Sure Başlarındaki Kul (De Ki) Kelimesi

Question

Sure Başlarındaki Kul (De Ki) Kelimesi

SORU: Kul (de ki) diye başlayan sûreler hangileridir ve bu kelimenin anlamı nedir?

CEVAP: Kur’an-ı Kerim’de üçyüzden fazla yerde kul kelimesi geçer. Sadece Zürner sûresinde bu kelime on yedi defa tekrar eder. Bu sûredeki 8. 9. 10. 11. âyetlerde olmak üzere dört âyette arka arkaya gelir. Bu âyetler şunlardır:

İnsanın başına bir sıkıntı gelince, rabbine yönelerek O’na yalvarır. Sonra Allah, katından ona bir nimet verince Önceden kime yalvarmış olduğunu unutuverir. Allah’ın yolundan saptırmak için O’na eşler koşar. Ey Muhammed! De ki: “Küfrünle biraz eğlene dur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin.” Geceleyin secde ederek ve ayakta durarak boyun büken, ahiretten çekinen, rabbi-nin rahmetini dileyen kimse inkar eden kimse gibi olur mu?” Ey

Muhammed de ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür. Ey Muhammed! De ki: “Ey inanan kullarım! Râbbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Allah’ın yarattığı yeryüzü geniştir. Yalnız sabredenlere, mükafaatları hesapsız öden-cektir.” Ey Muhammedi De ki: “Dini Allah’a hâlis kılarak O’na kulluk etmekle emrolundum.” (Zümer/8-11)

Kur’an-ı Kerim’de kul yani de ki diye başlayan beş tane sûre vardır: Cin sûresi şöyle başlar:

(Ey Muhammed!) De ki: “Cinlerden bir topuluğun Kur’an’ı dinlediği bana vahyolundu.”

Kâfinin sûresi şöyle başlar:

(Ey Muhammed!) De ki: “Ey kâfirler! Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam.”

İhlas sûresi şöyle başlar:

(Ey Muhammed!) De ki: “O, Allah birdir.”

Felak sûresi şöyle başlar:

(Ey Muhmmmed!) De ki: “Sığınırım ben, karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran rabbe.”

Nâs sûresi de şöyle başlar:

(Ey Muhammed!) De ki: “Sığınırım ben, insanların rabbine.”

Kul Allah Teâlâ’nın bir emridir. Allah bu ifadeyle elçisi Muham-med’e (s.a) insanlara söylemesini, tebliğ etmesini ve milletine haber vermesini emreder. Cenab-ı Hak Mâide sûresinde şöyle buyurmaktadır:

Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun. Doğrusu Allah kâfirler topluluğuna rehberlik etmez. (Mâide/67)

Ukbe ibn Âmir’den şöyle rivayet edilmiştir:

Rasûlullah (s.a) ile birlikte yürüyordum. Bana dedi ki: -YaUkbe! Söyle!

Ne söyleyeyim?

Bir müddet sustu, sonra tekrar dedi ki:

Söyle!

Neyi söyleyeyim ya Rasûlullah?

O yine sustu, ben (içimden): “Ya rabbi onu bana tekrar konuştur!” dedim.

Dedi ki:

Ey Ukbe! Söyle!

Neyi söyleyeyim ya Rasûlullah!

Dedi ki:

De ki: Yarattığın şeylerin şerrinden, karanlık çöktüğü zaman karanlığın şerrinden, düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden ve hasediyle eyleme geçtiği zaman hasedçinin şerrinden sabahın rabbine sığınırım.

Bu sûreyi sonuna kadar okudu. Ben de okudum. Sonra dedi ki:

Söyle!

Neyi söyleyeyim ya Rasûlullah?! Dedi ki:

De ki: İnsanların rabbine sığınırım…

Bunun üzerine ben Nâs sûresini sonuna kadar okudum. Sonra Rasûlullah (s.a) şöyle buyurdu:

Hiç kimse bunun gibisini isteyemez ve hiç kimse bunun gibisiyle sığınma yapamaz.

Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurdu:

Sana üç tane sûre öğreteceğim ki bunlar gibisi ne Tevrat’ta, ne İncil’de, ne Zebur’da, ne de Furkan’da (Kur’an’da) inmiştir: İhlas Fe-lak ve Nâs sûreleridir.

Gece Ve Gündüzün Hikmeti

SORU: Allah Teâlâ gece ve gündüzü niçin yaratmıştır?

CEVAP: Allah Teâlâ pek çok âyet-i kerimede gece ve gündüzün hikmetinden söz eder. Bakara sûresinde bu konuda şöyle buyurur:

Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ve gündüzün peş-peşe gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah’ın gökten indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için bir çok deliller vardır. (Bakara/164)

Âl-i İmran sûresinde de şöyle buyurur:

Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde aklı selim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır. (Âl-i İmran/190)

Kur’an-ı Kerim, gündüzün insanların hareket etmeleri, gecenin de dinlenmeleri için yaratılmış olmalarının Allah’ın âyetlerinden bir âyet olduğuna işaret eder:

O, sabahı aydınlatandır. O, geceyi dinleme zamanı, güneş ve ayı (vakitlerin tayini için ) birer hesap ölçüsü kılmıştır. (En’am/96)

Yunus sûresinde de bu hikmete işaret edilir ve şöyle buyrulur:

O (Allah), geceyi içinde dinleseniz diye sizin için yaratan, (çalışıp kazanmanız için de) gündüzü aydınlık kılandır. (Yunus/67)

Kur’an-ı Kerim, gecenin insan için bir örtü mesabesinde olduğuna ve geceleri uyuyarak rahata kavuşacağına işaret eder:

Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan, gündüzü de dağılıp çalışma (zamanı) yapan O’dur. (Furkan/47)

Kasas sûresinde de şöyle buyurur:

Rahmetinden ötürü Allah geceyi ve gündüzü yarattı ki geceleyin dinleneseniz, (gündüzün) lütuf ve kereminden rızkınızı arayası-nız. (Kasas/73)

Nebe sûresinde ise şöyle buyurur:

Geceyi örtü yaptık. Gündüzü de çalışıp kazanma zamanı yaptık. (Nebe/10-11)

İçerisinde gece ve gündüzün geçtiği âyetler hakkında düşünen bir kimse bunlann yaratılışındaki ilahi hikmetin ne büyük olduğunu idrak eder. Bu yaratılışta Allah’ın kullanna bahşettiği gerçek bir yarar vardır. Allah büyük lütuf sahibidir.

 

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Cevapla