Paylaş
Toprak mahsullerinin zekatı
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Toprak mahsullerinin zekat oranı
TOPRAK MAHSULLERİNİN ZEKÂTININ ALINMASI
وعن أبي موسى الأشعري ومعاذ رضي الله عنهما أن النبي صلى الله عليه وسلم قال لهما: «لا تأخذا في الصدقة إلا من هذه الأصناف الأربعة: الشعير،
والحنطة، والزبيب، والثمر.» رواه الطبراني، والحاكم.
Ebu Musa el-Es’ari ve Muaz b. Cebel radıyallahu anhümânın naklettiklerine göre Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onlara
şöyle buyurmuştur: “Zekât olarak sadece şu dört sınıf malı alın: Arpa. buğday, kuru üzüm ve hurma. ”
ول لذاز قطبي والحاكم عن معاني قال: «وأما البناء، والبطيخ، والؤمان،
والقضب، فقد عا عنه رسول الله صلى الله عليه وسلم.« وإسناده ضعيف.
Dârekutni’nin ve Hâkim’in Muâz radıyallahu anhdan naklettiği bir rivayette ise şöyle gelmiştir: “Salatalık, karpuz ve kavun, nar ve şeker kamışını Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zekâttan muaf tuttu. ”
Hadisten Çıkarılan Hükümler:
Hadis, zikredilen dört sınıf haricinde toprak mahsullerine zekât vacip olmadığına delil gösterilmiştir. Rivayetlerden birinde bu sınıflara darı da eklenmiştir. Yeşillik ve sebzelerde zekâtın olmadığını belirten hadisler de bu hususu teyit etmektedir. Alimler bu meselede o kadar çok ihtilaf etmişlerdir ki görüşleri sekize ulaşmıştır. İbnü’l-Arabi Arıza’da bunları zikretmiş ve Ahkâmü’l-Kur’an’da tartışma konusu yapmıştır. Söz konusu görüşlerin en önemlilerini vermekle yetineceğiz:
1- Hasanü’l-Basri, Sevri, Şa’bî ve diğerlerine göre toprak mahsulleri içinde sadece arpa, buğday, kuru üzüm ve hurmaya zekât gerekir. Onlar hadisin zahiriyle amel etmişler, orada durmuşlar ve bunun “yağmur ve memba suyuyla sulanan..” hadisiyle “Devşirilip toplandığı gün de hak kini (zekâtını) verin.” (En’äm, 6/141) âyetinin umumluğunu tahsis ettiğini söy emişlerdir. Çünkü hadis, değişik yollardan gelen isnatlarının çok olması sebebiyle kuvvet bularak onlara göre bu hususta delil olmaya uygun hale gelmiştir.
2- İmam Mâlik ve İmam Şafii’ye göre zekât sadece ölçülen ve tartılan, azık olarak biriktirilen şeylerde olur. Çünkü hadiste zikredilen şeyler bu sıfatları taşımaktadır ve bundan dolayı onlara benzeyen ürünler de onlara kıyas edilir.
3- Ebu Hanife hazretlerine göre “Üç şeyde insanlar ortaktırlar…” hadisinden ve hakkındaki icmadan dolayı odun, ot ve şeker kamışı hariç topraktan çıkan her şey için zekât vaciptir. Ebu Hanife hazretleri -delaleti kabul edilse bile- hadisi zayıf olması ve senedinde mevcut olan kusur sebe biyle kabul etmemiş, “yağmur ve memba suyuyla sulanan…” hadisi ile “Devşirilip toplandığı gün de hakkını verin.” âyetinin umumluğunu delil göstermiştir.
Hadisin metni ile alakalı olarak Hanefiler’in verdiği cevap şudur: Hadis zekât aslından nefyetmek için söylenmemiştir. Fakat hadis öşür toplayan memurun almış olduğu zekâtı nefyetmek için söylenmiştir. Çünkü öşür me muru aldığı zekâtı devlet hazinesine koyar. Oysa zikredilen ürünler dışındaki yeşillikler gibi besinler böyle yapılması halinde bozulur. Bundan dolayı öşür memurunun bunların zekâtını alması yasaklanmıştır. Bunların zekâtını vermek vacip olup fakirlerin ondan zamanında yararlanması için bu veci bevi zekât veren kişi üstlenir.
