Paylaş
Tirmizi kimdir? İsmi, Doğumu, ilmi hayatı, Eserleri ve Ölümü
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
EBÛ ÎSA ET-TİRMİZİ
1- İsmi, Doğumu ve Vasıfları
İsmi:
el-Câmi’in müellifi başarılı alim ve imam; Muhammed b. Îsâ b. Sevre b. Mûsâ b. ed-Dahhak es-Sülemi et-Tirmizi.
İran’ın kuzeyinde bulunan, doğduğu şehir Tirmiz’e nispeten et-Tirmizi, olarak isimlendirilmiştir.
Doğumu:
ez-Zehebî şöyle dedi: H. 210 yılı içerisinde doğdu.
Vasıfları: Bu konu ile ilgili hakkında birtakım ihtilaflar bulunmaktadır. Ebû Iså et-Tirmizî’nin âma olarak doğduğu rivayet edilmektedir. Ancak doğru olan ilim yolculuğuna başladıktan ve ilmi eserlerini yazdıktan sonra ileri bir yaşta âma olmuş olmasıdır.
2- Alimlerin Ebû Îsâ et-Tirmizî Hakkındaki Övgüleri
el-Hakim şöyle dedi: Ömer b. ‘Alek’in şöyle dediğini duydum: Buhâri vefat etti ve arkasında ilim, hifz, vera ve zühtte Horasan’da Ebû Îsâ et-Tirmizî gibi başka birini daha birakmamıştır. Ebû Îså et-Tirmizî, gözleri âma olana kadar ağlamış ve yıllarca ama olarak yaşamıştır.
Ibn Hibban, es-Sikåt adlı eserinde Ebû Îså et-Tirmizi’den şöyle bahsetmiştir. O, hadisleri cemeden, tasnif eden, ezberleyen ve hadis müzakeresinde bulunan kimselerdendi.
ez-Zehebî şöyle dedi: “Ebû Îså et-Tirmizî’nin el-Câmi’ adlı kitabı, onun ima meti, güçlü bir hafızaya sahip olduğu ve fikhî ilmi konusunda bir delil niteliğinde dir. Fakat Ebû Îså et-Tirmizî, hadislerin kabul edilmesi hususunda kolaylık sağlıyor ve kabul edilmesi konusunda ısrarcı bir üslup takınmıyordu. Aynı şekilde hadislerin zayıflığı konusunda da kendisinde bir gevşeklik vardı.”
Hafız, âlim Ebû Saîd el-İdrisî şöyle dedi: “Hadis ilminde örnek alınan imam lardan biridir. el-Cami’, et-Tevârîh ve el-‘Ilel gibi kitaplar sağlam bir ilim adamı nın telif ettiği kitaplardır. Ebû Îsâ et-Tirmizî, ezber konusunda adeta darb-1 mesel olmuştur.”
el-Mizzî şöyle dedi: Ebû Îsâ et-Tirmizî, âmâ ve aynı zamanda hafızdır. O, el-Cami’ ve bunun dışında bir çok kitabın müellifidir. Hıfzı ile maruf ve ilminden Müslümanların istifade ettiği imamlardan biridir.
ez-Zehebî el-Mizân adlı eserinde şöyle dedi: Ebû Îsâ et-Tirmizî, hafız, âlim, el-Câmi’in sahibi, güvenilir ve ittifakla kabul görmüş bir imamdır. Ebû Muhammed İbn Hazm’in el-Îsâl adlı kitabının Ferâiz bölümünde Ebû Îsâ et-Tirmizî, hakkında “O tanınmayan meçhul biridir ve el-Câmi’ ve el-‘Îlel adlı eserlerin ona aidiyeti ile ilgili kesin bilgi yoktur.” gibi ifadeleri, nazarı itibara alınamaz.
el-Hâfız İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb adlı eserinde şöyle dedi: Ebû Muhammed b. Hazm’in el-Îsâl adlı kitabının Ferâiz bölümünde Ebû Îsâ et-Tirmizî, hakkında “O tanınmayan meçhul biridir.” şeklinde bir ifadede bulunması onun bu konuda herhangi bir incelemede bulunmadığının bir ilanı mesabesindedir. Birisi çıkıp, Ebû Muhammed b. Hazm, Ebû Îsâ et-Tirmizî’yi muhtemelen tanımıyor, onun hıfzı hak kında bilgi sahibi değil ve eserleri üzerinde incelemede bulunmamış demiyor. Çün kü Ebû Muhammed b. Hazm, kitabındaki o ifadeleri Ebû’l-Kâsım el-Begavî, İsmâîl b. Muhammed es-Seffâr ve Ebû’l-‘Abbâs el-Esam gibi hifz ve sika bakımından çok meşhur birisi hakkında sarf etmiştir. Burada ilginç olan nokta, Hâfız b. el-Ferdâ, “el-Mütelif ve’l-Muhtelif” adlı eserinde Ebû Îsâ et-Tirmizî’nin değerine dikkat çek miş ve onunla ilgili belirli uyarıda bulunmuşken Ebû Muhammed b. Hazm’ın onun burada zikrettiklerinden bihaber olmasıdır.
Allame Ahmed Şakir şöyle dedi: Zannediyorum ki anlatılanlar Hafız İbn Hâ cer’in İbn Hazm hakkındaki bir önyargısından ibaret. Belki de Ibn Hazm, Tirmizî’yi ve kitabını bilmiyor veya Hafiz ez-Zehebî, el-îsal adlı kitaptan onun görüşünü
naklederken hata yaptı. Ben İbn Hacer’in el-Îsal adlı eseri gördüğünü ve oradan naklettiğini de düşünmüyorum bence İbn Hacer el-Îsal adlı eserden değil bizzat ez-Zehebî’den nakilde bulunmuştur.
