Sunnet-i Nebeviye Önem Vermek

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Sunnet-i Nebeviye Önem Vermek

Sunnet i Nebeviye Onem Vermek

Soru: İslâm’da sünnetin konumu ve ona karşı görevimiz nedir?

Cevap: Her müslüman gayet açık ve net bir şekilde bilir ki sünnet, İslâm’ın anlaşılmasında ve onun hükümlarinin elde edilmesinde ikinci kaynaktır. Hatta yüce Kur’an’daki külli esasları açıklama görevini sünnet ifa eder. O halde ona müracaat etmek ve onu delil olarak kullanmak bir zorunluluktur.

Fakat sünnetin değeri, mertebeleri ve dereceleri konusunda şüphe tohumları saçan kimseler vardır. Biz biliyoruz ki Kur’an-ı Kerim’in tamamı mütevatirdir. Her türlü noksanlıktan, ilaveden ve değişiklikten korunmuştur. Onun manasını Kur’an’dır diyerek rivayet etmek caiz değildir. Ümmetin tamamı bu konuda tam bir görüş birliği içindedir. Fakat sünnet ismi verilen bu büyük mirasın içine, insanlar hem sünnete ait olduğu sabit olan şeyleri, hem de asılsız ve uydurma haberleri karıştırmışlardır. Uydurma, zayıf hadisler işitiyoruz; İslâm düşmanlarının kitaplara sokuşturdukları ve Hz. Peygamber’e nisbet ettikleri sözler ve israiliyata dair bilgilerle karşılaşıyoruz. Bize düşen görev, bu mirasın içerisinden işe yarayanla işe yaramayanı, iyi ile kötüyü birbirinden ayırarak yanlış yapanların ve suçluların seslerini kesmek, kesin ve sahih sünneti ona ilave edilen uydurmalar ve batıl şeylerden temizlemektir. Böylece (sünnete bakışlarında çarpıklık olan) bu cahiller de, sünnet ile sünnete ilave edilen uydurma arasında büyük bir fark olduğunu anlamış olacaklardır. Bizden öncekiler gerek metin, gerekse sened yönünden, gerek râviler ve gerekse hadisleri takyit/sınırlandırma ve birleştirme/uzlaştırma yönünden sünnete hizmet konusunda çok büyük gayret ve çalışmalar sergilediklerine göre, bizim görevimiz de bu çalışmaları tasnif ederek, konulara ayırarak, ulaşacakları ve yararlanacakları vasıtlari insanlara takdim ederek onların bu mirastan kolayca yararlanmalarını temin etmektir.

Biz bazı İslâmî cemaatlerin tefsire çok büyük önem verdiklerini, ancak aynı önemi hadise vermediklerini, diğer bazılarının hadise çok büyük önem verip tefsire aynı önemi vermediklerini görüyoruz. İslâm âlimlerinin görevi her ikisine de birlikte çok büyük ihtimam göstermektir. Ezher’in de hadise şimdikinden daha fazla ilgi göstermesi ve önem vermesi gerekir.

Daha önceleri bir Daru’l-Hadis’in kurulması fikri ortaya atılmıştı. Kurulacak bu Daru’l-Hadis hadislerin toplanmasını, bablara/konulara ayrılmasını ve içine karışan yabancı unsurlardan temizlenmesini temin edecek çalışmalar yapacaktı. Bu düşünce gerçekleşmiş olsaydı, sünnete, onu bir takım saldırı ve iftiralardan koruma hususunda büyük bir hizmet olurdu. Tekrar söylüyorum sünnet mirasının ilgiye ve gözetime, tedvine ve kendisine ilave edilen yabancı unsurlardan temizlenmeye çok büyük bir ihtiyacı vardır. Bu çalışmalarla birlikte basiret sahibi herkes, sünnetin Kur’an’ı anlama ve İslâmî hükümleri uygulama hususunda vazgeçilmez bir anahtar olduğunu açıkça görmüş olacaktır.

Mescid-i Nebevi ne demek? Kısaca

BENZER KONULAR:

Cevapla