Yılbaşı nedir neden kutlanır? İslamda yılbaşı kutlamak günah mıdır?

Question

İSLAM ve YILBAŞI

Yılbaşı Kutlamak Caiz mi? Yılbaşı Nedir? ve Noelin Tarihçesi

Yilbasi nedir neden kutlanir islam yilbasi kutlamak gunah midir

Yılbaşı tarihi geçmişi ve kutlamanın dini hükmü

Çeşitli toplumlar tarih boyunca kullandıkları takvime göre yeni bir başlangıç olarak gördükleri yılın ilk gününü önemli kabul etmiş, dinî ve kültürel etkinliklerle kutlamışlardır. Yılın ilk gününün belirlenmesi, objektif bir zorunluluk olmayıp itibaridir, yani kültürel, tarihi tercihlere dayanılır. Bu sebeple farklı toplum ve kültürlerde yılbaşı tarih boyunca farklılıklar göstermiştir. Bugün miladi takvimin kullanıldığı Batı ülkeleri yanında diğer birçok ülkede 1 Ocak tarihi yılbaşı olarak kabul edilmekte, eski yılın sona erip yeni yıla girildiği 31 Aralık gecesi çeşitli eğlence vb. faaliyetler düzenlenmektedir. İlk bakışta yeni bir yılın gelişini kutlama amacı taşıyan bu etkinlikler, hıristiyan Batı’nın Hz. İsa’nın doğumunu kutlamasıyla ilgili görülmesi, ayrıca İslam dininin ruhuna uymayan eğlence biçimlerini içermesi sebebiyle çeşitli eleştirilere konu olmuştur.

Hz. İsa’nın doğum günü ve yılbaşı, her ne kadar birlikte kutlansalar da, aslında birbirinden farklı tarihlerde gerçekleşen olaylardır. Hz. İsa’nın doğum günü kutlaması için Fransızca’da “Noel”, İngilizce’de “christmas” kelimesi kullanılır. Esasında Hz. İsa’nın doğum gününün ne zaman olduğu tartışmalı olup, Katolikler’de 25 Aralık’ta yapılan kutlamanın kökeni eski Roma pagan kültüründeki güneş tanrısı Mithra’nın doğum gününe dayanır. Bu kutlama Roma İmparatoru Aurelian’ın 274’te Mithra’yı imparatorluğun koruyucusu ilan etmesiyle başlamıştır. İçerdiği putperest eğlenceleri sebebiyle din adamları tarafından eleştirilen Noel’in hıristiyan kutlamalarına dönüşmesi ve 25 Aralık’ın Hz. İsa’nın doğum günü olarak kutlanması ise ilk olarak IV. yüzyılda, Roma’nın Hıristiyanlığı kabul etmesi sürecinde gerçekleşmiştir.
Farklı kiliseler Hz. Isâ’nın doğumunu farklı günlerde (25 Aralık, 6 Ocak, 19 Nisan, 29 Mayıs gibi) kutlarlar. Günümüzde başta Batı Hıristiyanlığı olmak üzere hıristiyanların çoğu bu kutlamaları Jülyen takvimine dayanan 1 Ocak’taki yılbaşı eğlenceleriyle birleştirmişlerdir. Bu dönem, eski Roma takviminde güneş tanrısı Mithra’nın doğum günüyle 17-23 Aralık arasına rastlayan kış gündönümü festivalinin birleşimi olarak bir hafta süreyle kutlanırdı. Günümüzde giderek sekülerleşen Batı dünyasında aralık ayının son iki haftası, yılbaşına kadar kutlama ve tatil etkinliğine dönüştürülmüştür.

Türkçe’ye Noel Baba ismiyle ve yılbaşı eğlencesiyle bağlantılı biçimde giren figür ise aslında Aziz Nikolas adlı bir hıristiyan azizidir. Antalya’nın Demre ilçesinde piskopos olarak görev yaptığı sırada 6 Aralık 354’te öldüğü söylenmektedir. Gerek sağlığında gerekse öldükten sonra pek çok keramet gösterdiğine inanılan Aziz Nikolas kültü Yunan ve Rus kiliseleri başta olmak üzere İtalya, Almanya, Avusturya ve Hollanda gibi hıristiyan ülkelerinde yaygınlık kazanmış, 6 Aralık tarihinde adına yortu düzenlenmiştir. Denizcilerin, tüccarların, gezginlerin ve çocukların koruyucu azizi olduğuna inanılan Aziz Nikolas, daha sonra Santa Claus ismiyle Noel akşamı çocuklara hediye dağıtan efsanevi bir şahsiyete dönüşmüştür. Noel kutlamasının bir başka temel unsuru olan çam ağacı ise Yunan ve Roma pagan kültürlerindeki bereket tanrısı Attis’e yönelik âyinden kaynaklanır. Onun çam ağacında yeniden doğduğuna inanılmakta, buna bağlı olarak da çam ağacına bereket sembolü olarak tapınılmaktaydı.