Ebü’l-Fazl el-Beylemânî şöyle dedi: Nasr b. Muhammed b. eş-Şeyrekûhî’nin şöyle dediğini duydum: Nasr b. Muhammed b. eş-Şeyrekühî dedi ki: Muhammed b. Îsâ et-Tirmizî’nin şöyle dediğini işittim: Muhammed b. İsmail yani el-Buhârî bana dedi ki: Benim senden istifade ettiğim kadar sen benden istifade etmedin.
Allâme Ahmed Şakir şöyle dedi: Kendi döneminde hadis ilminde müminlerin emiri ve Müslümanların imamı olan hocasının [Buhârî’nin] yukarıdaki ifadesi çok büyük bir şahit niteliğindedir.
Şeyh Nureddin Itr şöyle dedi: “et-Tirmizî’nin hadis ilminde derinlemesine bir marifete sahip olması hadis ilminde ve dirayetinde en son noktada olan ulemanın önde gelenleri ile görüşmesi ve onlardan hadis alması sayesindedir. Böylece hadis ilmi ile ilgili tahsilini tamamlamış, bu alanda derinleşmiş ve parmakla gösterilir seviyeye gelmiştir. Sonuç hiç tartışmasız bir şekilde hadis alanında imamlık maka mına kadar ilerlemiştir.”
Muhammed b. Îsâ et-Tirmizî, Müslim b. Haccâc ile görüştü ve ondan hadis aldı. Fakat et-Tirmizî, Müslim b. Haccâc’dan sadece bir hadis rivayet etmiştir. et-Tir mizî’nin ondan rivayet ettiği hadis, Ebû Hüreyre rivayeti olan şu hadisi şeriftir: “Ramazan için Şaban ayının hilalini gözetleyiniz.”
Aynı şekilde Ebû Dâvûd Süleymân b. el-Eş’as b. İshâk es-Sicistânî ile de görüş müş el-Câmi’ adlı eserinde ondan hadis rivayetinde bulunmuştur. İlelu’l-Hadîs, rical ve funünul hadis ile ilgili konularda el-Câmi’ adlı eserinin sonunda da zikrettiği üzere İmam Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî ve Ebû Zür’a er-Râzî’den istifade etmiştir. Fakat en çok etkilendiği en fazla istifade ettiği kişi hadiste müminlerin emiri olan Muhammed b. İsmail el-Buhârî’dir. Muhammed b. Îsâ et-Tirmizî onunla çok uzun zaman geçirmiş, ondan ilim tahsil etmiş, onun ellerinde yetişmiş ve onunla tanınmıştır.
Muhammed b. Îsâ et-Tirmizî, Buhârî’den sadece hadis ve hadis ilimleri konu sunda faydalanmamış bilakis ondan hadis fikhi ile ilgili de istifade etmiştir. ez-Ze hebî bunu şu şekilde ifade etmiştir: “Muham b. Îsa et-Tirmizî, Hadis’te Buhârî sayesinde fakih olmuştur.” Buhârî, hadislerdeki gizlilikleri ortaya çıkarma ve hadis lerden hüküm çıkarma konusunda bir fakîh olarak size yeter.
3- el-Câmi in Faziletleri
Ebû Ali Mansûr b. Abdullah el-Hâlidi şöyle dedi: Ebû Îså et-Tirmizî dedi ki: “Ben el-Câmi’yi bitirince Hicaz, Irak, ve Horasan ulemalarına arz ettim ve onlar bu eseri çok beğendiler. Bu kitap yani el-Câmi’ her kimin evinde bulunursa, sanki orada konuşan bir Peygamber vardır.”
ez-Zehebî şöyle dedi: e-Câmi”de faydalı ilim, istifade edilecek birçok şey ve bir çok problemler ile ilgili başlıklar bulunmaktadır. Bu kitapta mevzu hadis intibahi uyandıran bazı hadisler olmasaydı mezkûr eser İslam’ın temellerinden biri olurdu. Eserdeki bu tür hadislerin çoğu fazilet ile ilgilidir.
Hâfız Ebû Fadl Muhammed b. Tâhir el-Makdisî (ö. H. 107) altı imamın şart ları hakkında şöyle dedi: İmam Ebû İsmail Abdullah b. Muhammed el-Ensarî’nin Herât’ta yanında “Ebû Îsâ et-Tirmizî ve kitabı ile ilgili” bir konuşma geçtiğinde şöy le dediğini işittim: “Ebû Îsâ et-Tirmizî’nin kitabı benim için Buhârî ve Müslim’in kitaplarından daha faydalıdır. Çünkü Buhârî ve Müslim’in kitapları ilimde üst düzey birikime sahip kimselere hitap etmektedir ki bu tür insanların dışındakiler onların kitaplarından tam anlamıyla faydalanamazlar. Buna karşılık Ebû Îsâ et-Tirmizî’nin kitabı, bütün hadisleri insanların anlayabileceği şekilde şerh eder ve açıklar.
İbnu’l-Esîr şöyle dedi:
Ebû Îsâ et-Tirmizînin “Sahîh” adlı kitabı kitapların en güzeli, en faydalısı ve tekrara en az düşen kitaptır. Bu kitapta başka kitapların ihtiva etmediği konular bu lunmaktadır. Bu konular genel olarak şu şekildedir: Mezhepler bahsi, istidlal yönleri, hadislerin sahih, hasen ve garip türlerinin açıklanması, cerh ve ta’dil. Hadiste cerh mi ta’dil mi var. Kitabın sonuna eklediği Kitâbu’l-İlel, esere vakıf olan kimseler tarafından değerinin inkâr edilemeyeceği derecede faydalı bilgiler bulunmaktadır.
