Paylaş
Unutulan Değerlerimiz
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Unutulan Değerlerimiz Nelerdir ?
Bilim ve teknoloji alanındaki hızlı gelişmelerle beraber hayatımıza da her gün yeni şeyler ve yeni adetler giriyor. Bu gelişmelerle birlikte hayat şeklimiz, değer yargılarımız, akrabalık, komşuluk ve arkadaşlık ilişkilerimiz de az çok değişmiş durumda. “Eski komşuluklar kalmadı, artık kimse kimseye güvenmiyor, hayatın tadı tuzu yok” gibi sözler sıkça söylenir oldu. Bunlar sadece teknolojik gelişmelerin ve modern hayat tarzının insanı mutlu edemediğini, madde ve mâna arasındaki dengenin bozulduğunu göstermektedir.
İslam’ın getirdiği ilkelerden uzak bir hayatın insanlık için nelere mal olduğuna şahit oluyoruz. İnsanlık tarihinde bu kadar güçlenen inkârcı ve materyalist hareketlerin günümüz dünyasında ne kadar tahripkâr olduğunu, gelişmemiş ülkeler yanında “ileri” denen ülkelere bile ne ağır bedeller ödettiğini görmekteyiz.
Bir tarafta lüks içerisinde yaşayanlar, öbür tarafta evsiz barksız insanlar…
Bir tarafta teknolojinin tüm imkânlarından istifade edenler, öbür tarafta en ilkel şartlara mahkûm edilenler…
Bir tarafta dünya imkânlarının yüzde seksenine sahip olduğu halde yine doymayan, daha fazlasını elde etmek için çalışan mutlu azınlıklar, diğer tarafta kalan yüzde yirmiyle yetinen ve bunun da elinden alınacağı korkusuyla yaşayanlar…
Vahiyden uzak kalmanın neticeleri ise; savaşlar, gözyaşları, haksızlık ve zulümler, ilkesiz ve ölçüsüz bir hayatın acı tabloları…
Ancak mevcut durum müminleri hiçbir zaman umutsuzluğa sevk etmemelidir,
İman varsa, imkân da vardır. Hatırlayın: Âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz de cehaletin ve zulmün en yoğun olduğu bir ortamda gelmişti. Bir kişiydi… Hira’da hayat damarları kurumuş insanlığı diriltmek üzere görevlendirildiğinde O, yılmadan mücadele etti. Vahyin diriltici mesajıyle, cehalet ve zulüm toplumundan bir saadet toplumu meydana getirdi. İnsanlığa sevgi ve merhameti öğretti. Rahmet olup yağdı tüm mahlûkata…
Şimdi bizler, kaybolan güven duygusunu onun “Muhammedü’l-Emin” vasfıyla; yok olan sevgi ve şefkati âlemlere rahmet oluşuyla,[1] kin ve nefret duygularını kardeşlik şuuruyla; haksızlık ve zulümleri adalet duygusuyla; hasret kaldığımız komşuluk, arkadaşlık ilişkilerini “komşusu açken tok yatan bizden değildir”[2] ilkesiyle yeniden öğretmeliyiz tüm insanlığa… Sanki Kur’an yeni nazil oluyormuş gibi, vahyin diriltici mesajı ve sâlih amellerle inşa etmeliyiz kişilikleri…
[1] Enbiya 21/107
[2] Şuabu’l- İman, İkramu’l-Câr
Benzer Konular:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Türk ve İslam, tarih boyunca, özellikle Osmanlı İmparatorluğu bağlamında kesişen iki farklı kavramdır. Tarihsel ve kültürel incelikleri tam olarak incelemek bu yanıtın kapsamı dışında olsa da, genellikle Türk ve İslam ile ilişkilendirilen bazı değerlere kısa bir genel bakış sunabilirim:
Misafirperverlik (Misafirperverlik): Hem Türk hem de İslami gelenekler misafirperverliğin değerini vurgular. Misafirleri ağırlamak, onlara nezaket ve saygıyla davranmak, onlara yemek ve barınak sunmak her iki kültürde de çok saygı gören uygulamalardır.
Büyüklere Saygı: Türk ve İslam kültürlerinde büyüklere hürmet ve hürmet gösterilmeye büyük önem verilir. Deneyimin ve rehberliğin değerini vurgulayarak, eski nesillere özen göstermek ve onlardan bilgelik aramak bir erdem olarak kabul edilir.
Güçlü Topluluk Duygusu (Topluluk): Hem Türk hem de İslam kültürleri, topluluk uyumuna ve kolektif sorumluluğa öncelik verir. Birlik, dayanışma ve işbirliği kavramlarına değer verilir ve topluluk üyeleri arasında aidiyet ve destek duygusu gelişir.
Aile Değerleri: Türk ve İslam kültürleri ailenin önemini vurgular. Anne babaya saygı, kardeşler arasındaki güçlü bağlar, evliliğin önemi ve çocukları özen ve sorumlulukla yetiştirme her iki gelenekte de ortak değerlerdir.
Çalışma Ahlakı: Hem Türk hem de İslam kültürlerinde çok çalışmanın, çalışkanlığın ve sebatın değeri vurgulanır. Türk kültüründe “güçlü olmak” kavramı hakimken, İslam Müslümanları verimli çabalara girmeye ve dürüst yollarla helal rızık aramaya teşvik eder.
Doğaya Saygı: Türk ve İslam kültürlerinde doğaya değer verilir ve çevreye saygı ve korumanın önemi vurgulanır. Her iki gelenek de insanların Dünya’nın vekilharçları olarak rolünü vurgular ve gelecek nesiller için kaynaklarını koruma sorumluluğunu vurgular.
Değerlerin bireylere, bölgelere ve tarihsel bağlamlara göre değişebileceğini ve Türk ve İslam ile ilişkilendirilen değerlerin farklı topluluklarda farklı şekillerde tezahür edebileceğini kabul etmek önemlidir. Ek olarak, kültürel değerler zaman içinde gelişebilir ve çeşitli faktörlerden etkilenebilir.
Türk ve İslami değerleri daha derinlemesine keşfetmek için, Türk ve Müslüman toplulukların bilimsel çalışmaları, tarihi anlatıları ve kültürel pratikleriyle ilgilenmek faydalı olabilir. Bu değerlerin karmaşıklığını ve zenginliğini anlamak, tarihin, kültürel geleneklerin ve bu topluluklardaki farklı bakış açılarının kapsamlı bir şekilde araştırılmasını gerektirir.