Paylaş
Vaaz nedir nasıl yapılır? Vaaz ile ilgili kavramlar
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Vaazla İlgili Kavramlar
1.“Nasihat”: Vaaz, nasihat ve güzel öğüttür.
Nasihat kavramı Müslümanlara nasihat etmek anlamında kullanıldığında onların kendi yararlarına olan şeylere yöneltilmesi anlamına gelir. Bu da vaaz ile aynı anlama gelmektedir. Nitekim vaazın nasihatla aynı anlama geldiğini bildiren Ömer Nasuhî Bilmen nasihatı şöyle tarif eder: “Dinleyenlerin kalplerini yumuşatacak bir lisanla, insanlara dünya ve ahiretle ilgili işlerini öğretmek, onlara Allah’ın sevap ve cazalarını hatırlatmak suretiyle kendilerini doğru yola yönlendirmektir.” Bu anlamda vaaz, insanları iyiliklere sevkedecek, onların duygusal gelişimini sağlayacak biçimde nasihatta bulunmak ve öğüt vermektir.
2.“Tezkir”: Vaaz insanlara doğruyu ve yanlışı hatırlatmadır.
Bir yaygın eğitim kavramı olarak vaaz, tezkir, yani hatırlatma, uyarma boyutlarına da sahiptir. Yukarıdaki tanımlarda vurgulanan hususlardan birisi de insanların doğrular ve yanlışlar karşısında uyarılmalarıdır. Bu husus, Allah’ın insanlara doğru yolu göstermek için kullandığı ve kullanılmasını istediği bir yaklaşımdır. Allah Kur’an’da, geçmişte yaşanmış bazı olaylar dahil olmak üzere, çeşitli hususları doğru ve yanlış yönleri ve bunların sevap ve cezaları ile insanlara hatırlatmıştır. Peygamberimize de aynı görevi yüklemiş ve ona “müzekkir” yani uyarıcı, hatırlatıcı sıfatını vermiştir. Aşağıdaki ayet bu konuya açıklık getirmektedir:
“Sen onlara öğüt ver, esasen sen ancak bir öğüt vericisin (müzekkir)” (88.Ğaşiye, 21)
3.“İrşad”: Vaaz irşattır.
İrşad, fert ve topluma hayırlı, hak, doğru ve faydalı yolları göstermek ve onlara tebliğ ve davette bulunmak gibi çok zengin ve geniş bir anlama sahiptir. Esasen irşad bu anlamıyla vaazdan daha geniştir. Bunun için din hizmetlerinden zaman zaman “irşad faaliyetleri” olarak da bahsedilir ki, bunun içinde vaaz yoluyla eğitim de vardır. Yine, başlangıçtan beri irşad faaliyetlerinin en yaygın şekli “vaaz” denen usul olmuştur. Vaaz bir yaygın eğitim kavramı ve faaliyeti olarak bir yönüyle irşadı da içermektedir. Çünkü, yukarıda verilen tanımlardan da anlaşılacağı üzere vaaz, aynı zamanda bir irşaddır: doğru yolu gösterme, iyiyi kötüyü bildirme, insanları kendi iyiliklerine olan hususlara yöneltmedir. Vaazın ve vaizin amacı, insanlara doğru bilgilerle doğruya ulaşmalarına yardımcı olmaktır.
4.“Talim: Vaaz insanlara doğru bilgiler sunmadır.
Vaaz sonuç itibariyle bir davranış geliştirme faaliyetidir. Nasihat, öğüt, uyarma, hatırlatma ve doğru yolu gösterme vb. hepsi insanları dini konularda bilgilendirmek; hayatın dini boyutunu yorumlamada yardımcı olacak bilgileri sunmak ve bir bakış açısı kazandırmak içindir. Bu bakımdan vaazı bir talim ve te’dib yani bir bildirme, öğretme ve davranış geliştirme faaliyeti olarak değerlendirmek mümkündür. Bu özelliğiyle vaaz ve vaaz yolu ile eğitim yaygın din eğitiminde, yani yetişkinlerin din eğitiminde önemli bir yere sahipir.
