Ucb, Sözlükte “kendini beğenme, kibir, böbürlenme ve şımarma” anlamına gelir.
Ucb, dinî bir kavram olarak, kişinin sahip olduğu amel, mahâret, san’at, mal, makam, güzellik ve ilim gibi nimetleri büyük görerek bunların gerçek sahibinin Allah olduğunu unutması, bir gün yok olup gideceğini düşünmemesi demektir.
Çok kötü bir huy olan kendini beğenme, kibir ve gururun sonucudur, ruhî yükselmeye ve manevî kurtuluşa engeldir.
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
Answers ( 3 )
Ucb sözlük anlamı olarak; kendini beğenme ve kibir anlamlarına gelmektedir. Böbürlenme ve şımarıklık manalarına da gelmektedir ucb.
Dini bir kavram olarak ucb; kişinin sahip olduğu amel, mahâret, san’at, mal, makam, güzellik ve ilim gibi nimetleri büyük görerek bunların gerçek sahibinin Allah olduğunu unutması, bir gün yok olup gideceğini düşünmemesi demektir.
Ucb; çok kötü bir huydur. Ve Müslüman ahlakına yakışmayan bir davranıştır.
Ucb Ne Demektir?
Ucb, kişinin yaptığı ibadet, iyilik veya güzel işlerden dolayı kendini beğenmesi, bu davranışlarını yeterli görerek gururlanması ve bundan dolayı kendisini diğer insanlardan üstün görmesidir. Ucb, İslam ahlakında bir tür manevi hastalık olarak değerlendirilir ve kişinin Allah’a olan ihtiyaç ve acziyetini unutmasına neden olduğu için tehlikeli görülür.
Kur’an’da ve hadislerde ucb, kibir ve gurur gibi duyguların müminin ruhsal olgunlaşmasına zarar verdiği vurgulanmıştır. Örneğin, Allah’ın rahmetine ve yardımına muhtaç olduğumuzu unutarak ibadetlerimizle övünmek, insanı riya ve kibir gibi daha büyük tehlikelere sürükleyebilir. Bu nedenle İslam ahlakında, yapılan her güzel işin Allah’ın bir lütfu ve yardımıyla gerçekleştiği bilinci taşınmalı ve sürekli tevazu içinde olunmalıdır.
Hadis-i Şerif:
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Üç şey helâk edicidir: Cimrilik, nefsin arzularına uymak ve kişinin kendini beğenmesi (ucb).” (Beyhakî, Şuabü’l-İman)
Ucb, tasavvufta ve ahlak literatüründe çokça ele alınan bir konudur. Özellikle nefis terbiyesinde, ucbdan sakınmak önemlidir.
Ucb, İslam ahlakında önemli bir kavramdır ve kişinin kendisini beğenmesi, yaptığı iyilik veya başarıları büyük görmesi, bunlarla övünmesi anlamına gelir. Ucb, bir tür kibir ve gururun başlangıcı sayılır ve insanın ruhsal temizliğine zarar veren bir kalp hastalığıdır. İslam ahlakında ucb, kişinin Allah’tan bağımsız olarak kendi iyiliklerine veya başarılarına güvenmesi, bu durumdan dolayı kendini diğerlerinden üstün görmesi ve Allah’ın lütuf ve ihsanını unutması olarak değerlendirilir.
Ucb’un Tanımı
Ucb, kişinin ibadetleriyle, ahlaki özellikleriyle, bilgi ve başarılarıyla övünmesi ve bunları kendi çabasıyla elde ettiğini düşünmesi durumudur. Bu, kişinin Allah’ın kendisine verdiği nimetleri unutmasına, bu nimetlere karşı şükür yerine övünç duymasına yol açar. Ucb, nefsi ilahlaştırmanın bir biçimi olup insanın tevazu ve kulluk bilincinden uzaklaşmasına neden olur.
Kur’an ve Sünnet’te Ucb
Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şerifler, ucbun kötü bir ahlak özelliği olduğunu açıkça belirtir ve müminleri bu davranıştan sakındırır. İşte birkaç örnek:
(Tevbe, 9/37)
Bu ayette, insanların kötü davranışlarının kendilerine güzel gösterilmesi ve bunun sonucunda ucb duygusuna kapılmaları eleştirilmiştir.
