Paylaş
Tevbe’nin önemi ve ona olan ihtiyaç
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
TEVBE
Biz tevbeye ne kadar da muhtacız!
Şayet biz Rasûlulllah’in hayatı üzerinde düşünecek olsak, bu tevbe mevzusunun Nebi’in günlük yaşantısın dan bir parça olduğunu göreceğiz. Bundan dolayı sahih bir hadiste Rasûlullah’in şöyle dediği geçmektedir:
“Ey İnsanlar! Allah’a tevbe edin ve bağışlanma dileyin. Muhakkak ki ben bir günde yüz defa Allah’a tevbe ediyorum.”
Başka bir rivayette de yetmiş defa diye geçiyor. On, yirmi veya otuz değil. Bilakis yüz defa tevbe ediyordu. Şu an bir insana “Bugün Allah’a tevbe ettin mi?” desen. Sana kötü ve şaşırmış bir şekilde bakar ve der ki: “Sen beni kötü şeyler ile töhmet altında mı bırakıyorsun? Sen benim zina ettiğimi mi gördün? Beni faiz yerken mi gördün? Benim namazı terk ettiğimi mi gördün?”
Ancak bu miskin adam Nebisi’in bir günde yüz defa Allah’a tevbe ettiğini bilmiyor.
Hatta bundan daha garibi, Nebi’in bir mecliste Allah’a yüz defa tevbe ediyordu. Dikkat et! Bir günde değil bir mec liste yapıyordu.
Ebu Dâvûd ve Tirmizî’de İbni Ömer’da şu hadis gelmiştir. -Sahabenin Nebi’in dudaklarına dahi ne kadar dik kat ettiklerine bakın!- Dedi ki: “Biz bir mecliste Nebi’in yüz defa: ‘Rabbim! Beni bağışla ve tevbemi kabul et. Muhakkak ki sen tevvab (tevbeleri kabul eden) ve rahimsin!” dediğini sayardık.”
Herkes kendi nefsine sorsun: Ben hayatımda kaç defa bu sünneti uyguladım? Ben ne zaman bir mecliste oturdum ve yüz defa Allah’tan bağışlanma diledim? Subhanallah!
Bundan dolayı Ali bin Ebu Talip şöyle demiştir: “Allah bir kula azap etmek isterse, ona bağışlanma dilemeyi ilham etmez.” Yani, Eğer bir kulun dilinde sürekli bağışlan ma dileme varsa, Allah bu insana azap etmez. Bu söz Allahu Teâlâ’nın şu sözünden alınmıştır:
“Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir.”
Bakın Allah şu ayet-i kerîmesinde kâfirlere değil müminlere sesleniyor:
“Ey müminler, hep birlikte tevbe ediniz ki kurtuluşaeresiniz!”
Kurtuluşa ulaşmanın yollarından biri de Allah’a tevbe etmektir.
Yine şaşırılacak olaylardan biri de, şeytanın bazı insanlar ile oynamasıdır. Günah işleyen bir kişiye “Neden Allah’a tevbe etmiyorsun?” diye sorduğunda sana der ki: “Bunu dün yaptım ve belki bir müddet sonra tekrar yapabilirim. Allah en doğrusunu bilir. Ben bilmiyorum. Günah işleyip tevbe etmem ve sonra tekrar günah işleyip tevbe etmem doğru olmaz.”
Bir adam İmam Hasan-i Basri’nin yanına gelir ve der ki: “Bizden biri günah işleyip tevbe etse ve sonra tekrar günah işleyip tevbe etse Rabbinden utanmaz mı?” Peki, İmam Hasan-ı Basri ne dedi? Çok acayip ve altın değerinde olan bir söz söyledi. Dedi ki: “Şeytan bu yol ile size karşı zafere ulaşmak ister.” Yani, bu şeytanın isteğidir. Senin Allah’ın rahmetinden ümit kesmen şeytanın hedefidir.
Bazı insanların dediği gibi dedirtir sana: “Geçmişin çok bozuk. Günaha devam et zaten geçmişin çok kötü.” Hayır! Bu doğru değildir. Bilakis sen Allah’a tevbe ettiğin ve bağışlanma dilediğin zaman şeytanı yenersin, yıkarsın ve şeytanı yakarsın. Şeytan senin Allah’a tevbe etmeni istemiyor. Şu an Allah’a tevbe et ve bağışlanma dile.
“Bilmiyorum, belki bir ay sonra tekrar bu günaha dönebilirim.” Peki, sen şu an Allah’a tevbe et. Umulur ki bu günlerde ölürsün. Böylelikle tevbe üzere ölmüş olursun.