Herkesçe bilinmektedir ki, hayat sürekli değişmekte ve insanlar yeni gelişmelere muhatap olmaktadırlar. Gelişme ve değişmeler insanımızı her konuda olduğu gibi, dini konularda da yeni bilgi ve yorumlara muhtaç bırakıyor. Yine çoğunluğun kabul ettiği gibi, bu ihtiyacın karşılanması için, özellikle örgün eğitim kurumları dışında kalan yetişkinlerin hayatın üstesinden gelebilecekleri yeni dini bilgilerle donatılmaları gerekmektedir. Bunun için de ortaya çıkan ihtiyaçlara cevap verecek dini yorumların getirilmesi bir ihtiyaçtır. Burada geçen yeni dini bilgilerden maksat, olmayan dini bilgiler üretmek değil, var olanın yani Kur’an ve Hadisin, zamanın ihtiyaçlarına göre yeniden yorumlanmasıdır. Bunu yapmak zorunlu olduğu gibi, bunları insanlara ulaştırmak da bir sorumluluktur. Bu iş için en elverişli yerlerden biri cami, en uygun yollandan biri de vaazlardır.
5.“Rehberlik”: Vaaz Bir Rehberlik Faaliyetidir.
Buraya kadar sıraladığımız ve bundan sonra kısaca ele alacaklarımız dışında vaazın bir önemli boyutu daha vardır ki, fiilen hep yapılmış olmasına ve çeşitli terimlerle dile getirilmiş olmasına rağmen, doğrudan ve bilimsel olarak ele alınmamıştır: Rehberlik. Vaaz aynı zamanda bir rehberlik faaliyetidir. Kelime anlamı ile dahi düşündüğümüzde, rehber, kılavuz, yol gösterici anlamlarına gelmektedir. Vaazın dini alanda bir yol gösterme ve kılavuzluk etme olduğu ise açıktır. Konuyu “rehberlik” kavramının kendi çerçevesi içinde ele alacak olursak, vaazın bir rehberlik faaliyeti olduğu daha belirgin bir hale gelecektir.
Rehberlik insanlık tarihi boyunca var olagelmiştir. Babanın oğula, ustanın çırağa, öğretmenin öğrenciye, peygamberlerin halklarına yol göstermeleri, onlara öğütler vermeleri birer rehberlik faaliyeti olarak kabul edilebilir. 20. yüzyılın başlarında ise rehberlik bir bilim olarak ele alınmaya başlamıştır. Rehberlik hakkında birçok tanımlar yapılmıştır. Ancak bütün bu tanımlardaki kavramların dikkate alınması suretiyle rehberlikle ilgili şöyle bir genel tanım geliştirilmiştir:
“Rehberlik, kendini, çevresindeki olanakları tanıması, gizil güçlerini geliştirmesi, sorunlarını çözebilmesi ve kendisini gerçekleştirebilmesi için kişiye, bu işi meslek edinmiş uzmanlarca yapılan düzenli bir yardım sürecidir.”
?
Rehberlik ile vaazın ortak noktaları nelerdir?
Rehberlik ile ilgili yapılan bu genel tanım incelendiği zaman, burada yer alan bir çok unsurun vaaz ve vaaz yoluyla eğitim için de geçerli olduğunu görürüz. Şöyle ki; vaazda da kişinin belli alanlardaki istek ve ihtiyaçlarının karşılanması, bu alanlarla ilgili yeteneklerinin geliştirilmesi, dini konularda kararlar vermesi, planlar yapabilmesi ve hayatın dini boyutunu yorumlayabilmesi gibi kavramlar etkin olarak yer almaktadır. Tanımlarda yer alan, kişinin kendini, çevresini, imkanlarını tanıması, bunlar doğrultusunda kendisini gerçekleştirebilmesi gibi hususlar da, yine vaaz ve vaaz yoluyla eğitim için geçerlidir. Diğer yandan rehberliğin amacının “bireyin, kendini tanıyarak ve kendi kabiliyetlerine güvenerek kişisel ve toplumsal gelişimine yardımcı olmak” olduğunu kabul edersek, vaazın da bu amaçlarda ortaklığının bulunduğu açıktır.
