“Ümmetimin ihtilafı rahmettir” Hadisi Arapça

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Ümmetimin ihtilafı rahmettir hadisi sahih mi kaynağı nedir?

Ummetimin ihtilafi rahmettir hadisi sahih mi kaynagi nedir arapca

ÜMMETİMİN İHTİLAFI RAHMETTİR” SÖZÜ HADİS MİDİR?

إختلاف أمتي رحمة.

“Ümmetimin ihtilafı rahmettir.”

Halk arasında “Ümmetimin ihtilafı rahmettir.” Sözü çok yaygın halde kullanılmaktadır. Ve bu söz Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e nisbet edilmektedir. Oysa muhaddisler bu sözün aslının olmadığını söylerler. Münavi bu hadis hakkında; aslının olmadığını ve muhaddislerin yanında bilinmemekle beraber, senedine bile rastlanmamıştır, demiştir.

İbni Hacib, bu hadisin aslının olmadığını söylerken şöyle demektedir: “Şayet ümmetin ihtilafı rahmet ise birliği ve beraberliği azap mıdır?” Misalini getirerek reddetmiştir. Böyle bir hadisin olmadığını söylemektedir.

İmam Suyuti der ki: “Muhaddisler bunun senedine rastlamamıştır.”

Elbani de şöyle demektedir. “Bu söz Müslümanlar arasında söylenip, birbirlerine karşı büyük muhalefette bulunurlar. Bu söz mezhep taassupçularının, Kitap ve Sünnete uymalarına engel olmaktadır. Bu sözün aslı yoktur. Batıl bir sözdür ve uydurmadır,”

Bu konuyu biraz daha açıklamaya çalışalım:

Buhari’nin rivayet ettiği Hadisi Şeriflerde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:

عن سلمة قال: سمعت النبي : يقول: من يقل علي ما لم

أقل فليتبوأ مقعده من النار.

Seleme B. El-Ekva (r.a) şöyle demiştir:”Resulullah (s.a.v)’tan işittim. Buyurdu ki:

“Benim söylemediğimi, her kim benim ağzımdan yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın.”

Ali B. Ebu Talib (r.a) şöyle demiştir: Resulullah (s.a.v)’tan şöyle işittim:

سمعت عليا يقول : قال النبي : لا تكذبوا علي، فإنه من

كذب علي فليلج النار.

“Benim üzerime yalan söylemeyin. Şüphesiz benim söylemediklerimi her kim bana isnad ederse ateşe (cehenneme) atılır.”

İslam inancında yegâne teşri’ (kanun koyma) vahiydir. Allah (c.c) tarafından vahiyle gönderilen hükümler iki şekilde zuhur ederler. Birincisi: “Vahy-i Metluv” (okunan vahiy) dediğimiz ve Allah (c.c)’ın bizzat koruması altındaki Kur’an’dır. İkincisi ise: Vahy-i Gayri Metluv (okunmayan vahiy) dediğimiz ve Allah (c.c) tarafından Resulü Muhammed (s.a.v)’e bildirilen ve Kur’an-ı açıklayan sünnetlerdir.

Resulullah (s.a.v)’ın sünnetleri nesilden nesile rivayetlerle aktarılmıştır. Allah (c.c), bir teşri kaynağı olan sünnetlerin korunmasını yukarıdaki hadislerde bildirilen hükme, yani kasıtlı olarak Resulullah (s.a.v)’ın söylemediği bir sözü, O’nun ağzındanmış gibi uyduranı cehenneme atacağı hükmüne bağlamıştır.