Şeyh İbrahim el-Bâcûrî “Şemail” adlı eserin şerhinde şöyle dedi: “el-Câmi u’s-Sahîh” size kafidir! Çünkü “el-Câmi” adlı eserin hadis, fıkıh ve önceki ve son raki mezheplerle ilgili bir çok faydaları bulunmaktadır. “el-Câmi” müçtehid için yeterli, mukallit için ise zengin bir eserdir.
Allâme Ahmet Şakir, şöyle dedi: Ebû Bekir İbnü’l-Arabî tarafından Tirmizî’nin el-Câmi’u’s-Sahî’ine şerh yapılan ‘Arizatü’l-Ahvezî adlı eserde, İbnü’l-Arabî’nin Tirmizî’nin kitabını övdüğü ve tasvir ettiği enfes bir bölüm bulunmaktadır. Fa kat kitabı basan eseri öyle bir tahrif etmiş ki neredeyse bu bölümü anlamak pek imkân dahilinde değil. Bu bölümün muradının anlaşılması için bu bölümden bir kesit sunmak istiyorum: “Allah & kalplerinizi nurlandırsın ve zihinlerinizi açsın. Cu’fi’nin (Buhârî’nin) kitabı bu alanda ikinci temel kitap niteliğindedir. El-Mu vatta’ ise bu bağlamda birinci temel kitap konumunda ve bir cevher niteliğindedir. Kuşeyri ve Ebû Îså et-Tirmizî kitaplarını bu iki kitap üzerine bina etmişlerdir. Diğer kitaplar Ebû îså et-Tirmizî’nin kitapları gibi değildir. Onun kitaplarının bö lümleri mükemmel ve üslubu enfestir. Bu kitabın içerisinde on dört ilim vardır ve bu şekilde onun kitabı çok sağlam ve muhkem olmuştur. Ebû Îsâ et-Tirmizî, bu kitabında hadislerin senetlerini koydu, hadisleri tashih etti, zayıf hadisleri ayırdı, hadislerin farklı ve muhtelif tariklerini zikretti, cerh ve ta’dil yaptı, künyeleri ve isimleri beyan etti, muttasil ve munkatı hadisleri ayırdı, amel edilen ve terk edi len hadisleri zikretti ve bu hadislerin kabul edilmesi ve terk edilmesi konusunda alimler arasında bulunan ihtilafları beyan etti. Bütün bu ilimler bu kitapta temel bir niteliğe sahiptir ve kitabı eşsiz bir hale getir Okuyucu bu kitabın içine daldığında kendisini çok renkli bir bahçede yürüyormuş gibi hisseder. Kitabın içerisindeki bütün ilimler birbiri ile uyum içerisindedir. Böyle bir eseri ortaya koymak ilmi derinliğe sahip başarılı bir alimin yapacağı türden iştir.
4- Ebû Îsâ et-Tirmizî’nin Kitabını İsimlendirmesi İle İlgili Rivayetler ve Kitabı Telifinde Takip Ettiği Metod Allame Nureddin Itr şöyle dedi: Kitaba verilen birçok isim tesbit ettik bu isim lerden bazıları şunlardır:
1. Sahîhu’t-Tirmizî: Bu isim Süyüti’nin de zikrettiği üzere el-Hâtib’in yapmış olduğu bir isimlendirmedir.
2. el-Câmi’u’s-Sahîh: Bu isim el-Hâkim tarafından verilmiş bir isimdir. Biz ler bu kitaptaki hadislerin bazılarının sahih bazılarının hasen ve bazı hadislerin ise daha düşük derecelerde olduğunu tespit ettik. Tirmizî, bu dereceleri açık bir şekilde beyan etmektedir. O zaman bu her iki isimlendirmede de mecazi bir ifade şekli bulunmaktadır.
3. el-Câmi’u’l-Kebir: Bu ismi el-Kettâni, er-Risaletü’l-Müstetrafe adlı risa lesinde zikretmiştir. Bu isim çok fazla kullanılmayan nadir karşılaşılan bir isimdir.
4. es-Sünen: Bu isim, Ebû Îså et-Tirmizî’nin kitabı için kullanılan isimler arasında en meşhur olan isimdir. Isim benzerliği olduğu için diğer sünenlerden ayırmak için çoğunlukla eserin bu ismi yazarına nispet edilerek kullanılır. Bu isimle adlandırılmasındaki neden, ahkam hadislerin fikhi bablara göre belirli bir tertip ve sıra içinde sınıflandırılmasıdır. Bundan dolayı eser, Sünen diye isimlendirilmiştir.
Fakat bu eserde hükümler olduğu gibi bunların dışında da konular mevcuttur. Eserin bu şekilde isimlendirilmesinde de mecazi bir üslup vardır çünkü bazı bölümlerden hareketle bütün isimlendirilmiştir.