(İsra, 17/37)
Bu ayet, kibir ve ucbun insanı yanıltıcı olduğunu ve Allah’ın büyüklüğü karşısında insanın acizliğini vurgular.
“Üç şey helak edicidir: İtaat edilen cimrilik, körü körüne uyulan nefis ve kişinin kendisini beğenmesi.”
(Beyhakî, Şuabü’l-İman, 5/322)
“Kimin yaptığı bir iyilik onu sevindirir ve kötülüğü onu üzerse, işte o, mümindir.”
(Tirmizî, Fiten, 7)
Burada, iyiliği Allah’tan bilmeyip kendine mal etmenin tehlikesine işaret edilmiştir.
Ucb’un Zararları
Ucb, kişinin hem Allah ile olan ilişkisinde hem de toplumsal ilişkilerinde birçok zarara yol açabilir. İşte bu kötü ahlak özelliğinin neden olduğu bazı olumsuz etkiler:
Ucb, kişinin tevazu ve kulluk bilincini zedeler. Kişi, kendi yaptıklarını Allah’tan bağımsız görmeye başlar ve bu, Allah’a olan teslimiyetin zayıflamasına yol açar.
Kişi, yaptığı iyilikleri veya ibadetleri kendisi için bir övünç vesilesi haline getirdiğinde, gösteriş yapma (riya) tehlikesine düşebilir.
Allah’ın verdiği nimetleri kendi çabasının sonucu olarak görmek, şükür duygusunu yok eder. Oysa İslam’da her türlü başarı ve iyilik, Allah’ın lütfu olarak görülmelidir.
Ucb, zamanla kibir ve gururun temelini oluşturur. Kişi, başkalarını küçümsemeye, kendisini üstün görmeye başlar.
İhlas, yapılan ibadetin sadece Allah için yapılmasıdır. Ucb, ibadeti Allah’tan başka bir hedefe yönlendirebilir ve kişinin samimiyetini zedeler.
Ucb’un Çeşitleri
Kişinin, ibadetlerini büyük görmesi ve bu ibadetlerden dolayı kendisini diğer insanlardan üstün zannetmesidir. Örneğin, çok namaz kıldığı veya çok oruç tuttuğu için kendisini Allah katında yüksek bir mertebede görmesi.
Kişinin sahip olduğu bilgiyle övünmesi, bu bilgiyi Allah’ın lütfu olarak değil, kendi başarısı olarak görmesidir.
Kişinin mal, mülk veya zenginliğini kendisine bağlaması, bu nimetleri Allah’tan bilmemesi.
Kişinin, güzel ahlaklı ya da fiziksel açıdan diğer insanlardan daha üstün olduğunu düşünerek kibirlenmesidir.
Ucb’tan Korunma Yolları
Sahip olunan her türlü nimet, başarı ve güzelliğin Allah’ın bir lütfu olduğunu unutmamalı ve sürekli şükür hâlinde olunmalıdır.
İnsan, her zaman Allah’ın büyüklüğünü düşünerek kendisini küçük görmeli ve başkalarını küçümsemekten kaçınmalıdır.
Ucbun en etkili panzehirlerinden biri, kişinin kendi kusurlarını fark etmesidir. İnsan, mükemmel olmadığını ve her zaman eksiklerinin olduğunu bilmelidir.
Ucbdan korunmak için sürekli Allah’a dua edilmeli, “Ya Rabbi, beni nefisime karşı muhafaza eyle” denilmelidir.
Peygamber Efendimiz (sav), her konuda olduğu gibi tevazu ve ucbdan uzak bir hayat sürmekte de en güzel örnektir. O’nun hayatını okumak ve davranışlarını taklit etmek, ucbdan korunmak için önemlidir.
Sonuç
Ucb, insanın ruhunu kirleten ve Allah’a olan yakınlığını zedeleyen bir kalp hastalığıdır. Kişi, her şeyin Allah’tan geldiğini, sahip olduğu nimetlerin ve yaptığı ibadetlerin kendi çabasından değil, Allah’ın lütfundan olduğunu bilmelidir. Tevazu ve şükür ile bu hastalıktan korunabilir; ibadetler ve güzel davranışlar Allah için samimiyetle yapılırsa, ucb yerini Allah’a olan teslimiyet ve sevgiye bırakır.