Vaaz uygulamaları açısından yaklaşılırsa, hemen herkes bilir ki, camilerde vaaz konularını itikat ve ibadetle ilgili alanlar oluşturur. Sık sık vaaz dinleyenler, bunun farkına varmışlardır. Ayrıca, cemaatlerin vaaz konusu hakkındaki isteklerinin de bu konularda odaklaştığı bilinen bir gerçekliktir. Bu tür konularda üzerinde durulan noktalar arasında, Allah’a, Meleklere, Peygamberlere, Kitaplara, Ahiret Gününe ve dolayısıyla ağırlıklı olarak cennet ve cehenneme inanmanın gereği, hikmetleri ve kişiye topluma sağladığı faydalar; İbadetlerin, namazın, orucun, zekatın, haccın, abdestin yapılış şekilleri, gerekleri, faydaları gibi hususlar ön plana çıkarılmaktadır. Hangi konuyu ele alırsak alalım, vaiz, bununla cemaate doğru olan bilgileri sunmaya ve onların bu yönde bilgilenip davranış geliştirmelerine katkıda bulunmaya çalışmaktadır. Bu durumda, eğer vaaz amacına ulaşıyorsa, dinleyenlerin kendi durumlarını gözden geçirmeleri, eksikliklerini ve fazlalıklarını tesbit etmeleri gerekmektedir. Yani eğer vaiz namazın faydalarını sayarken, namazın insanı her türlü aşırılıktan, kötü görülen işlerden vb. koruduğunu veya koruması gerektiğini anlatıyorsa, oradaki cemaat, bunun kendi şahıslarında gerçekleşip gerçekleşmediğini sorgulamak durumunda olmalıdır. Eğer böyle oluyorsa, o insanların vaaz yoluyla bir rehberlik hizmetine tabi tutuldukları anlamına gelecektir. Yok eğer olmuyorsa, o zaman vaizin bu konuda kendisini sorgulaması gerekecektir. Burada hemen şunu da belirtmek gerekir: Vaaz, rehberlik faaliyeti olarak “Grup Rehberliği” içine girmektedir.
Ayrıca şunu da vurgulamakta yarar vardır: Rehber uzman kişidir. Vaizin de bir din rehberi olarak, hem din konusunda hem de rehberlik konusunda uzman olması gerekecektir. Bu sebeple vaizlerin eğitiminde bu noktaya dikkat edilmesinde çok büyük fayda vardır. Din görevlisi tarih boyunca hep rehber olmuştur; danışılan kişi olmuştur. Bunun devamını sağlamada böyle bir eğitimin yararı olacaktır.
Cevap:
Vaaz İyiliğe sevk için söylenen söz, nasihat, öğüt, bir kimseye, kalbini yumuşatacak surette sevap ve ikaba dair söz söylemek, nasihat etmek, bu yolda söylenilen söze denir.
İnsanların dinî yönden aydınlatılması, onların ibadetlerini eksiksiz ve yanlışsız yapabilmelerini sağlayacak ilmihâl bilgilerinin verilmesini de amaçlayan vaaz’ın, insanlık kadar eski bir geçmişe sahip olduğu söylenebilir. Halen mensup ve müntesibi bulunan dinleri (ilâhî, muharref, bâtıl) hayatiyetlerini sürdürme vasıtalarından biri de hiç şüphesiz vaaz yoludur. Yahudiliğin vaaz görevini haham, Hristiyanlığın papaz, İslâm’ın da vâiz yerine getirir. İslâm açısından batıl olmakla beraber, günümüzde varlığını sürdüren Budizm, Sıkh, Şintoizm vb. dinleri râhipleri vasıtasıyla, kendilerine has mâbedlerinde vaaz yoluyla telkin etmektedirler.
Vaaz, hutbe gibi zorunlu olmamakla birlikte son derece önemlidir ve Müslümanlar için bir görevdir. Çünkü insanları iyiliğe davet edip, kötülükten sakındırmak Müslümanlara farz-ı kifayedir. Allah (c.c) bir âyet-i kerîmede: “Sizden, hayra davet eden, iyiyi emreden, kötülükden sakındıran bir bir ümmet olsun, işte kurtuluşa erenler bunlardır” buyurmaktadır (Âlu İmran, 3/104). Bir başka âyetin meali de şöyledir: “Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz Rabbin doğru yoldan sapanı da. Hidayette olanları da çok iyi bilir” (Nahl, 16/125) buyurmuştur. Peygamber efendimiz de bir hadîsinde peşi peşine üç defa: “Din nasîhattir…” (Buharî, Ahkâm, 43; Müslim, İman, 22) buyurmuştur. İşte bu âyetler ve hadîsi şerif vaaz ve irşadın Müslüman hayatındaki önemini en güzel şekilde ortaya koymaktadır.
Vaaz aslında bir şeyi öğretmek maksadıyla değil, telkîn gayesiyle yapılır. Genellikle, cemaatın bildiği şeyleri tesirli bir üslupta anlatıp onları doğru yola çekmeyi, kötülüklerden uzaklaştırmayı hedef alır.
İslâmiyet, irşad ve tebliğ görevini bütün Müslümanlara yüklediği için, eskiden kendisine ilmî yetenek görenler halka vaa’z ederler ve İslâmı anlatırlardı. Ancak, zamanla insanların dînî ilimlere fazla ilgi göstermemeleri yüzünden irşad görevini yürütebilecekler azalmış veya eksik bilgileriyle cemaatın karşısına çıkıp onlara yanlış bilgiler verenler görülmüştür.
