Paylaş
Ucub Nedir? Kibir ve Gurur Hakkında Bilgi
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
UCUB (GURUR, KENDİNİ BEĞENME)
Kibirlenme, Böbürlenme, Kendini Beğenme İle İlgili ayet hadis ve sözler
Ucub, kibirden farklıdır. Kibirin üç rüknü (esası) vardır. Kibirlenen, kibirlenilen şey ve kibirlendiği kimse. Ucubun ise sadece iki rüknü vardır: Kendini beğenen ve kendini beğenmesine sebep olan şey. Ucub, kibir merdivenindeki ilk basamaktır. Her ikisinden de Allah’a sığınıyoruz.
Ucub, nîmetin önemine inanıp vericisiyle olan alâkasını unutarak ona meyletmektir.
Ucub, çeşit çeşittir. Bazı kimseler sağlığını, gücünü, organ ların birbirine uygunluğunu ve sesinin güzelliğini beğenirler. O kişiler bilmelidirler ki, bunlar kurt ve böceklerin nasibleridir ve onların üzerinde bulunan yani onlara sahip olan kişi fanidir (yok olacaktır). Hz. Süleyman: Yeminle söylüyorum ki, ben bu gece yüz kadını dolaşırım da, onların her biri Allah yolunda cihat edecek bir yiğit dünyaya getirir, dedi. Fakat o, inşaallah demedi. Bütün kadınları dolaştı. Sonunda, bir kadın hariç, kadınların hiçbiri hamile kalmadı. Hamile kalan o tek kadın da yarım bir erkek çocuğu dünyaya getirdi. Bu konuda Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Eğer Süleyman inşaallah deseydi, o çocukların hepsi de Allah yolunda cihat ederlerdi.”
Bazı kimseler de aklını, zekasını, dînî ve dünyevî işlerin incelikleri ve gizli tarafları hakkındaki bilgisini beğenir ve bunlarla övünürler. Bu türlü ucubun neticesi, sadece kendi görüşüne baş vurmak, başkasını cahil saymak ve başkalarının görüşlerini dinlemekten yüz çevirmektir. Bu akıllı iyi düşünsün; Allah onun beynine bir rahatsızlık verseydi, deli olur, ne aklı ne de fikri kalırdı. O, sıhhat ve nîmet verdiği için Allah’a hamdedip şükretmelidir.
Bazı kimseler, kesin olarak kurtulduklarını zannederek kendilerini beğenirler. Bu gafil, ameli kendisini yavaşlatan kimseyi nesebinin hızlandıramayacağını ve Peygamber’in (s.a.v.) en yakın akrabasına: “Fatima! Çalış! Allah’ın azabından hiçbir şeyi senden defedemem” diye seslendiğini bilmelidir.
Bazı kimseler de, çocuklarının, hısım ve akrabalarının çok oluşuyla gururlanırlar. Onlara yüce Allah’ın şu sözü yeter: “İşte o günde kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. O gün, onlardan her birinin kendisine yeter derecede işi (ve derdi) vardır.”
En sıkıntılı ve en güç anında seni terk edip kaçan kimsede ki bu gurur nedir?
Bazı kimseler de, malıyla ve zenginliğiyle gururlanırlar. Onlar yüce Allah’ın şu sözünü okusunlar: “Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Zengin ve övülmeye lâyık olan ancak O’dur.”
Onlar Rasûlüllah’ın (s.a.v.) şu sözünü de okusunlar:
“Bir adam bir hülle (elbise) içinde kırıtarak yürürken, gurur ve kibire kapıldı. Allah’ın emriyle yer onu içine aldı. O, kıyamet gününe kadar, yere batmaya devam edecektir.” Bazıları da, yaptıkları ibadeti beğenip gururlanırlar. Bu da ona, cehaletinden dolayı verilir. Çünkü o, ibadetinin kabul edilip edilmediğini bilmez.
Mesruk şöyle der: “Kişiye ilim olarak Allah’tan korkması yeter. Cehalet olarak da, amelini beğenip gururlanması yeter.”
Hz. Ömer de şöyle der: Günahını bilmen, yaptığın tövbenin iyiliğindendir. Gurur ve kibirini reddetmen amelinin düzgünlüğünden ileri gelir. Yine kusurunu bilmen şükrünün iyiliğindendir.
Mutarrif b. Abdullah: Uyuyarak geceleyip pişman olarak sabahlamam, namaz kılarak geceleyip gurur ve kibirle sabahlamamdan daha iyidir.
Hz. Âişe’ye birisi:
İyilik yaptığımı ne zaman öğreneceğim? diye sordu. Hz. Âişe:
– Kötülük yaptığını öğrendiğin zaman, dedi.
