Tebbet Suresi Tefsiri

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Tebbet süresinin açıklaması (Mesed)

Tebbet Suresi Tefsiri

Âyetlerin Kısaca Tefsiri

1. O bedbaht Ebû Leheb’in iki eli kuruyup yok olsun. Hüsrana uğrasın, ameli boşa gitsin, Kurudu da. Zaten yok olmuş ve hüsrana uğramıştır. Birincisi yani fiili beddua, ikincisi yani haber cümlesidir. Nitekim, “Allah onu yok etsin. Zaten yok oldu” denilir. Tefsirciler şöyle der: Tebab, helake götüren hüsrandır. “Erden maksat da, sahibidir. Bu, Arab’ın âdetine göre söylenmiş bir İfadedir. Arap, bir şeyin bir kısmını söyleyerek tümünü ve tamamım kasteder. Ebû Leheb, Hz. Peygamber (a.s)’in amcası Abduluzza b. Abdulmuttalib’tir. Karısı Avrâ “Ümmü Cemil” Ebû Süfyân’ın kız kardeşidir. İkisi de Hz. Peygamber (a.s.)’ e karşı aşırı düşman idi. Ebû Leheb’in karısı, kocası ve kendisi hakkında i-nenleri işitince Rasulullah (s.a.v)’a geldi. Rasulullah (s.a.v.) Kabe’nin yanında Mescidde oturuyordu. Yanında Ebûbekir (r.a.) vardı. Kadın, elinde bir taş parçası olduğu halde geldi. Peygamber (a.s)’e yaklaşınca, Allah, Rasulullah (s.a.v)’ı görmesine mâni oldu. sadece Ebûbekir (r.a.)’i gördü. Dedi ki: “Ey Ebûbekir! Arkadaşının beni hicvettiğini haber aldım. Vallahi, onu bulursam, bu taşla onun ağzına vuracağım.” Sonra şu beyti mırıldanmaya başladı:
Yerilmişe isyan ettik, emrine karşı çıktık, dinini terkettik.

Sonra dönüp gitti. Hz. Ebûbekir (r.a.): “Ey Allah’ın Rasûlü! Seni görmedi mi dersin.” dedi. Rasulullah (s.a.v): “Beni görmedi. Allah beni ona göstermedi” dedi. Kureyşliler, “Muhammed” yerine Müzemmem “Yerilmiş” diyerek Peygamber (a.s)’e söverdi. Rasulullah (s.a.v) şöyle derdi: “Allah’ın, Kureyş’in bana eziyet etmesine nasıl mâni olduğuna şaşmıyor musunuz? Ben Muhammed “övülmüş” olduğum halde, onlar bana Müzemmem “yerilmiş” diyerek bana sövüp hicvediyorlardı.” Hâzin şöyle der: “Eğer, Allah onu niçin künyesiyle zikretti. Halbuki künye ile hitap etmekte şeref ve değer verme ifadesi vardır” dersen, buna birkaç şekilde cevap veririz: Birincisi, o, ismi ile değil künyesi ile meşhurdu. İsmi ile zikretseydi, bilinmezdi. İkincisi, adı Abduluzzâ idi, bunda şirk olduğu için, bunu bırakıp künyesi ile zikretti. Çünkü ‘Uzzâ bir puttur. Kulluk, puta izafe edilmez. Üçüncüsü, o cehennemlikti. Varacağı yer cehennemdi. Cehennem ise alevlidir. Bu hali, bu şekilde künyelenmesine uygun olmuştur. Dolayisı ile, künyesi ile anılmaya layık olmuştur.

2. Ne biriktirdiği mal, ne de kazandığı makam ve izzeti ona fayda sağladı. İbn Abbâs şöyle der: Kazandığı şeyler” demek, “çocukları”dır. Çünkü çocuk, kişinin kazandığı şeylerdendir. Rivayete göre, Hz. Peygamber (s.a.v) kavmini imana çağırınca Ebû Leheb şöyle dedi: “Eğer kardeşim oğlunun söyledikleri doğru ise, çoluk çocuğumu ve malımı fidye olarak verip kendimi azaptan kurtarırım”. Bunun üzerine bu sûre indi. Âlûsî şöyle der: Ebû Leheb’in Utbe, Muattib ve Uteybe adında üç oğlu vardı. İlk ikisi feth günü müslüman olmuş; Huneyn ve Tâif savaşlarında bulunmuşlardır. Uteybe ise, müslüman olmadı. Rasulullah (s.a.v)’ın kızı Ümmü Gülsüm onunla, diğer kızı Rukiyye de onun kardeşi Utbe’yle evliydi. Bu sûre, inince, Ebû Leheb oğullarına: “Muhammed’in kızlarını boşamazsanız, başlarımız birbirimize haramdır” dedi. Bunun üzerine oğulları, Rasulullah (s.a.v)’m kızlarını boşadılar. Uteybe, babası ile birlikte Suriye’ye gitmek istediğinde, “Mutlaka gidip Muhammed’e eziyet edeceğim” dedi ve ona gelerek: «Ey Muhammed! Ben “Battığı zaman yıldıza andolsun…” ve “Sonra ona yaklaştı ve sarktı” sözlerini inkâr ediyorum» dedi. Sonra Peygamber (a.s.)’in önüne tükürdü ve kızı Ümmü Gülsüm’ü boşadı. Hz. Peygamber (a.s) ona kızarak: “Ey Allah’ım! Onun basma köpeklerinden birini musallat et” diye beddua etti. Daha sonra Uteybe’yi aslan parçalamıştır. Ebû Leheb de, Bedir savaşından yedi gün sonra, taun gibi salgın karakızıl denilen bir hastalıktan Öldü. Ölüsü üç gün öylece kalmış ve kokmuştur. Ayıplanacaklarından korktukları için bir çukur kazıp, ağaçla iterek oraya atmışlar, sonra da üzerine taş atarak örtmüşlerdir. Hâdise, Kur’ân-ı Kerim’in haber verdiği gibi olmuştur.

3. Tutuşturulmuş, gürül gürül yanan kızgın ateşe yanı cehennem ateşine girecektir.

4. Odun taşıyıcı olarak karısı Avrâ “Ümmü Cemîl” de onunla beraber cehennem ateşine girecektir. Avrâ, insanlar arasında laf taşır, kin ve düşmanlık ateşini tutuştururdu. Ebussuûd şöyle der: Peygambere eziyet vermek için bir tutam diken alır ve geceleyin onu Hz. Peygamber (s.a.v)’in yoluna yayardı. İbn Abbâs şöyle der: İnsanların arasını bozmak için laf taşırdı.

5. Boynunda, iyice bükülmüş hurma lifinden bir ip olduğu halde ateşe girer, Kıyamet günü bu iple azap edilir. Mücâhid, “O, demirden bir tasmadır” der. İbnu’l-Müseyyeb de şöyle der: Onun mücevherden yapılmış kıymetli bir gerdanlığı vardı. Dedi ki: Lât ve Uzzâ’ya yemin olsun ki, bunları Muhammed’e düşmanlık yolunda harcayacağım. Bu sebeple Yüce Allah da, o gerdanlık yerine, boynuna ateşten bir ip taktı.

BENZER KONULAR:

Cevapla