5. el-Câmi: Kitabın isimleri arasında en meşhur olan ve en fazla kullanılan isimdir. Kitabın bu ismi yazarına nispet edilen kullanımı ile daha çok meşhur ol muştur yani eserin bu bağlamda kullanımı “el-Cami’u’t-Tirmizi” şeklindedir. Bu isimle isimlendirilmesinin nedeni, muhaddislere göre el-Câmi’ sekiz hadis ilminden örnekler ihtiva etmektedir. Burada kastedilen sekiz ilim şunlardır: Siyer, Adab, Tef sir, Akaid, Fiten, Ahkam, Eşrat ve Menakib’dır. Kitap içerisinde bu konuları ihtiva etmesi nedeniyle el-Câmi’ olarak isimlendirilmiştir.
Nureddin Itr, daha sonra Ebû Îsâ et-Tirmizî’nin bu kitabı telif yöntemini açık ladı ve bu bağlamda şunları zikretti: Ebû Îsâ et-Tirmizî bu kitabında bir mese leyi açıklar ve ardından bu mesele ile ilgili bir veya birden fazla hadis zikreder. Bir sonraki aşamada ise fakihlerin bu mesele ile ilgili görüşlerini ve onların bu hadislerle amellerini zikreder. Hadislerin dereceleri hakkında konuşur ve yani hadisleri dereceleri bakımından sahih, hasen ve zayıf olarak ayırır ve bunlarla ilgili açıklama yapar. Aynı şekilde ricaller ve isnatlar hakkında da bir şeyler zik reder, isnatlarda bulunan illetleri açıklar ve hadislerin tariklerini zikreder. Şayet açıklama için uygun başka bir hadis var ise bu hadise şu şekilde işaret eder: “Bu konuda falanca kişinin falancadan ve falancanın sahabeden rivayet ettiği bir hadis vardır.” Söylediğimiz bu ifadeyi desteklemek ve daha iyi açıklamak için sizlere onun kitabından bir örnek vereceğiz.
Ebû Îsâ et-Tirmizî taharet konusunda (mukim ve misafir olanın mest üzerine mesh ile ilgili) şöyle dedi: Kuteybe bize rivayet etti dedi ki: Ebû ‘Avâne, Saîd b. Mesrûk’tan ve Saîd b. Mesrûk, Ibrahîm et-Temîmî’den ve İbrahîm et-Temîmî, ‘Amr b. Meymûn’dan ve ‘Amr b. Meymûn, Abdullah el-Cedeli’den ve Abdullah el-Ce deli, Huzeyme b. Sâbit’ten ve Huzeyme b. Sâbit Peygamber’in şöyle dediğini rivayet etti: “Yolcu için üç gün mukim olan için bir gündür.” Yahyâ b. Maîn’den ya pilan mesh ile ilgili Huzeyme ve Ebû Abdullah el-Cedeli -Onun ismi Abd b. Abd’dir ve aynı şekilde ona Abdurrahman b. Abd’da denir.- hadisi sahih hadistir.
Ebû Îsâ şöyle dedi: Bu konuda Ali, Ebû Bekre es-Sekafi, Ebû Hureyre ve Safvân b. “Assal’den rivayet edilen bu hadis, hasen ve sahih bir hadistir.
Sonra Ebû Îsâ et-Tirmizî, hadisi Safvân b. ‘Assal’den tarikiyle rivayet etmiştir. Ebû îså et-Tirmizî, ardından şöyle dedi: Muhammed b. Ismaîl dedi ki: Bu konu daki en güzel şey, Safvân b. ‘Assâl’in hadisidir.
Sonra Ebû Îsâ et-Tirmizî şöyle dedi: Bu, sahâbe ve tabiîn dönemi alimlerinin kahir ekseriyetinin ve onlardan sonra gelen Ebû Süfyân es-Sevrî, İbn Mubârek, eş-Şâfiî, Ahmed ve İshâk gibi fakihlerin görüşüdür, onlar dediler ki: Mukim bir kimse bir gün ve bir gece mesh eder, yolcu ise geceleri dahil üç gün mesh eder. Bazı ilim ehli kimselerin “Mest üzerine meshin vakti belli değildir.” şeklinde görüş beyan ettikleri rivayet edilmiştir ve bu görüş Mâlik b. Enes’indir.
5- Tashîh Konusunda Kolaylık Göstermesi
Daha önce de zikredildiği üzere ez-Zehebî şöyle dedi: “Fakat o hadislerin kabulü konusunda müsamahakâr davranır ve ısrarcı olmazdı. Bizzat hadislerin zayıflığı konusunda da aynı üsluba sahipti yani kendisinde bu konuda da bir gev şeklik vardı.”
ez-Zehebî, Mizânü’l-I’tidâl fî Nakdi’r-Ricâl eserinde, Tirmizi’yi sahih ve hasen konularında tenkit etti ve şöyle dedi: Ebû Îså et-Tirmizî, bir konuda tek başına kal dığında ve o hadiste hadisin sıhhatini engelleyecek bir illet olduğunda onun sözüne itimat edilmez.
Hafız İbn Receb, Şerhu’l-‘İlel adlı eserinde şöyle dedi: Ebû Îsâ et-Tirmizî, eserinde sahih ve hasen hadisleri tahriç etti, hasen hadis derece olarak sahih hadi sin bir alt derecesidir. Ayrıca et-Tirmizî’nin eserinin içerisinde bir kısım zayıf ve garib hadisler de bulunmaktadır. Garib hadisler, bazı büyük alimlerin eserlerine dahil etmediği özellikle Kitâbu’l-Fedail’de bulunmayan hadislerdir. Fakat Ebû Îsâ et-Tirmizî, bu tür hadislerle ilgili sukût etmez ve onlarla ilgili genellikle açıklama yapardı. Ben onun tek tarikle rivayet ettiği ve bu rivayet ettiği hadiste görüş birliği ile kezb ile itham olunan bir hadis rivayet ettiğini bilmiyorum. Ancak birçok tarikle veya muhtelif senetlerle rivayet ettiği hadislerin bazı tariklerinde itham vardır. Bu minvalde Muhammed b. Saîd el-Maslûb ve Muhammed b. es-Sâib el-Kelbî’den hadis rivayet etmiştir. Evet, Ebû Îsâ et-Tirmizî hafızası zayıf râvilerden ve rivayet ettiği hadiste şüphe olan râvilerden hadis rivayet etmiştir ancak o genellikle bunlarla ilgili beyanlarda bulunmuş ve sukût etmemiştir.
