Paylaş
Tembellikten Sakınmak
Question
Tembelliğin Zararları
Tembellik sözü, çalışmanın zıddı olup işe ağır davranmak, üşengeç olmak demektir. Dinimiz çalışmayı emretmiş tembelliği yasaklamıştır. Zira tembellik insanı fakirliğe ve zillete düşüren, şahsiyetini rencide eden kötü bir hastalıktır. Tembellik aynı zamanda her türlü hayır ve bereketten mahrum olmaya sebeptir. Çalışmayıp tembellik eden kimsenin ayağına rızkı gelmez, çalışması ve rızkını kazanması gerekir.
Bu konuda Allah Teala Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır: “De ki çalışın, amelinizi Allah da Rasulü de mü’minler de görecektir. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilen Allaha döndürüleceksiniz. O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.”[1]Bir başka ayet-i kerime’de de şöyle buyrulmaktadır: “Muhakkak ki insan için kendi çalıştığından başkası yoktur. Şüphesiz çalıştığı ileride görülecek, sonra buna en uygun mükâfat verilecektir.”[2]
Hz. Ömer (ra), rızık için çalışmadan oturan ve Allah’a tevekkül ettiğini ileri süren bir topluluğa: “Hiçbiriniz; Allah’ım bana rızık ver, diyerek, çalışıp rızık aramaktan geri durmasın. Bilin ki, gökten ne altın yağar, ne gümüş. Allahu Teâlâ’nın; “Cuma namazı kılınınca yeryüzüne dağılın, Allah’ın fazlından nasip arayın”[3] buyurduğunu görmüyor musunuz?”[4] demiştir.
Tembellik günümüzde yaygın bir hastalık halini almıştır. Saatlerce oturup televizyon seyretmek, kahvehanelerde; sabahtan akşama kadar oturup oyun oynamak veya dedikodu yaparak vakit öldürmek, gece geç saatlere kadar internette dolaşmak, sabahleyin erken kalkmayıp öğleye kadar uyumak, pek çok insanın yaşam tarzı haline gelmiştir. İşte bu, tembelliğin ta kendisidir. O kimseler farkında olmadan böyle bir hayatın içinde gençliklerini, kıymetli vakitlerini heder etmektedirler. Hâlbuki insanoğlu ömrünü ve malını nerede harcadığından hesaba çekilecektir.
Ayrıca tembelliğin insanın bedeni üzerinde de çok zararları vardır. Çalışıp koşuşturmayan bir kimse aldığı gıdaların kalorilerini yakarak tüketemediği için vücudunda zehirli birikimler oluşur, dokuları yağ bağlamaya başlar. Bunun sonucunda da kalp ve damar hastalıkları, kireçlenme, felç, erken yaşlanma ve bunama gibi pek çok hastalık zuhur edebilir.
Müslüman, çalışkan ve üretken olmalıdır. Bir ülkenin kalkınabilmesi için, o ülke halkının tükettiğinden fazla üretmesi gerekir. Eğer bunun aksi olursa yani tüketim üretimden fazla olursa, fakirlik, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı ortaya çıkar ki bu da tembelliğin bir sonucudur. Rasülullah (s.a.v.), bir gün ashab-ı kiramla oturmuş sohbet ediyorlardı. Bu sırada bir genç erkenden kalkmış biraz ileride, elinde kazma-kürek çalışıyordu. Sahabeden bazıları: “Ya Rasûlallah! Ne olurdu şu genç burada sohbette bulunsa da, mesaisini Allah yolunda sarfetmiş olsa” dediler.
Rasûlüllah (s.a.v.) bunun üzerine:
“Böyle söylemeyin, eğer o genç insanlara el açmamak, onlardan müstağni olmak, çoluk çocuğunun nafakasını kazanmak için çalışıyorsa Allah yolundadır. Yaşlı ve zayıf düşmüş anne-babasına yardımcı olmak, onların ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyorsa Allah yolundadır. Ancak o, din kardeşlerine karşı mal çoğaltmak ve övünmek için çalışıyorsa şeytan yolundadır.”[5] buyurmuştur.
Tembellik hastalığının pençesine düşmemek veya düşmüş isek kurtulmak için önce kendimize bir hedef tayin etmeli sonra da bu hedefe ulaşmak için planlı ve programlı bir şekilde çalışmalıyız. Unutmayalım ki en büyük sermayemiz ömrümüzdür ve bu da her nefes alıp verişimizde tükenmektedir. Vaktimizi boşa harcarsak ömrümüzü de boşa geçirmiş oluruz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); ““İki günü birbirine eşit olan ziyandadır, aldanmıştır.”[6] buyurarak sürekli ilerlememizi, maddi ve manevi kazançlar elde etmemizi istemiş, tembelliği büyük bir afet olarak görmüş ve ondan Allah’a sığınmıştır.[7]
[1] Tevbe, 105.
[2] Necm, 39-41.
[3] Cuma, 10.
[4] Ali el-Kârî, Şerhu Ayni’l-Ilm, 2/182.
[5] Beyhakî, Sünen, 7/479; Taberânî, Kebîr, 19/129.
[6] el-‘Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, II, 323.
[7] Hâkim, Müstedrek, 1 /430.
[8] A.H.Berki-O.Keskioğlu, Hatemü’l-Enbiya, s.423.
Benzer Konular:
Cevapla