Kuranda, insanların dünyayı kendileri mahvedeceği ile alakalı bir ayet varmı? Veya hadis varmı? Mesela hayvanları katletmeleri, doğadaki ağaçları vs kesmeleri, hayvanlarda deney yapmaları, ormanları yakmaları..,..,.
onlara yeryüzünde fesatlık çıkarmayın ayeti
Münafıkların Nitelikleri -II- Bakara suresi
11- Onlara “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde “Biz ancak ıslah edicileriz” derler.
12- Dikkat et! Gerçekten onlar, fesatçıların ta kendileridirler, fakat farket-mezler.
13- Onlara “İnsanların iman ettiği gibi iman edin” denilince onlar: “Biz de o kıt akıllıların inandığı gibi mi iman edelim?” derler. Dikkat et! Asıl kıt akıllılar onların ta kendileridir, fakat bilmezler.
Münafıklara: “Fitneleri alevlendirmek kâfirler adına casusluk yapmak, Arapları Müslümanlara karşı kışkırtmak suretiyle uygulamaya koyduğunuz son derece kötü ve çirkin planlarınız bir fesattır” denildiğinde: “Hayır! Durum zannettiğiniz gibi değildir. Bizler ancak ıslah eden kimseleriz. Biz ıslahtan başka birşeyin peşinde değiliz” derler.
Şanı yüce Allah fesat çıkartanların ancak kendileri olduğunu belirterek onların bu iddialarını reddetmektedir. Bununla birlikte onlar yaptıkları işin ne kadar tehlikeli olduğunu idrak edememekte ve bu fesadın farkına varamamaktadırlar. Çünkü fesat artık onların tabî bir karakteri haline gelmiş ve tabiatlarında yer etmiştir.
Müslümanlar münafıklara değişik vesilelerle nasihatlarda bulunuyor onları imana çağırıyorlardı. Doğru yolu gösteren akla kulak veren, doğruluk yolunu izleyen kimselerin iman ettiği gibi, iman etmelerini söylüyor; onlara Abdullah b. Selâm ve benzerlerini örnek gösteriyorlardı. Münafıklara: “Diğer insanlar gibi siz de imanın çerçevesine giriniz” denildiğinde, onlar büyüklük taslayarak şöyle cevap veriyorlardı: “Köle, fakir gibi, insanlar arasında güçsüz ve bilgisizlikleri dolayısıyla da akılları kıt olanların iman ettiği gibi biz de mi Kur”ana ve Muhammede iman edelim?”
Halbuki asıl akıllı, önündeki hayır ve nur yolunu görüp de o yolu izleyen kimsedir. Yüce Allah bizzat kendilerinin kıt akıllı olduğunu belirterek cevap vermekte, iddialarını reddetmektedir. Onlar imanı sağlıklı bir şekilde idrak edememekte ve onun gerçek mahiyetini ve etkisini bilememektedirler.
Şuur, gizli olan bir şeyi idrâk etmek anlamına gelmekle birlikte, fesat çıkartmak hakkında “farketmezler (la yaş’urûn)”; ilim ise vakıaya uygun ve kesin bilgi demek olduğu halde, imanları hakkında da “bilmezler” denilmesinin sebebi şudur: Yeryüzünde fesat çıkartmak, hissedilebilen bir iştir. Onların ise bu fesadı idrak edecek kadar hisleri dahi yoktur. İman ise kalbî bir durumdur. Onu ancak gerçek mahiyetini bilen kimseler idrak edebilir. İman ayrıca yakînî bilgi olmadıkça gerçekleşmez. İlim bilinen şeyi gerçek mahiyetiyle bilmek demektir. Onların ise imanın gerçeğine ulaşabilmelerini sağlayacak kadar bir bilgileri yoktur.
BENZER KONULAR:
- Kur’an’ı Kerim’de Bakara suresi arasında çıkan kıl ve kirpikler
- Bakara suresi 229. Ayetteki, “Talâk, iki defadır.” Cümlesinden maksat nedir?
- “…Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın…” (Bakara suresi, 195. ayet.) Yukarıdaki ayeti yaşama ve sağlık hakkı açısından değerlendiriniz
- Bakara suresi 69. ayet Sarı inek kıssası (bakaratun safrau)
- Rüyada Bakara suresi 6. Ayeti okumak
- Tümünü görüntüle.
Cevapla