Kuranı kerimin 36. suresi olan Yasin suresi ile ilgili kısaca bilgiler

Yasin suresi ismini ilk ayette geçen “Yasin” kelimesinden alır. Yasin kelimesinin ne anlama geldiği Allah hariç hiç kimse tarafından bilinmemektedir. Bazı alimlere göre Yasin kelimesi peygamber efendimiz ile Allah arasında bir mesaj niteliğindedir. Yasin suresi peygamber efendimize Mekke şehrinde indirilmiştir. Toplam ayet sayısı ise 83’tür. Yasin suresi insanların ahlaki sorumlulukları, vahiy konusunu, Allah’ın birliğini ve gücünü gösteren deliller, ölümden sonra tekrar dirilmek, hesap ve ceza konuları ve vahdaniyet ile haşir konuları içerir.

Yasin suresi kuranı Kerim’in kalbidir
​​​​​​yasin suresini kıymetli kılan içerdiği mesajlarıdır
Her müslüman Yasin suresini okumalı anlamaya çalışmalı ve mümkünse ezberlemelidir

Yasin suresi konusu ve içerdiği mesajlar
maddeler halinde

Kur’ân-ı Kerîm’in 36. sûresi

Adını, ilk âyetinden alan bu sûreye “Kalbü’l-Kur’ân” (Kur’ân’ın kalbi), “el-Azîme” (Büyük, yüce sûre), “el-Muımme (dünya ve âhiret hayrını yaygınlaştıran), “el-Müdâfi’a” (dünya ve âhiret sıkıntılarını, korku ve kötülükleri uzaklaştıran), “el-Kâdıye” (istek ve ihtiyaçları yerine getiren) isimleri de verilmiştir.

“Yâsîn”, hurûf-İ mukatta’adandır. Bunla­rın gerçek anlamını Allah Teâlâ bilir[42]. Ancak “yâsîıV’in Arapça’nın bazı lehçelerinde “ey insan!” anlamına geldiği ve bununla Hz. Peygam-ber’e hitap edilmiş olduğu söylenmiştir. Yâsîn’in başka şekilde yorumlan da vardır. Mekke devrinde nazil olmuştur. 83 âyettir. Âyet sonlarına ahenk veren fasılaları mim ve nun harfleridir.

Bu sûrenin faziletiyle ilgili birçok hadis nakledilmiştir. Bunların bazılarında Pey­gamberimiz (s.a.), Yâsîn okuyanın çok sevap kazanacağını (et-Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 6), mağfiret olunacağını, sabahleyin bu sûreyi okuyana kolaylık verileceğini (Dârimî, Fedâilü’l-Kur’ân, 21), gece okuyanın, bağış­lanmış olarak sabahlayacağını (Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, VI, 199) bildirmiştir. Başka bir hadislerinde de şöyle buyurmuştur: “Yâsîn, Kur’ân’ın kalbidir, Onu, sadece Allah’ı ve âhiret yurdunu isteyerek okuyan kimseyi Allah mağfiret eder. ölmüşlerinize Yâsîn

okuyunuz.” {Ebû Dâvud, Cenâiz, 24; İbn Mâce, Cenâiz, 4; Müsned, V, 26; İbn Hibbân, Sahih, V, 3; Beyhakî, Sünen, 111,383).

Bilginlerden bazıları da, bu tür hadislerin ışığında, “herhangi bir zor iş için Yâsîn okunursa, Allah o İşi kolaylaştırır; ölünün başında okunursa, üzerine mağfiret ve rahmet iner, Ölmekte olan kimsenin ruhu­nun alınmasını kolaylaştırır” gibi ifadeler kullanmışlardır (İbn Kesîr, Tefsir, III, 563). Şu kadar var ki, Kur’ân veya herhangi bir sûre­sinin faziletleri ile ilgili açıklamaları değer­lendirirken, bu konudaki temel ilkenin göz önünde tutulması gerekir; bu ilke şudur: Kur’ân okumaktaki asıl maksat, birtakım maddî sonuçlar beklemek veya manevî tasarruflarda bulunmayı ummak değil, onu anlamakve gereğini yapmaktır.

Bu sûrede, Peygamberimizin gerçek bir peygamber olduğu ve Kur’ân’ın Yüce Allah tarafından indirildiği bildirilmekte, bu ger­çekleri kabul etmeyen inkarcılar şiddetle kınanmaktadır. Peygamberimizi ve mü­minleri teselli etmek ve bir ibret olmak üzere, bir davet (İmana çağrı) kıssası da anlatılmaktadır. Ayrıca, Yüce Allah’ın kud­retine işaret etmek ve bunu delillendirmek üzere, göklerdeki ve yerdeki varlıklara ve olaylara dikkat çekilmekte, Cenab-ı Hakk’ın yegane İlâh ve kâinatın hükümranı olduğu ve Öldükten sonra dirilmenin kaçı­nılmaz bir gerçek oluşu belirtilip ispat edilmektedir.

Yasin suresinde söz edilen konular ve bazı so­nuçlar özetle şunlardır:

* Hz. Muhammed (s.a.), dosdoğru bir yol üzerinde bulunan ve insanları uyarmak üzere gönderilen gerçek Allah elçisidir. Ona ancak Allah korkusu taşıyan iyi niyetli kimseler uyar ki onlara mağfiret ve mükâ­fat vardır. Çıkarlarına düşkün kibirli kimse­ler ise inkâr ederler ve bu yüzden onlar azap hükmünü hak etmişlerdir (âyet: ı-n).

