Paylaş
Tahiyyetü’l-mescid namazı nedir, ne zaman ve nasıl kılınır?
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
TAHIYYETÜ’I-MESCİD
Arapça yazılışı: تحية المسجد
Tahiyyetü’l-mescid namazı ne demek? tarifi
Tahiyyetü’l-mescid namazı, bir camiye girince kılınan nafile namazdır.
Sözlükte “selam vermek, saygı göstermek” anlamındaki “tahiyye” ile “mescit” kelimelerinden oluşan “tahiyyetü’l-mescid” tamlaması herhangi bir camiye/mescide girildiğinde kılınan nafile namazı ifade eder. Buna “hakku’l-mescid” (caminin hakkı) de denilmiştir. Kur’ân-ı Kerim’de bir eve giren kişinin ev halkına veya evde kimse yoksa kendi kendisine selam vermesi istenir (en-Nur 24/27, 61). Allah’a ibadet edilen mekânlar olan camilerin “Allah’ın evleri” diye nitelendirildiği dikkate alındığında, bu namazın bir anlamda caminin sahibi olan Allah’ı saygıyla selamlama niteliğinde olduğu söylenebilir.
Tahiyyetü’l-mescid namazının dindeki yeri ve hükmü:
Tahiyyetü’l-mescid namazı Hz. Peygamber’in sünneti ve İslam âlimlerinin ittifakıyla (icma) sabittir. Tahiyyetü’l-mescid namazının kılınması zorunlu olmayıp mendup kabilindendir; özürsüz terkedilmesi ise mekruhtur. Nitekim Hz. Peygamber konuyla ilgili olarak, “Sizden biriniz mescide girdiğinde oturmadan iki rekât namaz kılsın” (Buhâri, “Salât”, 60; Müslim, “Salâtü’l-müsâfirin”, 11, 69), “Sizden biriniz mescide girdiği vakit iki rekât namaz kılmadıkça oturmasın” (Buhari, “Teheccüd”, 25) buyurmuştur.
Tahiyyetü’l-mescid namazının hükmü:
Tahiyyetü’l-mescid Hanefiler’e göre iki veya dört, Mâlikiler’e göre iki rekâttır. Şâfii ve Hanbeliler’e göre ise bu niyetle istenildiği kadar namaz kılınabilir.
Tahiyyetü’l-mescid namazı ne zaman kılınır:
Şu durumlarda tahiyyetü’l-mescid kılınması mekruhtur:
1. Nafile namaz kılmanın mekruh sayıldığı vakitlerde (bk. VAKİT). İslam âlimlerinin çoğunluğu bu görüşte iken Şafiiler tahiyyetü’l mescidin bu vakitlerde de kılınabileceği kanaatindedir. 2. Ezan okunduğu esnada. Hanefiler ve Ahmed b. Hanbel’e göre ezan okunduğu sırada mescide giren kimsenin bu namazı kılması mekruh iken Şâfiîler’e göre mekruh değildir. 3. Müezzin kamet getirirken veya cemaatle namaza başlandığında. Bu durumlarda tahiyyetü’l-mescid kılmanın mekruh olduğu hususunda görüş birliği vardır. 4. Hutbe esnasında. Hanefi ve Mâlikiler cuma günü hatip minberde iken mescide giren kimsenin oturup hutbeyi dinlemesi gerektiğini ve tahiyyetü’l mescid kalmasının mekruh olduğunu söylemiştir. Şafiiler ve Hanbeliler’e göre ise uzatmamak ve iki rekâtı geçirmemek şartıyla bu kişi tahiyyetü’l-mescidi kılmalıdır. Ayrıca bu iki mezhebe göre cuma namazı öncesinde imam tahiyyetü’l-mescid namazı kılmaz, onun için hutbe okumak bu namazın yerine geçer.
