Tevbe Suresi 64-66. ayeti ve tefsiri

Question

Tevbe suresi 65 ve 66. Ayette tövbe kabul olmayacağımı bahsediliyor?

Tevbe Suresi 64 66. ayeti ve tefsiri

Merhaba ben 9. Tevbe suresi 65. Ve 66. Ayette geçen ÖZÜR DİLEMEYİN geçmesi aklıma bir soru getirdi acaba bu yaptıkları espri tövbeyşe af olunmayacak bir günah mıdır?

CEVAP:

Tebük Gazvesinden Geri Kalan Münafıkların Durumları

62- Size, gönlünüzü hoş etmek için, Al­lah’a yemin ederler. Eğer mümin ise­ler, Allah’ı ve Rasulünü hoşnut etmele­ri daha doğrudur.

63- Hâlâ bilmezler mi ki. kim Allah’a ve Rasulüne karşı muhalefet ederse, ona içinde ebedî kalıcı olarak cehennem ateşi vardır. Bu ise, büyük bir rüsvaylıktır.

64- Münafıklar, kalplerinde olanı ken­dilerine açıkça haber verecek bir sûre­nin tepelerine indirilmesinden endişe ederler. De ki: “Siz alay edip durun. Şüphe yok ki Allah, endişe ettiğiniz şe­yi açığa çıkarandır.”

65- Eğer onlara soracak olsan, elbette: “Biz sadece dalar ve sakalaşırdık” der­ler. De ki: “Allah ile, O’nun ayetleriyle ve Rasulü ile mi eğleniyorsunuz?

66- Özür dilemeye kalkmayın   Sîz iman ettikten sonra kâfir oldunuz. İçinizden bir zümreyi affetsek bile, bir taifeyi günahkâr kimseler oldukları için azablandırâcağız.

AYETLERİN İNİŞ NEDENİ:

İbni Münzir, Katade’den şöyle rivayet eder: Bize anlatıldığına göre ki, münafıklardan bir adam, Tebük Gazvesinden geri kalan ve haklarında ayet nazil olan kimseler hakkında: “Bunlar, bizim en hayırlılarımız ve en şereflile­rimiz. Muhammed’in dedikleri gerçek ise, onlar eşeklerden daha kötüdür dedi. Bunu, müslümanlardan bir adam duydu ve: “Vallahi, Muhammed’in söy­ledikleri şüphesiz haktır. Sen elbette eşekten daha kötüsün” dedi ve bunu Resulullah (s.a.)’e gidip haber verdi. Resulullah, o münafığa haber gönderip çağırttı ve: “Seni o söylediklerini söylemeye sevkeden nedir?” diye sordu. Adam bu sözü söylemediğine yemin etti. O müslüman da: “Allahım, doğru söy­leyeni doğrula, yalan söyleyeni yalanla” dedi. Bunun üzerine Cenab-ı Hak: “Gönlünüzü etmek için, Allah’a yemin ederler…” ayetini indirdi. Bu, Süddî’den de rivayet olunmuştur.

İbni Ebi Hatim, İbni Ömer’den rivayet eder: O, şöyle demiştir: Münafıklar­dan bir adam Tebük Gazvesinde, bir toplantıda bir gün: “Şu güzel okuyanları­mız gibilerini, midelerine düşkün, dilleri çokça yalan söyleyen ve savaşta çok korkak şu kimseler gibilerini görmedik” dedi. Birisi ona: Yalan söyledin sen münafıksın, seni peygambere mutlaka haber vereceğim, dedi. Resulullaha ha­ber verdi, bu ayet nazil oldu.

Bir rivayette, adamın ismi Abdullah b. Übeyy olarak geçer.

İbni Ebi Hatim, Ka’b b. Mâlik’ten de rivayet eder: Mihaşş b. Hımyer şöyle dedi: Sizden her biriniz bizden yüz kişiyi vursun da, Kur’an’da bizim hakkımız­da ayet inmesin. Bu şart üzere anlaşma yapmak isterdim.” Bu, Rasullulah’a ulaştı. O, onları çağırıp sorunca özür dilemek için geldiler. Bunun üzerine Ce­nab-ı Hak: “Özür dilemeye kalkmayın” ayetini indirdi. Mihaşş b. Hımyer affe­dildi, Abdurrahman ismini aldı. Allah’tan şehid olarak öldürülmesini ve öldürüldüğü yerin bilinmemesini istedi. Yemame savaşında öldürüldü, öldürenler­den başka hiç kimse de, öldürüldüğü yeri bilemedi.

Süddî şöyle demiştir: Münafıklardan biri şöyle dedi: Vallahi, keşke götürü­lüp bana yüz değnek vurulsa da, hakkımızda bizi rezil rüsvay edecek bir ayet inmese.. Bunun üzerine ayet nazil oldu.

İbni Cerir et-Taberî, İbni Münzir ve Ebu’ş-Şeyh Ibni Hayvan el-Ensârî, Katâde’den rivayet ederler: Münafıklardan bir grup insan Tebük Gazvesinde şöyle dedi: “Bu adam, Şam saraylarını ve kalelerini fethetmek istiyor. Ne ya­zık!” Allah, Peygamberini bundan haberdar etti. Peygamber onlara geldi ve: “Şöyle şöyle dediniz” buyurdu. “Biz, şakalaşıyor, laf ediyorduk” dediler. Bunun üzerine bu ayet nazil oldu

AÇIKLAMA:

Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler

Ayetler aşağıdaki hususlara işaret ederler:

1- Münafıkların çirkin hallerini saymak: Yalan yeminlere başvurmak, Al­lah ve Rasulüne düşmanlık, Kur’an, Peygamber ve müminlerle alay etmek, du­rumlarını açığa vuracak, özürlerinin saçma ve oyun olduğunu açıklayacak Kur’an’dan bir sûre indirilmesinden korkmak.

