Visal Orucu Nedir?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Visal Orucu ne demek
Visal orucunun dindeki yeri nedir?

Visal Orucu nedir

SORU: İftar etmeyip tutuğu orucu, (iftar ve sahurda) birşey yemeyerek bir sonraki günün orucu ile birleştirmenin hükmü nedir?

CEVAP: Soruda ifade edilen şekilde tutulan oruca visal orucu denir. Visal orucu üzerinde görüş ayrılığı vardır.

Bazıları, oruç tutanın gücü yetiyorsa (gücünün yettiği kadar günü) birieştirererk tutabileceğini söylemişlerdir.

Bazıları sahurdan sahura yemek yiyerek yapılmasının caiz olduğunu söylemiştir.

Üçüncü bir görüş ise ki biz bunu tercih ediyoruz- visal orucunun caiz olmayıp haram olduğu yolundadır.

Visal orucununun caiz olmadığını bildiren hadisler vardır. Hz. Peygamber buyuruyor ki:

Gece şu taraftan (batıdan) gelmeye, gündüz gitmeye başlayınca oruçlu iftar eder.

Ümmetim, iftar etmekte aceleci oldukça, fıtrat üzere ve hayır içinde olmaya devam eder.

Burada şöyle bir soru sorulabilir: Hz. Peygamber bazen iftarda birşey yemeden oruca devam ederdi. Öyleyse visal orucu nasıl caiz olmaz?

Bu sorunun cevabı şudur: Visal orucu Hz. Peygamber’e mahsustur. Allah ona, başka hiç kimseye vermediği beden ve ruh gücü vermiştir. Allah başka hiçbir kimseden istemediği ölçüde ondan geniş ve büyük çapta sorumluluk istemiştir.

Hz. Peygamber ashabına visal orucunu yasaklamıştı. Onlar: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sen visal orucunu tutuyorsun. Bize yasaklıyorsun niçin?” diye sorduklarında şu cevabı verdi:

Ben sizin gibi değilim. Ben rabbimin katında yediriliyor ve içiri-Hyorum.

Hz. Peygamber’in Allah tarafından yedirilip içirilmesinin anlamı şudur: Peygamber (s.a) oruçlu iken tüm varlığı ile rabbine öyle bir yönelirdi ki, Allah ile olan ilişkisinden ve O’nun lütuf ve marifet nurlarına dalmış olmaktan öyle bir tad alırdı ki yemeye ve içmeye ihtiyaç duymazdı. Zâd’ul Meâd isimli eserde bu hususu anlatan nefis ve güzel bır ifade vardır:

Allah tarafından yedirilip içirilmesi O’na Allah’ın ma’rifet gıdası vermesi ve kalbine Allah’a yalvarıp yakarışın lezzetini bir çağlayan gibi dökmesi, O’na yakın olmanın içine ferahlık vermesi, kendine arzu duyup sevgi nimetini vermesi demektir. Bunun tabiî sonucu ruh nimetine ve gönül gıdasına ulaşmaktır. Böylece ulaşılan iç ferahlığı, ruh ve gönül berraklığı en büyük, en bol ve en yararlı gıdadır. Böyle manevî gıdalarıma bir süre beden gıdasına ihtiyaç bırakmaz. Nitekim bir şair şöyle diyor:

Öyle sözler var ki seni bunlarla anarken doğrusu Ne azığa ihtiyaç kalır, ne de insan ister su Senin yüzüne bakınca parlayıverir bir nur Çünkü senin sözünden onun yanında bahsolunur. Şikayet başlayınca halsizlikten, dizinden derman silinir Gelmeyi vaadettiğin zamanı düşününce ruhu dirilir.

Bu konuda en basit bir deneyim ve arzu sahibi olan kişi bilir ki kalp ve ruh gıdası bedeni hayvansal gıdalara ihtiyaç bırakmayacak şekilde besler.

Hele dileğine eren, böylece ferah ve sevince kavuşan kimse artık sevgilisine kavuşmaktan gözü aydın olmuş, onun yakınında olmanın ve hoşnutluğuna ermenin nimetine kavuşmuştur. Bir de sevgilinin lü-tufları ve armağanları her vakit gelmeye devam ediyorsa, sevgilinin yanı başında olup o da kendisini tam manasıyle seviyor, ona nice ikramlarda bulunuyor ve onunla övünç ve kıvanç duyuyorsa durum bambaşka olur. Böyle bir manevî yaşantı sevgili için en büyük gıda değil midir?