Adam: Kötülük yaptığımı ne zaman öğreneceğim? dedi. Hz. Âişe bu defa:
– İyilik yaptığını öğrendiğin zaman, cevabını verdi.
Buhari anlatmaktadır: İbn Ebî Muleyke şöyle dedi: Rasûlüllah’ın (s.a.v.) ashabından otuzuna yetiştim. Hepsi de münafik (iki yüzlü) olmaktan korkuyordu.
Ebu’l-Leys es-Semerkandî şöyle der: Ucubu (gururu, kendini beğenmeyi) kırmak isteyene dört şey gerekir:
Birincisi: Tevfikin (başarı ve hidayetin) Allah’tan olduğuna inanmak. Tevfikin Allah’tan olduğuna inandığında, şükürle meşgul olur, kendini beğenmez ve gururlanmaz.
İkincisi: Allah’ın kendisine verdiği nîmetlere bakmak.
Onun nimetlerine baktığında, onlara şükürle meşgul olur.
Ameli kurtulur ve onunla gururlanmaz.
Üçüncüsü: Amelinin kabul edilmeyeceğinden korkmak. Kabul edilme korkusuyla meşgul olursa, gururlanmaz.
Dördüncüsü: Bundan önce işlediği günahları düşünmek. Kişi, günahlarının, sevaplarından ağır geleceğinden korkarsa, ucubu (gururu) az olur. Kişi, kıyamet günü, kitabından (amel defterinden) ne çıkacağını bilmeden, nasıl ameliyle gururlanır? Onun gurur ve sevinci, ancak amel defterini okuduktan sonra belli olur.
KİBİR UCB VE GURUR HAKKINDA KONULARIMIZ:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam’da “Ucub” terimi, kibir veya kendini beğenmişlik anlamına gelir. Olumsuz bir özellik olarak kabul edilir ve kesinlikle önerilmez. Ucub, kendini beğenme, üstünlük duygusu ve başkalarını umursamamaya ve Allah’a karşı tevazu eksikliğine yol açan şişirilmiş bir egoyu ifade eder.
İşte İslam’da kibir (Ucub) ve kibir ile ilgili bazı önemli noktalar:
Tanım: Ucub, aşırı ve yersiz bir öz-değer ve gurur duygusu anlamına gelir. Kendini diğerlerinden üstün görmeyi, onları küçümsemeyi ve kendi zayıflıklarını ve sınırlamalarını fark etmemeyi içerir.
İslam’da Haram: Ucub, İslam’da büyük bir günah olarak kabul edilir. Eşitlik, tevazu ve Allah’a teslimiyet ilkelerine aykırıdır. Müslümanlar kibir tuzağına düşmemek için düşünce, tutum ve davranışlarında dikkatli olmaya teşvik edilir.
Diğer Günahların Kökü: Kibir çoğu zaman diğer birçok günahın ve olumsuz davranışın kökü olarak görülür. Başkalarını hor görmeye, sert yargılamaya ve insanlara kötü muameleye yol açabilir. Kişisel ve ruhsal gelişimi engeller, ilişkileri zedeler, insanı Allah’ın rahmetinden uzaklaştırır.
İslami Öğretilerden Örnekler: Kuran ve Hz. Şeytan’ın (İblis) kıssası, kibrinden dolayı Adem’e (a.s) boyun eğmeyi reddettiği ve kınandığı için sık sık bir kibir örneği olarak anılır.
Alçakgönüllülüğün Önemi: İslam, kibrin zıttı olan tevazuya (tawadu’) güçlü bir vurgu yapar. Alçakgönüllülük, kişinin kendi zayıflıklarını tanımasını, Allah’ın nimetlerini kabul etmesini ve başkalarına nezaket ve saygıyla davranmasını içerir.
Çareler: İslam, kibirle nasıl mücadele edileceği ve alçakgönüllülüğün nasıl geliştirileceği konusunda rehberlik sağlar. Müslümanlar öz-düşünmeye, bilgi aramaya ve Allah’a bağımlı olduklarının farkına varmaya teşvik edilir. Allah’a karşı ve diğer insanlarla etkileşimlerde şükretmek, af dilemek ve alçakgönüllülük duygusu geliştirmek önemlidir.
İslam’da ideal karakter, başkalarına karşı alçakgönüllülük, minnettarlık ve şefkatle güven, kendine saygı ve haysiyet duygusunu birleştiren karakterdir. Müslümanlar, alçakgönüllü olmaya, Allah’ın nimetlerini tanımaya ve sosyal statüleri veya geçmişleri ne olursa olsun tüm insanlara nezaket ve saygıyla davranmaya teşvik edilir. Ucub’dan kaçınarak ve alçakgönüllülüğü besleyerek bireyler, İslam’ın öğretilerine dayanan sağlıklı ve dengeli bir yaşam yaklaşımı geliştirebilirler.