Ebu Dâvûd ve Tirmizî’nin rivayet ettiği, Hâkim’in “Müslim’in şartına uygun bir hadistir” dediği bir hadis var dir. Bazı âlimler bu hadisi sahih görmüşlerdir. İmam Nevevi bunu Riyazu’s Salihin kitabında Abdullah ibni Mesud’tan rivayet etmiştir. Bu söz çok tatlı bir sözdür. Nebi şöyle buyurmuştur:
“Kim kendisinden başka ilah olmayan, hay ve kayyum olan Allah’tan bağışlanma diliyorum ve O’na tevbe ediyorum.’ derse savaştan kaçmış dahi olsa günahları affedilir.”
Bağışlanma dilemeyi ve tevbe etmeyi çoğalt. Seleften bazılarının dediği gibi: “Tevbe ederek sabahlayın ve tevbe ederek akşamlayın.” Çünkü insan günahlarından ve isyanlarından dolayı bazı ibadetlerden ve itaatlerden mahrum kalabilir. Bundan dolayı bu tevbe konusunun bizim hayatımızdan bir parça olması gerekir.
Tevbenin sadece günahkâr, bozguncu ve hapis ehline ait olduğuna inanmamamız gerekir. Hayır! Bütün Müslümanlar tevbeye muhtaçtır. Sabahtan akşama kadar dilini tevbe etmeye alıştırmalısın.
Lokman Hekim’in oğluna dediği gibi: “Ey Oğlum! Oğlum dilini ‘Allah’ım beni bağışla!’ sözüne alıştır. Muhakkak ki Allah’ın isteyeni geri çevirmediği saatler vardır.”
İmam Hasan-1 Basri bize altın değerinde tavsiyede bulun muştur. Der ki: “Bağışlanma dilemeyi evlerinizde, sofralarınızda, çarşılarınızda ve yollarınızda çoğaltın.” Sen yolda, çarşıda ve işte olsa da bağışlanma dilemeyi çoğalt. Muhakkak ki, siz Allah’ın bağışlamasının ne zaman ineceğini bilemezsiniz.
Dilini bağışlanma dilemeye alıştır. Kendinin günahkâr ve eksiklik gösteren biri olduğunu düşün ve tevbeye muhtaç olduğunu bil. Nefsine tam bakışla bakma. “Ben başkalarından daha faziletliyim. Elhamdulillah ben namaz kılıyorum, Kur’an okuyorum, gece namazı kılıyorum, oruç tutuyorum, ameller işliyorum ve sadakalar veriyorum” deme. Hayır! Bilakis biz her gün Allah’a tevbe etmeye ve bağışlanma dile meye çok muhtacız.
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Tevbe konusu İslam’da önemli bir yer tutar çünkü insanın Rabbinden bağışlanma dilemesi ve dönmesi gereken bir husustur. İslam inancına göre, insanlar hata yapabilir ve günah işleyebilirler. Ancak Allah’ın rahmeti sonsuzdur ve samimi bir tevbe ile günahlar affedilebilir. Tevbenin önemi şu yönlerle açıklanabilir:
Allah’ın Merhameti ve İyi Niyeti: Tevbe, Allah’ın insana olan merhametini ve bağışlayıcılığını yansıtır. Allah, kulun samimi bir şekilde dönmesini ve pişmanlık duymasını ister. Tevbe eden bir kul, Rabbinin rahmetine ve bağışlamasına sığınır.
Kişisel Gelişim ve İyileşme: Tevbe etmek, kişinin ruhsal ve manevi gelişimi için önemlidir. Bir insan hatalarını kabul edip onlardan döndüğünde, daha iyi bir insan olma yolunda adım atmış olur.
Toplumsal Düzelmeye Katkı: Tevbe, sadece bireysel bir eylem değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümü de ifade eder. Toplumun genel olarak tevbe ve bağışlanma kavramlarına sarılması, daha adil, merhametli ve hoşgörülü bir toplumun oluşumuna katkı sağlayabilir.
İnsanın Zayıflığını Kabul Etme: Tevbe etmek, insanın kendi zayıflığını ve sınırlarını kabul etmesini gerektirir. Bu, kişinin kendini tanıması ve geliştirmesi için bir fırsat olabilir.
İç Huzur ve Rahatlama: Günah işlemiş bir insan için tevbe etmek, iç huzur ve rahatlama getirebilir. Samimi bir tevbe ile birlikte, insanın vicdanı rahatlar ve huzura kavuşur.
Bu nedenlerden dolayı, Tevbe İslam’ın temel öğretilerinden biri olarak kabul edilir ve Müslümanlar için hayatları boyunca önemli bir pratik olmalıdır. Tevbenin sürekli olarak yaşantıya aktarılması, kişinin imanını güçlendirir ve Allah’a olan bağlılığını artırır.