Paylaş
Teberrüc ne demek
Question
Kur’an terimi olarak “Teberrüc” nedir ne anlama gelir?
Kadının, toplum içinde güzelliği, elbiseleri ve mücevherleriyle dikkatleri kendisine çekmeye çalışması anlamında kullanılan ahlâkla ilgili bir terimdir.
Arapçada kale, yıldızlara özgü yer, ayın menzillerinden her biri, büyük ve parlak yıldız gibi anlamlara gelen “burç” kelimesinden türetilmiş olan teberrüc kavramı Kur’ân-ı Kerîm’de kadının açılıp saçılması, kadınlık cazibesi ve güzelliği yanında elbise ve takılarını da araç olarak kullanarak dikkatleri üzerinde toplaması anlamında iki âyette geçmektedir.
Bu âyetlerin birinde (en-Nûr 24/60) “bir nikah ümidi beslemeyen yaşlı kadınlar“ın, genç kadınlardan farklı olarak evlerinden çıkarken bazı elbiselerini üzerlerine almak zorunda olmadıkları belirtildikten sonra, bu yaşlı kadınları da ‘teberruc“ten kaçınmaları (zinetlerini teşhir etmemeleri) gerektiği, iffetli davranmalarının kendileri için daha hayırlı olduğu belirtilir, İslâm ahlâkına göre kadın, ancak kocası için süslenip güzelliğini teşhir edebilir, hatta hadislerde kadının, kocasının ilgi ve sevgisini kazanacak şekilde süslenmesi ve güzelliğini ona teşhir etmesi tavsiye edilmiştir.
Bununla birlikte Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Peygamberin eşlerine hitaben: “… İlk cahiliye kadınları gibi (dışarıda) açılıp saçılmayın” buyurulmuştur (el-Ahzâb 33/33) ki, bütün İslâm bilginleri bu yasağın müslüman kadınların tamamını kapsadığını belirtmişlerdir. Dini inanç ve ibadet ans.
BENZER KONULAR:
- Teberrüc ne demek? Teberrüc ayeti
- Teberrüc ne demek
- Cahiliye Ne Demek?
- Kadının çalışması nasıl değerlendirilir?
- Cahiliyye Nedir? Kısaca
- Tümünü görüntüle.
Answers ( 2 )
Teberrüc kur’an-ı Kerim kavramlarındandır. Allahu Teala Kuran’ı Kerim’de ahzap suresinde Müslüman kadınlara cahiliye kadınları gibi dışarı çıktıkları zaman açılıp saçılmamalarını yabancılara süslememelerini emrediyor
TEFSİR KİTAPLARINDA TEBERRUC
Kadının Ciddiyeti
Ey Peygamber kadınları! Sizler, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz; Allah’tan korkuyorsanız (yabancı erkeklere karşı) kırıtarak konuşmayın; sonra kalbinde (şehvetten arız) hastalık bulunan kimsede arzu uyanabilir. Güzel, ölçülü (ağır başlı) söz söyleyin.»
Kadının ağır başlılığı, ciddiyeti, söz ve davranışlarındaki ölçülülüğü çok önemlidir. Çevresindeki insanlara hürmet telkin etmesinin başlıca sebeplerinden bir kısmının bunlar olduğunu söyleyebiliriz.
Cenâb-ı Hak yukarıdaki âyetle, önce bütün müslüman hanımlara örnek düzeyinde bulunan Peygamber (A.S.) Efendimiz’in zevcelerine, sonra da dolayısıyla bütün mü’mine kadınlara seslenmekte; yabancı erkeklerle günlük işlerinde şüphe uyandıracak her türlü söz ve davranıştan kaçınmalarını emretmektedir. Şüphesiz bu emir vücubu gerektirmekte ve Peygamber (A.S.)ın sünnetini yansıtmaktadır.
cümlesi o bakımdan çok önemli bir uyarıdır. Onu Türkçemize şu sözlerle çevirmemiz mümkündür:
Zira bir hanımın bu şekilde konuşması, kalplerinde şehvetten arız olan hastalık bulunan erkeklerde arzu ve ilgi uyandırabilir. Böylece kötü niyetin ilk adımı atılmış, kötü düşünmenin tohumuna vasat hazırlanmış olur. O bakımdan kadının kırıtarak, işvelenerek, cilve yaparak konuşması haram kılınıp yasaklanmıştır. [67]
Câhiliye Devrinde Kadınların Sokağa Çıkış Tarzı
«Evlerinizde vakarla oturun; eski cahiliyet günlerindeki gibi kırıtarak (sokaklarda) süs ve güzelliklerinizi dışarı atmayın..»
Eski cahiliyet devri, fetret dönemi olmakla beraber, her asırda cahili-yetin ayrı bir kılıkla ortaya çıktığı unutulmamalıdır. Ardarda gönderilen peygamberler hemen her devirde ve her yerde cehaleti gidermeye, kötü ve çirkin âdetleri kaldırmaya ve onların yerine ilâhî düzen ve medeniyeti getirmeye çalışmıştır.
Cahiliyet devri kadınlarının çoğu birbirine benzerdi; ancak değişik kılıkta gezip tozmuşlardır. Hak dinin medeniyet havasını teneffüs etme imkânına erişenler ise, bu genellemenin her zaman dışında kalmış ve örnek olma düzeyinde bulunmuşlardır.
Cahiliyet devrinde kadınların ölçü tanımaz davranışlarını müfessirle-rimiz şöyle tesbtt edip özetlemişlerdir:
Anlaşıldığı gibi, yirminci asrın çahiliyeti de belirtilen konuda o dönemden geri kalmamakla beraber, daha da ileri bir safhada kendini yer yer, ülke ülke hissettirmektedir.
İslâm Dini bu şekil sokağa çıkışları yasaklarken, önoe kadının namus ve iffetini korumayı, sonra da onun annelik vakar ve şerefini’güvence altına almayı; her türlü kötü nazardan onu uzak tutmayı ve toplum içinde ona saygınlık kazandırmayı amaçlamıştır. Aynı zamanda aile yuvasını kutsal bir düzeyde tutmayı, kem gözlerden sakındırmayi; komşular arasında namus ve iffet perdesine güven damgasını vurmayı hedeflemiş ve sağlam karakterli, dürüst ve faziletli, imanlı ve ahlâklı nesillerin ana kucağında, baba ocağında eğitilip yetiştirilmesini plânlayıp bunun için gerekli bütün müfredatı belirlemiştir.
Şüphesiz kadının cahiliyet devri yaşantısına özenti duyması veya o havaya girmesi bütün bu amaç ve plânları yıkar. Birbirine kardeşçe yaklaşmayan, güvenmeyen şehvet mübtelâlarının çoğalmasını hızlandırır