Ebû Îsâ et-Tirmizî, sika ve zabt sahibi râvilerden, az şüphe olan râvilerden, çok şüphe olan râvilerden hadis rivayet etmiştir. Ancak zayıf ve şüphe barındıran raviler ve rivayetleri ile ilgili sukût etmemiş ve gerekli beyanlarda bulunmuştur.
6-Ebû Îsâ et-Tirmizî’nin el-Câmi’ Adlı Eserindeki Şartlar
Kütüb-i Sitte müelliflerinden hiçbiri, kitaplarında bulunan herhangi bir şart ile ilgili bir açıklama yapmamışlardır. Fakat onların bazılarının kitaplarında bulunan ibarelerinden şartlar ile ilgili bir şeyler tespit edilmiştir. Bir kitabın şartını anlamak için kitap okunmalı, incelenmeli ve kitap temel anlamda mütalaa edildikten sonra kitap ile ilgili genel anlamda bir sonuca varılmalıdır.
Doktor Itır şöyle dedi: Ebû Îsâ et-Tirmizî’nin şartına gelince, et-Tirmizî şartının bilinmesi gayesi ile eserindeki hadisler hakkında bir şeyler zikretmiştir. Doktor Iur, Ilelu’l-Câmi’ adlı eserinde şöyle dedi: “Bu kitapta bulunan bütün ha dislerle amel edilmektedir. İlim ehli kimseler bu kitaptan iki hadis dışında bütün hadisleri almışlardır.”
Ebû Îsâ et-Tirmizî, hadis kitabına aldığı hadisleri alimlerin bizzat amel ettiği yani fikih alimlerinin delil olarak kullandığı hadislerden seçmiştir. Onun rivayet ettiği bütün hadisler alimler tarafından delil olarak veya hüccet olarak kullanılmıştır ve bu Ebû Îsâ et-Tirmizî’nin kitabındaki şartıdır. Bu çok kapsamlı ve şamil bir şart tır ancak Ebû Îsâ et-Tirmizî, zayıf ve mevzu hadisleri kitabına almamıştır. Çünkü alimler zayıf ve mevzu hadisleri hüccet olarak kullanmazlar. Ayrıca eserinde yapılan genel inceleme neticesinde Ebû Îsâ et-Tirmizî’nin dördüncü ve dördüncü tabaka nın üzerindeki râvilerden hadis rivayet ettiği anlaşılmaktadır. Dördüncü tabakadaki ravilerin hadisleri şeyhlerinden tek bir tarikle gelmiş garib hadis niteliğindeki ha dislerdir ve aynı zamanda onların rivayet ettiği hadisler cerh alimlerinin cerhinden nasibini almışlardır.
el-Hâzimi beş imamın şartları ile ilgili şunları söyledi:
Biliniz ki bu imamların hadislerin tahric edilmesi ile ilgili bir metodları bu lunmaktadır. Burada kısaca onların bu metodunun nasıl olduğuna değineceğiz: Kitapları sahih olarak isimlendirilenlerin yöntemine göre, ravilerin rivayet ettikleri hocalarının adalet sahibi ve aynı şekilde onlardan rivayet edenlerin sika olması ge rekmektedir. Onların rivayet ettikleri hadislerin bir kısmı sahihtir ve bu hadislerin kabul edilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde onların rivayet ettiği hadislerin bir kısmı da illetlidir ve bu tür hadisler sadece istişhat ve mütebea niteliğinde rivayet edilirler ve delil olarak kullanılamaz. Bu ikinci kısım biraz kapalıdır. Burada ravilerin riva yet ettiği ravilerin asıl tabakalarını ve mertebelerini bilmek gerekmektedir. Bunu bir örnekle açıklamaya çalışacağız. Örneğin ez-Zührî’den rivayette bulunan beş tabaka vardır ve bu beş tabakanın her birinin kendine has bir özelliği vardır:
Birinci Tabaka: Tam adalet, itkan, hifz gibi nitelikleri bünyesinde toplayan ve hazarda ve seferde dahi olmak üzere şeyhleri ez-Zührî ile uzun bir süre birlikte olan bir gruptur. Söz konusu bu râviler son derece güvenilirdirler ve onlar Buhârî’nin hedefinde olan ravilerdir.
İkinci Tabaka: Adalet konusunda birinci tabaka ile müşterek özelliğe sahip olan ancak ez-Zührî ile çok uzun bir süre vakit geçirmeyen ravilerin oluşturduğu taba kadır. Aynı şekilde bu tabaka altına dahil edilen râviler, itkanda birinci tabaka gibi değildirler. Bu tabakadaki râviler Müslim’in şartlarını sağlamaktadır.
Üçüncü Tabaka: Birinci tabaka gibi ez-Zührî ile uzun süre birlikte olan ancak cerh unsurları açısından tamamen sağlam olmayan tabakadaki ravilerdir. Onlar kabul edilme ve red arasında bir noktadadırlar. Bu tür râviler, Ebû Dâvûd ve en Nesãî’nin şartlarını sağlamaktadırlar.