İbnü’l-Arabi Árıza’da bu hususa yorum getirerek Ebu Hanife hazretle rinin görüşünü teyit etmiş ve Ahkâmü’l-Kur’an’da şöyle söylemiştir: “Ebu Hanife âyeti bir ayna olarak kullanıp gerçeği görmüş ve şöyle demiştir: Yüce Allah, ister azık ister başka bir yiyecek olsun, bütün besinlerde zekati vacip kılmış ve Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de umum ifade eden ‘Yağmur ve memba suyuyla sulanan veya suyunu dipten alan mahsullerin zekâtı onda bir, kovayla sulanan mahsullerin zekâtı yirmi de birdir.’ sözüyle bunu açıklamıştır.”
وعن سهل بن أبي حثمة رضي الله عنه قال: «أمرنا رسول الله صلى الله عليه وسلم: إذا خرضتم قځوا ودعوا الثلث، فإن لم تدعوا الثلث فدعوا الربع .» رواه الخمسة إلا ابن ماجه، وصححه ابن حبان، والحاكم.
Sehl b. Ebi Hasme radıyallahu anhın naklettiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onlara şöyle emretmiştir: “Ne kadar zekât çıkacağını tahmin ederek verilecek öşrü tespit ettiğiniz zaman onu alıp öşrün üçte birini mal sahibine bırakın. Üçte birini bırakmazsanız dörtte birini bırakın. “
Hadisten Çıkarılan Hükümler:
1- Tirmizi’nin belirttiğine göre zekât düşen yaş hurma ve üzüm gibi mahsuller olgunlaşmaya başlayınca devlet başkanı bir tespit memuru gön derir. Tespit memuru tahminde bulunarak bir araziden ne kadar kuru üzüm ve kuru hurma hasadı yapılacağını tahmin ederek tespit eder. Sonra da arazi sahiplerine oradan ne kadar öşür alınacağını bildirerek kaydeder. Sonra oradan ayrılır. Meyveler olgunlaşıp hasat olduğu zaman memur ge lip arazi sahiplerinden öşür alır. Yani, yaş üzüm yerine kuru üzüm, yaş hurma yerine kuru hurma alır.
2- Hadiste geçen “Onu alıp öşrün üçte birini mal sahibine bırakın. Üçte birini bırakmazsanız dörtte birini bırakın.” ifadesi, insanların örfle rini gözeten Islam şeriatının güzelliklerinden biridir. Böyle yapmakla İslam onları akrabalarını ve komşularını yedirmeye teşvik etmektedir. Şafiiler ve Hanbeliler bu emri, hurma ve üzüm için alınması gereken zekâtın üçte bir dörtte birinin alınmaması şeklinde yorumlamışlardır.61 Arazi sahibi bu ürünleri kendi eliyle akrabalarına, komşularına ve yakın çevresindeki insanlara versin diye böyle bir uygulama yapılmıştır.
Hanefiler’e ve Malikiler’e göre ise öşrü ayrılmadan önce zekâtı alınacak olan mahsulün üçte biri veya dörtte biri bir kenara ayrılır.62 Tespit memuru zekât alınma esnasında ürün sahiplerinin aleyhine hesap yapılmaması için ürünün üçte biri veya dörtte birinin tahmin yaptıkları mahsulden ayrılmasıni ister. Hz. Ömer tespit memurlarına böyle yapmalarını emrederdi.
وعن عتاب بن أبي رضي الله عنه قال: «أمر رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يخرص العنب ما يخرض الخل، وتؤخذ زكاه زبيبا.» رواه الخمسة، وفيه
القطاع.
602- Attâb b. Esid radıyallahu anh şöyle anlatıyor: “Resûlullah sal lallahu aleyhi ve sellem yaş hurmaların öşür tahmini yapıldığı gibi, yaş üzümün de öşür tahmininin yapılmasını ve zekâtının kuru üzüm olarak alınmasını emretti.”
