Paylaş
Vehhabilik ne demek kısaca
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Vehhabilik Mezhebi Nedir?
Vehhabiliğin kurucusu, tarihi ve inancı hakkında bilgi
1 – TANIMI
XVIII. asırda Arap yarımadasında Muhammed b. Abdülvehhab tarafından kurulan dini-siyasi mahiyetteki bir mezheptir.
2 – TARİHİ
Vehhabilik Arap yarımadasında Necd dolaylarında Muhammed b. Abdülvehhab {1115-1206 / 1703-1792) tarafından kurulmuş, zaman içinde gelişerek günümüzde Suudi Arabistan’ın resmi mezhebi olmuş bir akımdır. Vehhâbiliğin diğer İslâm ülkelerinde de mensupları bulunmaktadır. Vehhabi ismi, kurucusunun ismine izafeten muhalifleri tarafından verilmiş, Osmanlılar da bu hareketi bir nevi haricilik olarak değerlendirmişlerdir. Vehhâbiliğin mensupları kendilerini el-Muvahhidûn yani tevhid ehli diye isimlendirirler ve Ahmed b. Hanbel’in mezhebini devam ettiren Sünnîler olarak görürler. Bu arada Muhammed b. Abdülvehhab’ı da bu mezhebi yenileyen bir islâm alimi olarak değerlendirmektedirler.
3 – KURUCUSU
Muhammed b. Abdülvehhab Riyad yakınında bulunan Uyeyne’de doğdu. Kadı olan babasının yanında Öğrenimini tamamladıktan sonra gittiği Mekke ve Medine’de İbn Teymiyye’nin fikirlerini Öğrendikten sonra Basra’ya geçti. Burada muhtelif ilmi tartışmalara katılarak gerçek dinin Kitap ve Sünnet’ten öğrenilmesi gereğini ortaya koydu. Yirmi üç yaşında iken Riyad yakınında bulunan Hureymile kasabasına gelerek burada emir bi’l-ma’ruf ve nehiy ani’l-münker faaliyetini başlattı. Buradan Uyeyne’ye geçerek oranın emirine telkinler sonucunda çevredeki bir kısım türbeleri yıktırması halkın tepkisini çekti. Bir süre sonra tepkilerden çekinen İbn Abdülvehhab Der’iyye’ye geldi. Buranın güçlü ailelerinden Suudilerle anlaşan ve akrabalık kuran Muhammed b. Abdülvehhab, bu ailenin şahsında sağlam bir destek bulmuştu. Suud ailesi de şeyhin nüfuzundan istifade etmek suretiyle hakimiyet alanlarını genişletmek için bir fırsat yakalamış oldular.
4 – İNANÇLARI
Türbe, mezar ziyaretleri, tarikata girme ve benzeri işler yüzünden tevhidin bozulduğunu iddia eden Muhammed b. Abdülvehhab yazdığı Kitabu’t-Tevhid adlı eserindeki düşüncelerini yaymaya ve insanları düştükleri şirkten uzaklaşmaya çağırıp kendilerine muhalif olanların kan ve mallarının helâl olduğunu ilan edince Necd ahalisi nezdinde büyük bir kabul gördü. Bu suretle Necd’lilerin yaptığı hareketler cihad olarak kudsiyet kazanmaya başladı. Muhammed b. Abdülvehhab’ın ölümünü müteakip Muhammed b. Suud tarafından daha önce başlatılmış bulunan hareketin siyasi cephesi geliştirilmiş, Osmanlılarla mücadeleler sürdürülmüş, bir asırdan biraz fazla bir süre içinde Arabistan yarımadasında Vehhâbilik hareketi üzerine Suudi devleti kurulmuştur.
Muhammed b. Abdülvehhab’ın görüşlerinin temelini teşkil eden ana prensip tevhiddir. O, Ehl-i sünnet kelâmcılarının çoğunluğu tarafından benimsenen ve Allah’ın zatı, sıfatları ve fiilleri yönünden birlenmesi manasındaki tevhid anlayışını onaylamaz. Ona göre tevhid kalple, lisanla ve amelle olmalıdır. Bunlardan biri noksan olduğu takdirde kişinin tevhid inancı teşekkül etmez. Bir başka ifadeyle Muhammed b. Abdülvehhab ameli imana dahil etmekte ve böylece amel etmeyenlerin iman ve tevhid ehli olamayacaklarını belirtmektedir.
Muhammed b. Abdülvehhab, prensip itibariyle, şefaati kabul ediyorsa da bunun Allah’tan istenmesi gerektiği kanaatindedir. Ona göre Hz. Peygamber dahil hiçbir kimseden şefaat istenmez. Esasen, bu görüşüyle Muhammed b. Abdülvehhab yeni bir şey ortaya koymuş değildir; zira Allah’ın izni olmaksızın hiçbir kimsenin şefaat edemeyeceği konusunda Ehl-i sünnet arasında ittifak vardır. Diğer taraftan Muhammed b. Abdülvehhab, aşırılığını sürdürerek, Kitap ve Sünnet’te bulunmayan her yeniliği bid’at olarak değerlendirmiştir. Her bid’ati sapıklık olarak gören, akaid konusunda kelâmcıların, helâl ve haram konularında fakihlerin sözlerini delil olarak kabul etmeyen bu şahsa göre, bid’atlerin ve şirke vesile olan şeylerin başında mezarlar, türbeler ve bunları ziyaret etmek gelmektedir. Bunun gibi ölülere niyaz, tevessül, falcı ve müneccimlere inanmak bid’attir. Peygamber’in hatırasını ta’ziz maksadıyla hırka-i şerif ve sakal-ı şerif ziyaretleri, mevlit okumak, okutmak, camilerin süslenmesi, kubbe ve minare yapılması, muska takınmak… bid’attir ve kaçınılması gereklidir.
Bütün müslümanlarca benimsenen emir bi’l-ma’ruf ve nehiy ani’l-münker prensibi Muhammed b. Abdülvehhab ve mensubu olan Vehhâbîler tarafından katı bir şekilde uygulanmış, Vehhâbi olmayan diğer guruplar bunların hareketlerinden memnun kalmamışlardır. Zaman zaman kendilerinden başkalarına reva gördükleri katliamlar, onların diğer müslümanlar arasındaki İtibarını kırmıştır. Diğer İslâm mezhepleri gibi Kitap ve Sünnet’i dinin kaynaklan olarak kabul eden Vehhâbiler, onları anlayıp tatbik etme konusunda diğerlerinden ayrılmışlar, yalnızca Muhammed b. Abdülvehhab ve kendilerince muteber sayılan kimselerin görüşlerine bağlı kalmışlardır.
5 – YAYILDIĞI BÖLGELER
Vehhâbilik günümüzde Suudi Arabistan’da hakim bulunmakta, diğer İslam ülkelerinde ise münferit vehhabi hareketler görülmektedir.
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Vehhabilik; Arap yarımadasında Muhammed b. Abdülvehhab tarafından kurulan dini-siyasi mahiyetteki bir mezheptir. Vehhabilik, ismini kurucusu olan Muhammed b. Abdulvehhab’tan almaktadır. Osmanlı döneminde Vehhabilik, haricilik olarak değerlendirmişlerdir.
Muhammed b. Abdülvehhab müslümanların düşmüş oldukları şirkten kurtulmak için bir kitap yazmıştır.
Vehhâbilik hareketi üzerine Suudi devleti kurulmuştur. Vehhabiler; Muhammed b. Abdülvehhab ve kendilerince muteber sayılan kimselerin görüşlerine bağlı kalmışlardır.