Putperest inançlarına dayanan ve Hıristiyanlığa sonradan giren Noel, bir hıristiyan bayramı olarak kutlanagelmiştir. Bu bayrama has unsurlar Bati kültürünün yayılmasıyla birlikte hıristiyan olmayan ülkelerde de birer tüketim ve eğlence fırsatı olarak görülen yılbaşı kutlamalarıyla birlikte sunulmaktadır. Katolik hıristiyan geleneğinin takvim anlayışının bir parçası olan yılbaşı uygulaması da esasen pagan Roma kökenli yeni yıl anlayışının bir devamıdır. Bugün gerek pagan kökenli olduğu gerekse aşırı tüketime yönelten bir eğlenceye dönüştüğü için pek çok hıristiyan tarafından da eleştirilmektedir.
İslam dünyasında Hz. Ömer’in halifeliği sırasında 17 (638) yılında Hz. Peygamber’in Mekke’den Medine’ye hicretinin resmî takvim başlangıcı olarak kabul edilmesiyle birlikte muharrem ayı da hicrî yılın ilk ayı olarak belirlenmiştir. Arap hükümdarları yeni yılın ilk gününe saygı gösterir ve tebrikleri kabul etmek üzere törenler düzenlerlerdi. Osmanlılar döneminde de muharrem ayı başında devletin önde gelenleri padişahın huzuruna çıkarak yeni yılı tebrik eder ve padişahtan “muharremiyye” adı verilen hediyeler alırlar, kendileri de emirleri altında çalışanlara muharremiyye verirlerdi.

Bugün birçok müslüman ülkede “yılbaşı kutlaması” adı altında düzenlenen eğlenceler ise hiçbir kültürel temele ve geleneksel değere sahip olmadığı gibi, Batı’yı körü körüne taklit etme alışkanlığının bir parçasıdır. Bu eğlenceler biraz da hâkim Batı uygarlığının gelişmekte olan ülkelere ihraç ettiği kültürün ayrılmaz bir unsurudur. Öteden beri müslüman toplumlarda yılbaşı kutlamalarıyla ilgili olarak yapılan tenkitler ve gösterilen hassasiyet de buradan kaynaklanır. Hicri yılbaşı da, miladi yılbaşı da esasında birbirlerine üstünlükleri bulunmayan ve zaman ölçmede esas alınan iki ayrı başlangıç noktası niteliğindedir. Ancak yılbaşı kutlamaları sıradan bir kutlama değildir. Aksine, müslüman toplumlarda kültürel tahribata, kimlik bunalımına yol açtığı ve yeni kuşakları dini değerlerinden ve geleneklerinden kopardığı görülmektedir. Batı tarzı bir yaşama alışan nesiller zamanla onların değer ve inançlarına sıcak bakmakta ve hatta onlara benzemeye çalışmaktadır.

Hz. Peygamber “Kim bir topluluğa benzemeye çalışırsa, o da onlardandır” (Ebû Dâvûd, “Libâs”, 4) ve “Bizden başkalarına benzemeye çalışanlar bizden değildir” (Tirmizi, “İsti’zân”, 7) buyurarak, müslümanlara diğer dini gruplardan farklı bir kimlik ve bilinç kazandırmaya çalışmıştır. Bu çerçevede sac sakal, kılık-kıyafet, yeme içme âdabı da dahil olmak üzere gündelik hayatla ilgili pek çok tavsiyelerde bulunmuştur. Onun, ağarmış saç ve sakallarını boyamayan yahudilere ve hıristiyanlara muhalefet edilmesini istemesi (Buhârî, “Libâs”, 67), saç şekli konusunda müşrikler ve Ehl-i kitap’tan farklı tercihlerde bulunması da (Buhâri, “Menåkıb”, 23) bunu gösterir. Medine’ye hicret ettiğinde burada öteden beri iki bayramın kutlandığını öğrenen Resûl-i Ekrem’in bunları ramazan ve kurban bayramları ile değiştirmesi de (Ebû Dâvûd, “Salát”, 239; Nesai, “Salátü’l-ideyn”, 1) bu amaca yöneliktir.

Yılbaşı kutlamaları İslam dışı kültürlerden etkilenme sonucu ortaya çıkan ve dinin özüne aykırı düşen pek çok sapmanın (bidat) yerleşmesine yol açmaktadır. Modern kültürün baskısı sonucu müslümanlar arasında kolayca yayılan bu tür bidatlarla mücadele etmek son derece önemlidir. Bu sebeple dinin temel ilkeleri ve hedefleri iyi tanıtılmalı, iletişim araçları vasıtasıyla insanlar aydınlatılmalıdır.
Temel islam ansiklopedisi

BENZER KONULAR:

 

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    1
    2022-12-29T22:40:43+03:00

    Yılbaşı kutlaması İslam dışı olan bir kültürün sonucudur. Yani İslam’da yılbaşı kutlamaları şeklinde bir kutlama yoktur. Yılbaşı genellikle ve çoğunlukla Hristiyan kültürünün kutlamış olduğu bir gündür. Bizler kendimize eğer Müslüman diyorsak ki elhamdülillah müslümanız; bu sebepten dolayı bizlerin yılbaşı adı altında bir kutlama yapmaması gerekmektedir. Bu güne has herhangi bir şey yapmamamız gerekir.

    En iyi cevap

Cevapla