Hadisten Çıkarılan Hükümler:
Hadiste geçen “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yaş hurmaların öşür tahmini yapıldığı gibi, yaş üzümün de öşür tahmininin ya pılmasını emretti.” ifadesine göre söz konusu tahmin işinin yapılması vaciptir. Çünkü emir kalıbı vaciplik ifade eder. Bu da yaş üzüm ve hurmada zekâti verilecek olan mahsulün tahmin ve tespitinin yapılmasının vacip olduğunu gösterir.
Mâlikiler’e, Şafiiler’e ve Hanbeliler’e göre böyle yapmak müstehaptır. Sanırız bu hükme varmalarının sebebi hadis hakkında yapılan tenkitlerdir. Aynca, söz konusu tahmin ve tespit işlemi zekâtı ödemeyi kolaylaştırmak ve mal sahiplerine ürünlerinde tasarruf etme kapısını açmak için getirilmiş bir uygulamadır. Çünkü bu tahmin ve tespit sayesinde verilmesi gereken zekâtın vacipliği mahsulün aynından sahibinin zimmetindeki misline intikal etmiş olur.
Hanefiler buna karşı çıkarak mahsul hakkında yapılacak tahmin ve tes pit işleminin caiz olmayacağını söylemişlerdir. Çünkü bu zan ve tahminden ibarettir. Ayrıca böyle bir şeyi yapmak yaş hurmanın kuru hurmayla takas edilmesini haram kılan kesin hadislere aykırıdır. Çünkü bu iki malın birbirine denk olup olmadığında bilinmezlik vardır. Oysa söz konusu denklik böyle bir mübadelede şarttır. Bir diğer delil de Câbir radıyallahu anhın şu hadisidir: “Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem zekât için tahmin yapılmasını yasakladı.” Hanefiler konumuzu teşkil eden hadisin birtakım kusurları olduğunu ifade ederek onu delil kabul etmemişlerdir.
Kaynak Büluğul Meram
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Toprak mahsullerinin zekatı, tarımsal ürünlerin hasat zamanında elde edilen ürünlerin belirli bir miktarının zekat olarak verilmesini ifade eder. İslam dini, bazı tarım ürünlerinin zekatının verilmesini öngörmüştür.
Toprak mahsullerinin zekatıyla ilgili temel kurallar aşağıdaki gibidir:
Tarım ürünleri için zekat verilmesi gereken üç ana kategori vardır: hububat (buğday, arpa, darı, çavdar vb.), meyve (üzüm, hurma, zeytin vb.) ve sebze (şeker pancarı, patates, soğan vb.). Bu ürünlerin zekatı ayrı ayrı hesaplanır.
Hasat zamanı: Tarım ürünlerinin zekatı, hasat zamanında verilir. Hasat zamanı, ürünlerin tam olgunlaştığı ve hasat edilmeye uygun hale geldiği dönemdir.
Zekat oranı: Hububat ürünleri için zekat oranı genellikle %10’dur, yani hasat edilen hububat miktarının %10’u zekat olarak verilir. Meyve ve sebzelerin zekat oranı ise genellikle %20’dir, yani hasat edilen meyve veya sebze miktarının %20’si zekat olarak verilir.
Minimum miktar: Zekatın verilmesi için tarım ürünlerinin belirli bir miktarı olması gerekmektedir. Bu miktar, genellikle nisap olarak adlandırılır ve tarım ürünlerine göre değişir. Nisap miktarı, bölgeye ve yerel uygulamalara bağlı olarak farklılık gösterebilir.
Zekatın dağıtımı: Tarım ürünlerinin zekatı, genellikle ihtiyaç sahiplerine dağıtılır. İhtiyaç sahipleri, fakirler, ihtiyaç sahibi aileler veya diğer kategorilere giren kişiler olabilir.
Tarım ürünlerinin zekatının hesaplanması ve dağıtılmasıyla ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için dini otoritelerle veya din görevlileriyle iletişime geçmeniz önemlidir. Yerel uygulamalar ve değişkenlikler dikkate alınarak zekatın doğru bir şekilde yerine getirilmesi sağlanmalıdır.