Dördüncü Tabaka: Cerh ve ta’dil konusunda üçüncü tabaka ile müşterek nite liklere sahiptirler. ez-Zührî ile az zaman geçirdiklerinden dolayı yalnız kalmışlardır. Çünkü ez-Zührî’ye çok fazla eşlik etmemişlerdir. Bu tabaka Ebû Îsâ’nın şartlarını sağlamaktadır. Hakikatte et-Tirmizî’nin şartı Ebû Dâvûd’un şartından daha beliğdir. Çünkü et-Tirmizî, bir hadis zayıf olduğunda bunu beyan eder ve bu hadis konusunda uyarıda bulunur. Bu tür hadisler onun nezdinde istişhat niteliği taşımaktadır. Bu tür hadislere herkes tarafından güvenilmediği sürece delil olarak kabul etmez. Kısacası onun kitabının tamamı bu sanatı ihtiva etmektedir. Bu nedenle bunu Ebû Dâvûd’un şartı değil et-Tirmizî’nin şartı olarak kabul ettik.
Beşinci Tabaka: Meçhul ve zayıf ravilerin oluşturduğu tabakadır. Ebû Dâvûd’a göre bu tabakanın riveyet ettiği hadisleri bablarına göre rivayet etmek caiz değildir ve bu hadisler sadece istişhad için rivayet edilebilir. Şeyhayn’e [Buhârî ve Müslim] göre beş imamın şartları makbul değildir.
7- el-Câmi’u’t-Tirmizî’nin Mertebesi Doktor Itır özetle şunları ifade etti:
Üç imamın şartları ışığında Tirmizî’de şunlarla karşılaşmaktayız:
a. Şartı bakımından Şeyhayn [Buharî ve Müslim] ile ortak noktaları bulunmaktadır. Çünkü Tirmizî kendi kitabında birinci ve ikin ci tabakanın hadisini tahriç etmektedir. Birinci ve ikinci tabaka Buhârî’nin ve aynı zamanda Müslim’in şartlarını
Müslim üçüncü tabakada hadis rivayet eden bazı ravileri istisna ya tabi tutmaktadır.
b. Tirmizî’nin kitabı, üçüncü tabakaya inmesi ve farklı hallerine rağmen üçüncü tabakadaki râvilerden rivayette bulunması bakı mindan Buhârî ve Müslim’in kitaplarından farklılık arz etmekte dir. Tirmizî aynı zamanda dördüncü tabakadan da hadis rivayet etmektedir, bu bakımdan Buhârî ve Müslim’in kitaplarından bir derece daha aşağıya düşmektedir. Bu durumda Tirmizî’nin kitabı, sıhhat bakımından Sahihayn’in [Buharî ve Müslim’in sahihleri] altındadır. Bu durumda derece bakımından Müslim’in kitabı, Tirmizî’nin kitabının üzerindeyken Buhârî’nin kitabı onların her ikisinin de üstündedir.
Fakat burada akıllara şu soru gelmektedir: Tirmizî’nin kitabı, sıhhat bakımından Sahihayn’in [Buharî ve Müslim’in sahihleri] ardından üçüncü sırada mı yoksa dördüncü sırada mıdır? Bize göre Ebû Îsâ et-Tirmizî’nin kitabı, sıhhat bakımından Kütüb-i Sitte içerisinde Sahihayn’dan sonra üçüncü sırada yer almak tadır. Ravilerin tabakaları ile ilgili kısımda aktardığımız İmam el-Hâzimî’nin görüşünde belirttiği üzere, et-Tirmizî şartları bakımından Ebû Dâvûd’un şartlarından daha güçlüdür ve bu nedenle bize göre Tirmizî’nin kitabı onun kitabından daha üst derecededir. Fakat el-Hâzimî, bizzat Ebû Dâvûd’un Sünen’ini üçüncü sıraya koyarken Tirmizî’nin kitabını dördüncü sıraya koymuştur. el-Hâzimi, buna gerekçe olarak Tirmizî’nin kita bında dördüncü tabakadan rivayet ettiği hadislerin bulunmasını göstermiş ve şöyle demiştir: Kısacası onun kitabı bu sanatı ih tiva etmektedir. Bu nedenle Ebû Dâvûd’un şartı değil et-Tir mizî’nin şartı olarak kabul ettik.
ez-Zehebî, es-Suyütî’den neklen şöyle dedi: “el-Câmi’u’t-Tirmizî’nin mertebe sinin Ebû Dâvûd’un ve en-Nesâî’nin Sünenlerinden daha düşük derecede olmasının sebebi, Tirmizî’nin el-Meslûb ve el-Kelbî gibi yalancı veya yalanla itham edilen ravilerin hadislerine kitabında yer vermiş olmasıdır.”
el-Hâzimî ve ez-Zehebî Ebû Dâvûd’un kitabında bulunan özrü ortaya koymuş tur. Ebû Dâvûd, dördüncü tabakadan ve el-Meslûb ve el-Kelbî gibi râvilerden hadis rivayet etmiştir, dahası bunlardan hadis rivayet etmesine karşın bunlarla ilgili her hangi bir uyarıda bulunmamış ve sukût etmiştir.
el-Hâfız İbn Receb, Şerhu ‘İlelu Câmi’u’t-Tirmizî adlı eserinde şöyle dedi: İs hâk b. Ebû Ferve ve benzerlerinden hadis rivayet etmiş ve bu raviler ile ilgili hiçbir uyarıda bulunmamış sukut etmiştir. Bu bağlamda Ebû Dâvûd bu tabakadan birçok raviden hadis rivayet etme konusunda et-Tirmizî ile aynıdır.