Nüfusun nerede ise tamamı Müslüman olan Türkiye’de vaaz görevi Diyanet İşleri Başkanlığı’nca özellikle cami ve mescidlerde yerine getirilmektedir. Başkanlık 2.7.1965 tarihinde kabul edilen 633 sayılı Kuruluş ve Görevleri Kanunu ile bu görevi üstlenmiş bulunmaktadır. Adı geçen kanunun 17. maddesi vaaz ve irşad konusuna ayrılmıştır. Yine Başkanlığın, Merkez ve Taşra Teşkilâtı Çalışma Yönergesi, 4. Bölümü camilerde yapılacak vaaz ve irşad görevini düzenlemiş bulunmaktadır. Bu Yönerge’nin 26. maddesi Vaaz ve İrşad Kurulu’nun teşekkülünü 29. maddesi Vaaz ve İrşad ekiplerinin kurulmasını, 31. maddesi Vaazın hazırlanmasında uyulacak şartları, 32. maddesi de Vaaz Edilirken Uyulacak Şartları tesbit etmiş bulunmaktadır. Yapılan bu düzenlemeler ile vaazların devletin resmî ideolojisi çerçevesinde hareket etmeleri ve insanlara İslâm’ın gerçek boyutlarıyla anlatılmasının engellenmesi hedeflenmiştir.
Benzer Konular:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Vaaz, İslam dini ve diğer dinlerde kullanılan bir terimdir. Genel olarak, bir dinî liderin veya hoca’nın topluluk önünde bir konu hakkında dini öğütler, nasihatler ve öğretiler verdiği bir söyleşi veya konuşma anlamına gelir. Vaazlar, cemaatin manevi gelişimine katkıda bulunmayı amaçlar ve dini prensipler üzerine bilgi, anlayış ve motivasyon sağlamayı hedefler.
İslam’da vaaz vermek, Müslüman bir hoca veya dinî liderin bir cami, mescid, mevlithane veya diğer topluluk mekanlarında, Cuma hutbesi, bayram namazı, teravih namazı gibi belirli zamanlarda veya özel etkinliklerde gerçekleştirilen bir eylemdir. Vaazlar, genellikle Kuran’ı Kerim ve Hadisler’den alınan ayetler ve peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v)’in örnekleri üzerine temellendirilir.
Vaazın amacı, İslam’ın temel prensiplerini, ahlaki değerleri ve ibadetlerin önemini hatırlatmak, cemaati doğru yola yönlendirmek, dini bilgi ve anlayışı artırmak, toplumsal meselelere dini bir perspektif sunmak ve insanların maneviyatını güçlendirmektir.
Vaazlar genellikle dikkat çekici bir konu üzerine odaklanır ve konuşmacı, Kuran ayetlerini, hadisleri ve dini öğretileri açıklayarak, bunları günlük hayatla ilişkilendirir ve uygulamaya yönelik tavsiyelerde bulunur. Vaazlar, cemaate ilham vermek, doğruyu hatırlatmak, günahlardan sakındırmak, birlik ve beraberliği pekiştirmek gibi amaçlar taşır.
Vaazların etkili olması için, konuşmacının dini bilgi ve anlayışa sahip olması, dengeli ve doğru bir şekilde konuşması, cemaati anlamaya yönlendirmesi ve günlük hayatla bağlantı kurması önemlidir. Ayrıca, içtenlikle konuşması, samimi bir üslup kullanması ve cemaati dinlemeye teşvik etmesi de etkili bir vaazın unsurları arasındadır.
İslam’da vaaz vermek genellikle din adamlarına veya hocalara aittir. Ancak, her Müslümanın kendi bilgi ve anlayışı doğrultusunda çevresine dini konularda nasihatlerde bulunması teşvik edilir. Bunun için, doğru kaynaklardan dini bilgi edinmek, güvenilir İslam alimlerinin öğretilerine dayanmak ve insanlara yardımcı olurken nazik ve anlayışlı olmak önemlidir.
Sonuç olarak, vaaz, İslam dini ve diğer dinlerde önemli bir dini uygulamadır. İslam’da vaazlar, dinî liderlerin veya hocaların, cemaate dini öğütler ve nasihatler vererek manevi gelişimi teşvik ettiği söyleşilerdir. Vaazlar, Kuran ayetleri, hadisler ve dini öğretiler üzerine temellendirilir ve cemaatin bilgi, anlayış ve ibadetlerine katkıda bulunmayı hedefler.