Ateş ve kıvılcım anlamındaki “ecic” kökünden türeyen ye’cüc ve me’cüc kelimeleri Kur’ân’da iki âyette geçmektedir. Âyetlerde şöyle denilmektedir: “(Zülkarneyn) Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu. Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye’cüc ve Me’cüc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?” (Kehf, 18/93-94) “Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc (sedleri) açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman?” (Enbiyâ, 21/96).Her iki âyetin tefsîr ve yorumlarında Ye’cüc ve Me’cüc’ün bozgunculuk yapan bir topluluk olduğuna ve çevrelerindeki milletlere zulüm ve haksızlık yaptıklarına işaret edilmektedir. Birinci âyette, bu kavmin Zülkarneyn’e şikayet edilmesi üzerine Zülkarneyn’in de aralarına sed çekerek Ye’cüc ve Me’cüc’ün fesadlarını izale ettiği bildirilmektedir. İkinci âyette, bu seddin yıkılıp Ye’cüc ve Me’cüc’ün yeryüzüne dağılması kıyamet alameti olarak zikredilmiştir. Ye’cüc ve Me’cüc’ün hangi topluluk olduğu Kur’ân ve sahih hadislerde bildirilmemiştir. Bazı kaynaklarda Ye’cüc ve Me’cüc’ün İskitler, Moday Medleri veya Türk asıllı Moğol ve Tatarlar olduğu ileri sürülmüş ise de, doğru değildir, herhangi bir dayanağı yoktur.
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
Answer ( 1 )
Ateş ve kıvılcım anlamındaki “ecic” kökünden türeyen ye’cüc ve me’cüc kelimeleri Kur’ân’da iki âyette geçmektedir. Bunlardan birincisi, Kehf Suresi 93-94. ayetler; ikincisi ise, Enbiya Suresi 96. ayettir. Bazı kaynaklarda Ye’cüc ve Me’cüc’ün İskitler, Moday Medleri veya Türk asıllı Moğol ve Tatarlar olduğu ileri sürülmüş ise de, doğru değildir, herhangi bir dayanağı yoktur.