Kendisinden daha yüce, daha büyük, daha güzel, daha mükemmel ihsan ve ikram sahibi bulunmayan bir sevgilinin sevgisi ile kalp dolu ise, O’nun sevgisi kalbin ve bedenin her parçasını kaplamış ise, o sevgi muazzam bir şekilde vücudunda yerleşmiş ise sevgilinin seveni ile hâli böyle olur; gece-gündüz, sevdiğini yedirir içirir.

Rasûlullah “Ben rabbim katından yedirilip içirilirim” buyurmuştur. U Peygamber’in ifade ettiği bu yeme içme manevîdir. Eğer maddî bir j da olsaydı oruçlu bile sayılmazdı. Nerede kaldı ki visal orucu olsun?

Bu hal Peygamber’e mahsusutur. Sıradan insanlar bu dereceye Ükselemez. Bu itibarla iftarı terkederek yemeden içmeden oruç üstüne oruç tutarak insan kendisine karşı katı davranmamalıdır. Hz. Allah insanlara şefkatli ve merhametlidir.

İftar etmeksizin peş peşe birkaç gün tutulan oruç.

Visâl orucuyla ilgili olarak Allah Rasûlü (s.a.s)’nden rivayet edilen hadisler mevcuttur. Fakihler bu hadislerden istidlal ile visal orucunun hükmünü ortaya koymuşlardır. Ancak hadislerin farklı yorumu neticesinde değişik görüşler ortaya çıkmıştır.

Hz. Peygamber (s.a.s) visal orucunu yasakladığında ashâb-ı kirâm: “Yâ Rasûlullah! Ama sen visal orucu tutuyorsun” dediklerinde Hz. Peygamber: “Ben sizin gibi değilim. Çünkü ben Rabbim tarafından doyurulur ve sulanırım” buyurmuştur

BENZER KONULAR:

Visal orucu nedir neden yasaklanmıştır?

Answers ( 2 )

    1
    2021-03-16T16:57:31+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Visal orucu, iftar etmeksizin arka arkaya oruç tutmaktır. Rasulullah (sav) ümmeti için bu orucu yasaklamıştır. Kendisinin bu şekilde oruç tuttuğu ashab tarafından hatırlatıldığında ise, ben sizler gibi değilim, ben Rabbim tarafından doyurulur ve içilirim demiştir.

    İnsan kendisine karşı gaddar acımasız olmamalıdır. Üstelik böyle bir yöntem ile yani visal orucu tutmayı Rasulullah (sav) bizlere yasaklamıştır. Oruç tutuyor isek; akşamları iftar edelim mutlaka.

  1. komutan
    0
    2023-06-08T13:34:24+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Visal orucu, iftar ile sahur arasında kesintisiz olarak oruç tutmaktır. Bu oruç türünde, iftar yemeği yedikten sonra tekrar sahura kadar hiçbir şey yemek, içmek veya cinsel ilişkide bulunmamak gerekmektedir.

    Visal orucu, bazı Müslümanlar arasında nafile bir ibadet olarak uygulanmaktadır. İslam peygamberi Muhammed’in bazen visal orucu tuttuğu rivayet edilmektedir. Ancak visal orucu farz bir ibadet değildir ve herhangi bir günah veya kefaret gerektirmez.

    Visal orucu tutmak tamamen kişisel tercihe bağlıdır. Bazı Müslümanlar, daha fazla ibadet yapma niyetiyle veya kendilerini sınırlama ve disipline etme amaçlı olarak visal orucu tercih edebilirler. Ancak, sağlık durumu, vücut ihtiyaçları ve kişisel koşullar göz önünde bulundurularak visal orucuna karar verilmelidir.

    Visal orucunu tutmak isteyen bir kişi, iftar ile sahur arasında sürekli oruç tutmaya niyet eder ve bu süre boyunca hiçbir şey yemez, içmez ve cinsel ilişkide bulunmaz. Sahur vakti geldiğinde oruçlarını açarlar.

    En iyi cevap

Cevapla