Şafiiler dışındaki üç mezhebe göre mescide girince tahiyyetü’l-mescidin hemen kılınması daha faziletli sayılmakla birlikte oturduktan sonra da kılınabilir; Şafiiler’e göre ise kişi bilerek oturmuşsa artık bu namazı kılamaz. İslam âlimlerinin çoğunluğuna göre günde birkaç defa mescide giren kişinin günde bir defa tahiyyetü’l-mescid kalması yeterli olur; Şâfiiler’in çoğunluğuna göre ise bu kişi mescide her girişte tahiyyetü’l-mescid kılmalıdır.
Tahiyyetü’l-mescid namazı yerine okunan dua/tesbih:
Mescide giren kişinin abdestsiz olması, bir işle meşgul bulunması veya kerahet vaktinin girmesi gibi sebeplerle bu namazı kalamaması durumunda, “Sübhanallahi ve’l-hamdu lillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber” demesi müstehaptır; bazı alimler buna
“ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm” cümlesini de eklemiştir.
Camiye giriş namazı, mescide selam namazı
İslam âlimleri Hz. Peygamber’in, “Mescitlerin hakkını veriniz” sözü üzerine hakkının ne olduğu sorulunca, “Oturmadan önce iki rekât namaz kılmanızdır” şeklindeki cevabına (İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, III, 179-180) ve konuyla ilgili başka hadislere dayanarak, bir camiye girildiğinde herhangi bir namazı kılmak veya farz namazı cemaatle kılmak suretiyle de mescidin hakkının verileceği kanaatine ulaşmışlardır. Buna göre en az iki rekât farz veya nafile namazı kılmak niyetiyle mescide giren kişinin kıldığı bu namaz niyet etmese bile tahiyyetü’l-mescid yerine geçer ve bu kişi tahiyyetü’l-mescid kılma sevabına nail olur.
Mescid-i Haram’a girenlerin tahiyyetü’l-mescidi Kâbe’yi tavaf etmektir; dolayısıyla oraya giren kişi hemen tavafa başlamalı, ancak tavafa engel bir durumun bulunması ya da kişinin tavaf yapmayı istememesi durumunda ise tahiyyetü’l-mescid namazı kılmalıdır.
Kaynak: Diyanet ans
BENZER KONULAR:
Answers ( 3 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Tahiyyet’ül Mescid namazı hakkında yukarıda detaylı bir şekilde bilgi verilmiştir. Tahiyyetü’l-mescid namazı, bir camiye girince kılınan nafile namazdır. Tahiyyetü’l-mescid namazı Hz. Peygamber’in sünneti ve İslam âlimlerinin ittifakıyla (icma) sabittir. Tahiyyetü’l-mescid namazının kılınması zorunlu olmayıp mendup kabilindendir; özürsüz terkedilmesi ise mekruhtur
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Namaz Allahın selamı ise kulların hakkıysa peygamber efendimizin dediği gibi tahıyyatü’l mescid namazı kılmadan selam versek günah mıdır veya sevapları siler mi
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Tahiyyetü’l-mescid namazı, mescide girildiğinde kılınan sünnet bir namazdır. Mescide gelen bir kişi, namaz kılmadan önce Tahiyyetü’l-mescid namazını kılması tavsiye edilir. Bu namaz, mescide saygı göstermek, Allah’a hamd etmek ve O’na yönelmek amacıyla kılınır.
Tahiyyetü’l-mescid namazı, iki rekâttan oluşur. İlk rekatta Fatiha suresi okunur, ardından tercihen Sûre-i Kafirûn veya başka bir kısa sure okunabilir. İkinci rekatta ise yine Fatiha suresi okunur ve ardından tercihen Sûre-i İhlâs veya başka bir kısa sure okunabilir. Namazın sonunda selam verilerek namaz tamamlanır.
Tahiyyetü’l-mescid namazı, mescide giren bir kişinin, Allah’a saygı ve şükranını ifade etmek, mescitte bulunma niyetini belirtmek ve kalben ibadete odaklanmak amacıyla kılınır. Ancak bu namaz farz veya vacip değildir, sünnet bir ibadettir. Dolayısıyla, mescide giren bir kişi bu namazı kılmakta serbesttir, ancak kılmama durumunda herhangi bir günah veya eksiklik olmaz.