Buhârî, et-Târîhu’l-Kebir adlı kitabında İbn Receb’in zikrettiği İshâk hakkında şöyle dedi: Ondan hadis rivayet etmeyi bıraktılar yani o metruktur. İbn Hâtim, Ah med b. Hanbel’den rivayetle şöyle dedi: Bana göre İshâk b. Ebû Ferve’den rivayet etmek helal değildir. Yahyâ b. Maîn ise İshâk b. Ebû Ferve hakında şöyle dedi: O, kezzaptır/yalancıdır. Ebû Hâtim: İshâk b. Ebû Ferve, metruktür. İbn Hacer şöyle dedi: İshâk b. Ebû Ferve, dördüncü tabakadan metruktur.”
et-Tirmizî ve Ebû Dâvûd kitapları rical tahrici bakımından eşittir. Ancak el-Hâ zimî’nin de zikrettiği üzere et-Tirmizî’nin şartları Ebû Dâvûd’un şartlarından daha kuvvetlidir. Bu şartlar onu Ebû Dâvûd’un kitabının bir adım önüne geçirmiştir. Çünkü Ebû Dâvûd rivayette bulunduğu zayıf raviler ile ilgili hiçbir beyanda bu lunmazken et-Tirmizî bu bağlamda rivayette bulunduğu ravilerin zayıf noktalarını. açıklamış ve uyarıda bulunmuş ve sukût etmemiştir. Ricâl bahsinde de zikredileceği üzere, et-Tirmizî zayıf râvilerden rivayetleri sağlam bir tarikle gelen hadisi destek leme gayesi ile rivayet etmiştir. O zaman sahih kitaplar sıralamasında üçüncü mer tebeye Ebû Dâvûd’un kitabı yerine et-Tirmizî’nin kitabını koymak daha insaflica bir tutumdur.
8- Hocaları ve Öğrencileri
Hocaları:
ez-Zehebî şöyle dedi: Ebû Îsâ et-Tirmizî; Kuteybe b. Saîd, İshâk b. Râheveyh, Muhammed b. ‘Amr es-Sevvâk el-Belhi, Mahmûd b. Geylân, İsmaîl b. Müsâ el Fezârî, Ahmed b. Menî’, Ebû Mus’ab ez-Zührî, Bişr b. Muâz el-‘Akdî, el-Hasan b. Ahmed b. Ebû Şuayb, Ebû ‘Ammâr el-Hüseyn b. Harîs, el-Muammer Abdullah b. Muâviye el-Cemhî, Abdulcebbar b. el-‘Alâ, Ebû Küreyb, Ali b. Hacer, Ali b. Saîd b. Mesrûk el-Kindî, ‘Amr b. Ali el-Fellâs, ‘Imrân b. Mûsâ el-Kazâz, Muham med b. Ebâne el-Mustemlî, Muhammed b. Hamîd er-Râzî, Muhammed b Abdu la’lâ, Muhammed b. Râfi’, Muhammed b. Abdulaziz b. Ebû Ruzme, Muhammed b. Abdulmelik b. Ebû Şevârib, Muhammed b. Yahyâ el-‘Adnî, Nasr b. ‘Ali, Hârûn el-Hammâl, Hennâd b. es-Sirrî, Ebu Hemmâm el-Velîd b. Şucâ’, Yahyâ b. Habîb b. ‘Arabî, Yahyâ b. Durust el-Basrî, Yahya b. Talha el-Yerbûî, Yûsuf b. Hemmâd el-Mu’nî, İshâk b. Mûsâ el-Hatemi, İbrâhîm b. Abdullah el-Herevî, Suveyd b. Nasr el-Mervezi’den hadis dinlemiş ve hadis rivayet etmiştir.
Ebû îså et-Tirmizî’nin hadis rivayet ettiği en eski râviler Mâlik, Hammad b. Zeyd, Hammâd b. Seleme, el-Leys ve Kays b. Rebî’dir ve bu râvilerden Buhâri’ye ve Hişâm b. ‘Ammâr’a kadar olan râvilerden rivayette bulunmuştur.
Öğrencileri:
ez-Zehebî şöyle dedi: Ebû Bekr Ahmed b. İsmail es-Semerkandi, Ebû Hâmid Ahmed b. Abdullah b. Dâvud el-Mervezi, Ahmed b. Ali b. Hasneveyh el-Mukri, Ahmed b. Yusuf en-Nesefi, Esed b. Hamdeveyh en-Nesefî, el-Hüseyn b. Yusuf el-Fureyri, Hammâd b. Şakir el-Verâk, Dâvud b. Nasr b. Suheyl el-Bezdevi, er-Rebi b. Hayyân el-Bâhili, Bezdevî’nin kardeşi Abdurrahman b. Nasr, Abd b. Muhammed b. Mahmûd en-Nesefi, Ali b. ‘Amr b. Külsüm es-Semerkandî, el-Fadl b.’Ammâr es-Surrâm, Ebû’l-‘Abbâs Muhammed b. Ahmed b. Mahbûb (el-Câmi’in ravisi) Ebu Ca’fer Muhammed b. Sûfyân b. Nasr el-Emîn, Muhammed b. Muhammed b. Yahyâ el-Herevî el-Kerrâb, Muhammed b. Mahmûd b. Anber en-Nesefi, Muhammed b. Mekkî b. Nûh en-Nesefî, Musabbeh b. Ebû Mûsâ el-Kâciri, Mekhûl b. el-Fadl en-Nesefi, Mekkî b. Nûh, Nasr b. Muhammed b. Sebre, el-Heysem b. Kuleyb eş-Şâşî el-Hâfız ve diğer bazı râviler Ebû Îsâ et-Tirmizî’den hadis dinlemişler ve hadis rivayet etmişlerdir.
