Paylaş
Vasiyetle ilgili ayet ve hadisler
Question
Vasiyetle ilgili ayetler
- Bakara Suresi 180. Ayet:
“Sizden birinize ölüm yaklaştığı zaman, eğer geride bir hayır mal bırakmışsa, ana-ya, babaya ve yakın akrabalarına uygun bir şekilde vasiyette bulunması -Allah’a karşı gelmekten sakınanlar üzerinde bir hak olarak- size farz kılındı.”
- Maide Suresi 106. Ayet:
“Ey iman edenler! Allah’a ve Peygamberine karşı gelmekten sakının ve mallarınızın bir kısmını, ölümünüzün yaklaştığı zaman, varislerinize mülk bırakmak için vasiyet ederken, Allah’a karşı yalan yere şahitlik etmeyin. Kim yalan yere şahitlik ederse, şüphesiz ki o, kendi aleyhine günah yüklenir. Allah, her şeyi işitir ve bilir.”
Vasiyetle ilgili hadisler
- Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki:
“Bir kimse, bir malını vasiyet etmek isterse, bunu iki adil şahit huzurunda yapsın.” (Buhari, Vasâyâ, 2; Müslim, Vasâyâ, 1)
- Hz. Peygamber (s.a.v.) bir başka hadisinde de şöyle buyurdu:
“Bir kimse, vasiyet edecekse, bunu iki adil şahit huzurunda yapsın. Eğer iki şahit bulamazsa, bir şahit ve Allah yazsın.” (Tirmizi, Vasâyâ, 2)
Vasiyetle ilgili bazı hükümler
- Vasiyet, mirasın üçte birinden fazla olamaz.
- Vasiyet, mirasçılardan biri lehine yapılamaz.
- Vasiyet, mülkiyet hakkının devridir.
- Vasiyet, ölümden sonra geçerli olur.
Vasiyetnamenin şartları
- Vasiyet edenin aklımı başıma almış ve hiçbir baskı altında kalmadan vasiyetini yapması gerekir.
- Vasiyet, yazılı olarak yapılmalıdır.
- Vasiyet, iki tanık tarafından imzalanmalıdır.
Vasiyetin geçersiz olduğu durumlar
- Vasiyet edenin aklımı başından kaybetmesi veya baskı altında kalması durumunda.
- Vasiyetin yazılı olarak yapılmaması durumunda.
- Vasiyetin iki tanık tarafından imzalanmaması durumunda.
- Vasiyetin hukuka veya ahlaka aykırı olması durumunda.
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Vasiyetin fazileti
Vasiyet, İslam’da önemli bir fazilettir. Hz. Peygamber (s.a.v.), vasiyetin faziletini şu hadisiyle ifade etmiştir:
Bu hadis, vasiyetin, Allah rızası için yapılmasının önemini göstermektedir.
Vasiyet Konulu Hadisler
Muaviye İbnu Kurre babasından naklen anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim, ölüm yaklaşınca vasiyette bulunur ve vasiyeti de Allah’ın kitabına uygun olursa, bu vasiyeti, onun hayatında vermeyi ihmal ettiği zekatına kefaret olur.”
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Hakkında vasiyet edebileceği bir malı bulunan müslüman kimsenin, vasiyeti yanında yazılı olmaksızın iki gece geçirmeye hakkı yoktur.”
Kaynak: Buhari, Vesaya 1; Müslim, Vasiyyet 4, ( 1627); Muvatta, Vasiyyet 1, (2, 761 ); Ebu Davud, Vesaya 1, (2863); Tirmizi, Cenaiz 5, (974); Nesai, Vesaya 1, (6, 238, 239).
İbnu Abbas radıyallahu anhüma: “Ölen mal bırakmışsa ebeveyn ve akrabalarına vasiyette bulunsun..” (Bakara 180) ayeti hakkında demiştir ki : “Miras ayeti neshedinceye kadar vasiyet bu şekilde vacib idi.”
