Paylaş
Yemin türleri
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Yeminin Kısımları
Yemin üç kışıma ayrılır:
a- Yemin-i lağv,
b- Yemin-i mun’akide,
c- Yemin-i ğamûs.
Yemin-i Lağv Ve Hükmü
Lağv yemini; yemin kastedilmeden yapılan yemindir. Meselâ bir kimsenin «vallahi yiyeceğim, (veya) içeceğim, (veya) hazır bulunacağım.» ve benzeri sözleri yemin kasdetmeden, dil sürçmesinden dolayı söz söylemesi gibi.
Mü’minlerİn anası Aişe (r.a.)’dan rivayete göre, o şöyle demiştir: «Allah sizi yeminlerinizdeki lağvdan dolayı muaheze etmez.» ayeti, bir kimsenin «Hayır vallahi,» «Evet vallahi,» «Asla vallahi.» gibi sözleri hakkında inmiştir.» (Hadisi Buharı, Müslim ve başkaları kaydetmiştir.)
Mâlik, Hanefîler, Leys ve Evzâ’î şöyle demişlerdir: Lağv yemini, kişinin doğru olduğunu sandığı birşey üzerine yemin etmesidir. Sonra bunun aksi ortaya çıkar. Bu hata konusuna girer.»
Ahmed’den bu konuda iki rivayet vardır.
Bu yeminin hükmü : Bu yeminin kefareti yoktur ve yemin eden muaheze edilmez.
Mun’akîde Yemin Ve Hükmü
Mun’akide yemin; yemin kastedilip, azmedilerek yapılan yemindir. Bu, örf ve alışkanlık sonucu dille söylenen Iağv yemini değil, kasten ve kasıtlı olarak yapılan yemindir. «Yemin-i mun’akide, geleceğe yönelik olarak bir şeyi yapmak ve yapmamak üzerine yemin edilmesidir.» de denmiştir.
Hükmü: Bozulduğu zaman, kefaret gerekir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: «Allah sizi rastgele (Iağv) yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalblerinizin kasdettiği yeminlerden dolayı sorumlu tutar. Allah bağışlayandır, hakimdir.» (Bakara: 225)
«Allah size rastgele (Iağv) yeminlerinizden dolayı değil, bile bile ettiğiniz yeminlerden ötürü hesab sorar. Yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından, en düşkünü yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azâd etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır. Yeminlerinizin keffareti budur. Yemin ettiğinizde, yeminlerinizi tutun, Şükredesiniz dîye Allah size böylece ayetlerini açıklıyor.» (Maide: 89)
Ğamus Yemini Ve Hükmü
Ğamûs yeminine «sâbire» de denir. Bu, kendisiyle başkasının hakkının gasbedildiği veya fısk ve m’yanetin amaçlandığı yalan yere yapılan yemindir. Ğamûs yemininin kefareti yoktur ve büyük günahlardandır. Çünkü bu küfürden de daha büyüktür. Gamûs diye isimlendirilmesi, sahibini cehennem ateşine batırdığı içindir.
Bu yeminden tevbe etmek ve gasb edilen hakları sahiplerine İade etmek gerekir.
Allah Sübhânehû şöyle buyuruyor:
«Birbirinizi aldatmak için yemin etmeyin ki, bu yüzden sağlamca yere basmakta olan ayak sürçebilir; Allah yolundan alıkoymanıza karşılık kötü bir azab tadarsınız ve (ahirette) de size büyük bir azab vardır. (Nahl: 94)
Ahmed ve Ebû Şeyh’in Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayetine göre, Nebi aleyhisselam şöyle buyurmuştur: «Beş şeyin keffareti yoktur: Allah’a şirk koşmak, haksız yere bir can almak, mü’mine iftira ve kendisiyle haksız yere mal koparılan sâbire (ğamûs) yemini.»
Buharî’nin Abdullah b. Amr’dan rivayetine göre, Nebi aleyhisselam şöyle buyurmuştur: «Büyük günahlar şunlardır: Allah’a şirk koşmak, ana-babanm hakkına riayetsizlik, cana kıymak ve ğamûs yemini.»