2- Dinde ve dinî hükümlerde, şaka kabul edilmez. Allah’ın kitabı, peygam­beri ve sıfatları hakkında ileri, geri konuşmak küfür sayılır. Küfür ile şaka yapmanın küfür olduğu hususunda ümmet arasında herhangi bir ihtilâf yok­tur. Çünkü, hezl (şaka, saçmalama), İbnül-Arabî’nin de dediği gibi. bâtılın ve cahilliğin kardeşidir.

3- “İman ettikten sonra kâfir oldunuz” sözü dört hükme işaret eder.

  1. a) Dinle alay etmek, imanın gereğine -Allahü Teâlâ’yı büyük bilmek- ters düştüğü için, Allahü Teâlâ’yı inkâr etmektir.
  2. b) Küfür, sadece kalble ilgili değildir. Aynı zamanda küfür ifade eden söz ve işleri de içine alır.
  3. c) Onlar her ne kadar münafık iseler de, söyledikleri söz, gerçek küfürdür.

Kısacası Allahü Teâlâ, onların küfrüne, nifaktan tevbe etmedikleri müd­detçe, günahtan özür dilemelerinin kabul edilmeyeceğine hükmetmiştir.

4- Münafıklıktan veya küfürden tevbe makbuldür. Kim tevbe ederse affo­lunur. Kim küfürde yahut münafıklıkta ısrar ederse, cehennemde cezalandırı­lır.

Bu, temel inanç konularındadır. Akidlerde, alış-veriş, evlenme gibi- fesih­lerde -boşama gibi- hezlin hükmüne gelince, alimler bu konuda üç görüşe sa­hiptirler:

Hükmü bağlayıcı olmayan, bağlayıcı olan (alış verişle diğerleri arasında fark vardır) evlenme ve boşanmada bağlayıcı olan, alışverişte bağlayıcı olma­yan.. Üçüncü görüş, mezheplerde meşhurdur. Ebu Davud, Tirmizî ve Darekut-nî, Ebu Hüreyre’nin şöyle dediğini rivayet ederler: Resulullah (s.a.) şöyle bu­yurdu: “Üç şey vardır ki, ciddisi ciddi, şakası da ciddidir: Nikâh, Talak, Ric’a…” Mâlik’in Muvatta’mda, Said b. Müseyyeb’den şöyle rivayet olunur: Üç şey vardır ki, onlarda şaka yoktur: Nikah, talak, ıtk (köle azad etmek.” İbnü’l-Müseyyeb, Ömer’den nakleder: Dört şey vardır ki, her şahsa caizdir: Itk (köle azâd etmek), Talak, nikah ve nezirler.

5- “Size yemin ederler” ayeti, yemin edenin yemininin kabul edileceği hu­susunu içine alır. Yemin, (iddia eden) için bir haktır. Yine bu ayet, yeminin Al­lah’a olması hükmünü de içine alır. Nitekim Peygamber (s.a.), İbni Ömer’den rivayet olunan müttefakun aleyh hadisinde: “Kim yemin ederse, Allah’a yemin etsin, yahut sussun. Kime de yemin edilirse, tasdik etsin” buyurmuştur

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. komutan
    0
    2023-06-16T10:57:21+03:00

    Tevbe Suresi’nin 64-66. ayetleri Arapça olarak şu şekildedir:

    “Yahudiler: ‘Allah’ın eli bağlıdır’ dediler. Onların elleri bağlansın ve beddua edildikleri için kılıçla vurulsunlar! Bu, ne kötüdür onlar için! Neredeyse, azmış bir grup olduklarını ve Allah’ın kendilerine verdiklerini küçümseyenler olduklarını sana göstermeyecekler. Hayır, Allah kendi nimetine uyanı sever, sabredenlerle beraberdir.”

    Bu ayetlerde, Yahudilerin Allah’ın elinin bağlı olduğunu söyledikleri ifade edilmekte ve onların ellerinin bağlanması ve beddua edilerek cezalandırılmaları istenmektedir. Ayetlerde Yahudilerin küçümseyici tutumlarına ve Allah’ın kendilerine verdiği nimetleri küçümsemelerine vurgu yapılmaktadır.

    Bu ayetlerin tefsiri ve anlamı konusunda farklı yorumlar bulunmaktadır. İslam alimleri ve tefsir uzmanları, ayetleri çeşitli bağlamlar ve olaylarla ilişkilendirerek açıklamışlardır. Ancak, tefsirlerde genel olarak Yahudilerin Allah’ın elinin bağlı olduğunu iddia etmeleri ve küçümseyici tutumları nedeniyle cezalandırılmalarının istenmesi vurgulanır.

    Ayetlerin temel mesajları arasında, Allah’ın kendi nimetlerine şükretmek ve sabretmekle ilişkilendirilen kişileri sevdiği vurgulanır. Aynı zamanda, Allah’ın kendisine isyan edenleri cezalandırabileceği ve azgın bir grup olarak gördüğü kişilerin kötü sonuçlarla karşılaşabileceği ifade edilmektedir.

    Tevbe Suresi’nin tamamı ve bu ayetlerin anlamı konusunda daha detaylı bilgi edinmek için İslam alimlerinin tefsir kitaplarına veya güvenilir kaynaklara başvurmanız tavsiye edilir.

    En iyi cevap

Cevapla