Kaynak: Ebu Davud, Vesaya 5, (2869).
Amr İbnu Harice radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselm devesinin üzerinde hitabede bulundu. Ben devenin boynunun altında idim. Deve durmadan geviş getiriyor, hayvanın salyası omuzlarımın arasına akıyordu. İşte bu esnada Aleyhissalatu vesselam’ın şu sözünü işittim; “Allah Teala Hazretleri her hak sahibine hakkını verdi. Bu sebeple varislerden biri Iehine vasiyet yoktur.”
Kaynak: Tirmizi Vesaya 5, (2122); Nesai Vesaya 5, (6, 247).
Talha İbnu Musarrıf anlatıyor: “İbnu Ebi Evfa radıyallahu anh: “Resûlullah vasiyette bulundu mu?” diye sordum. “Hayır dedi. Ben tekrar: “Öyleyse, kendi vasiyette bulunmaksızın halka nasıl vasiyeti farz kılar veya emreder” dedim. “Kitabullah’ı vasiyet etti ” diye cevap verdi.”
Kaynak: Buhari, Vesaya 1, Megazi 83, Fezailu’l-Kur’an 18; Müslim, Vasiyet 16, (1634); Tirmizi, Vesaya 4, (2120); Nesai, 2 (6, 240).
Esved İbnu Yezid anlatıyor: “Hz. Aişe radıyallahu anha’nın yanında, Hz. Ali’nin Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın vasisi olduğunu söylemişlerdi: “Resulullah ona ne zaman vasiyette bulundu? Öleceği sırada o benim göğsüme yaslanmış vaziyette idi, bir leğen getirtti. Kucağımda bükülmüştü, öldüğünü bile hissetmedim. Öyleyse ona ne zaman vasiyet etti” diye itiraz etti.”
Kaynak: Buhari, Vesaya 1, Megazi 83; Müslim, Vasiyyet 19, (1636); Nesai, Vesaya 2, (6, 240).
Amr İbnu şu’ayb an ebihi an ceddihi anlatıyor: “As İbnu Vail es-Sehmi (kendi adına) yüz kölenin azad edilmesini vasiyet etti. Oğlu Hişam, ona bedel, elli tanesini azad etti. Oğlu Amr da ona bedel geri kalan elliyi azad etmek istedi ve: “Hele Resûlullah aleyhissalatu vesselam’a bir sorayım!” dedi, ona gelip: “Ey Allah’ın Resûlü! Babam, kendi adına, yüz köle azad edilmesini vasiyet etmişti. Hişam onun adına elli köle azad etti! Benim üzerime de elli tanesi kaldı. Onun adına ben azad edebilir miyim?” dedim. Aleyhissalatu vesselam, bana: “Eğer o müslüman idiyse, ona bedel azad etseniz veya ona bedel sadaka verseniz veya ona bedel hacc yapıverseniz bu ona ulaşırdı” buyurdular.”
Kaynak: Ebu Davud, Vesaya 16, (2883).
Hz. Enes anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mahrum kişi, vasiyet etmekten mahrum kalan kişidir.”
Cabir İbnu Abdillah radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim vasiyet yapmış olarak ölürse doğru bir yol ve sünnet üzere ölmüş olur; takva ve şehadet üzere ölmüş olur, mağfirete uğramış (günahları bağışlanmış) olarak ölmüş olur.”
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Şüphesiz, Allah Teala hazretleri, (ahirete göndereceğiniz hayır) amellerinizi artırmak için, vefatınız zamanında mallarınızın üçte birini size tasadduk etti (vasiyet etme yetkisini verdi).”
Hz. Enes anlatıyor: “(Veda hutbesi sırasında) ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın devesinin (boynunun) altında idim. Devenin salyası üzerime akıyordu. Efendimizin şöyle söylediğini işittim: “Allah Teala Hazretleri her hak sahibine hakkını vermiştir. Bilesiniz, varise vasiyet yoktur.”