Kim bu kaynağı tahrif eder, Resulullah (s.a.v)’ın söylemediği bir sözü onun ağzından uydurma fiilini gerçekleştirirse, yaptığına karşılık cehenneme atılacaktır. Burada şu noktaya da önemle değinmemiz gerekiyor. Resulullah (s.a.v)’ın söylemediği bir sözü, O söylemiş gibi nakletmek üç şekilde gerçekleşebilir:

a) Resulullah (s.a.v)’ın bir konuda söylemediği bir sözü bilerek ve kasıtlı olarak uydurmak. Bu fiil teşri’ kaynağına saldırı olacağından kesinlikle küfürdür. Buna örnek geçmişteki bazı sapık kişi ve mezheplerin, fikirlerini desteklemek için hadis uydurmalarıdır.

b) Kendisine, Resulullah (s.a.v)’tan diye nakledilen bir haberi, hakikatını tam araştırmadan bu konuda gerekli gayreti göstermeden nakletmek, bu fiili yapan kimse, haberin hakikatını araştırmadığı için haram işlemiştir.

c) Resulullah (s.a.v)’tan olmadığı halde, Resulullah (s.a.v)’tanmış gibi nakledilen bir haberi araştırma hususunda elden gelen bütün gayreti göstermek. Fakat neticede eldeki verilere dayanarak bu haberin doğruluğuna hükmetmek, bu durumda suç sayılacak bir şey olmadığı için, böyle bir fiili yapan ne kâfir olur ne de haram işlemiştir.

Buna örnek: Bazı fakih, âlim ve müctehidlerin kendilerine ulaşan ve aslında zayıf hatta uydurma olan bir hadisi araştırma konusunda, bütün güçlerini kullanmalarına rağmen neticede bunun doğru bir haber olduğuna karar vermeleridir.

Allame İmam Ebu Cafer Tahavi ihtilaf konusuna değinip, ihtilafın azap, birliğin rahmet olduğunu ve bunun bize Allah (c.c)’ın emri olduğunu söyleyerek Kitap ve Sünnetten şu delilleri getirmektedir:

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا (۱۰۳) “Hep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a, Kur’an’a) sımsıkı sarılın, bölünmeyin.”
وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ تَفَرَّقُوا وَاخْتَلَفُوا مِن بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْبَيِّنَاتُ

وَأُوْلَئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ (١٠٥)

“Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, parçalanıp ihtilafa düşenler gibi olmayın. İşte onlara büyük bir azap vardır.”

إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُوا دِينَهُمْ وَكَانُوا شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا

أَمْرُهُمْ إِلَى اللَّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُوا يَفْعَلُونَ (١٥٩)

“Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlar var ya senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını haber verecektir.”

Müslim’in rivayet ettiği bir Hadisi Şerifte:

إنما هلك من كان قبلكم باختلافهم في الكتاب.

“Şüphesiz sizden öncekiler (kavimler) ancak, kitapta ihtilafa düşmeleri yüzünden helak olmuşlardır.

Bu delilleri getirdikten sonra Elbani şöyle der: “Ehli bid’at te’villerde çeşitli fırkalara ayrılıp kendi görüşlerine uygun olan ayetleri okurlar. Öyle ki te’vil üzerine te’vil yapıp kelimelerin yerlerini değiştirip çeşitli manalara getirirler.

Kaynak: Kuran ve sünnet ışığında asrımızın sorularına cevaplar

DİNİ SİTE LİSTESİ

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

    1
    2024-10-25T18:26:57+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    “Ümmetimin ihtilafı rahmettir” hadisi Arapça şu şekildedir:

    إختلاف أمتي رحمة

    Bu söz, halk arasında Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e atfedilmekte olsa da, hadis alimleri bu ifadenin sahih bir kaynakla sabit olmadığını belirtmektedir. İmam Suyuti, el-Münavi, İbni Hacib ve el-Ebani gibi alimler, hadisin senedinin zayıf olduğunu ve aslında böyle bir hadisin bulunmadığını ifade etmişlerdir.

    Hadisin anlamı, İslam ümmetinin dini meselelerde düşünce farklılıklarına sahip olmasının belirli bir esneklik ve zenginlik sağlayabileceği yönündedir. Ancak bu ihtilafların, dinin temel esasları üzerinde olmaması gerektiği vurgulanmaktadır. İslam’da birlik ve beraberlik teşvik edilmekte, gereksiz ihtilaflardan kaçınılması gerektiği öğütlenmektedir.

    Sonuç olarak, bu hadisin kaynakları zayıf olduğu için, İslamî literatürde geçerliliği yoktur ve doğru bir hadisin yerini almaz.

    En iyi cevap

Cevapla