsa günahtır ve caiz değildir. Hayır ehli hakkında yapılan sû-i zan kötüdür, kötü insanlar hakkında ise su-i zan beslenilebilir.
Sû-i zan, bir kimsenin başka bir kimseye sebepsiz yere kötü düşünce beslemesi veya başkaları ile ilgili kanaat ve görüşlerinde daima sû-i zannı ön plana alması yahut dış görünüşleri ve hareketleri iyi bir insan olduğunu gösteren kişilere sû-i zan beslemesidir. Mesela bir kimsenin herhangi bir sözü ve hareketinde iyilik ve kötülük ihtimali eşit olup bizim de sırf sû-i zandan hareket ederek onu kötülüğe yorumlamamız sû-i zandır ve günahtır. Örneğin, iyi bir insan bir topluluktan kalkıp giderken kendi ayakkabısı yerine başka birinin ayakkabısını giyse, bizim de onu çalmak niyeti ile yaptığına karar vermemiz bir sû-i zandır. Hâlbuki bu davranış dalgınlıktan da kaynaklanmış olabilir.”
Sû-i zan, bir kişi hakkında yeterli bilgi veya kesin delil olmadan kötü düşünceler beslemek anlamına gelir. İslam’da sû-i zan, kişinin kardeşi hakkında şüpheye dayalı olarak olumsuz yargılarda bulunmasını ifade eder ve bu davranış hoş görülmemiştir. Hz. Peygamber (sav) bir hadisinde, “Zandan sakının; çünkü zan, sözlerin en yalanıdır” diyerek sû-i zan yapmanın tehlikelerine dikkat çekmiştir. Sû-i zan, özellikle Müslümanlar arasında güven ve samimiyeti zedeler, bu yüzden kötü niyetli düşünceler yerine hüsn-i zan (iyi düşünce) beslemek tavsiye edilir(