Ayrıca Ebû Îsâ et-Tirmizî’den hocası Ebû Abdullah el-Buhârî de hadis rivayet etmiştir. Ebû Îsâ et-Tirmizî, ‘Atiyye’nin Ebû Saîd’ten rivayet ettiği hadis ile ilgili şöyle dedi: “Ya Ali, senden ve benden başka kimsenin mescitte cünüp bir şekilde bulunması helal değildir.” Ebû Îsâ et-Tirmizî dedi ki: Muhammed b. İsmail bu ha disi benden işitti.
9- Eserleri
Allame Ahmed Şakir şöyle dedi: Önceki alimler kitaplarından dolayı Ebû Îsâ et-Tirmizî’yi “sâhihubu’t-tasânîf” olarak isimlendirmişlerdir. Fakat bizler Ebû Îsâ et-Tirmizî’nin iki kitabından yani “el-Câmi’u’s-Sahih” ve “eş-Şemâîl”den başka kitaplarını görmedik. Bu kitapları meşhurdur ve aynı zamanda enfes kitaplardır. Kim bilir belki diğer kitapları da çok mükemmel kitaplardı. Ebû îså et-Tirmizi’nin “ez-Zühd” ve “el-Esmâ’ ve’l-Künâ” adlı eserleri vardır ancak bu eserler bizlere ulaşmamıştır. Bizler bu eserlerin varlığını müellifin beyanlarından ve diğer alimle rin ifadelerinden öğrenmekteyiz. Ebû îså et-Tirmizî’nin eserleri şunlardır:
1- el-Câmi’u’s-Sahih
2- eş-Şemail
3- el-İlel (el-‘Ilelü’l-Kebîr ve el- ‘Ilelü’s-Sağîr)
4- Kitâbü’t-Târîh
5-ez-Zühd
6- Kitâbü’l-Esmâ’ ve’l-Künâ
Ebû Îsâ et-Tirmizî’nin bilgisine ulaşamadığımız başka kitapları da olabilir.
10- Vefatı
el-Mizzi dedi ki: el-Hâfız Ebû ‘Abbâs Ca’fer Muhammed b. el-Mu’tez el-Müs teğferi şöyle dedi: Ebû Îsâ et-Tirmizî, H. 279 yılı Recep ayının on üçü Pazartesi gecesi Tirmiz’de vefat etti.
Kaynak: 40 büyük islam alimi
Dini Sitelerimiz:
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Tirmizî kimdir? Tirmizinin hayatı kısaca
Tirmizî, tam adıyla Ebû Îsâ Muhammed bin Îsâ et-Tirmizî (Arapça: أبو عيسى محمد بن عيسى الترمذي), İslam dünyasında tanınmış bir hadis âlimidir. 824 yılında (Hicri 209) Orta Asya’da, günümüz Özbekistan sınırları içinde yer alan Tirmiz şehrinde doğmuştur. İslam ilim geleneğinde önemli bir yere sahiptir ve hadis alanında yaptığı çalışmalarla bilinir.
İlmi Hayatı
Tirmizî, İslam ilimlerinde özellikle hadis ve fıkıh ilimlerinde derin bir bilgiye sahipti. Hadis eğitimi almak için birçok bölgeyi gezdi ve dönemin ünlü hadis âlimlerinden ders aldı. İmam Buhari, İmam Müslim ve İbn Hanbel gibi büyük âlimlerle de aynı dönemde yaşamıştır ve onlardan hadis rivayetleri almıştır. Tirmizî, hadisleri toplarken titiz bir çalışma yürütmüş, güvenilir kaynaklardan rivayet ettiği hadisleri eserlerinde toplamıştır.
Eserleri
Tirmizî’nin en meşhur eseri “Sünen-i Tirmizî” olarak bilinir. Bu eser, İslam dünyasında Kütüb-i Sitte (Hadis literatürünün altı temel kitabı) arasında yer alır ve hadislerin toplandığı en güvenilir kaynaklardan biri olarak kabul edilir. Tirmizî, bu eserinde hadislerin sahih (güvenilir), hasen (iyi), zayıf ve münker (şüpheli) gibi derecelendirmelerini yaparak hadisleri sıralamıştır. Bu eser, hadis ilminde hem rivayet zinciri değerlendirmeleri hem de hadislerin fıkhî yorumları açısından önemlidir.
Ayrıca, “el-İlel” ve “eş-Şemâilü’n-Nebeviyye” gibi eserleri de vardır. Özellikle “eş-Şemâilü’n-Nebeviyye” adlı eseri, Peygamber Efendimizin (s.a.v) ahlakını, davranışlarını ve fiziksel özelliklerini ele alması bakımından oldukça değerlidir ve İslam dünyasında çokça okunur.
Ölümü
Tirmizî, ömrünün büyük bir kısmını ilimle geçirmiş ve 892 yılında (Hicri 279) doğduğu yer olan Tirmiz’de vefat etmiştir. Tirmizî, hadis ilminde bıraktığı eserlerle ve metotlarıyla İslam âleminde büyük bir saygı kazanmış, sonraki hadis âlimlerine yol gösterici olmuştur.