* Allah, iyi kötü bütün yapılanları tespit etmektedir ve âhirette bunların hesabı görülecektir {12).

* Geçmişte, kendilerine elçiler gönderi­len fakat bunlara karşı çıkıp inkârda dire­nen ve bu yüzden korkunç bir çığlıkla helak edilen memleket halkı önemli bir ibret numunesidir. Onlar, kendilerine gönderilen elçileri yalanlamışlar, onları uğursuzlukla suçlamışlar, tehdit etmişlerdir. Ancak elçi­ler, görevlerinin Allah’ın buyruklarını tebliğ etmek olduğunu bildirerek bu baskı ve tehditlerden yılmamışlardır (13-19).

* Hak yolun davetçileri yalnız bırakıl­mamalı, onlara destek olunmalıdır (2o)

* Peygamberler, yaptıkları tebliğ görevi karşılığında insanlardan hiçbir ücret iste­mezler (21).

* Sadece Allah’a inanıp ibadet etmeli, putlardan uzak durmalıdır; çünkü putların hiçbir gücü ve yararı yoktur (22-25).

* Yüce Allah, inanıp Kendi yolunda mü­cadele edenleri cennetle Ödüllendirir; in­karcı toplumları ise cezalandırır. Allah, bir toplumu cezalandırmak isterse, gökten ordu indirmesine gerek yoktur. Bir çığlık, bir deprem, bir felaket, onların işini bitir­meye yeter. Bundan ders alınmalıdır (26-32).

* Yüce Allah’ın, kupkuru topraktan nice bitki ve meyveler çıkarmasından, fışkırttığı sulardan, eşyayı çift yaratmasından, gece ve gündüzden, güneş ve aydan, suyun kaldırma gücüyle denizlerde yüzen gemi­lerden ve diğer bineklerden, insanların ibret alıp Allah’a ve öldükten sonra diril­meye inanmaları gerekir. Allah, yaratıkla­rına rahmetle muamele etmektedir (33-44). (38. âyette, güneşin hem kendi etrafında döndüğü ve hem de sistemindeki uydularla birlikte hareket halinde olduğu; 39. âyette de ayın aynı durumda bulunduğu bildirilmektedir ki, çağdaş bilimin verileri bu bilgi­lerin paralelinde bulunmaktadır).

* İnkarcılar, inatçı ve cimri kimselerdir. Kendi hallerine bakmayıp, inananları şaş­kınlıkla suçlamakta ve başlarına gelecek azabın bir an önce gelmesini istemektedir­ler. Korkunç bir çığlık onların işini bitirme­ye yeterlidir (45-50).

* Sûr’a üflendikten sonra, herkes dirilip

Yüce Allah’ın huzuruna getirilince, inkarcı­lar dünyada yaptıklarından ötürü büyük fakat faydasız bir pişmanlık duyacaklardır. O gün ağızlar mühürlenecek de vücudun diğer organları yaptıklarını bir bir anlata­caktır. Müminler, nimet dolu cennetlere, inkarcılar İse cehenneme atılacak ve kim­seye zerre kadar zulmedilmeyecektir (51-65).

* Allah dileseydi, inkarcıları daha dünya­da iken cezalandırırdı; istese onların gözle­rini kör eder yahut insan kılığından çıkarıp perişan ederdi (66-67).

* İnsanlar, aralarındaki yaşlı kimselere bakıp, Allah’ın insan ömrüne koyduğu safhaları, insanın gelişimi doruk noktasına ulaştıktan sonra nasıl geriye ve çocukluk çağındaki konumuna doğru bir seyir takip ettiğini incelemeli ve bundan ders almalı­dırlar (68).

* Allah Teâlâ’nın Peygamberine vahyettiği kitap bir şiir değil; dirileri, akıl sahiplerini uyarmak üzere gönderilmiş apaçık Kur’ân’dır. Bu Öğütten sonra da inkarcılıklarında direnenler İçin ceza hük­mü artıkyerini bulmuş olacaktır (69-70).

* O inkarcı müşriklerin, etlerini yemeleri, sütlerini içmeleri veya binek olarak kullan­maları için kendilerine ihsan edilen hayvan­lardan da ibret almayıp Allah’tan başka tanrılar edinmeleri ne kadar saçmadır! Yardım ümit ettikleri o tanrılarına, aslında kendileri bekçilik edip yardım etmektedir­ler. Allah, onların her yaptığını bilmektedir (71-76).

* İnsanı bir nutfeden (sperma) yaratan, yeşil ağaca yanma özelliği veren, gökleri ve yeri yoktan var eden Allah, çürümüş ke­mikler halinde olan ölüleri de diriltmeye elbette kadirdir. Her şey O’nun tek kelime­lik emrine bağlıdır-. “Ol” demesiyle oluverir. Hükümranlık O’nundur ve herkes O’na dönecektir (77-83).

BENZER KONULAR:

• Yasin suresi hakkında bilgi
• İnsan suresini 70 kere okumak
• 41 Yasin suresi
• Her cuma Yasin okumak
• Yasin Suresi 8 ve 9. Ayetlerin tefsiri
• Tümünü görüntüle.