Paylaş
Ticarette doğruluk ve dürüstlük
Question
İslamda ticaret kuralları
(peygamber efendimiz ne ticareti yapardı)
Yüce dinimiz İslam, insanların dünya ve ahiret selameti için hayatın her alanıyla ilgili gerekli tüm kuralları koymuştur. İşte bu alanlardan biri de ticaret hayatıdır. Şüphesiz ki ticaret, kendisiyle rızkın temin edildiği en önemli yollardan biridir. Bundan ötürü ticaretle uğraşan bir müslümanın, İslâm’ın alış-verişe dair koyduğu bütün hükümleri ana hatlarıyla bilmesi gerekir.
İslam’ın ticari hayata getirdiği en önemli hüküm doğruluktur. Zira doğruluk sahibini cennete götürür. Yüce peygamberimiz ticarette doğru olanları övmüş ve cennetle müjdelemiştir:
“Doğru, dürüst ve güvenilir tâcir, Peygamberlerle, sıddıklarla ve şehidlerle beraberdir.”[1]
Tüccar ve esnafımız bu hadisin rehberliğinde alış-verişlerinde doğruluğu kendilerine şiar edinmelidirler.
İslam’ın ticari hayatta uyulmasını istediği bir diğer hüküm, satım esnasında satılacak malın tüm özelliklerinin ve varsa kusurlarının belirtilmesidir. Peygamberimiz bu hususa şöyle işaret etmiştir:
“Alan ve satan doğru söyler, malın özelliklerini açıklarlarsa alış-verişleri bereketlenir; yalan söyler ve malın ayıplarını gizlerlerse ticâretlerinin bereketi yok olur.”[2]
Dinimizin ticari ilişkilerde koyduğu hükümlerden biri de yemin etmekten sakınmaktır. İslam’da pazarlık helaldir; ancak pazarlık esnasında yemin etmek câiz değildir. Yalan yere yemin etmek ise daha büyük bir haramdır. Çünkü bu, basit bir kazanç için Allah’ın adını istismar etmek, müşteriyi kandırmaktır. Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: “Ticarette çok yemin etmekten sakının. Çünkü yemin sürümü artırır, fakat bereketi yok eder.”[3]
peygamber efendimizin ticaret hadisi
Bir başka hadiste de şöyle buyurulmuştur: “Kıyamet günü Allah üç sınıf insanın yüzüne bakmaz,onları temize çıkarmaz ve onlara elim bir azap vardır.bunlardan biri de: “..kendisinden başka ilah olmayan Allaha yemin ederim ki ben bu malı şu fiyata aldım deyip müşterinin kendisini doğruladığı ve malını satın aldığı kimse”dir.[4]
Rabbimizin ticarette uymamızı istediği kurallardan biri de ölçü ve tartıda hile yapmaktan sakınmak ve adaletli davranmaktır. Bu emir, Kuran-ı Kerim’de şöyle ifade edilmiştir: “Ölçüyü ve tartıyı adâletle yapın.”[5]
Ticaretlerine hile karıştıran, kul hakkından sakınmayan, alırken tam alan, verdiği zamanda eksik verenler de Kuran’da şöyle bir akıbetle tehdit edilmişlerdir: “Veyl (yazıklar) olsun ölçüde tartıda noksanlık edenlere ki, onlar insanlardan ölçüp (haklarını) aldıkları zaman tam olarak alırlar. Fakat insanlara (verilmek üzere) ölçtükleri veya onlara tarttıkları zaman eksiltirler. Onlar düşünmezler mi ki, büyük bir günde (hesap vermek için) diriltilecekler!”[6]
Yüce dinimiz İslam, her şeyde olduğu gibi ticarette de doğru olmayı emretmiş, haram yollardan kazanç elde etmeyi yasaklamıştır. “Ey iman edenler! Karşılıklı rızâya dayanan ticâret olması hâli müstesnâ, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve nefsinizi/kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, size merhamet edecektir. Kim düşmanlık ve haksızlık ile bunu (haram yemeyi veya öldürmeyi) yaparsa (bilsin ki) onu ateşe koyacağız; bu Allah’a çok kolaydır.”[7]
[1]Tirmizî, Büyû’, 4
[2]Müslim, Büyû, 11
[3]Müslim, Müsâkât, 27
[4] Müslim, İman, 46
[5]En’âm, Suresi, 152
[6]Mutaffifîn, Suresi, 1-5
[7]Nisâ Suresi, 29-30
Answer ( 1 )
Üzücü olan hayatımızda helal kazanç duyarlılığının, kanaat, tevazu, dürüstlük ve insaf gibi erdemlerin gün geçtikçe zayıfladığını görüyoruz. Hırs ve tamah, servete ve mala olan düşkünlük, lüks ve ihtiyaç fazlası tüketim bir çığ gibi büyüyor. Hep birlikte bu gidişata dur demek için hayatımızı gözden geçirmek zorundayız. Kazancımızı doğruluk ve samimiyet üzerine inşa etmek zorundayız. Helale, iyiye ve temiz olana yatırım yapmalıyız. Harama, kötülüğe ve sahteliğe giden yolları kapatmak zorundayız. Allah (cc)’un rızası içi kazanan ve kazancını hayır yoluna harcayan müminler olmak zorundayız.