Ebû Davud’un İmran b. Husayn’dan rivayetine göre, Nebî aleyhisselam şöyle buyurmuştur: «Kimi yalan yere sâbire yemini ederse, yüzüyle cehennemdeki oturağını hazırlasın.»
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Allah Adı İle Yapılan Yemin Üç Türlüdür:
1-) Yemini Gâmus :
Bu, mâzî’de (= geçmiş zamanda) veya halde (= şimdiki zamanda), bilerek, yalan yere yemin etmektir.
Böyle yemin etme.., büyük günâhtır. Yapanın, tevbe ve istiğfar etmesi gerekir.
Bu yeminden dolayı, keffâret yoktur.
2-) Yemin-i Lağv :
Bu yemin, geçmişte veya halde, «olmuş zanm ile» yapılan yemindir. Halbuki iş, yeminin aksine yapılmış olmuştur.
«Vallahi, şu işi yaptım.» diye yemin ettiği halde, o işi yapma-mış olan, fakat, yaptığını zanneden kimsenin yemini böyledir.
«Yaptım.» diye yemin ettiği halde, o işi yapmamış olan, fakat yaptığını zanneden kimsenin yemini de yemin-i lağv’dır.
Veya, uzaktan gördüğü bir adanı için : «Vallahi, bu gerçekten Zeyd’dir.» diyen ve onu Zeyd zanneden halbuki gördüğü Amr olan kimsenin yemini de böyledir.
Veya, gördüğü kuşu, karga zannederek yemin eden, halbuki gördüğü dülgenç kuşu olan kimsenin yemini de yemin-i lağv’dir.
Bu şekildeki yeminlerin sahiplerinin, sorumlu olmayacağını umarız.
Geçmişte yapılan yemin, eğer kasten yapılmamışsa, onun, dünyada da, uhrâda da hükmü yoktur.[8]
3-) Yemini Mün’akîde:
Yemin-i Mün’akide dört nevi’dir :
a-) İyiliği tamamlamak üzere yapılan yemin :
Emredilen bir ibâdeti yapmak; veya yasaklanan bir şeyi yapmamak üzere yapılan yemindir. Zaten, yemin etmeden önce de, kişinin bunu yapması farz idi.
b-) Yapılması caiz olmayan şeyi, yapmak veya tâati terk etmek için, yapılan yemin :
Böyle bir yemin, caiz değildir.
c-) Yeminini bozup bozmamak arasında muhayyer kalan, fakat, bozması hayırlı olan kimsenin yemini :
Bu şahsın, bu yeminini bozması mencluptıır.
d-) Mubah olan bir şey hakkında yapılan yemin :
Buyeminimuhafazaetmek daha eviâdn, Mebsût’ta da. böyledir. –
Talâk, itak ve benzerleri ile yapılan yemin; gelecek zamana aitse; bu yemin, yemin-i mün’aki’de gibi olur. Bunlar, maziye aitse, lağv ve gâmus tahakkuk etmez. Lâkin, hilâlim bilme veya bilmeme haÜnde, talâk, vâki olur. Nezir de, böyledir. İzâh’ta da böyledir.
Bir kimse, eğer ; «Bu, filan adam değilse; hac yapmak üzerinde eİEun.’j der ve o adam da, dediği şahıs oimazsa: hac yapması icabeder. Hülâsa’da da böyledir.
Yemini kasden, unutarak veya cebir karşısında yapmak müsavidir.
Baygın veya mecnun kimsenin yemini de böyledir.
Lyuyan kimsenin yemini, sahih olmaz. İhtiyar’da da böyledir.
Allah adı iie yemin etmek, mekruh değildir. Fakat, az yemin etmek, çok yemin etmekten daha evlâdır.
Allah’ın gayrisi ile yemin etmek, bazı âlimlere göre mekruhtur. Ekseriyete göre ise, mekruh değildir: Çünkü, bununla da, söz kuvvetlenmiş otuvor, demektir